• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Yöneti imin Yerel Düzeyde lkeler Baz nda Uygulanabilirli i

kinci bölümde de indi imiz yöneti imin ölçütleri olan effafl k, hesap verebilirlik, kat m, etkinlik, yerinden yönetim ve hukukun üstünlü ü ilkeleri, yöneti imin bütününü olu turmak üzere ortaya konulmu olmazsa olmaz yöneti im parçalar r. Zira effafl k olmadan hesap verebilirlik olmayaca gibi hukukun üstünlü ü olmadan da kat m gerçekle emez.

Demokrasinin ilkeleriyle de örtü en bu ilkeler, yerel birimlerde yerel kat n, yerel demokrasinin, yerel hizmetlerin, yerel adaletin, yerel etkinli in geli mesinde de elzem öneme sahiptir.

Gerek tüm kamu yönetimi sisteminin ve gerekse de yerel yönetimlerin uygulama sahas içerisine giren yöneti im halka en yak n birimler olan yerel yönetimlerde ne kadar etkin uygulanabiliyorsa, ülkenin topyekûn yöneti imin ölçütlerinde s ralanm ça n gereksinmelerine uygun küresel demokratik sistem zincirinin erdemli halkas na kenetlenmesi de o kadar toplum yarar na katk larda bulunacakt r. Nitekim hukuka uygun ve hukukun üstünlü ünü tan bir kamu yönetiminde vatanda n demokratik kat temel alarak bu temel üzerinde vatanda n hesap sorabilme hak ve hatta görevine sahip oldu u, kamu görevlilerinin de hesap verme yükümlülü ü alt na girdi i; aç k ve effaf bir kamu yönetimi anlay olarak yöneti im günümüzde Türkiye’de de uygulanmaya ba lanm r.

161

Özellikle küresel de imler, medya, geli en teknoloji ve haberle me imkânlar kamu hizmetlerinin sunumundan vatanda n kamu yönetimine kat na kadar yöneti imin uygulanmas ve geli mesinde geni imkânlar sa lamaktad r.

Müteakip ba klar alt nda, ülkemizde yerel yöneti imin ilkeler baz nda nas l uyguland hakk nda bilgiler verilecektir.

3.5.1. effafl k (Saydaml k)

Yönetimde aç kl k veya aç k yönetim, günümüzde effaf veya saydam yönetim olarak da adland lmaktad r. effaf veya saydaml k bir fizik olay r. Saydam kelimesi, fizikte önünden arkas görünen demektir. Dolay yla görünen arka k m karanl k ve çirkin olabilir. Güne mikroplara kar nas l en etkin öldürücü ise, idarede k ve ayd nl k da o derece koruyucu ve kollay r.162

Aç kl k, yönetimin, yöneticiler taraf ndan denetlenmesidir. Bu denetim ki ilerin resmi bilgi ve belgelere ula abilmesiyle mümkündür. dari faaliyetlerin izlenebilmesi, dosyalar n görülebilmesi, her türlü bilgi ve belgenin idareden sa lanabilmesi, idareyi denetlemenin bir gere idir. Aç kl k ilkesini kabul etmi bütün ülkeler idareyi, halka bilgi ve belge vermekle yükümlü k lm lard r. Bununla birlikte bilgi vermenin uygun olmad alanlar da vard r. Sözgelimi genel güvenlik, polisiye olaylar, d politika ve ki ilik haklar gibi özel veya resmi s r kavram bu kapsamdad r.163

Yönetimde aç kl k veya aç k yönetimin üç unsuru vard r. Bunlar k saca u ekilde ralayabiliriz:164

1. Aç k yönetimin birinci unsuru idarenin karar alma mekanizmas n belli bir ekil ve usule ba lanmas r. Esasen idarenin genel kararlar ile birel i lemleri yaparken uymas gereken usul belli ve aç k de ildir. Bu nedenle aç k yönetimde idarenin bütün

lemlerini yaparken uymas gereken usul kurallar tek ve genel bir yasada belirlenmeli ve herkes taraf ndan bilinmelidir.

