• Sonuç bulunamadı

HAMAM MİMARİSİ

2.3. Türklerde Hamam Mimarisinin Gelişim

Türkler 4000 yıllık tarihleri ile dünyanın en eski kavimlerindendir. Hun imparatoru Atilla'nın saraylarını anlatan, Priskos, bir saray hamamından bahsetmekte ve Hazarların da hamamları olduğunu belirtmektedir. Oğuzlar, yazın çıktıkları yazlaklarında (yaylalar), obalarını (çadırlarını) kutsal nehir kenarlarında kurduklarını, kışı geçirdikleri kışlaklarında ise sıcak su kaynakları yanında ahşap veya kerpiç yapılardan oluşan ‘Issk-köl’ (sıcak göl) denilen merkezleri kurmuşlardır. Askerlerin kullandığı seyyar çadır hamamlarına “çerge” denmekteydi1

. Çerge, savaşta ordunun önünde çadır hamamı olarak yerini alırdı [2].

1 Selçuklular'da, 1. Alaaddin Keykubat'ın seferlerinde de "Hamam-ı Seferiye Çadırı" olarak adı tarihte

geçmektedir [2].

11

Bazı tarihî kaynaklarda kısaca saray, köşk, han ve tekke hamamları gibi özel hamamların yanı sıra, şehirlerdeki büyük külliyelerde yer alan, halk hamamlarından bahsedilmektedir [13]. Bilhassa Asya'daki Türk ülkelerinde mevcut hamamlara dair herhangi bir bilgi yoktur [1]. Ancak, İslamiyetin kabulünden sonra, yerleşik yaşama geçmenin etkisiyle, daha önce sözü edilen seyyar çadır hamamları olan “çerge”lerin yerini; ev, konak, saray, çarşı ve külliyelerde inşa edilen hamamlar almıştır [2].

2.3.1. Selçuklular ve Beylikler Dönemi

Anadolu’da inşa edilmiş olan Türk Hamamları, Roma hamamlarına göre daha mütevazı ölçülerde ve işlevine indirgenmiş yapılardır. Dışa kapalı, dışarıdan daha sade görünümlü ancak iç mimari bakımından zengin olup, genellikle dini, sağlık veya yardım kurumlarına gelir getiren birer vakıf malı olarak inşa edilmişlerdir [6,14].

Türkiye Ermenistan sınırında, XII. yy’a tarihlenen Ani Şehri kalıntılarındaki iki hamamın planı daha sonra klasik türk hamamlarında aynen tekrarlanmıştır [1].

MÖ 1040-1194 yıllarında kurulan ‘Büyük Selçuklu İmparatorluğu’ dönemi Türk hamamlarında, dikkati çeken husus, genellikle büyük hamamlarda görülen ve merkezî kubbeli bir mekân etrafında aksiyal eyvanlı, köşe halvetli merkezî mekân şemasının tatbikatı, Türk Hamamlarının başlıca özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır [1,13].

XII.- XIII. yy Anadolu Türk Hamamlarının diğer bir özelliği, geniş soyunmalık ve yıkanılan sıcak hacim ile, bu iki hacmi bağlayıp farklı sıcaklıklar arasında geçişi sağlayan ılıklık olmak üzere üç kısımdan oluşan bir plan tertibinin kullanılmış olmasıdır. Tuvaletler ve traş odasına ılıklıktan ayrı bir bağlantı yapılmıştır [2]. Terleme için ise ayrı kapalı bir mekân değil, her sıcaklık bölümünün ortasındaki "göbek taşı" denilen yüksekçe seki tercih edilmiştir. Soyunma yeri büyük ve âbidevî bir mekân halini almış, burası yorgunluk çıkarma, dinlenme ve ferahlama mahalli olarak düşünülmüştür [4]. Soğuklukların ortasında yer alan küçük şadırvanlar, XV. yy bazı hamam örneklerinde görülmeye başlayan, enteresan mimarî detaylardır [13].

