• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TÜRKĐYE’DE SĐVĐL TOPLUM-DIŞ POLĐTĐKA ĐLĐŞKĐSĐ

2.3. Türk Dış Politikasının Bazı Güncel Alanlarına Sivil Toplum Kuruluşlarının

2.3.8. Türkiye’nin Irak Politikası ve Sivil Toplum Kuruluşları

Türkiye’nin Irak politikasıyla ilgili çalışan STK’ların çoğunluğunu Đran’la ilişkilerde olduğu gibi düşünce kuruluşları oluşturmaktadır. Düşünce kuruluşları yapmış oldukları faaliyetlerle, düzenlemiş oldukları panel/sempozyum gibi etkinliklerle ve yayınladıkları raporlarla bölgeye dikkat çekmeye çalışmışlar, bu etkinliklere katılan uzmanlar aracılığıyla da karar vericilere bir takım tavsiyelerde bulunmuşlardır.

Bu düşünce kuruluşlarının başında da ORSAM gelmektedir. Özellikle Ortadoğu bölgesine yönelik kapsamlı araştırmalarıyla dikkat çeken ORSAM’ın Irak’a yönelik önemli faaliyetlerinden biri 9-10 Haziran 2010 tarihinde düzenlemiş olduğu “Türkiye-Irak Đlişkileri Tarihi ve Geleceğe Yönelik Açılımlar” başlıklı uluslararası sempozyumdur. ORSAM bu sempozyumu Atatürk Araştırma Merkezi ve Irak Büyükelçiliği Kültür Ataşeliği ile ortaklaşa düzenlemiştir. Sempozyuma Türkiye’den ve Irak’tan çok sayıda akademisyen, uzman ve siyasetçinin katılmış olması sempozyumun önemini göstermektedir. Ayrıca sempozyumun açılışına Devlet Bakanı Mehmet Aydın da katılmıştır. Aydın yaptığı konuşmada halkların birbirini tanımasının önemine

değinerek, önyargıları ortadan kaldırmak için bu tür ortak girişimlerin çok önemli olduğunu belirtmiştir. ORSAM Başkanı Hasan Kanbolat da bu tür toplantıların önemine değinerek, iki devlet arasındaki siyasi diyalogu tam olarak sağlayabilmek için toplumlar arası diyalogun da sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Her iki ülkedeki akademisyenlerin, edebiyatçıların, sosyologların, siyaset bilimcilerin iki ülke ilişkilerini geliştirmek için yoğun çaba sarfetmesi gerektiğini de ifade eden Kanbolat, bu tip sempozyumlarda ortaya çıkacak atmosferin iki ülke aydınları sayesinde yayılacağını da belirtmiştir (http://orsam.org.tr, 15.06.2010).

ORSAM tarafından Irak konusunda gerçekleştirilen önemli çalışmalardan birisi de 7 Mart 2010 tarihinde gerçekleşen Irak parlamento seçim sonuçlarını ve Türkiye ile son dönemde gerçekleşen ilişkilerin Iraklı Kürtler tarafından nasıl algılandığına dair 10-20 Mayıs 2010 tarihleri arasında Irak’ta yapılan saha çalışmasıdır. Bölgesel Kürt Yönetimi içindeki Erbil, Dohuk ve Süleymaniye’de gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları bir makalede yayınlanmıştır (Orhan, 2010). Çalışma üç soruya yanıt aramaktadır. Bunlardan birincisi Irak parlamento seçim sonuçlarının Kürtler açısından ne anlam ifade ettiği, ikincisi seçimin Kürt siyasetine ne gibi etkisi olduğu ve sonuncusu da Kürtlerin Türkiye ile ilişkilere bakışının nasıl olduğuna dairdir. Çalışmada bu sorulara cevap bulabilmek için pek çok yüz yüze görüşme yapılmış ve özellikle Türkiye ile ilişkilere bakış konusunda önemli tespitlerde bulunulmuştur. Bu yanıyla rapor bölgeye yönelik oluşturulacak politikalarda göz önünde bulundurulması gereken önemli bir çalışmadır. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin 2010 yılının Haziran ayında Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında ORSAM’a da gelerek burada bir konuşma yapmış olması bir düşünce kuruluşunun bir yabancı devlet insanı dikkate alındığını göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Barzani basına kapalı olarak gerçekleştirilen bu toplantıda, katılımcıların sorularını cevaplamış ve Türkiye ile ilişkilere dair önemli mesajlar vermiştir (http://www.orsam.org.tr, 22.06.2010). Barzani’nin bu ziyareti düşünce kuruluşlarının bazı durumlarda Türk karar vericileri katmadan doğrudan bölge ve ülke liderleriyle diyalog kurmaları ve onları gerektiğinde kendi merkezlerinde görüşlerini almak üzere ağırlamalarını göstermesi bakımından önem taşımaktadır.