162

lhan Özay, kinci Bine Kavu urken Gün nda Yönetim, Alfa Yay , stanbul, 1986, s. 15 163

Remzi F nd kl , “Yönetimde Aç kl k-Aç k Yönetim”, Türk dare Dergisi, Y l 68, Say 412, Ankara, 1996, s. 105

164

2. Aç k yönetimin ikinci unsuru bilgi edinme özgürlü üdür. Aç k yönetimde karar alma mekanizmalar n belli bir usule ba lanmas yeterli de ildir. Bununla birlikte bilgi edinme özgürlü ünün de sa lanmas gerekir.

3. Aç k yönetimin üçüncü unsuru ise idarenin karar alma toplant lar n aleni yani halka aç k olmas r. Aç k yönetimde idare, alaca kararlarda halk n görü ve önerilerine aç kt r. Yönetim ald kararlar n daha sa kl ve etkili olmas sa lamak için ilgililerle isti are yapar, halk n katk ve tepkilerini dikkate al r.

Türkiye’de son y llarda aç kl k ilkelerine paralel olarak baz yasal yap lanma ve uygulamalara gidilmi tir.

Bu konuda at lan ad mlar n ilkini “Bilgi Edinme Hakk Kanunu” olu turur. 4982 say Bilgi Edinme Hakk Kanunu165 ve Bilgi Edinme Hakk Kanununun Uygulanmas na li kin Esas ve Usuller Hakk nda Yönetmelik166 bilgi edinme hakk n süjelerini ve muhataplar belirledikten ve bu hakka ili kin temel esaslar ortaya koyduktan sonra, bu hakk n kullan m usulü olarak ilgili idarelere ba vuru usulleri ile idari itiraz merci ve usullerini ve hakk n s rlar göstermekte ve düzenlemektedir. Kanun, bilgiye eri im hakk n tüm unsurlar kapsayan bir kanun olmay p sadece bilgi edinme hakk , yani kamu makamlar na ba vurma hakk ve kamu makamlar n ba vuru üzerine ellerinde bulunan bilgileri verme veya eri ebilir k lma yükümlülü ünü düzenlemektedir.

Bakanlar Kurulu’nun 12.01.2002 tarihinde ald ilke karar yla “Türkiye’de Saydaml n Art lmas ve Kamuda Etkin Yönetimin Geli tirilmesi Eylem Plan ”167 kabul edilmi tir. Sonradan Bakanlar Kurulu taraf ndan kabul edilen bu raporda Türkiye’de saydaml kla ilgili hususlara vurgu yap lm r.

Belediyeleri internet üzerinde birle tiren “yerelnet projesi”168 de Türkiye’de yerel yönetimlerle ilgili çe itli bilgiler içermektedir. 2000 y lar sonunda faaliyete geçen

165

9 Ekim 2003 tarihinde kabul edilip, 24 Ekim 2003 tarih ve 25269 say Resmi Gazetede yay nlanan Kanun 24 Nisan 2004 tarihinde yürürlü e girmi tir.

166

27 Nisan 2004 tarih ve 25445 say Resmi Gazetede yay nlanarak yürürlü e girmi tir.

167

T.C Ba bakanl k Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlü ü, Türkiye’de Saydaml n Art lmas ve Kamuda Etkin Yönetimin Geli tirilmesi Eylem Plan ve Çal ma Raporu, 12.01.2002 Tarihli

Bakanlar Kurulu Prensip Karar , Ankara, 2002 168

yerelnet ayn zamanda tüm Türkiye’deki yerel yönetimleri birbirine ba layan bir web sitesi i levini de görmektedir.

5227 Say Kamu Yönetiminin Temel lkeleri ve Yeniden Yap land lmas Hakk nda Kanun Tasla 169 da ülkemizde saydaml k ve genel olarak yöneti im ilkeleri aç ndan yap lan bir di er reform çal mas r.

