• Sonuç bulunamadı

İsmail Hami Danişmend Türk ahlakıyla ilgili bir kitap yazmıştır. Yazar bu kitapta çok sayıda yabancıdan alıntılar yaparak Türk ahlakını anlatmış, açıklamalar yapmıştır. Söz konusu kitapta anlatılanların hangi devirde diye baktığımızda 16. yüzyılın başlarından 19. yüzyılın ortalarına kadar olan zaman dilimini kapsadığını görüyoruz.

Türk ahlakını birçok başlık altında inceleyen Danişmend ilk olarak zabıta konusundan başlamıştır. Eski Türkiye’de zabıta olaylarının olmamasının Türkleri ahlaki seviye olarak en ileri bir millet yaptığını ifade eden Danişmend az sayıda gerçekleşen zabıta vakalarının başlıca amillerinin Rumlar, Ermeniler ve devşirmeler olduğunu söyler. Hami eski Türkler arasında yankesicilik, dolandırıcılık, spekülasyon, hırsızlık ve sahtekarlığın tamamen bilinmediğini ifade eder. Danişmend’in ifade ettiği başka bir vaka ise eski Türklerde intihar ve düellonun olmamasıdır. Danişmend eski Türklerde hırsızlık olmadığı için evlerin ve dükkânların kapılarının kilitlenmediğini ifade eder.

Eski Türkiye ile Batı memleketlerini karşılaştıran Danişmend’e göre eski

152 İsmail Hami Danişmend, “Parti İdaresi ve Demokrasi”, Milliyet Gazetesi, No: 120, 30 Ağutos 1950, s. 3.

Türkiye’de emniyet ve asayiş Batı ülkelerinin hepsinden üstündür. Söz konusu ahlak seviyesinin yüksek olduğunu ifade eden Danişmend’e göre bu durum Avrupalı yazarları hayretler içinde bırakmıştır. Ahlak seviyesinin böyle olmasında en önemli etkeninin ise Kur’an-ı Kerim olduğunu söyler İsmail Hami154.

Türk namus ve doğruluğundan bahseden Danişmend, bunun sadece Türk ve Müslüman’a karşı değil, cins ve mezhep fark gözetmesizin istisnasız bütün milletlere karşı milli bir şuur olduğunu ifade eder. Hami’ye göre eski Türkiye’de birçok ticari ve ekonomik faaliyetlerin senetsiz yapılmasının sebebi bu büyük faziletin neticesidir. Eski Türkiye’de az sayıda yaşanan hilekârlık, eğrilik ve sahtekârlığı Rum, Yahudi gibi Türk olmayan unsurların yaptığını söyler Danişmend. Türklerdeki doğruluk ve namusun kaynağı İsmail Hami’ye göre Kuran ve İslam dinidir155.

Edep ve hayâ konusunu anlatan Hami’ye göre Türklerin edepli olmalarının sebebi İslam dinidir. Danişmend Türklerin kadınlara daima hürmet ettiğini, bu sebeple de sarkıntılık ve tecavüz gibi olayların yaşanmadığını ifade eder. İsmail Hami iffet, hayâ, alçak gönüllük ve tevazuun Türklerde azami derecesini bulduğunu ifade eder156.

Kitabında kibarlık ve nezaket konularına da değinen Danişmend Türklerle Avrupalıları karşılaştırır: Avrupa halkında küstahlık ve taşkınlık varken Türklerde bunlardan eser yoktur, Türkler Avrupa’da olduğu gibi yerlere tükürmez, nezaket Avrupalılar arasında iç yüzü örten bir perde iken Türklerde son derece samimi bir teamüldür. Türk ahlakında İslam’ın etkisini ifade eden Danişmend, Türkler arasında cuma günleri ve bayramlarda insanların birbirlerinin kusurlarını affederek barıştığını, konuşanın sözünün kesilmediğini söyler. Kadınlara ve yaşlılara hürmet edildiğini söyleyen Danişmend, Türklerin konuşma zarafetinin bütün milletlere örnek olacak seviyede olduğunu ifade eder157.

İsmail Hami eski Türklerin bazı kötülükleri bilmediklerini ifade eder.

154 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 23-24. 155 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…,s. 36-37. 156 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 41. 157 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 53-54.

Bunlara baktığımızda söz konusu kötülüklerin şunlar olduğunu görürüz: Dinen yasak olduğu için kumar kesinlikle oynanmaz; ancak güzel vakit geçirmek için bazı oyunlar parasız olarak oynanabilir. İntikam ve garaz dinen yasak olduğu için bilinmez ve düşmanlar daima affedilir. Eski Türkiye’de cinayet yoktur. Küfür kelimesi duyulmaz. İçki dinen yasak olduğu için sarhoşluk ender görülen bir vakadır. Yalan, iftira, koğuculuk bilinmez; sadece savaşta ve karı-kocayı barıştırmak için söylenir. Yalakalıktan nefret edilir158.

