• Sonuç bulunamadı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (2012) yaptığı değişikliğe göre, Türkiye’de zorunlu eğitim 12 yıldır ve ücretsizdir. 5.5 yaş (66 ay) ve 17–18 yaşlar arasındaki bireyler içindir. Sistem 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve 4 yıl lise olarak kurgulanmıştır (4+4+4). Her okul düzeyi ayrı konumlanabileceği gibi, fiziki şartlara göre ortaokullar ilkokullarla ya da ortaokullar liselerle aynı yerlerde bulunabilmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü (2014), belirlenen ders kitaplarının devlet tarafından öğrencilere verileceğini ve ücretsiz olduğunu duyurmuştur. Bunun dışındaki ulaşım ve yeme-içme giderleri aileler tarafından karşılanmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı (2014) yayımladığı yönetmelikle, okul öncesi eğitimin 36–66 ay arası çocuklar için, devlete ait okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsiz olduğunu belirtmiştir. Çocukların beslenme, kurumların temizlik ihtiyaçlarının ve eğitim programında kullanılması gereken eğitim materyallerinin temini için ücret alınacağını ve bu ücretin her dönem sonunda komisyonlar tarafından belirleneceğini bildirmiştir.

İlk 4 yıllık dönemde sınıf öğretmenleri, ikinci ve üçüncü 4’er yıllık dönemlerde ise alan öğretmenleri okullarda görev almaktadırlar.

33

Türkiye’de sadece bir türde ilkokul yapısı vardır. Program içeriği M.E.B. tarafından belirlenmiştir. Devlet okullarının yanı sıra özel kurumlar tarafından kurulan özel okullarda da ilkokul eğitimi alınmaktadır.

İlkokulun 4 sınıfında (1–2–3–4. sınıflar) dersler haftada 30 saattir. Programda haftada 5 saat matematik, 10 saat Türkçe, 5 saat oyun ve fiziki etkinlikler, 4 saat serbest etkinlikler dersleri yer almaktadır. Yabancı dil öğretimi 2. sınıftan itibaren haftada 2 saat, fen bilimleri dersleri ise 3. sınıftan itibaren haftada 3 saattir.

Türkiye’de iki türde ortaokul yapısı vardır. Birisi normal Ortaokullar, diğeri ise İmam Hatip Ortaokullarıdır. Program içeriği M.E.B. tarafından belirlenmiştir. Devlet okullarının yanı sıra özel kurumlar tarafından kurulan özel okullarda da ortaokul eğitimi alınmaktadır. Ortaokulun ilk 2 sınıfında (5. ve 6. sınıflar) dersler haftada 36 saat, son 2 sınıfında (7. ve 8. sınıflar) haftada 37 saattir. Türkçe derslerinin saatleri ilkokula oranla azalmaktadır ve haftada 6 ile 5 saat arasında değişmektedir. İngilizce ve Fen Bilgisi dersleri ise 4 saattir. Seçmeli dersler haftada en fazla 6 saat olarak programda yer almaktadır.

Ortaokulda tercih edilen seçmeli dersler lisede tercih edilecek programlar açısından önemlidir. Bu yüzden seçmeli dersler belli başlıklar altında toplanmıştır. Bunlar; Din ve Ahlak Bilgisi, Dil ve Anlatım, Yabancı Dil (2. yabancı dil), Fen Bilimleri ve Matematik, Sanat ve Spor ve Sosyal Bilimlerdir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (2013) ortaokuldan liseye geçiş için yaptığı düzenlemede öğrenciler, altı temel dersten (Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil) 8. sınıfta Kasım ve Nisan aylarında merkezi bir sınava girmektedirler. Bu sınavlarda alınan puanlar, öğrencilerin 6– 7–8. sınıflardaki not ortalamalarıyla birleştirilerek hesaplanan yerleştirme puanları, öğrencilerin hangi liselere gideceğini belirlemektedir.

Türkiye’de eğitim sisteminde sıklıkla değişiklikler yapıldığı söylenebilir. Eğitim seviyesinin düzeyini yükseltmek için yapılan bu çalışmaların devamlılık arz etmemesi önemli bir sorundur. Bu değişikliklerin planlanmasının uzun sürelere yayılmaması ve deneme (pilot okul) uygulamalarının yapılmaması programların başarı düzeylerini düşürmektedir. Aynı zamanda çok kısa süreler içerisinde, yapılan düzenlemelerin iptal edilmesi ve yeniden yapılanmalara gidilmesi, bu konudaki araştırmaların artmasını önlemekte ve araştırmacıların yeterli kaynaklara ulaşmasını engellemektedir.

34

Son yapılan değişikliklere göre Milli Eğitim Bakanlığı (2014) lise türlerini şu şekilde belirlemiştir; Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Anadolu Spor Lisesi, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Çok Programlı Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi. Bu liselere ek olarak Açık Öğretim Lisesi de okula gitmeyen bireylerin lise eğitimlerini dışarıdan almalarına imkan sağlamaktadır.

Zorlu (2011) çalışmasında, en son 2010 yılında yapılan değişiklikle, üniversiteye giriş sınavlarının iki aşamalı bir sisteme dönüştüğünü belirtmiştir. Bu iki aşamalı sistemin ilki, eğitim-öğretim yılının bahar döneminde mart ayında yapılmaktadır. Bu sınav “Yükseköğretime Geçiş Sınavı” (YGS) olarak adlandırılmıştır. İkinci aşama ise eğitim- öğretim döneminin sonunda Haziran ayı içersinde yapılmaktadır ve 5 ayrı oturumdan oluşmaktadır. Bu sınav da “Lisans Yerleştirme Sınavı” (LGS) olarak adlandırılmıştır. Sınavın birinci aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı(YGS) tüm öğrencilere yönelik tek oturumdan oluşan bir yapıdadır. Sınavın ikinci aşaması olan Lisans Yerleştirme Sınavları(LYS) ise 5 ayrı oturumdan oluşan bir yapıdadır.