Türkiye’nin Irak politikası ile ilgili değinilmesi gereken sivil toplum kuruluşları arasında Türkmen dernekleri yer almaktadır. Bu derneklerin en önemlileri arasında Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Kerkük Vakfı, Türkmeneli Đnsan Hakları Derneği, Irak Türkmen Birliği Dayanışma Derneği ve Türkmeneli Aydınlar Derneği sayılabilir. Bu dernekler bölgedeki Türkmenlerin haklarının korunmasına yönelik çalışmalar yapmakla beraber Türk yetkililerle de diyalog kanallarını açık tutarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmaktadırlar. Türkmen derneklerinin ortaklaşa olarak yaptıkları önemli faaliyetlerden biri 2007 yılının Mart ayında gerçekleşen “Kerkük’ü Destekleme Toplantısı”dır. Toplantıda Kerkük referandumu, Irak anayasası ve Türkmenlerin geleceği gibi konular konuşulmuş ve bu konularda bazı ilke kararları alınmıştır. Ayrıca toplantının sonunda “Kerkük Dayanışma Platformu” adıyla kurumsal bir yapı oluşturulması kararlaştırılmıştır (http://www.turkmeneliihd.com, 30.06.2010). Her ne kadar Türkmen Dernekleri arasında bu tür işbirliği platformları oluşturulmuş olsa da genel olarak bakıldığında Türkmen Dernekleri yöneticileri arasındaki kişisel problemlerden dolayı, bu derneklerin pratiğe yönelik bir işbirliği içinde olduğunu söylemek zordur. Çok fazla sayıda Türkmen derneğinin olması da bunun göstergelerinden biridir. Bu nedenle bir Türkmen lobisinin oluşturulması önünde ciddi engeller bulunmaktadır (ORSAM, 2010). Tüm bunlar alt alta konulduğunda Türkmen derneklerinin Türkiye’nin Irak’a ve orada yaşayan Türkmenlere yönelik politika belirlemesinde Türkmen derneklerinin çok fazla etkili olduğunu söylemek güç gözükmektedir.

TÜSĐAD ve MÜSĐAD gibi iş insanlarını bir araya getiren STK’ların da kendi çıkarları çerçevesinde Türkiye’nin Irak politikasını etkilemeye çalıştıklarını söylemek mümkündür. 2009 yılında pek çok Avrupa ülkesinde yaşanan ve Türkiye’yi de etkilemiş olan ekonomik kriz sonrası Türk iş insanları da yeni yatırım alanları aramaya başladılar. Bu anlamda Ortadoğu bölgesi ve özellikle savaş sonrası bir ortamda bulunan Irak Türk yatırımcılar için iyi bir pazar haline gelmişti. Bu noktada Türkiye’deki iki büyük iş insanı derneği-TÜSĐAD ve MÜSĐAD- de bölgeye yönelik ticaret için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Bunun en önemli göstergelerinden biri 2010 yılının Haziran ayında Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye ziyareti sırasında TÜSĐAD üyeleriyle de bir görüşme yapmış olmasıdır. Başkan Ümit Boyner ve beraberindeki heyetle yapılan görüşmede Barzani, bölgesindeki yatırım imkanlarından bahsetmiş ve

Türk iş insanlarını bölgeye yatırım yapmaya çağırmıştır. TÜSĐAD da bölgedeki güvenlik endişesini dile getirmekle beraber bünyesindeki Irak Çalışma Grubu’nu harekete geçirmiştir (Radikal, 2010, 6 Haziran). Aynı şekilde MÜSĐAD üyesi iş insanlarının Irak’a yatırım yapmalarını sağlamak amacıyla MÜSĐAD heyetlerinin de çeşitli tarihlerde Irak’a yönelik ziyaretleri olmuştur. Bu ziyaretler kapsamında Irak’a yönelik çeşitli iş fırsatları görüşülmüştür (Zaman, 2010, 27 Mart).

Bu tür ekonomik işbirlikleri Türkiye’nin bölgeye yönelik uygulayacağı siyasi politikalar bakımından da önem taşımaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının bölgeye yönelik attığı adımlar karar vericilerin önünü açmakta ve Türkiye’nin bölge halkı ve liderleri tarafından tanınmasına yardımcı olmaktadır. Bu noktada sivil toplumun Türkiye’nin Irak politikasına etkisinden çok bölgeye yönelik uygulayacağı politikalara katkısı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.