• Sonuç bulunamadı

İsmail Hami Danişmend’e göre Batı Hristiyanlığı genel kültür bakımından ilkel ve karanlıktır, miladın 10-14. yüzyılları arasında biraz aydınlanmaya başlamıştır. Danişmend söz konusu aydınlanmanın dört yüzyıl sürmesini şaşkınlıkla karşılamıştır. İlmin ve fikrin tek yayılma vasıtasının kâğıt olduğunu söyleyen Hami, Batı’nın karanlık içinde olmasının sebebini onlarda kâğıt olmaması olarak açıklar. Batı’yı ilkel olarak nitelendiren İsmail Hami, Batı’nın kâğıt ve kâğıtçılık sanayisini Doğu’dan aldığını, bu sayede de biraz da olsa aydınlanmaya başladığını dile getirir273.

İsmail Hami, Eski Çağ tıbbının kurucusu sayılan Hipokrat’ın baş harfinin

270 İsmail Hami Danişmend, “Mukallitliklerimiz”, Milliyet Gazetesi, No: 183, 4 Kasım 1950, s. 3. 271 İsmail Hami Danişmend, Tarihi… C. 1, s. 447-448.

272 İsmail Hami Danişmend, “Milliyetin Şekli ve Rengi”, Cumhuriyet Gazetesi, No: 6200, 19 İkinciteşrin / Kasım 1941, s. 2.

hâlâ reçetelerde yazılmasının sebebini anlayamadığını söyler274. Danişmend Hippotrace, Galien, Rufus gibi eski Yunan tıp bilginlerinin eserlerinin Arapçaya tercüme edildiğini, İslamiyet sayesinde de Batı’ya geçtiğini ifade eder275. Danişmend bugünkü tıbbı İslam medeniyetinin kurduğunu, karanlık Batı’ya İslam medeniyetinden geçtiğini söyler276. Hami, İbn-i Sina ve Ebubekir Razi’nin bugünkü tıp ilmini kurduğunu ve bu kişilerin eserlerinin Avrupa tıbbiyelerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulduğunu dile getirir277. Endülüslü İbn-i Rüşt’ün felsefe ve tıpta Razi ile İbn-i Sina kadar büyük bir üstat olduğunu söyleyen İsmail Hami, İbn-i Rüşt’ün eserlerinin tesiriyle bugünkü Avrupa ve dünya tıbbının kurulduğunu ifade eder278.

İsmail Hami, matematiğin Hristiyan Batı’ya İslam medeniyetinden geçtiğini ifade eder. Danişmend bundan evvel Avrupa kültürünün bu sahada çok ilkel olduğunu söyler. Danişmend’e göre bunun sebebi de Greko - Romen denilen yani eski Yunan – Latin kültürünün rakamsız olmasıdır. Roma medeniyetinde sayıların rakamlarla değil harflerle ifade edildiğini söylen İsmail Hami, Roma rakamları denilen bu sistemi ilkel olarak nitelendirmiştir. Söz konusu sistemin kullanışsız olduğunu söyleyen Danişmend, bu sistemde en gerekli sayı olan 0 (sıfır)’ın bulunmadığını dile getirir. Sıfırın olmadığı bu sayı sitemini ebcet hesabına benzeten İsmail Hami, söz konusu sistemle matematiğin kurulamayacağını dile getirir279. Danişmend Hristiyan Avrupa’nın rakam sistemi İslam medeniyetinden aldığını ve bu rakamlarla Batılıların matematiği geliştirdiğini ifade eder280.

İsmail Hami Danişmend, matematik gibi trigonometri ve geometrinin de Batı’ya İslam dünyasından geçtiğini dile getirir. Danişmend Rönesans’ın hocalarının Yunanlar değil, Müslümanlar olduğunu ifade eder281.

274 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 29. 275 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 31. 276 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 34. 277 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 36. 278 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 40. 279 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 42. 280 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 46. 281 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 53.

İsmail Hami matematik ilimlerinin olduğu gibi astronominin de Batı’ya İslam medeniyetinden geçtiğini söyler. Eski Yunan – Latin kültürünün astronomi konusunda birtakım teorilerden başka bir şey kuramadığını söyleyen Danişmend, astronominin pozitif bir bilim olmasını İslam âlimlerinin sağladığını ifade eder282.

