• Sonuç bulunamadı

Türkiye’nin NATO’ya Girme Çabaları

TÜRKİYE’NİN NATO’YA GİRİŞİ

B- Türkiye’nin NATO’ya Giriş

1- Türkiye’nin NATO’ya Girme Çabaları

1947 yılında ABD, Truman Doktrini ile Türkiye ve Yunanistan’ı Sovyetler Birliği’ne karĢı desteklemiĢtir. Buna karĢın Doğu Avrupa devletleri ise komünist rejim altına girmiĢlerdir. Çekoslovakya da 1948 ġubatında aynı akıbete uğramıĢtır. 1948 Haziranında ise Sovyetler Birliği, diğer devletleri Berlin’den atmak için Berlin ablukasını baĢlatmıĢtır. Bu geliĢmelerin yanı sıra Sovyetler Birliği, Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında lağvettiği Komintern’in yerine Kominform’u kurmuĢtur. SavaĢtan sonra Avrupa devletlerini ekonomileri kısa vadede toparlanacak bir görüntü çizmemiĢ buda ülkelerdeki komünist partilerin faaliyetlerini arttırmıĢtır. Ġkinci Dünya SavaĢı’ndan sonra dünyada barıĢ ve güvenliği sağlayacağı düĢünülen BM, Güvenlik Konseyi’ndeki veto uygulamasından dolayı iĢlemez hale gelmiĢtir253

.

251 Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 541. 252 DurmuĢ Yalçın, a.g.e., s. 466-467. 253

Batı Avrupa devletleri bu olaylar karĢısında kendilerini koruyabilmek için teĢkilatlanmaya karar vermiĢlerdir. 17 Mart 1948’de Ġngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında Brüksel’de, Brüksel AntlaĢması imzalanmıĢtır254.

Brüksel AntlaĢması imzalandığı zaman Sovyetler Birliği tehdidini en çok hisseden ülkeler Türkiye ve Yunanistan olmasına rağmen bu iki devlet Brüksel AntlaĢması’na dâhil edilmemiĢlerdir255

. Yine de Türkiye Brüksel AntlaĢması’nı memnuniyetle karĢılamıĢtır. DıĢiĢleri Bakanı Sadak bu antlaĢmayı, “Ahval bu gidişte gelişirse

endişeler azalabilir” sözleri ile değerlendirmiĢtir256

.

Türkiye 30 Haziran 1948’de ABD’ye ittifak teklif etmiĢ ancak olumlu bir yanıt alamamıĢtır. Bunun üzerine Batı Avrupa Birliği’ne girmek için ABD’nin arabuluculuk yapmasını istemiĢse de bu istek ABD tarafından dikkate alınmamıĢtır. Batı Avrupa Birliği’ni kuran devletler, Ġkinci Dünya SavaĢı’ndan yıpranarak çıkmalarından dolayı, Sovyetler Birliği’ne karĢı bir denge oluĢturabilecek güçten yoksun olduklarını kabul etmiĢler ve ittifaka ABD’yi de katmak istemiĢlerdir. Fakat ABD, Monroe Doktrini nedeniyle Avrupa kıtasında bir ittifaka katılamamıĢtır. Bununla birlikte ABD, Sovyetler Birliği’nin Avrupa’da yarattığı tehdidi, Kuzey Atlantik ülkelerini de içine alacak Ģekilde geniĢletebileceğinden endiĢe etmiĢtir. Bu nedenden dolayı Amerikalı senatör Vandenberg, 11 Haziran 1948’de, ABD’nin, Avrupa’da bir ittifaka katılabilmesi için gereken yasal düzenlemeyi Senatoya kabul ettirmeyi baĢarmıĢtır. Bu kararla NATO gibi bir ittifakın kurulması önünde hukuki bir engel kalmamıĢtır. ABD, bu karardan sonra güvenliğini sağlamak için ittifaklar politikasına yönelmiĢtir257

.

ABD bundan sonra Batı Avrupa ile daha geniĢ bir ittifak kurmak için harekete geçmiĢtir. 4 Nisan 1949’da ABD, Ġngiltere, Fransa, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Ġzlanda, Portekiz ve Ġtalya arasında kısa adı NATO (North Atlantic Treaty Organization) olan Kuzey Atlantik AntlaĢması

254 Necmi Osten, a.g.e., s. 151.

255 Feridun Cemal Erkin, Dışişlerinde 34 Yıl, Anılar-Yorumlar, Cilt 1, s. 267.

256 Cumhuriyet Gazetesi, “Sadak’ın Londra ve Paris GörüĢmeleri”, 21 Mart 1948, s. 1. 257

imzalanmıĢtır258

. Bu ittifak Amerika BirleĢik Devletleri’nin, Sovyetler Birliği karĢısında uygulamaya baĢladığı sınırlandırma politikasının en önemli adımını teĢki etmiĢtir259

.