Beylikler döneminde, büyük hamamlarda soğuklukta örtü elemanı olarak kubbe kullanılmaya başlanılmıştır. Soyunmalığın duvarlarında pencerelerin iki sıra halinde yerleştirildiği görülmektedir. Ayrıca, kubbe kasnağına da küçük pencereler açılmaya başlanmıştır. Selçuklu hamamlarında görülen aralık mekanı, Beylikler dönemi hamamlarında da yer almaktadır. Selçuklu hamamlarında ılıklığın ölçüleri büyük tutulmuş, beylikler döneminde ise boyutları daha küçüktür [8].

12

Şekil 2.9. Mardin – Radviyye Hamamı [8]

Selçuklu hamamlarında sıcaklık şemaları Beylikler döneminde de kullanılmıştır. XII-XIII. yy hamamlarında sıcaklık eyvanlarının boyutları halvetlerin boyutlarına yakındır. XIII. yy sonlarına doğru eyvan genişliklerinin derinliklerine oranla artmaya başladığı görülmektedir [8].

Selçuklu dönemi hamamları içinde çeşitli değişikliklerle günümüze gelebilen önemli örnekler olarak; 12.yy’ın ilk yarısında çifte hamam biçimindeki Kayseri Kölük Hamamı, 13.yy ilk yarısına tarihlenen Alanya İçkale Hamamı, Alara Kalesi hamamı, Karatay Hamamı sayılabilir. 13.yy’a ait en önemli hamam örnekleri olarak 1235-1238 tarihli Huand/Mahperi Sultan Hamamı ile Konya Sahip Ata/ Sultan Hamamı’nı özellikle belirtmek gerekir [15].

Mardin'de Artukoğulları döneminden Savur Kapısı Hamamı ve Radviyye Hamamı; Kayseri’de Sultan Hamamı, Huand Hatun Külliyesi’nde Çinili Hamam, Konya'da Çifte Hamamlar, çarşı hamamlarının bazı örnekleridir (Şekil 2.9) [2].

2.3.2. Anadolu Selçuklu Dönemi Hamam Mimarisi

Anadolu Selçuklu Mimarisi zaman ve kavram olarak Danişmentli, Saltuklu, Artuklu ve Mengücekli gibi Erken Türk Beylikleri ile bir hazırlık dönemi geçirdikten sonra, asıl etkinliğini 1200-1308 yılları arasında ortaya koyan Anadolu Türk Mimarisinin güçlü bir dönemini tanımlamaktadır [15].

Anadolu Selçuklu hamamları, ana mekânlar/birincil mekânlar olarak; soyunmalık, aralık, ılıklık, sıcaklık ve halvetler ile tesisat kısmı olan su deposu ve külhan, ikincil mekânlar olarak ise; helâ, tıraşlık, havlu kurutma yerleri, depo, keçelik

13

kısımlarından oluşmaktadır. Sıcaklık bölümünün düzenlemesi, hamamın plan tipini ortaya çıkarır. Anadolu Selçukluları'nda 3 tip plan örneği vardır [8, 16]. Bunlar:

• Radyal (Dairevi) plan tipi: Antik hamamlardan etkilenerek yapılmışlardır. Sıcaklık bölümleri büyük bir kubbe ile örtülüdür. Eyvan yerine silindirik nişlerin, yıldızvarî bir tertiple merkezî bir mekân etrafında dizilmesinden ortaya çıkan bu radyal şemanın yerini, XV. Yüzyıldan itibaren, yarım daire şeklindeki nişlerin yerine dörtgen veya çokgen plânlı eyvanlar ve hücrelerin, merkezi mekanın dik istikametinde aksiyal eksen üzerinde karşılıklı yer alması ve köşe halvetlerin de bu mekanlara açıldığı plan tipi almıştır [13].

• Haçvari, dört eyvanlı, köşe hücreli plan tipi: Büyük Selçuklu mimarisinden kaynaklanmıştır. Anadolu Selçuklu hamamlarının büyük bir kısmı bu plan tipinde yapılmıştır.