Kamu Yönetiminin Temel lkeleri ve Yeniden Yap land lmas Hakk nda Kanun’un öngördü ü yap ve içerdi i sistematik, Türk yönetim sisteminde kapsaml bir de iklik ve yeniden yap lanmay sa lay niteliktedir. Kanunda kamu yönetimi için sürekli geli im, kat mc k, saydaml k, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik, yerindelik, beyana güven, hizmetlerde yerellik, bilgi teknolojilerinden etkin bir biçimde yararlanmak gibi konular temel ilke olarak belirtilmektedir.170 Say lan bu ilkeler yöneti imin öngördü ü ilkelerle de uyumludur.

Aç kl k ilkesi ile ilgili olarak tasar da kamu kurum ve kurulu lar n, halk n bilgi edinme hakk kullanmas için gerekli tedbirleri alaca hüküm alt n al nm r.171 Ayr ca “Bilgi Edinme Hakk ve Saydaml k” basl alt nda “gerçek ve tüzelki iler, kanunla belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bilgi edinme hakk na sahiptir. Kamu kurum ve kurulu lar , gerçek ve tüzelki ilerin talep etmeleri halinde, istenen bilgi ve belgeleri kanunda belirtilen istisnalar d nda vermekle yükümlüdür”172 denilerek Bilgi Edinme Hakk Kanunu’na gönderme yap lmaktad r. Bu hükümler kapsam nda Tasar aç kl k ve effafl k konusunda k smen iyile me sa lasa da halen aç k bir kamu yönetiminin garantisi olmaktan uzakt r.

25.05.2004 tarih ve 5176 say Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulmas Hakk nda Kanun da bir di er reform çal mas r. Kanunla kamu görevlilerinin uymalar gereken saydaml k, tarafs zl k, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yarar

169

Kamu Yönetiminin Temel lkeleri ve Yeniden Yap land lmas Hakk nda Kanun (Kamu Yönetimi Temel Kanunu) 15.07.2004 tarihinde TBMM’de 5227 kanun numaras ile kabul edilmi , ancak 03.08.2004 tarihinde Cumhurba kan ’nca Meclis’e iade edilmi tir.

170

Nohutçu, a.g.e., ss. 299-300 171

Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasar , Md. 5/g 172

gözetme gibi etik davran ilkeleri belirlemek ve uygulamay gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmu tur.173

3.5.2. Hesap Verebilirlik

Hesap verme sorumlulu u, kurumlar n ula mak istedikleri hedeflere ula mak için neleri hedefledi ini, hedefler do rultusunda hangi ad mlar att gereken zamanlarda gerekli olan uygulamalar n hayata geçirilip geçirilmedi ini ve hedeflerden sapma olmas halinde bu durumun nedenlerini sorgulamay içermektedir. Bundan dolay asl nda hesap verebilirlik saydaml gerektiren bir hareket alan olu turmaktad r. Hesap verebilirli in hayata geçirilmesi saydaml n gerçekle tirilmesi ile ili kilendirilebilir. Zira hesap verebilirlik, hukuka uygunluk, saydaml k, yans zl k ve kanun önünde e itlik gibi ilkelere uyulup uyulmad saptamaktad r.174

Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasar n “Kamu Yönetiminde Denetim” ba kl üçüncü k sm nda iç ve d olmak üzere iki denetim ekli öngörülmü tür. “Hatalar n önlenmesi, risk ve zay fl klar n belirlenmesi, iyi uygulama örneklerinin yayg nla lmas , yönetim sistemlerinin ve süreçlerinin geli tirilmesi amac yla yap lan” iç denetimin175 kamu kurum ve kurulu lar n kendi yöneticileri veya kurumun üst yöneticisinin görevlendirece i iç denetim elemanlar taraf ndan yap laca 176 öngörülmü tür. Bu hükümlerle kamu yönetimindeki geleneksel denetim uygulamalar köklü bir ekilde de tirilerek kamu kurum ve kurulu lar ndaki tefti kurullar ortadan kald lmakta, profesyonel müfetti ler yerine ast-üst ili kisine dayal , üst yöneticiler taraf ndan görevlendirilecek ve görevden al nabilecek denetçiler taraf ndan yürütülen bir iç denetim sistemi olu turulmaktad r. Bu düzenlemelerle denetimin amac n yeniden belirlendi i, denetimde rehberlik, e itim ve dan manl k yakla n öne kar ld , böylece kamu yönetiminde hatalar bulmak de il, onlar ortaya ç kmadan önlemek, iyi uygulamalar yayg nla rarak kamu yönetiminin sistem ve süreçlerinin

173

Nohutçu, a.g.e., s. 308 174

Necip Polat, “Saydaml k, Hesap Verme Sorumlulu u ve Denetimin Etkinli i”, Say tay Dergisi, Say 49, Ankara, 2003, s.71

175

Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasar , Md. 39 176

geli tirilmesini sa lamak ve çal anlar geli tirmek suretiyle performanslar art rman n mümkün olaca iddia edilse de bu tür bir denetim sisteminin ba ms zl ve etkinli i konusunda ortaya ç kacak üphelerin önüne geçilemeyecektir.

kinci denetim ekli olarak öngörülen “d denetim” ise “kamu kurum ve kurulu lar n hesap verme sorumlulu u çerçevesinde bütün faaliyet karar ve lemlerinin kurumsal amaç, hedef ve planlara ve kanunlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlar n de erlendirilmesi”177 olarak tan mlanmaktad r. Ancak d denetim yapmaya yetkili olarak Say tay’ n gösterilmesi bu denetim türünün tan mda ifade edilen ekilden çok, mali denetim temelinde yürüyece ini dü ündürmektedir.

3.5.3. Kat m

Türkiye’de siyasal kat lman n daha çok, seçimlere ve seçim kampanyalar na kat lma, bireysel ve topluluk giri imleriyle siyasal kurumlara talep iletme, ikâyet ve dilekte bulunma biçimini ald görülmektedir. Daha az oranda olmak üzere, toplumsal ve ekonomik sorunlar ile çözümlerinin toplant lar düzenlenerek tart p görü üldü ü, politika önerilerinde bulunuldu u da görülmektedir. Genel seçimlere kat lma Hollanda gibi di er baz yerle ik demokrasiler gibi Türkiye’de de zorunlu oldu undan, kat lma oranlar % 80-90 aras nda seyretmektedir Yerel seçimlere kat lma oranlar da benzer biçimde yüksektir.

Yedinci Be Y k Kalk nma Plan ile Sekizinci Be Y ll k Kalk nma Plan ’nda kamu yönetiminde bir anlay de ikli i öngörülerek, merkezi yönetimin yeniden yap land laca "kat mc ve halka dönük bir yönetim anlay "n n yerelle tirilmesinin esas al naca vurgulanmaktad r. Bu çerçevede, yerel yönetimlerin karar organ nda, do rudan seçimle gelen üyelerle birlikte alt yerel yönetim birimlerinin temsilcilerinin de bulunmas sa layacak bir yap n olu turulmas öngörülmü tür. Buna kar k, bu do rultuda al nan yol hayli s rl r.

