• Sonuç bulunamadı

5. BÖLÜM: TÜRKİYE’NİN ENERJİ KAYNAKLARI VE

5.3. Türkiye’nin Enerji İttifakları

Türkiye, dünya fosil kaynak rezervlerinin yüzde 70 gibi yüksek orana sahip olan Hazar Havzası, Orta Doğu ve Güney Akdeniz devletlerine sınır durumundadır. Türkiye, bu elinde olan önemli avantajı, gerek adlandırılan kaynaklardan enerji tüketiminin bir bölümünü karşılayarak gerekse de bu zengin kaynakları dünya piyasalarına taşıyacak boru hattı projeleri çoğaltarak önemli girişimlerde değerlendirmek düşüncesindedir.

2012 yılında Türkiye'den geçen boru hatlarıyla 385 milyon varil petrol transfer edilmiştir. 2 bin 373 kilometre uzunluğundaki bu ülkelerarası petrol boru hatları Türkiye için son derece önemlidir.

Tablo 19: BOTAŞ Boru Hatlarıyla Doğal Gaz Alım Sözleşmeleri (milyar m3/yıl)

Mevcut Anlaşmalar (milyar m3/ yıl ) İmzalanma Tarihi Durumu Tarihi Bitiş

İran 9,6 1996 Devrede 2026

Rus. Fed.(Karadeniz) 16 1997 Devrede 2025

Rus. Fed.(Batı) 4 1998 Devrede 2021

Türkmenistan 15,6 1999 - -

Azerbaycan(Faz-I) 6,6 2001 Devrede 2021

Azerbaycan(Faz-II) 6 2011 2017/2018 2032/2033

Azerbaycan(BIL) 0,15 2011 Devrede 2046

Kaynak: BOTAŞ, http://www.botas.gov.tr/index.asp, (Erişim Tarihi: 20.09.2015).

Tablo 20: Mineral Yakıt ve Yağ İthalatında Alt Fasıllar

ÜRÜN 2012 Milyon Dolar 2013 Milyon Dolar 2014 Milyon Dolar 2014 Değişim Oranı 2013 Birim Fiyatı 2014 Birim Fiyatı

% Dolar/kg Dolar/kg

Petrol ve doğal gaz 39,471 35,58 34,776 -2,6 9,8 9,69

Petrol yağları ve diğer gazlı hidrokarbonlar 15,52 15,439 15,369 -0,5 8,89 8,18 Petrol gazları ve diğer gazlı hidrokarbonlar 2,946 2,734 2,677 -2,1 5,09 4,91 Taşkömüründen elde

edilen katı yakıtlar 1135 900 826 -8,1 12,9 13,47

Petrol koku ve petrol yağlarının diğer

kalıntıları 490 569 587 3,1 6,79 7,13

Elektirik enerjisi 255 334 439 31,3 3,29 3,16

Kaynak:http://www.tim.org.tr/files/downloads/Raporlar/ekonomi_dis_ticaret_raporu _2015.pdf, s.90 (Erişim Tarihi: 20.09.2015).

2014 yılında mineral yakıtlar ve yağlar dış alımı yüzde 2,6 azalmış ve 54,9 milyar Dolara inmiştir. Yüzde 22,7 payla Mineral yakıtlar ve yağlar en çok ithalat gerçekleştiren bölüm olmayı devam ettirmektedir. 2014 yılında meydana gelen düşüşte petrol ve doğal gazla bunların türevlerindeki fiyat azalmasının tesiri olmuştur. Alt fasıllar arasında petrol ve doğal gaz dış alımı yüzde 2.6, petrol yağları dış alımı yüzde 0.5, petrol gazları dış alımında ise yüzde 2.1 düşmüştür. Elektrik enerjisi alanında ise yüzde 31.3 yükseliş görülmüştür (TİM, 2015: 89).

Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı imzalanan kontratın maddelerine göre anlaşma 2010 tarihinde dolmuştur. Ancak iki ülke arasındaki ortak işbirliği devamını sağlayabilmek için yeniden anlaşmaya varılmışdır. 2010’da Bağdat’ta imzalanan anlaşma ile şartlar iyileştirilmi ve Türkiye ile Irak arasındaki boru hattından petrolün transferi işlemi 15 seneliğine Türkiye elinde bulundurmaktadır (TBMM, 2010, Dışişleri Komisyonu Raporu)

Irak-Türkiye arasındaki ham petrol hattı, Irak'ın Kerkük ve diğer üretim sahalarında gerçekleştirdiği ham petrolü Ceyhan Yumurtalık Deniz Terminali'ne transfer etmektedir. İki hat bulunan sistemin senelik nakil kapasitesi aşağı yukarı 71 milyon tona ulaşmaktadır. Hattın 579 kilometrelik kısmı Irak, 1297 kilometrelik bölümüyse Türkiye'de yer almaktadır. Hattın toplam uzunluğu 1876 kilometreye varnmaktadır. 2014 yılında bu sistemden 7,6 milyon ton (55,9 milyon varil) ham petrol nakil edilmiştir (BOTAŞ, 2015). Anlaşmada yer alan taşıma kapasiteleri ve varil başına ücretleri hesaplanmış olup, 2010 yılı için 22 milyon ton, 2011 yılı için 27 milyon ton, 2012 yılı için 32 milyon ton ve 2013 yılı için 35 milyon ton petrol alımı için kontrat oluşturulmuştur. Boru hattının şuandki nakil kapasitesi 70,9 milyon tondur. 2010 yılında varil başına 1.18 Dolar fiyat olarak ödenmişken, zamanla bu fiyat düşmüş ve 2013 yılında varil başına 1.09 Dolar olarak fiyatlandırılmıştır (TBMM, 2010, Dışişleri Komisyonu Raporu).

TPAO, üretici şirketlerin oluşturduğu AIOC konsorsiyumunda Türkiye adına belli hisselere sahiptir. Bu durumda, geçiş hakkından sağlanacak ek kazanç olanaklarının yanında, Türkiye pay sahibi olduğu girişimlerden de kazanç sağlama gibi önemli bir avantaja sahip olacaktır. Detaylı bakıldığı zaman Proje, yalnızca sahalardaki Türkiye’nin hissesi açısından değil, hat inşa edilirken malzeme, teçhizat ve işçilik gibi, Türkiyede bulunan özel sektör için yeni iş ve ek istihdam olasılıkları oluşturarak Türk ekonomisine katkısı olacaktır. BTC'den 2006 senesindne işletmeye alındığından bu zamana kadar 1,8 milyar varil petrol transfer edilmiştir. Bu ortaklıkta TPAO'nun yüzde 6,5 hissesi yer almaktadır. Türkiye projeden şimdiye kadar 12 milyar Dolarlık kazanç elde etmiştir. TPAO’nun da % 6.53 hissesinin bulunduğu 1,2 milyon v/g kapasiteli Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattından 2013 yılında aşağı yukarı 685.000 v/g’lük Azeri ve Türkmen petrolü Türkiye’deki Ceyhan’a ulaşmıştır ve buradan uluslararası piyasalara ulaşmıştır (TPAO, 2013).

Irak-Türkiye arasında bulunan petrol boru hattı saldırılardan dolayı 1,4 milyon v/g’lük miktarın çok fazla altında çalışmış ve ortalama olarak 153.000 v/g’lük ham petrol sevkiyatı gerçekleştirilmiştir. Türkiye Petrolleri’nin % 19 payını elinde bulundurduğu Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) doğal gaz boru hattından 2014

senesinde 9,8 milyar m³ miktarında Azerbaycan/Şah Deniz doğal gaz taşınmıştır. BTE boru sisteminin doğal gaz nakil büyüklüğü yıllık ortalama 20 milyar m³’e yükseltilmesi için çalışmalar sürmektedir (TPAO, 2015).