• Münferit plan tipi: Ilıklık ve sıcaklık bölümlerinin eşdeğer ölçülerde yan yana yerleştirilmesiyle elde edilmiş plan tipleridir.

12.-13. yy hamamlarında tasarımın vazgeçilmez ana mekânlarından biri aralık kısmıdır. Soyunmalık ile ılıklık arasında yer alan ve bir geçiş yeri olarak tasarlandığı anlaşılan bu bölümler, hem sıcaklık ve ılıklıktan gelen buharı, nemi kontrol etmekte hem de helâ, tıraşlık gibi birimleri barındırmaktadır [16]. Bazı yayınlarda soğukluk olarak adlandırılan ılıklık mekanları, sıcaklığa girmeden önce ve sıcaklıktan çıktıktan sonra vücudun ısıya alıştırıldığı dinlenme yeri olarak işlevlendirilmiş bölümlerdir [13].

2.3.3. Osmanlı Dönemi

Bir uç beyliği olarak kurulan Oğuzların Kayı boyu, kısa zamanda güçlenip Bursa gibi büyük bir şehri ele geçirince yerleşik düzene geçilmiş ve merkez yapılan bu şehirde, başta kaplıcalar olmak üzere çok sayıda hamam tesisi kurulmuştur. Bursa’dan sonra, Edirne devletin yeni merkezi olmuş, diğer yapıların yanı sıra hamamların en özgün ve güzel örnekleri burada inşa edilmiştir. İstanbul’un alınmasıyla birlikte imparatorluk haline gelen Osmanlı Devleti, fetihten hemen sonra imparatorluğa yaraşır eserlerin inşasına başlamıştır.

Bu eserlerden anıtsal mimarlık örneği olan hamamlar, Osmanlı Döneminde iyi gelir getirmeleri sebebiyle ya hayır eserlerine gelir kaynağı olarak vakfedilmiştir, ya da ait oldukları yapı topluluğunun (külliyeler) genelde merkezi olan cami cemaatine hizmet vermişler ve genellikle çifte hamam olarak inşa edilmişlerdir [1].

14

Erken Osmanlı Dönemi

Bu dönemde, aksiyal eyvanlı, köşe halvetli, haçvari plan şemasının uygulanması, başlıca plan özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle alçı işçiliğinin yoğun biçimde kullanıldığı bu dönem hamamlarında dikkati çeken önemli bir nokta, birbirinden değişik örtü sistemlerinin bulunmasıdır. İlk örneklerinden itibaren örtü sistemine geçiş ve örtü elemanları, hareketli bir iç mimari ortam oluşturmuştur [15].

Bu tiplere uyan klasik dönem öncesi Osmanlı hamamlarından bazı örnekler vermek gerekirse:

İzmit’te Süleyman Paşa Hamamı, İznik’te kazılar sonucu bulunan Orhan Gazi Hamamı, Hacı Hamza Hamamı, Orhan Gazi Döneminde Bursa’da 1337 yılında yapılmış olması mümkün Eski-Yeni Hamam, Orhan Gazi Hamamı, Eski Kaplıca ve Kükürtlü Kaplıca, Bursa’da Demirtaş Hamamı, Edirne’de Beylerbeyi Hamamı, Gazi Mihal Hamamı, Tahtakale Hamamı, İstanbul Sultanahmet çevresinde İshak Paşa Hamamı, Fatih’te Çukur Hamam, Mahmutpaşa’da Mahmutpaşa Hamamı, Gedikpaşa’da Gedikpaşa hamamı, Sultan 2.Beyazıd Döneminden Beyazıd Hamamı, mimari açıdan üzerinde durulması gereken yapılardır (Şekil 2.10, 2.11, 2.12, 2.13, 2.14, 2.15, 2.16) [15].

Şekil 2.10. İznik Hacı Hamza Hamamı Planı [17]

15