• Sonuç bulunamadı

BATI’NIN ĐSLAM VE TÜRKĐYE SĐYASETĐNĐN TEORĐK ARKAPLANI

2.3. BATI’NIN ĐSLAM VE TÜRKĐYE SĐYASETĐNĐN TEMSĐLĐ TEORĐS- TEORĐS-YENLERĐ: TOYNBEE VE HUNTINGTON

2.2.3. Medeniyetler Çatışması Tezi’ne Tepkiler

2.2.3.2. Türkiye’den Tepkiler:

Murat Yılmaz’a göre, Huntington’un bu tezi aslında yeni bir tez değildir. Birkaç

sene önce Bernard Lewis tarafından dile getirilen bu tezin asıl sahibi Arnold J. Toynbee’dir.405

Ahmet Davudoğlu’ °

na göre, Huntington’un tezi (Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’ tezi ile birlikte) “Soğuk-Savaş sonrası dönemde yeni dünya düzeni sloganı çerçevesin-de” “hâkim siyasi güçlere kamuoyu oluşturma ve meşruiyet kazandırma doğrultusunda önemli hizmetler sunmuşlardır.”406 Davudoğlu’na göre Bosna’da yaşanılan Batı’nın gözleri önünde yapılan soykırım, Batı medeniyetinin yaşadığı değer krizini ve uluslar arası sistemin çarpıklıklarını ortaya koydu. “Bu dengesizlik ve çarpıklıkların örtbas edilmesi için yeni teorik çerçeveler ve bu teorik çerçevelerin öngördüğü yeni suçlular ve düşmanlar gerekiyordu. Uzun süredir siyasi literatüre ciddi bir katkıda bulunamamış olan Huntington bu misyonu üstlendi.” Böylece “Medeniyetler Çatışması” kaleme alın-dı.407

Davudoğlu’nun genel değerlendirmelerini şöyle sıralayabiliriz:

Huntington’un üslubu, Fukuyama’ya kıyasla daha gerçekçi, hesaplı ve politik-tir.408

Huntington, medeniyet tarihi disiplini yoluyla ve seçici bir yaklaşımla “medeni-yetlerin çatışma alanlarını vurgularken medeniyetler arası kaynaşma, müsamaha ve sen-tez alanlarını yok farzediyor.409

405 A.g.e.; s. 17

°

Ahmet Davudoğlu: Şu an Türkiye Cumhuriyeti’nin 59. hükümetinde 1 Mayıs 2009’dan bu yana Dışişle-ri Bakanlığı görevini sürdüren Davudoğlu’nun uzmanlık alanları uluslar arası ilişkiler ve stratejilerdir. Akademisyen kökenli Davudoğlu’nun özellikle şu an Dışişleri Bakanlığı gibi önemli bir görev yapması, fikirlerini daha da dikkat çekici hale getiriyor. Davudoğlu’nun Huntington ve Fukuyama’nın teorilerini değerlendirdiği The Clash of Interests: An Explanation of of the World (Dis) Order (Çıkarların Ça-tışması: Dünya Düzen (sizliği) inin Bir Açıklaması) adlı makalesi için bkz. http://www.sam.gov.tr/perceptions/Volume2/December1997-February1998/davutoglu.PDF

406 A.g.e.; s. 369

407 A.g.e.; s. 370

408 A.g.e.; s. 371

116 Huntington, “ortaya çıkan çatışma alanlarının yükünü, tekelci Batı medeniyeti ta-rafından hayat alanları gittikçe sınırlandırılmış yerel medeniyetlere ve otantik kültürlere yüklüyor. Böylece gelecekteki bunalımın suçluları şimdiden ilan edilmiş oluyor.” “… başta Đslam ve onu takip eden Konfüçyanizm olmak üzere diğer bütün kültür ve mede-niyetler çıkan siyasi huzursuzluk ve bunalımların kaynağı ve sorumlusu olarak takdim ediliyor.”410

Huntington bu noktada “Batı medeniyetinin iç dengesizliklerini ve bunalımlarını şuurlu bir şekilde saklamaya çalışıyor.”411

Huntington’un aksine, anılan medeniyetler “Batı medeniyetinin hâkimiyet alanları altına girmeden önce çok daha müsamahalı bir ilişki içinde bulunuyorlardı.”412

Huntington ve Fukuyama, üslup farklılıkları olmasına rağmen, “Batı medeniyeti-nin, hegemonyasını sürdürmek için devreye soktuğu iki ayrı yüzünü temsil ediyor” yani misyon birliği içerisinde bulunuyorlar.413

“Huntington’un tezi kimi doğru unsurları da barındıran teorik bir zeminin siyasi pragmatizmin gerektirdiği sonuçlara varabilmek için ne ölçüde yozlaştırılabileceğinin çok kötü bir misali.”414

