• Sonuç bulunamadı

2. GENEL OLARAK KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ

2.2.2. Türkiye’de KOBİ’lerin Gelişimi

Türkiye’de KOBİ’lerin tarihi 13. yüzyılda kurulan “Ahilik Sistemi”39ne kadar

uzanmaktadır. Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik örgütü, günümüzün KOBİ’leri için temel kaynaklardan birini oluşturmaktadır. Ahi örgütleri; standart üretim, standart fiyat, sosyal güvenlik, işçi-işveren ilişkileri, hizmet içi eğitim gibi konularla, bugün Türkiye ekonomisindeki KOBİ'lere yol gösterici nitelikteki uygulamaları, yüzyıllar öncesinde yaşamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Ahilik sistemi, yerini “Lonca Sistemi”ne bırakmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecindeyken 1913 yılında loncalar kapatılmıştır. Bununla beraber, gümüş ve altın işleri, ayakkabı imalatı, el dokumacılığı, kalıpçılık, bakırcılık ve mutfak aletleri konusunda KOBİ’ler varlıklarını korumuşlardır. Bu kuruluşların temelleri başlangıçtan beri o denli sağlam atılmış, kuralları zamanın ve toplumun gereklerine ve gerçeklerine o denli uyum sağlamıştır ki, bu kurallar sonradan, kent ve kasabaların belediye hizmetleri ve bu hizmetlerin kontrolleri için örnek alınmış kanun nizamnameleri şeklinde resmileştirilmiştir. Ahilik sistemi, sanat ya da meslekleri için gerekli hammadde tedarikinden onun işlenişine ve satışına dek, her aşamayı inceden inceye kurallara bağlamıştır. Bu durum, hem meslek erbabı hem de üretici-tüketici arasındaki ilişkilerde rekabet, haset ve kavga gibi sürtüşmeleri ortadan kaldırmıştır.40

Lozan Barış Görüşmeleri sırasında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nde (17 Şubat – 4 Mart 1923), Cumhuriyet döneminde izlenecek ekonomi politikası saptanmış, Kongre’nin “sanayi ve sorunları” bölümünde sanayi bankalarının kurulmasından söz edilmiş ve bu doğrultuda 1924 yılında İş Bankası ve 1925 yılında maden işletme ve kredi sağlama amacıyla Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur.41 Esnaf-sanatkarlar ile küçük üretici kesimini bir örgüt altında birleştirmeyi öngören

39 Temeli X. Yüzyıla dayanan, Xlll. Yüzyılda Anadolu'da kökleşmiş olan Ahilik, tarihi ve sosyo-

ekonomik zorunlulukların ortaya çıkardığı mesleki, dini, ahlaki bir Türk esnaf birliği kuruluşudur. Ahi kuruluşları çevresel ve toplumsal karakterini korumuş, üretici ve tüketici ilişki ve bağlarını en iyi biçimde düzenlemeyi kendilerine amaç edinmişlerdir. http://www.pamukkale.gov.tr/tr/content.asp?id=359, (5 Ocak 2007)

40 “Ortaçağ’dan Günümüze Denizli’de Yaşam ve Ahilik”

http://www.pamukkale.gov.tr/tr/content.asp?id=359, (12 Ekim 2007)

Ticaret ve Sanayi Yasası, 1924 yılında yürürlüğe girmiş, aynı zamanda kooperatifleşme hareketi de başlamış ve ilk olarak 1925 yılında İstanbul Umum Ayakkabıcılar Kooperatifi ile 1926 yılında İstanbul Umum Saraç Sanatkarları Kooperatifi kurulmuş, dğer kooperatifler de yurt çapında gelişmeye ve yayılmaya başlamıştır.42 Cumhuriyetin ilk dönemlerine Türkiye ekonomisinde sanayi başta olmak üzere hızla bir kalkınma hamlesi başlamış, sermaye gücü ve en önemlisi de insan kaynağı açığı ile bu hamle devam ettirilmeye çalışılmıştır. Atatürk’ün söz konusu açığı kapatmak için 1933 yılında uygulamaya koyduğu “Beş Yıllık Sanayi Planı” ile Türkiye ekonomisinin kalkınması için ilk önemli adım atılmıştır. 1933 yılında esnaf ve küçük sanayicinin finans problemlerini ve buna bağlı olarak kredi gereksinimini gidermek için Halk Bankası ve ülke sanayisini geliştirmek için Sümerbank, iki yıl sonra da Maden Tetkik Arama Kurumu ile birlikte “madencilik, enerji üretimi ve dağıtımı alanlarında faaliyet göstermek üzere” Etibank kurulmuştur. 1937 yılına kadar uygulanan bu plan, tüm olumsuzluklara ve eksik kalifiye insan gücüne rağmen, yüzde 9.6 ile bugüne kadar uygulanan tüm kalkınma planlarında elde edilen en yüksek büyüme oranına erişmiştir.43 1943 yılında ise ticaret ve sanayi odaları ile esnaf odaları ve ticaret borsalarının yasası hazırlanarak yürürlüğe girmiş, 1949 yılından sonra “5373 Sayılı Kanun”la esnaf odaları, ticaret ve sanayi odalarından ayrılarak bağımsız olarak çalışmaya başlamıştır.44 1963 yılından itibaren hazırlanan “Beş Yıllık Kalkınma Planları”nda, KOBİ’ler sürekli olarak yer almış, geliştirilmeleri için özel ilgi gösterilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Bu süreçte KOBİ’lerin, değişen dünya ekonomik düzeninin gelişen talebini cevaplayabilecek işletme anlayış ve yapısına ulaşmaları ve teknolojik gereksinimleri karşılayabilmeleri amacıyla çeşitli destek programları uygulanmıştır. Bu programlar özellikle Türkiye’nin 1996 yılı itibarıyla Gümrük Birliği’ne girmesi ile daha fazla önem kazanmış, bu çerçevede KOBİ’lerin rekabet güçlerini arttırıcı önemlere öncelik verilmiştir.

