• Sonuç bulunamadı

2.11. Konuyla İlgili Araştırmalar

2.11.1. Türkiye’de Yapılan Araştırmalar

Ülkemizde yapılan çalışmaya benzer olduğu düşünülen araştırmalar kronolojik sıra dikkate alınarak aşağıda verilmiştir.

Eroğlu (1995), araştırmasında empatik eğilim düzeyleri farklı annelerin çocuklarının, uyum ve başarı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmada, 401 öğrenci ve bu öğrencilerin anneleri ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak ‘Empatik Eğilim Ölçeği ile ‘Hacettepe Kişilik Envanteri kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre; empatik eğilim düzeyi yüksek olan annelerin çocuklarının, genel uyum ve kişisel uyum düzeyleri ile sosyal uyum düzeyleri, empatik eğilim düzeyi düşük grubun çocuklarından yüksek çıkmıştır. Ayrıca, annenin empatik eğilim düzeyinin, çocuklarının akademik başarı düzeyleri üzerindeki etkisinin önemli olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır.

Bozkurt (1997) ; cinsiyetleri, fakülteleri ve uyum düzeyleri farklı Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin empatik eğilim düzeylerini incelediği araştırmasının örneklemini, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi‟nin farklı bölümlerinde öğrenim gören 812 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada “Empatik Eğilim Ölçeği” ve “Hacettepe Kişilik Envanteri” kullanılmıştır. Sonuç olarak, kız öğrencilerin empatik eğilim düzeylerinin erkek öğrencilerden daha yüksek olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Ünal (1997) ; psikolojik danışma ve rehberlik eğitimi alan öğrencilerin empatik eğilimlerinde gözlenen değişmeleri incelemiştir. Araştırma da Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümü 1. 2. 3. ve 4. sınıf öğrencilerine Dökmen‟in geliştirdiği “ Empatik Eğilim Ölçeği” uygulanarak empatik eğilimleri tespit edilmiştir. Çalışma evrenini ise Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesine bağlı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Bölümünde öğrenim gören 200 öğrencinden oluşturmaktadır. Öğrencilerde gözlenen empatik eğilim puanlarının anlamlılığı t testi ve varyans analizi ile test edilmiştir. Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular, kız öğrencilerin empatik eğilim düzeylerinin erkek öğrencilere kıyasla önemli ölçüde yüksek olduğunu bulgusuna varılmıştır.

Şahin (1998), araştırmasında destekleyici eğitim programın etkisi incelemiştir. Araştırma örneklemi beş altı yaşında çocuğu olan babalardan oluşmaktadır. Babalara 2 ay sürecek şekilde bir program uygulamıştır. Veri toplama aracı olarak“ Aile Bilgi Formu” ve “Baba Eğitim Ölçme Aracı” kullanılmıştır. Deney ve kontrol grubu

babaların ön test sonuçlarında anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Son test sonuçlarında anlamlı farklılıklar olduğu bulgusuna varılmıştır. Bu araştırmadan babalara verilen eğitimin etkili olduğunu gözlemlenmiştir.

Kuzucu(1999), araştırmasında ergenlerinin babalarıyla çatışma düzeyleri ile babalarının kendi rollerini algılamalarına ilişkin durumu incelemiştir. Araştırmaya Bilecik ili merkezinde bulunan 76 öğrenci ve bu öğrencilerin babasında alınmıştır. Veri toplama aracı olarak babalara ‘Genç Anne Baba Çatışma Ölçeği babalar formu uygulanmıştır. Bu ölçekler uygulandıktan sonra araştırmacı tarafından geliştirilen babalık rolü algı ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin ve babaların kendi rollerini algılamaları ile çatışma düzeyleri arasında anlamlı fark olmadığı ve babalık rolü algı ölçeğinden aldıkları puanları çatışma düzeyinden bağımsız olduğu bulguna varılmıştır.

Tutarel ve Çabukça (2002) ; empati ve demografik değişkenlerin evlilik uyumu ile ilişkisinin araştırıldığı bu çalışmada, 150 evli kişiye (75 kadın, 75 erkek) “Empatik Eğilim Ölçeği” (EEÖ) ve “Evlilikte Uyum Ölçeği” (EUÖ) uygulanmıştır. Yapılan t testi sonucunda, evli kadın ve erkeklerin empatik eğilim düzeyleri arasında fark olmadığı belirlenmiştir. Eşlerin evlilik uyumlarının evlilik yılı, çocuk sayısı gibi değişkenlerle bağlantılı olmadığı saptanmıştır.