TANAP, Türkiye ve Avrupa'nın doğal gaz tüketimine Azerbaycan Şah Deniz- 2 sahasıyla aynı zamanda ilave kaynaklardan doğal gaz arzıyla öenmli katkıda bulunacaktır. Azerbaycan’ın Şahdeniz kaynağında meydana getirilen doğal gaz üretimi Şahdeniz Konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilmektedir. Konsorsiyumunda; % 28,8 BP, % 19 TPAO, % 16,7 SOCAR, % 15,5 Statoil, % 10 Total, % 10 Lukoil oranlarında hisselere sahip durumdadırlar (Rzayeva, 2015: 22). Buradan anlaşıldığı gibi BP’den sonra en büyük ortak Türkiye olarak görülmektedir.

Anlaşmanın yapılmasından sonra Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri enerji arz güvenliğinin garanti altına alınması ve arz çeşitliliği oluşturulması bakımından çok fazla önemi bulunan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nde ortaklık hisseleri; Güney Gaz Koridoru Şirketi (SGC) % 58, BOTAŞ % 30 ve BP % 12 oranlar şeklinde görülmektedir. Uzun dönemde projenden taşınan gaz miktarının artırılarak 31 milyar m³’e yükseltilmesi ön görülmektedir (TPAO, 2015).

Türkiye TANAP’a %30 oranında Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ile ortaktır. Birinci aşamada 16 milyar metreküp ve son aşamasında 31 milyar metreküp doğal gaz taşınması planlanan TANAP ile elde edilecek gelirden Türkiye %30 oranında doğrudan gelir elde edecektir. Ancak TANAP ile Türkiye’nin gelir elde etmesinde önemli bir açmazı bulunmaktadır. Türkiye hem TANAP’a %30 oranında ortaktır hem de TANAP’ta taşınacak olan doğal gazın üretildiği Şahdeniz doğal gaz sahasına %19 oranında ortaktır. Gazın satışında veya taşınmasında yapılacak herhangi bir indirim veya zam Türkiye için hem olumlu hem de olumsuz etkisi olacaktır. Bu durum Türkiye’yi indirim isteme hakkını zorlaştırmaktadır. Türkiye Gürcistan sınırından girip, Eskişehir’e ulaşacak bin metreküp doğal gaz için TANAP’a 85Dolar, Trakya’ya kadar taşınacak doğal gaz için ise 110Dolar taşıma ücreti ödeyecektir. Avrupa’ya taşınacak olan doğal gazın taşınması için alınacak olan fiyat henüz belli olmamıştır ancak TANAP 2026 yılında tam kapasite ile çalışmaya hedefini tutturup yıllık 31 milyar metreküp gaz taşıyabildiği takdirde Türkiye’nin

2045 yılına kadar 17 milyar Dolar civarında doğrudan gelir elde etmesi beklenmektedir

Türkiye’nin enerji merkezi olma hedeflerinde topraklarını yalnızca nakilyolu olarak kullanılmasına müsaade etmemeli aynı zamanda işin ticaret boyutunda da ön plana çıkmalıdır. Türkiye enerji şirketi BOTAŞ ve TPAO olarak üretim, arama ve boru hattı çalışmalarında iş birliği yapmaları son derece hayatidir. Bundan dolayı bu şirketler GAZPROM ve SOCAR gibi tek bir şirket şekillenmesine gitmesi ve Türkiye adına oluşturulacak olan enerji anlaşmalarında masadaki konumunu güçlendirmelidir. Enerji transit ülkesi olarak Türkiye’nin olması, doğu ile batıyı birleştirmesi, enerji transit üssü olması ve Türkiye, uluslararası bir aktör haline ulaşması için bu dönemde büyük fırsatlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle da yeni oluşturulan Enerji Borsası dikkatlerin Türkiye’ye yönelmesinde önemli bir görev üstlenmiştir (Karagöl ve Kaya, 2014: 34).