Özel eğitime gereksinim duyan bireylere 12 yıllık (4+4+4) eğitim zorunludur. Bu eğitimler özür, tür ve derecesine bağlı olarak (üstün yetenekliler de dâhil olmak üzere) özel eğitim okulları/kurumları, özel eğitim sınıfları ve kaynaştırma uygulamaları şeklinde yapılmaktadır.

2.5.1. Türkiye Öğretmen Yetiştirme Sistemi

Türkiye’de zorunlu eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, öğretmen yetiştirme programlarının da yenilenmesini zorunlu kılmıştır. Eğitim sisteminde 1998 yılında yapılan değişiklik sonrası yeniden yapılandırılan öğretmen yetiştirme programları, 2006 yılında tekrardan güncellenmiştir. 2010 yılında yapılan değişiklik ile ilgili (4+4+4 sistemi) yeni bir yapılanma ise henüz gerçekleşmemiştir.

Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanı’na (European Higher Education Area) 2003 yılında dahil olmuştur. E.H.E.A (2001) yayımladığı ortak bildiride, oluşumun birçok temel amaca ulaşmayı hedeflediğini belirtmiştir. Bu amaçlar;

35

Hedeflenen çıktıları elde etmek için öğretilmesi gereken konular, bu konuları öğrenmek için gerekli süre planlamaları ve yöntemleri belirlemek,

Öğrenme çıktılarını değerlendirmeye yönelik standart ölçme-değerlendirme araçları geliştirmektir.

Y.Ö.K. (2006) yaptığı değişiklikle, eğitim fakültelerinin bu genel standartlara ve amaçlara sahip olması gerekliliğini belirtmiştir. Bu bağlamda, programların güncelleştirilmesinin zorunlu hale geldiği vurgulanmıştır.

Kaya (1984) ve Akyüz (2003) tarafından yapılan çalışmalarda, Türkiye’de 1950’li yıllardan bugüne birçok farklı öğretmen yetiştirme, istihdam etme yöntemleri uygulandığını belirtmişlerdir. Bu farklı uygulamalar öğretmenlik mesleğinin güvenilirliğini ve tercih edilirliğini, aynı zamanda da öğretmenlerin niteliğini etkilemiştir. Bu alanda yürürlüğe girmiş olan yöntemler şu şekilde özetlenebilir; 1960 yılında uygulanan “yedek subay öğretmen”, 1961 yılında uygulanan “vekil öğretmen”, 1970 yılında uygulanan “öğretmenlik formasyonu”, 1974 yılında uygulanan “mektupla öğretmen yetiştirme”, 1975 yılında uygulanan “hızlandırılmış programla öğretmen yetiştirme”, 1987 yılında “asker öğretmenlik”, 1996 yılında uygulanan “yükseköğretim programı mezunlarından koşul aranmaksızın öğretmen atanması” ve 1999 yılında uygulanan “Açık Öğretim Yolu ile İngilizce ve Okul Öncesi Öğretmen Yetiştirilmesi”dir.

Türkiye’de 2000’li yıllara doğru vakıf üniversitelerinde de öğretmen yetiştirmeye yönelik, eğitim fakülteleri kurulmaya başlanmıştır.

Türkiye’de öğretmen yetiştirmede temel görev üniversitelerin eğitim fakültelerindeki öğretmen yetiştirme programlarınındır. Bu programlar; sınıf öğretmenliği, okul öncesi öğretmenliği, alan öğretmenlikleri ve mesleki ve teknik öğretmenliklerdir. Bu bilgilere karşın, Safran, Kan, Üstündağ, Birbudak ve Yıldırım (2014)’ın yapmış oldukları çalışmada, Kamu Personeli Seçme Sınavı’na giren öğretmen adaylarının sayısının, eğitim fakültesi çıkışlı olmayıp sonradan formasyon alan adaylar açısından, farklı öğretmenlik alanlarında, 5’te 1 ile 10’da 1 oranlarında daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

YÖK (2007) yaptığı düzenleme ile ortaöğretime öğretmen yetiştiren programlarda değişiklikler yapmıştır. Bu bağlamda, eğitim fakültelerinde 3,5+1,5 olarak bilinen uygulama, pedagoji derslerinin yıllara dağıtılması ve 5 yıllık birleştirilmiş eğitime geçilmesi şeklinde olmuştur.

36

YÖK (2007), eğitim fakültelerinden mezun olmayıp, öğretmenlik mesleğini seçmek isteyen öğrenciler için uygulanan 4+1,5 uygulamasının devam etmesine karar vermiştir. Bu uygulama, 4 yıllık bir lisans diplomasına sahip olan bireylerin, 1,5 yıl süren tezsiz yüksek lisans programlarını tamamlayarak, pedagojik formasyon sahibi olmaları şeklinde gerçekleşmektedir.

Türkiye’de öğretmen olmaya hak kazanan adayların atanmasında merkezi bir sınav sistemi olan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), uygulanmaktadır. Safran vd. (2014) çalışmalarında, Türkiye’de 1990’lı yılların sonundan günümüze değin öğretmen atamalarının merkezi bir sınav ile gerçekleştirildiğini, bu yöntemin de farklı akademik çevreler ve meslek örgütleri tarafından desteklendiğini ve ya eleştirildiğini belirtmişlerdir.

37

BÖLÜM 3

BULGULAR VE YORUM