Diğer taraftan Ġkinci Dünya SavaĢı’ndan sonra Türkiye’nin dıĢ politikada temel amacı, kendi üzerinde baskı kuran Sovyetler Birliği’ne direnebilmek ve bunu baĢarabilmek içinde Batı ile ittifak yapmak olmuĢtur260

. NATO’nun kurulması Türkiye için Batı ile ittifak kurulması bakımından fırsat olarak görülmüĢtür. Türkiye, NATO’ya giremediği takdirde, Sovyetler Birliği tehdidi karĢısında yalnız kalmaktan ve kendisine yapılan yardımlarda bir azalma olabileceğinden korkmuĢtur.

ABD BaĢkanı Truman, CumhurbaĢkanı Ġnönü’ye 26 Nisan 1949’da gönderdiği mektupta, Türkiye’nin NATO dıĢında kalmasından dolayı ABD’nin Türkiye’ye olan ilgisinde bir azalma olmadığını belirtmiĢtir261

.

Türkiye bu endiĢelere sahipken, 5 Mayıs 1949 tarihinde Ġngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, Norveç, Ġsveç, Ġtalya ve Ġrlanda arasında Avrupa Konseyi’ni kuran antlaĢma imzalanmıĢtır262. Türkiye’nin bu antlaĢma dıĢında

bırakılması, gerek hükümet gerek basın tarafından tepkiyle karĢılanmıĢtır. Nitekim 8 Mayıs 1949 tarihli Ulus Gazetesi’nde Falih Rıfkı Atay’ın değerlendirmesi Ģöyle olmuĢtur:

“…Tabii bulmadığımız, hayret ve esefle karşıladığımız nokta, Türkiye’nin (Avrupa Konseyi’ne) davet edilmemiş olmasıdır. Acaba böyle bir teklif olduda Türkiye onu ret mi etti? Türkiye’nin Atlantik bölgesi ile irtibatı yokmuş, İtalya vakıa Misaka ithal edilmiş ama şu sebep varmış, bu sebep varmış. Fakat Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ni tesis etmeye davet olunmasına da acaba Birleşik Amerika’nın Anayasası mı manidir?”

258

Cumhuriyet Gazetesi, “Atlantik Paktı Bugün VaĢington’da Ġmzalanıyor”, 4 Nisan 1949, s. 1.

259 Alpaslan Eker, a.g.e., s. 36. 260 Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 625.

261 TBMM Tutanak Dergisi, Dönem 8, Cilt 10, s. 306. 262

8 Ağustos 1949’da Avrupa Konseyi Strasburg’da yaptığı toplantıda, Türkiye, Yunanistan ve Ġzlanda’yı da teĢkilata davet etmiĢtir263. Strasburg’dan dönen DıĢiĢleri Bakanı bu olayı “Avrupa Birliği’nin başlangıcı, ümidin fevkinde cesaret verici

olmuştur” sözleri ile değerlendirmiĢtir264

. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne giriĢi 12 Aralık 1949’da TBMM tarafından onaylanmıĢ ve Türkiye Avrupa Konseyi’ne üye olmuĢtur265

.

Türkiye’nin üyeliği bazı kiĢiler tarafından, Türkiye’nin, NATO’ya alınmamasına karĢılık bir teselli olarak değerlendirilmiĢtir. Bunlara karĢılık Necmettin Sadak Türkiye’nin Avrupa Konseyine katılmasını Ģu Ģekilde değerlendirmiĢtir:

“…Dış siyasetimizin ağırlık merkezi Batı dünyasıdır. İngiltere ve Fransa ile ittifakımız, Amerika ile gittikçe artan dostluğumuz ve menfaat birliğimiz, dış siyasetimizin istikametini daha fazla Batı’ya çevirmiştir. Avrupa Konseyi içinde bir Avrupa Devleti olarak yer almamız, bu uzun ve devamlı siyasetimizin zaruri bir neticesidir. Avrupa Konseyine katılmamız neticesi, Anadolu’nun Avrupa siyasi ve iktisadi birlik hudutları içine girmesi bizim için belli-başlı bir hadisedir”266.

Türkiye, Avrupa Konseyi’ne dâhil olduktan sonrada NATO’ya girme isteğini sürdürmüĢtür. Bunun için Aralık 1949’da ABD’den NATO’ya dâhil edilmesini istemiĢ ancak bir sonuç alamamıĢtır. Mart 1950’de Amerikan Akdeniz Filosuna bağlı bazı gemilerin, Ġstanbul ve Ġzmir limanlarını ziyaret etmesi, Türkiye’yi NATO’ya girme konusunda yeniden umutlandırmıĢtır267

.

263

Mehmet Gönlübol, a.g.e., s. 225.

264 Son Telgraf Gazetesi, “DıĢiĢleri Bakanı Dün Strasburg’dan Döndü”, 13 Eylül 1949, s. 1. 265 TBMM Tutanak Dergisi, Dönem 8, Cilt 22, s. 163.

266 Mehmet Gönlübol, a.g.e., s. 226-227. 267