Avrupalıların Türkler hakkında söyledikleri barbarlık ve şeytaniliği kesinlikle kabul etmeyen Danişmend, Türkiye’deki seciye ve ahlakın yüceliğinin sadece Türklere mahsus olduğunu söyler. Davranış konusunda Türklerin kendilerine nasıl davranılmasını isterlerse herhangi bir ayrım yapmadan başkalarına da öyle davrandıklarını ifade eden Hami, Türkler arasında aşağılama ve tefeciliğin bilinmediğini, Türk tüccarının namusuyla tanındığını söyler. İsmail Hami’ye göre Türkler arasında vatan haini yoktur. Bazı eski medeniyetlerde görülen yüksek faziletlerin Avrupalılar tarafından değil Türkler tarafından devam ettirildiğini söyleyen Danişmend, Türklerin dinlerine son derece bağlı olduklarını ifade eder. Bu bağlılıkları sebebiyle dinlerini bütün dünyaya yaymayı mili bir gaye kabul ettiklerini söyleyen İsmail Hami, Türklerin cinayet, düello, kibir, cimrilik, sarhoşluk, kumar, oburluk, şiddet, tembellik, zina gibi şeylere tamamen uzak olduğunu; buna karşın iffet ve ahlak, hayrat, hasenat ve ibadetlerine son derece bağlı olduklarını ifade eder159.

İsmail Hami’nin Türk aile müessesesi hakkındaki düşüncelerine baktığımızda ise şunları görürüz: Büyüğe hürmet ve küçüğe şefkat sadece çocuklara ya da çocukluk çağına has değildir. Çocuklar büyüyüp hayata atıldıkları zaman da anne-babalarına hürmetle ve itaatle mükelleftirler. Eski Türklerde çocuklara şefkat ve merhamet gösterilirken ihtiyarlara hürmet gösterilir. Eski Türk gençliği arasında yüz kızartıcı hareketler görülmez. Büyüklerin küçüklere gösterdikleri şefkat, hürmet

158 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 66-67. 159 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 79-81.

derecesindedir160.

İsmail Hami Türklerin sözüne olan güveni Avrupalıların gözünden bakarak değerlendirir. Buna göre Türk demek sözüne inanılacak adam, demektir. Avrupalılarla Türkleri karşılaştıran Hami Türklerin Avrupalılar gibi devamlı olarak yalan yere yemin etmediklerini ifade eder. Eski Türklerin vaadine dindârâne bir şekilde bağlı olduğunu söyleyen Danişmend, Türklerin mertlik timsali olduklarını, iş adamlarının faziletin kaynağı olarak doğruluğu gördüklerini söyler161.

Danişmend’e göre eski Türkler bütün dünyaya karşı kendilerini üstün görürüler. Eski Türklerin kendilerini dünyanın en cesur milleti olarak gördüğünü ifade eden Hami, Türklerin üstünlük ve yiğitliklerinin Takdiriilâhî’den olduğunu ifade eder. Türklerin yabancılarla konuşurken tercüman kullanma sebebini İsmail Hami, Türk dilinin üstün ırkın dili olarak görmüştür. Danişmend’e göre eski ihtiyar Türklerin bile ruhlarında üstünlük şuuruyla yiğitlik ve cesaret vardır162.

Tanzimat Dönemi’nin yeni bir nesil yetiştirdiğini ifade eden Danişmend, bu neslin eski nesilden oldukça farklı olduğunu söyler. Eski Türklerle yeni Türkleri karşılaştıran İsmail Hami şu farkları görür: Tanzimat’ın yetiştirdiği gençlik ne Müslüman’dır ne de Hristiyan. Şan ve şeref peşinde koşan eski Türklük kalmamış, onun yüce idealini temsil eden Kızılelma çürümüş, hareketsiz ve atıl bit toplum yetişmiştir. Bu durum yeni Türk’ün bünyesini bozduğu için eski Türklerin muhteşem manzarası artık efsanelere geçmiştir. Yeni Türkler Batı taklitçisidir. Ancak bu taklit kıyafet ve kötü adetlere hastır; ilimle, fikirle bir alakası yoktur. Tanzimat’ın meydana getirdiği ürün, eski Türk’ün karakter ve ahlakının bütün iyiliklerini ortadan kaldırmıştır. Bu sebeple yeni Türk, milli geleneklerine düşmandır. Tanzimat nesli atalarının pabuçları olamayacak kadar kötüdür163.

160 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 95-96. 161 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 202-203. 162 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 213-214. 163 İsmail Hami Danişmend, Türk Seciyye…, s. 221-222.