İsmail Hami, Farabi’yi Müslüman – Doğu musikisini hakiki ve düzenlenmiş bir ilim hâline getiren Müslüman – Türk âlimi olarak tarif eder. Danişmend, Batı musikisinin oluşumunda ve tekâmülünde Doğu musikisinin amil olduğunu ifade eder283. İsmail Hami kanun ve diğer bütün musiki aletlerinin Batı – Avrupa’ya Müslümanlar sayesinde geçtiğini dile getirir284. Danişmend bugün bizim Batı musikisi diye imrendiğimiz nesnenin özellikle on ikinci yüzyılın sonlarından itibaren İslam musikisinin tesiriyle oluşmuş bir sanat olduğunu söyler285.

İsmail Hami Hristiyan – Batı edebiyatında Müslüman – Doğu edebiyatının büyük tesirleri olduğunu söyler. Danişmend hatta kafiyenin bile Batı’ya Müslüman edebiyatından geçtiğini dile getirir. Eski İspanyol romanlarının tamamen İslam fikirleri etkisinde olduklarını söyleyen İsmail Hami, Provasn şairlerinin de en güzel tasvirlerinin bir kısmının İslam edebiyatından alındığını ifade eder. Danişmend Avrupa şövalye destanlarının oluşumunda İslam kahramanlık ruhunun amil olduğunu söyler 286. İsmail Hami Batı kültür dairesinin kafiyesiyle, şiiriyle, öyküsüyle, romanıyla beraber bütün edebiyatının oluşumunun İslam edebiyatına borçlu olduğunu ifade eder287.

İslam’ın ilk camisinin nasıl yapıldığını anlatan İsmail Hami’ye göre Avrupa’da görülen “gotik” denilen dini mimarinin oluşumunda İslam peygamberinin ilk cami için çizdiği çizgiler etken olmuştur. Danişmend’e göre Avrupa katedrallerinin bazılarında İslam eserlerinin etkisi vardır. İsmail Hami İslam camileri gibi minarelerinin de Hristiyan mimarisine örnek olduğunu dile getirir. Ona göre çan

282 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 56. 283 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 63. 284 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 64. 285 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 65-66. 286 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 67-68. 287 İsmail Hami Danişmend, İslam Medeniyeti…, s. 72.

kuleleriyle Hristiyan burçları genellikle Doğu minare esasını temsil etmektedir. Danişmend İslam mimarisinin sadece dini anlamda değil, askeri anlamda da Batı mimarisini etkilediğini söyler. İsmail Hami’ye göre İslam mimarisi Batı’nın sivil mimarisini de etkilemiştir288.

İsmail Hami bugünkü Avrupa ve Amerika medeniyeti ve tekniğinin Hristiyanlıktan doğmadığını, bizim şimdi Batı medeniyeti dediğimiz ilim ve teknik oluşumu eski Yunan – Latin kültürüne eklenmiş olan muhteşem İslam medeniyetinden doğduğunu söyler. Danişmend’e göre bunda Hrsitiyanlığın hiçbir etkisi yoktur289.

İsmail Hami, Batı medeniyetinin kaynağının İslam medeniyeti olduğunu dile getirdikten sonra Batı milletlerinin gerek Hristiyanlık taassubuyla gerek ırki hislerinden dolayı İslam medeniyetinden aldıkları ilimlerin kaynağını belirtmeye asırlarca yaklaşmadıklarını; bu kadarla da yetinmeyerek İslam’ı sürekli olarak küçümsediklerini; ancak on dokuzuncu yüzyıldan itibaren hakikati açıklamaya başladıklarını ifade eder290.

Batı ilminin aslında Doğu ilmi olduğunu söyleyen İsmail Hami, eğer bugünkü Batı medeniyetinden İslam ilimlerinin kaldırılması durumunda atom sanayisinin derhal duracağını, uçakların yere düşeceğini, fabrikaların işlemez olacağını, bankaların kapanacağını ve hastanelerin mezarlıklar hâline geleceğini ifade eder291.