• Sonuç bulunamadı

Türkiye Ekonomisi Üzerine Yapılan Çalışmalar

I. BÖLÜM

2.3. TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI VE

3.1.1. Literatür İncelemesi

3.1.1.2. Türkiye Ekonomisi Üzerine Yapılan Çalışmalar

Onaran (1995), çalışmasında Türkiye için 1970-1994 dönemini ele almaktadır. Varsayımları ise şunlardır: Merkez bankasının doğru değişkenleri kullandığı takdirde enflasyonu etkileyebilmektedir. Fiyat istikrarının sağlanması enflasyon oranının düşük olduğunu göstermektedir. Enflasyon ile döviz kuru, para arzı ve faiz oranı arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Çalışmasında merkez bankasının doğru kullanacağı değişkenlerle enflasyonu etkileyeceğini bunun özerkliği teşvik edecek bir durum olarak belirtmektedir. İstatistikî anlamlılık açısından t ve F testleri uygulanmış ve döviz kuru dışında anlamlı çıkmıştır. Döviz kuru ise 1980 sonrasında anlamlı çıkmıştır. Bunun

nedeni olarak bu dönemden itibaren serbest kur politikalarının benimsenmeye başlamış olması yatmaktadır.

Yamak (1996), çalışmasında yıllık verileri kullanarak 1949-1992 dönemi içerisinde Türkiye’ de yaşanan enflasyon ve enflasyon belirsizliği arasında ilişkileri ortaya koymaya çalışmaktadır. Tüketici fiyat endeksinden elde edilen enflasyon oranı ile iki farklı yöntemle türetilen enflasyon belirsizlikleri arasından yapılan testler sonucunda, enflasyon oranı ile enflasyon belirsizliği arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Uçak (2003), çalışmasında TCMB’nin yasal bağımsızlığını Cukierman, Webb ve Neyaptı (1992)’nın (CWN) uygulamış olduklara kıstaslara göre test etmiştir. TCMB’nin bağımsızlığının (CWN) ölçümüne göre 1990 yılında (0,46) olan değerinin ne kadar farklılık göstereceğini belirlemeye çalışmıştır. 2003 yılı için bu oranı (0,76) bulmuştur. 1990 yılı ile 2003 yılı arasında büyük bir farklılığın olmasında 2001 yılında yapılan 4651 Sayılı Kanun’ un etkisi olduğunu belirtmektedir.

Telatar (2003), Türkiye’ de 1987-2001 dönemi için siyasi belirsizlik, enflasyon ve enflasyon belirsizliği arasındaki ilişkileri test etmiştir. Siyasi belirsizliğin ölçümünde temsili bir değişken olarak döviz kuru seçilmiş, enflasyon belirsizliği serisi ise ARCH yöntemi kullanılarak oluşturulmuştur. Çalışmanın sonucunda şu kanıya varılmıştır: Enflasyondan enflasyon belirsizliğine doğru bir nedensellik bulunmaktadır ve siyasi belirsizlik artıkça hem enflasyon hem de enflasyon belirsizliği artmaktadır. Bu nedenle

yüksek enflasyonun düşürülebilmesi için siyasi belirsizliğinde ortadan kaldırılmasının gerekli olduğu görüşü ampirik sonuçlarla desteklenmiştir.

Akyazı ve Artan (2004), 1987/1 – 2003/10 dönemi tüketici fiyat endeksi aylık verilerinden ve GARCH yöntemi kullanılarak oluşturulan enflasyon belirsizliği ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini test etmişlerdir. Enflasyon belirsizliği ile enflasyon arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Granger nedensellik analizi, varyans ayrıştırması analizi ve etki-tepki analizlerinden yararlanılmıştır. Bu analizler sonucunda enflasyondan enflasyon belirsizliğine doğru pozitif ve tek yönlü nedensellik ilişkisi saptanmıştır. Yani Türkiye’ de incelenen dönem açısından yüksek enflasyonun enflasyon belirsizliğine yol açtığını belirtmişlerdir.

Eroğlu ve Abdullayev (2005), çalışmalarında Cukierman, Webb ve Neyaptı (1992)’ nın (CWN) 1992 yılında merkez bankalarının bağımsızlıklarının ölçülmesi üzerine geliştirdikleri kriterleri çerçevesinde 4651 sayılı yasanın getirdiklerini ve TCMB uygulamalarına yönelik inceleme yapmışlardır. Uygulamadan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın %86 bağımsız olduğu sonucuna varılmıştır. Bu oran bankanın yasal bağımsızlığını göstermektedir. Buradan 2001 yılından sonra bağımsızlığa yönelik yapılan yasal düzenlemeler sayesinde bir takım tehlikelere rağmen fiyat istikrarı hedeflemesinin sapmasız yürütüldüğü belirtilmektedir.