Özellikle çevre konular na halk n kat , siyasal partiler, odalar, dernekler, vak flar ve gönüllü kurulu lar n öncülü ünde birle erek, çevre sorunlar n çözümüne, çevre politikalar n olu umuna katk sa lamak amac na yönelik giri imlere ve çevreyi

177

tehdit edecek, kirlenme sorunlar yaratacak karar ve uygulamalara tepki göstermek biçimindedir. "Çevresel Etki De erlendirmesi" (ÇED) ile ilgili olarak Çevre Bakanl taraf ndan haz rlan p 1993’te yürürlü e konan ÇED Yönetmeli i bu konudaki en önemli giri imdir.178

Ülkemizde halk genel olarak sivil toplum kurulu lar , yerel yönetimler, bas n yay n organlar arac ile kat lma e ilimindedir. Siyasal seçkinlerin yönlendirdi i bir siyasal kat lma olgusunun yayg n oldu u görülmektedir. Halk vatanda olma olgusunu henüz tam olarak kavrayamam r. Bu nedenle de kat m konusunda oldukça etkisizdir. Ayr ca vatanda lar n karar alma süreçlerine bireysel olarak kat n fazla bir anlam ve a rl yoktur. Türkiye’de sivil toplum örgütleri say ca az, i levsellik ve nitelik aç ndan yetersizdir.179

3.5.4. Etkinlik

Yöneti imde etkinlik, payda olma anlay na dayal bir kat m dü üncesi ile gerçekle tirilece inden, kararlar n al nmas na katk da bulunan tüm kesim ve ki ilerin gerek ahlak gerek hukuk aç ndan onlara ba olmas na yol açacakt r. Etkinlik al nan kararlara uyum sa lamakla olanakl hale gelmektedir. Etkin bir yöneti im anlay , toplumun farkl kesimlerinin karar alma mekanizmalar na kat mlar ile hayata geçirilebilir.180

Yönetimde etkinlik, kamu yarar kavram ile ifade edilebilmektedir. Merkeziyetçi ve kat hiyerar ik yap lanmay esas alan kamu kurumlar n etkinli i, bir dizi yap sal reformlar yoluyla hayata geçirilebilmektedir. Kamu hizmetlerinde etkinli in sa lanabilmesi, hizmetlerin bütünüyle kamu kurumlar yerine, özel sektör ve sivil toplum örgütleri ortakl sonucunda hayata geçirilebilmesi ile gerçekle ebilir. Bu tarz bir ortakl n olu abilmesi, kurumlar n yetkiyi kullanabilme gücüne sahip olmalar gerekli k lmaktad r. Yürütme yetkisine sahip olan ve düzenlemeleri mümkün oldu u kadar kendi bünyesinde gerçekle tiren kamu kurumlar , özel sektör ya da sivil toplum

178

Yöneti im, http://www.cevreorman.gov.tr/ekitap/04.pdf, (17.01.2008) 179

Yunus Emre Öztürk, a.g.e., ss. 86-88 180

örgütleri ile geli tirecekleri projelerde daha dinamik unsurlar olarak görev alabilecektir. Piyasalarla ili ki içindeki yöneticilerin ko ullar n belirlenmesinde yetki sahibi olarak etki sahibi olabilmesi kurumlar n verimliliklerinde önemli ölçüde art sa layabilmektedir.181

Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasar ’nda etkinlik kapsam nda üzerinde durulan husus, kamu hizmetlerinin sa lanmas nda, ekonomiklik ve etkinli i sa lamak amac ile hizmetlerin hizmetten yararlananlara en uygun ve en yak n birimlerce sunulmas n hükme ba lanmas r.182 Bu hükümle kamu hizmetinin hizmet alacak vatanda lara yak n bir yerden sunulmas ve böylelikle etkinli in ve verimlili in sa lanmas amaçlanm sa da içerdi i yerelle me unsuru sonucunda farkl ele tirilere hedef olmu tur.