Konuların delillendirilmesi sırasında siyasi gerçekler önyargılı bir şekilde, örneğin ABD’nin askeri teknoloji ve silah ticareti alanındaki tekelci hegemonyasının göz ardı edilip Çin’in öne çıkarılması, kullanılıyor. 415

Çin’in son dönemdeki Đslam dünyası ile ilgili meselelerde olumsuz tavır içinde olması göz ardı ediliyor. Bu noktada “objektif verilere dayanmayan Đslam-Çin ittifakı ve tehdidi tezinin temelde iki hedefe matuf olduğu söylenebilir. Huntington bu yeni tehdit tanımlaması ile bir taraftan Amerikan silah üretim ve ticaretinin hızlanmasını hukukileş-tirmekte, diğer yandan Đslam dünyası ve Çin ile problemleri olan Hindistan benzeri

410 A.g.e.; s. 372 411 A.g.y. 412 A.g.y. 413 A.g.e.; s. 373 414 A.g.y. 415 A.g.e.; s. 373-374

117 gesel güçlerin konsolide olmasını ve Batı ile işbirliğine yönelmesini sağlamaya çalış-maktadır.” 416

Son olarak Davudoğlu, Huntington’un Türkiye hakkındaki fikirlerinin özellikle Türk aydınları tarafından büyük bir dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor ve şunları söylüyor:

“Türk toplumunda son iki asırdır yaşayan elit-kitle ilişkisi son derece çarpık bir

düzlem üzerinde gelişmiş ve parçalanmış bir toplum yapısı ortaya çıkarmıştır. Bu par-çalanmış ve belirsiz toplum idealinin en önemli sebebi, güçlü bir medeniyet birikimine sahip bir toplumu başka bir medeniyete kuyruk yapmak isteyen elitin yaşadığı psikolojik dengesizlik halidir. Bu dengesizlik eğitim ve medya kanalları yoluyla toplumun geneline yansıtılmış ve bugün kendini herhangi bir düzeyde tutarlı bir şekilde tanımaktan aciz bir bunalım toplumu ortaya çıkmıştır. Türkiye kapsamlı bir kimlik yenilenmesi ve medeniyet ihyası sürecine girme cesaret ve becerisini gösteremezse gelecekteki teorisyenler bu toplumu ya tarihin sonunun kurbanları ya da medeniyetler çatışmasının suçluları ara-sında zikredecektir.”417

Mustafa Özcan ∗∗∗∗

, Huntington’ı “iyi niyet yoksunu” olarak nitelendiriyor. O’na göre Huntington, Batı düşmanı olarak gördüğü Đslam ülkelerinin askeri teknolojiden mahrum edilmelerini istemektedir.”418 Ve Huntington gibiler sayesinde “Đslam dünyası negatif kutbu yani Şer Đmparatorluğu’nu temsil eder hale gelmiştir.”419

Binnaz Toprak’a °

göre Huntington Batılı devlet adamlarına önerilerde bulun-maktadır: “Batı uygarlığına dâhil ülkelerle işbirliğine gitmek, ‘diğerleri’ üzerinde askeri üstünlük sağlamak ve aralarındaki anlaşmazlıklardan yararlanmak.”420 Toprak’a göre ABD’nin Japon sermayesine tepkisinin medeniyet farklılıklarına dayandırılması,

416 A.g.e; s. 374

417 A.g.e.; s. 374-375

Mustafa Özcan: Gazeteci Özcan’ın Müslüman Đseviler adlı eserini çalışmamızın ilgili bahislerinde de-ğerlendirdik.

418 A.g.e.; s. 383

419 A.g.e.; s. 384

°

Binnaz Toprak: Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve uluslar arası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi.

118 ça tuhaf bir değerlendirmedir.”421 Toprak, Huntington’un aksine, geleceğin dünyasını çift kutupluluktan daha karmaşık bir yapıda görüyor ve ilave ediyor:

“Eğer geleceğin dünyası mutlaka iki-kutuplu olacaksa, bu kutuplar uygarlık

fark-lılıklarına dayanmayacaktır, çünkü alışılageldiğimiz tanımlar çerçevesinde uygarlık farklılıkları ortadan kalkmaktadır. Bugün ‘Doğu’ ve ‘Batı’ yoktur. ‘Đslam ve Batı’ türü kitap başlıkları bir dönemin oryantalist yazınıyla birlikte tarihe karışmıştır.”