Oltulular ve Terzi (2006), 1987/1 ve 2005/6 döneminin aylık verilerini kullanarak enflasyon ve enflasyon belirsizliği arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışmışlardır. Enflasyon değişkeni olarak TEFE serisi kullanılarak hareketli ortalamalar

yöntemi ile mevsimsel etkiden arındırılmıştır. Granger, Hsiao nedensellik analizlerinin ve VAR yönteminin kullanıldığı bu çalışmada; enflasyon ile enflasyon belirsizliği arasında bir nedensellik ilişkinin olduğu, bu nedenselliğin yönünün enflasyondan enflasyon belirsizliğine doğru ve pozitif olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Sekman (2007), VAR modelini kullanarak enflasyon ve enflasyon belirsizliği arasındaki ilişkiyi 1983/1-2007/7 dönemini kapsayan aylık verilerle Türkiye Ekonomisi için test etmiştir. Friedman (1977), yüksek enflasyonun enflasyon belirsizliğini arttırdığını ve ilişkinin enflasyondan enflasyon belirsizliğine doğru tek yönlü ilişki olduğunu ifade etmiştir. Sekman (2007), çalışmasında bu ifadenin Türkiye Ekonomisi için geçerli olup olmadığı incelenmektedir. Bu inceleme, Granger Nedensellik Analizi ve Toda-Yamamoto Nedensellik Analizi bağlamında yapılmıştır. Enflasyon değişkeni olarak aylık TÜFE verileri kullanılmış enflasyon belirsizliği değişkeni için enflasyon serisinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Granger Nedensellik Analizi ile Friedman’ın (1977) ifadesi doğrultusunda enflasyondan enflasyon belirsizliğine doğru tek yönlü ve pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Toda Yamamoto nedensellik analizinde ise çift yönlü yani enflasyondan enflasyon belirsizliğine ve enflasyon belirsizliğinden enflasyona doğru pozitif bir ilişki ortaya çıkmıştır.

Ünal (2008), yaptığı çalışmada 1990 – 2005 yılları arasında merkez bankasının yasal bağımsızlığı ile enflasyon ilişkisini test etmiştir. Çalışmanın sonucunda, enflasyon oranı, yasal bağımsızlık endeksi, siyasi iktidarın ömrü ve merkez bankası başkanının görev süresi ile negatif ilişki tespit edilmiştir. Endeks değeri, siyasi iktidarın ve guvernörün görevde kalma süresi arttıkça enflasyon değeri azalmaktadır.

Erkam (2008), Türkiye için 1982/1 ve 2008/1 dönemi TÜFE verilerini kullanarak enflasyon ile enflasyon belirsizliği arasındaki ilişkiyi ARCH, GARCH ve PARCH yöntemlerini kullanarak test etmiştir. Uygulamanın sonucunda hem kısa dönem hem de uzun dönemde yüksek enflasyonun enflasyon belirsizliğini artırdığı gözlenmiştir.

Kadyrova (2009), çalışmasında TCMB’nın yasal bağımsızlık endeksi ile enflasyon ve büyüme (cari ve sabit fiyatlarla GSMH, tarım-sanayi-hizmetler sektörlerindeki yıllık büyüme) üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkisi olup olmadığını test etmiştir. Çalışmanın zaman kısıtı 1970–2006 ve 1980–2006 tarihleri arasında olup, yıllık veriler kullanılmıştır. Modelde TCMB yasal bağımsızlık endeksi bağımsız değişken, enflasyon ve büyüme ise bağımlı değişkenler olarak seçilmiştir. Modellerden sadece enflasyonla yapılan uygulamada anlamlı sonuca ulaşılabilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlı sonuçlara ulaşılan TCMB’nin yasal bağımsızlık endeksi ile enflasyon arasında 1980–2006 dönemini esas alan modelin sonucunda TCMB yasal bağımsızlık endeksinin enflasyon üzerinde ters (negatif) yönlü etkisinin olduğu sonucuyla karşılaşılmıştır. Diğer bir deyişle endeks 1’ e yaklaştıkça (tam bağımsızlık durumu) enflasyon oranı düşmekte, endeks 0’a yaklaştıkça ise (tam bağımlılık durumu) enflasyon oranı artmaktadır.

Servet (2010), 1994/1 - 2009/12 dönemine ait aylık TÜFE verilerini kullanarak Türkiye Ekonomisi’nde enflasyon ve enflasyon belirsizliği arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmanın sonucunda enflasyonla enflasyon belirsizliği arasında pozitif

ve çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu, yüksek enflasyonun enflasyon belirsizliğine yol açtığı ve enflasyon belirsizliğinin enflasyonu artırdığı vurgulanmaktadır.

Demirgil (2011), çalışmasında 1980-2009 dönemi içerisinde makroekonomik performans ve enflasyon oranları açısından merkez bankası bağımsızlığını incelemiştir. Yasal bağımsızlık düzeyi ve merkez bankası başkanlarının devir hızı değişkenlerini kullanılarak test etmiştir. Uygulamanın sonucunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bağımsızlık düzeyi ile enflasyon oranları arasında ilgili dönem için ters yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

3.1.2. Araştırmada Amaç, Dönem, Kullanılan Değişkenler Veri Seti ve