Etkinlik anlay faaliyet hedeflerinin veya sonuçlar n ölçülebilir oldu unu varsaymaktad r. Bu hedef ve sonuçlar denetim için bir kriter olur. Etkinlik üzerine görü bildirme denetimin geleneksel kapsamdaki önemli ve hayati bir ba ar olarak de erlendirilmektedir. Tutumluluk ve verimlilik geleneksel denetimde belirli ölçüde kar land ndan bir k m ülkelerde performans denetimi etkinlik denetimi olarak bilinmektedir. Türk kamu yönetiminde henüz performans ölçen örgüt yap lanmas fikri benimsenmemi tir. Yöneticiler aras nda yayg n olan kamu hizmeti anlay , hizmetlerin maliyeti ve faydas gibi performans ölçmeye yarayacak konulara e ilmeye engel olu turmaktad r. Ayn zamanda Türkiye’deki kamu kurumlar n organizasyon yap n günün ko ullar na adapte edilmemesi, yönetimin do ru karar almas , maliyetleri kontrol etmeyi sa layacak do ru ve güvenilir bilgi üreten yönetim bilgi sistemlerinden yoksun olmas da önemli sorunlar aras ndad r. En ince ayr nt na kadar yasalarla belirlenen yönetici faaliyet alanlar ile esneklikten uzak ve k rtasiyecili i te vik eden yönetim yap z içerisinde ço u kurum performans ölçümleri yapma iste inde bile de ildir. Karar verici konumda bulunan kurum yöneticileri ilke olarak sorumlu tutulmakta, amirlerin verdi i kararlar uygulayan ki ilere a r sorumluluk yüklemektedir.

Sonuç olarak Türkiye’de performansa dayal bir yönetim anlay ndan bahsetmek oldukça zor olsa da performans denetimi anlay n yerle tirilmeye çal ld da

181

Soylu, a.g.m., s. 9 182

görülmektedir. 1996 y nda 4149 say kanunun 1. maddesi ile Say tay’a Performans Denetimi yapabilmesi için gerekli yasal yetki verilmi tir.183

3.5.5. Yerinden Yönetim

Kamu hizmetlerinin mümkün olan en alt düzeyde üretilip sunumunu öngören Yerindenlik olgusu yöneti imin önemli bir ölçütüdür. Kararlar n al nd ve hizmetlerin sunuldu u ölçe in halka yak n olmas , halk n hizmetlerin maliyet ve kayaklar

renmesine ve bu yolla siyasalar benimseyip etkin ve gönüllü bir biçimde kat sa layacakt r. Do al olarak Yerindenlik ilkesi hizmetin maliyet ve veriminin optimall n sa lanmas yolunda, hizmetlerin yerel halk ve kurumlarca üretimini ya da merkezi yönetimle ortakla a gerçekle tirilmesini de kapsamaktad r.184

Ülkemizi bu ölçüt aç ndan ele al rsak, Türkiye’nin siyasal yerinden yönetim ilkesine göre de il yönetsel yerinden yönetim ilkesine göre yerinden yönetim ilkesini (tekçi üniter devlet) benimsedi ini görmekteyiz.185 Zira Türk kamu yönetimi genel olarak a merkeziyetçi, patrimonyal ve seçkinci bir yap ya sahiptir.

Ancak son y llarda Türkiye’nin AB’ye tam üye olmak için belirtmi oldu u irade ve bu konuda atmakta oldu u ad mlar, yerindenlik tart malar da gündeme getirmi tir. Türkiye’de son on y lda sivil toplum kurulu lar n hem toplumdaki sayg nl klar , hem de siyasal yetkililer nezdindeki güvenilirliklerinde önemli art lar söz konusu olmu tur. Siyasal otoritelerin STK’lara ili kin dü üncelerindeki bu de me, kolluk kuvvetlerinin özellikle yard m örgütü niteli indeki kurulu lara kar tavr nda de ikli e yol açm r. Toplumda uyanan destek duygusu siyasal ho görüdeki art la birle ti inde belirgin bir d sall k üreterek, genelde STK’lara yakla de tiren bir etkide bulunmu tur. Ayn zamanda, kent ve köy yönetimine kat m halk n genellikle üzerinde titizlikle durdu u bir husus de ildir. Seçimlerde oy vermek, sonra da yerel ya am görmezden gelmek e ilimi seçmenler aras nda yayg nd r. STK’lar bu hususta daha etkili olmakla birlikte, bunlar n da nepotizm ve kay rma uygulamalar ndan ne