“Gelecek-teki ayrım, çağdaş teknostrüktürlere ve global ekonomik yapılara uyum sağlayanlarla ‘diğerleri’ arasında şekillenecektir.422

Şahin Alpayππππ

, Huntington’la ilgili eleştirilerini Türkiye’nin Đslam dünyasına li-derliği merkezinde yoğunlaştırıyor ve şöyle diyor Alpay:

“Batı’nın Türkiye’yi istemediğini doğru kabul etsek bile, hemen her biri birbirinin

gırtlağına sarılmış durumdaki Đslam devletlerinin, Türkiye’yi lider olarak görmek iste-yebilecekleri ne kadar gerçekçi? En çok Erbakan’ın ‘Đslam Birliği’ rüyası kadar. Türki-ye kendi kendine liderlik etmeyi becerse, Türki-yetmez mi?”423

Alpay Huntington’un “temel haklara saygılı ama laik olmayan” bir demokrasiyi mümkün görmesini anlaşılır bulmuyor ve liberal demokrasi ile Hıristiyanlık arasında kurduğu bağı korkunç olan önyargılarının göstergesi sayıyor.424

Alpay, Huntington’un “temel haklara saygılı olmayan iktidarlara karşı ‘Pinochet

seçeneğine’ yani silahlı kuvvetlerin anayasayı koruma görevine onay vermesi”ni makul görüyor, ama öteki görüşleriyle hiç tutarlı bulmuyor.” Huntington’un bu düşüncesinin,

ülkemizde bazı Đslamcıların hoşuna gitmeyeceğini de ifade ediyor.425

Muzaffer Özdağ °°°°

, Huntington’u kastederek şunu söylüyor:

421 A.g.e.; s. 389

422 A.g.e.; s. 390

π

Şahin Alpay: Gazeteci.

423 A.g.e.; s. 392

424 A.g.y.

425 A.g.e.; 393

°

Muzaffer Özdağ (ölm. 2002) : Kurmay subay, hukukçu, devlet kademesinde görev yapmış fikir adamı Özdağ, Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın da babasıdır.

119 “Batı merkezli bir bencilliği, egosentrizmi, ırkçı-dinci bir fanatizmi, kültürel

şove-nizmi, emperyalist tahakkümcülüğü temsil etmektedir.”426 O’na göre Huntington’ın me-deniyetleri düşman saflarda karşılaştırması, ırkçılık, kapitalist-emperyalist Batı’nın si-yasi sabıka sicilinin izlerini taşımaktadır.427 Özdağ, Huntington’un Konfüçyen-Đslam ittifakı iddiasını “Batı kamuoyunu, hükümetlerini saldırgan emel ve planları doğrultu-sunda hazırlayıcı siyasi bir eylem” ve “kışkırtıcı bir psikolojik savaş operasyonu” olarak nitelendiriyor.428 O’na göre Huntington’un amacı ve temennisi, “dünya barışı değil,

Batı koalisyonuna, Batı’ya kayıtsız şartsız teslimiyeti sağlayacak siyasi çözümleri üret-mek ve önerüret-mektir.”429

Özdağ, Huntington’un Türkiye’yi bölünük ülke olarak değerlendirmesini “derin-likten, milli kültürleri değerlendirme bilincinden yoksun”, ve “sathî” bir değerlendirme olarak buluyor.430 O’na göre Huntington’un ve benzerlerinin yapmak istedikleri şudur:

“Biz Hıristiyan, beyaz, Batılı uluslar, kendi dışımızdaki dünyayı hemen tümüyle

sömürgeleştirmiştik, köleleştirmiştik. Hisselerimize kanaat etmediğimiz, uzlaşmaya va-ramadığımız için iki defa cihan çapında kavgaya tutuşup birbirimizi yorduğumuz, yıp-rattığımız için kölelerimiz zincirden kurtuldu, sömürgeler uluslaştı. Bu hatayı düzeltelim ve tekrarlamayalım. Birleşelim, ortak sömürü dengesi kuralım. Yeniden yenelim.”431

Özdağ Huntington’un medeniyet eksenli düşüncesini yanlış buluyor ve devleti işaret ediyor:

“Hangi medeniyet dairesinde olursa olsun toplumların iradesini, gücünü somut ha-le getiren devha-lettir.”432

Sami Şener ∗∗∗∗

, Huntington’un medeniyet ve medeniyetler arası ilişkilere bakışının “bir ilim adamından çok, bir komutan edası içinde” olduğunun altını çiziyor.433 Şener,

426 A.g.e.; s. 410 427 A.g.e.; s. 411 428 A.g.y. 429 A.g.y. 430 A.g.y. 431 A.g.e.; s. 416 432 A.g.e.; s. 417

Sami Şener: Sakarya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi.

120 Huntington’ın teziyle başta Đslam ve Konfüçyunizm olmak üzere, diğer bütün kültür ve medeniyetlerin, çıkan siyasi huzursuzluk ve bunalımların kaynağı ve sorumlusu olarak takdim edildiğini ifade ediyor.434

121

3. BÖLÜM

11 EYLÜL’ÜN BATI VE ĐSLAM ĐLĐŞKĐLERĐ AÇISINDAN