42 Selman Karayılmazlar, ve Diğerleri, “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Tarihsel Gelişimi ve

Tanımlama Kriterleri”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Cilt:2 Sayı:1, Çanakkale, Haziran 2007, s.154

43 http://www.koniks.com/topic.asp?TOPIC_ID=3283, (12 Ekim 2007) 44 Selman Karayılmazlar ve Diğerleri, s.154

Bununla birlikte, Türkiye’nin, 1990’lı yıllardan itibaren, gerek sanayileşmiş ülkelerdeki örnekler ve gerekse Dünya Bankası ve uluslararası kalkınma kuruluşlarının çalışmaları sayesinde, önem vermeye başladığı KOBİ’lere karşı henüz etkin bir politika ortaya koyamadığı da söylenebilir. Dahası 1990’lı yıllar boyunca uygulanan maliye ve para politikalarına bağlı olarak makro ekonomik yapıda artan kırılganlıklar, Türkiye ekonomisiyle birlikte KOBİ’leri de bir yığın sorun ile karşı karşıya bırakmıştır.

Türkiye’nin 2002 yılında Slovenya’nın Maribor şehrinde düzenlenen konferansta kabul ettiği “Küçük İşletmeler için Avrupa Şartı”nda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde, “KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmıştır. Bu sayede, Türkiye’nin KOBİ’lere yönelik temel hedef, ilke ve politikaları AB’nin KOBİ’lere yönelik temel stratejileri ile uyumlu hale getirilmiştir.45 “KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı”, KOBİ’lere yönelik temel stratejileri belirlemek, mevcut politika ve programların kapsamını değerlendirerek gerekli ve öncelikli faaliyetleri detaylı bir şekilde ortaya koymak, istenilen hedeflere ulaşma yolunda taraflara düşen görevleri açık bir şekilde ifade etmek ve gerekli eylem ve projeleri oluşturmak amacıyla orta vadeli bir strateji dokümanı olarak hazırlanmıştır.

AB’nin Aralık 2000’de yürürlüğe koyduğu “4. Çok Yıllı Program”a ise Türkiye yaklaşık iki yıl sonra 6 Ocak 2003’ten itibaren katılmış ve Program’da belirlenen;46

™ KOBİ’lerde istihdam geliştirme önlemleri alınması,

™ Bürokratik, mali ve sosyal engellerin azaltılması, basitleştirilmesi, çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, yeni işletme kurmanın teşvik edilmesi,

™ İş yönetimi kalitesinin yükseltilmesi,

45 T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, “İş Ortamı ve Girişimcilik”

Mevcut Durum Tespiti Nihai Rapor, Bilgi Toplumu Stratejisi, Peppers & Rogers Group, Ankara, 10

Mart 2006, s.14

™ Ar-Ge (İnovasyon) çalışmalarının desteklenmesi, ™ Finans/kredi kaynaklarının geliştirilmesi,

™ KOBİ’lerin iç pazara entegrasyonu ve uluslararası pazarlama açılımının desteklenmesi,

™ Diğer önlemler kapsamında:

ƒ Bilgi çağına uyum sağlanması,

ƒ Kamu ihalelerine katılımın desteklenmesi, ƒ İşletme kültürünün geliştirilmesi

şeklinde sıralanan KOBİ Genel Politikaları’nı uygulamaya geçirmeye başlamıştır. 4. Çok Yıllı Program’ın öncelikli hedefleri ise:

™ KOBİ’lere yönelik yasal ve bürokratik düzenlemelerin sadeleştirilmesi, ™ Enformasyon şebekeleri ile KOBİ’lerin uluslararası pazarlara açılımının

teşvik edilmesi,

™ KOBİ’lerin rekabet gücünün arttırılması, Ar-Ge, inovasyon ve eğitim olanaklarının geliştirilmesi,

™ Girişimci ruhunun teşviki ve özel hedef kitlelerin belirlenerek desteklenmesi şeklinde sıralanabilir.