183

Yunus Emre Öztürk, a.g.e., ss. 92-94 184

Nohutçu, a.g.e., s. 284 185

ölçüde soyutland sorgulanabilir. Seçmenler, yerel yönetimleri belirlemeyi isteyen, fakat onlar n ba ar olmas için herhangi bir çaba göstermeye e ilimli olmayan bir görüntü sergilemektedir. Bu durumda, Türkiye’de payda k anlay yla yönetmeyi öngören düzenlemeler, en kolay uygulama alan bulabilecekleri yerel siyasal ya amda bile henüz söz konusu olmam r. Bununla birlikte, Türkiye’de yerelle me ve merkezi yönetimden yerel yönetimlere iktidar devrine daha uygun bir ekonomik ve siyasal ortam n varl gözlenmektedir. Bu durumda, hizmetlerin üretiminde yerindenlik ilkesi daha fazla uygulanma olana bulabilecektir. Türkiye, özellikle güvenlik, savunma, d politika ve ulusal ula m a gibi kamu mal ve hizmetlerinin üretimi ile enerji, e itim ve sa k gibi ulusal standartlar ya da büyük ölçekli yat mlar gerektiren alanlar d nda kalan hizmet ve mal üretimlerinde yerelle me e ilimine girmeye adayd r. Ayr ca özel sektör kurulu lar n kamu mallar üretimine katk lar da son on y lda, yava da olsa art göstermi tir. Bu durumda, hem özelle me hem de yerelle me ile çe itli mal ve hizmet üretimi Türkiye’de yayg nla maktad r. Ne var ki, bu durumda üretim ve denetim payda k anlay yla gerçekle tirilmezse, bu geli melerin sürdürülebilir kalk nmaya fazla yarar olmayabilecektir.186

3.5.6. Hukukun Üstünlü ü

Kamu yönetiminin hukuka ba na “hukukun egemenli i” yahut “hukukun üstünlü ü” denir. Hukuk devleti anlay , bir ülkede yerle mi hukuk düzenine, yaln z bireylerin de il yönetimin de uymas gerektiren bir ilkedir. Hukuku devleti ilkesinin bir anlam kazanabilmesi için, ülkede egemen olan hukukun devlete kar da yönetilenlere hukuk güvenli i sa lamas gerekir. Bunun için de yasama ve yürütme güçlerine baz s rlamalar getirilmesi, hukukun herhangi bir s f egemenli inin arac olmamas , demokratik toplumun gereklerine cevap vermesi gerekir. Bunda da en büyük sorumluluk, hukukun ne oldu unu söyleme yetkisine sahip olan yarg çlara dü er.187

Türkiye’de yarg kurumunun adalet da nda ve hakça, etkin ve adil kararlar üreterek sosyo-ekonomik çat malar çözme uygulamalar nda zaman zaman sorunlar ya anmaktad r. 1982 Anayasas ile anayasal ve idari yarg denetiminin kapsam

186

Yöneti im, http://www.cevreorman.gov.tr/ekitap/04.pdf, (17.01.2008) 187

daraltma ve k tlama yoluna gidilerek, Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetki alan daralt lm ; Cumhurba kan n tek ba na ya aca i ler ile Yüksek Askeri uran n ve Hâkimler ve Savc lar Yüksek Kurulu’nun kararlar yarg denetimi d nda tutulmu ; kamu personeli hakk ndaki uyarma ve k nama cezalar bile denetim d nda rak lm r. Ayr ca, yasama organ n ç kard yasalarda zaman zaman görülen çeli kiler, ba ka yasalar ve Anayasa ile dü ülen çeli kiler, geçmi le yürütülen yasa yapma uygulamas , Türkiye’de yasal uygulamalardaki istikrar zedeleyen etkenlerdir. Hukukun üstünlü ü ve hukuk devleti ilkesinin tüm ça da nitelikleriyle