Türkiye’nin refah seviyesinin artırılması kapsamında, 2003 yılının Eylül ayında, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve ilgili kuruluşlar tarafından hazırlanan “Türkiye Sanayi Politikası” onaylanmıştır. Onaylanan Türkiye Sanayi Politikası’nın hedefleri arasında da yine KOBİ’lere yönelik maddeler yer almış, hedefler47;

47 T.C. Başbakanlık, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, “İş Ortamı ve Girişimcilik”

™ İhracatın artırılması,

™ Yatırımların teşvik edilmesi,

™ Teknolojik kapasitenin artırılması ve Ar-Ge’nin özendirilmesi, ™ Kalite ve verimliliğin artırılması,

™ İşgücü yetkinlik alanlarının genişletilmesi, ™ Girişimciliğin ve KOBİ’lerin geliştirilmesi,

™ İstikrarlı büyüme için organize sanayi bölgelerinin yaratılması

şeklinde sıralanmıştır. Daha sonraki yıllarda yine KOBİ’leri desteklemek ve herhangi bir gelişme kaydedilememiş sorunlara da çözüm getirebilmek amacıyla48;

™ Teşvik tedbirlerinin yeniden düzenlenmesi,

™ Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun’un çıkarılması, devlet yardımlarının izlenmesi konusunda bir otoritenin oluşturulması,

™ Yatırımcılara bedelsiz arsa tahsis edilmesi,

™ Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması,

™ Devlet yardımlarının envanterinin çıkarılması, etkinliğinin araştırılması ve öneriler getirilmesi amacıyla bir özel ihtisas komisyonunun oluşturulması, ™ Yatırımlarda devlet yardımları bakımından bölgesel ayrımların yeniden

yapılması,

48 T.C.Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı,

™ Kriz ve sermaye yetersizliği nedeniyle kapanan veya düşük kapasite ile çalışan tesislerin ekonomiye kazandırılması ve yeni yatırımların gerçekleştirilmesinin sağlanması ve

™ KOBİ yatırımlarının desteklenmesine ilişkin tedbirler geliştirilmiştir.

Düzenlenen program ve izlenen politikalardan büyük bir bölümü KOBİ’ler tarafından ya bilinmemekte ya da KOBİ’lerce çözüm olarak görülmediği için gereken önem verilmemektedir. Bunun da bir diğer sorun olduğu söylenebilir.

2000’li yıllarda, KOBİ’lere ilişkin olarak alınan önlemlerin yanı sıra Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (2001 – 2005) KOBİ’lere geniş yer verilmiştir. Plan’da, imalat sanayiinde, bilgi ve iletişim teknolojileri başta olmak üzere Ar-Ge, yeni ürün ve teknoloji geliştirme, çevre koruma, KOBİ’lerin gelişmesi, istihdam yaratma ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik yatırımların desteklenmesine devam edileceği belirtilmiştir.49 Türkiye ekonomisinin gelişimi için KOBİ’lerin verimliliklerinin ve katma değer içindeki paylarının artırılmasını amaçlayan politika başlıklarını içeren Plan, aynı zamanda uluslararası rekabet güçlerini geliştirmeyi de hedeflemektedir. Diğer taraftan risk sermayesi gibi yeni finansman enstrümanlarının ve modern yönetim tekniklerinin üniversiteler aracılığıyla ve paylaşımıyla geliştirilmesi de programa alınmıştır.50 Söz konusu planda “KOBİ’ler sermaye piyasası ve mali piyasalarla düzenli çalışan bir ortamda modern finansman araçları ve kurumları ile desteklenecektir” denilmiş, aynı konu Dokuzuncu Plan’da da yer almıştır. Verimlilik, sermaye, teknoloji ve işletmeciliğin en etkin şekilde kullanımı sonucu rekabet piyasası talebine uygun yüksek kalite mal ve/veya hizmet üretilmesi ile sağlanabilir.

49 T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma

Planı 2001 - 2005, Ankara, Haziran 2000, s.122