Ünal (2003), empatik iletişim eğitiminin okul öncesi kurumunda çocuğu olan annelerin empatik beceri düzeylerine etkisini incelemiştir. Araştırmaya okul öncesi eğitim kurumunda çocuğu olan 34 anne dahil edilmiştir. Annelerin 17’si deney grubuna 17’si kontrol grubuna ayrılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan “Empatik İletişim Eğitimi Programı” deney grubunda bulunan annelere her hafta iki kez bir buçuk saat olmak üzere on oturumda uygulanmıştır. Kontrol grubunda bulunan annelere ise herhangi bir eğitim verilmemiştir. Örneklem grubuna ön test ve son test olarak “Empatik Beceri Ölçeği-B Formu” uygulanmıştır. Deney ve kontrol gruplarının son test sonuçlarına göre deney grubunun empatik beceri düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir gelişme olduğu, kontrol grubunda ise bir gelişme olmadığı saptanmıştır.

Aydın (2003), baba katılımı eğitiminin babaların katılım düzeylerine ve babalık rollerini algılayışlarına etkisini incelemiştir. Araştırmanın örneklemini Ankara’da ODTÜ Yuva ve Anaokulunda üç-altı yaşlar arası çocukları olan 10 deney, 10 kontrol grubunda olmak üzere toplam 20 baba oluşturmuştur. Deney grubuna 6 haftalık bir baba katılım eğitimi uygulanmış ve deney ve kontrol grubu babalarına, veri toplama aracı olarak ‘Baba Katılım Ölçme Aracı’ ve ‘’Babalık Rolleri Anketi’ni uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda babaların eğitim sürecini değerlendirmeleri dikkate alınarak programın baba –çocuk arasındaki iletişime bazı olumlu etkileri olduğu bulguna varılmıştır.

Koçak (2004) yürüttüğü bir çalışmada baba rolünün çocuk gelişimi üzerindeki önemi, babaların davranışlarını ve tutumlarını fark etmelerine yardımcı olmak konusunda “Baba Destek Programının” etkisini araştırmıştır. Araştırma 1379 babanın katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırma sonuçları, araştırmacı tarafından geliştirilen, tutum envanteri ile elde edilmiştir. Araştırmanın sonuçları programın, babaların çocuk gelişimi konusunda tutum ve davranışlarında olumlu yönde değişim algıladıklarını ve farkındalıklarının arttığını ortaya koymuştur.

Körükçü (2004) araştırmasında okul öncesi kurumuna devam eden çocukların empatik becerileri ile çocukların özsaygı düzeyleri arasında ilişkinin olup olmadığını belirlemesi amaçlanmıştır. Araştırmada Ankara’da devlet üniversitelerinin bünyesinde bulunan anaokuluna devam eden 115 çocuk ve bu çocukların annelerinden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak ‘Genel Bilgi Formu’ ‘Cassidy’ ‘Kukla Görüşme Formu’ ve ‘Empati Beceri Formu’ uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda çocuğun özsaygı düzeyi ile annesinin empatik becerisi üzerinde anlamlı bir fark olmadığı annenin öğrenim durumunu çocuğun benliğin olumlu puanlamada farkın anlamlı olduğu bulgusuna varılmıştır.

Yüksel (2004) tarafından yapılan çalışma da, empati eğitim programının İlköğretim öğrencilerinin empatik beceri düzeyini artırmadaki etkisi incelenmiştir. Araştırma Bursa’da özel bir okulda eğitim gören dördüncü sınıf öğrencilerinden 20 kişi seçilerek yürütülmüştür. Araştırmada deney grubunun (10 denek) yanında, Hawthorne etkisini kontrol etmek için plasebo kontrol grubu da (10 denek)

kullanılmıştır. Yapılan çalışmada araştırmacı tarafından geliştirilen empati eğitim programı uygulanmıştır. Empati eğitim programı sekiz hafta süreyle uygulanmıştır. Deney grubuna uygulanan empati eğitim programının tamamlanmasından sonra, her iki gruba da Çocuklar İçin Empati Ölçeği uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucun da deney grubunda yer alan öğrencilerin kontrol grubundaki öğrencilere kıyasla empatik beceri düzeylerinin anlamlı düzeyde arttığı bulgusuna varılmıştır.

Halıcıoğlu (2004), annelerin empatik beceri düzeyleri ile çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmaya anasınıfına devam eden çocukların 532’sinin annesi dahil edilmiştir. Araştırmada “Empatik Beceri Ölçeği-B Formu” ve “Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, anne empatik beceri düzeylerinin annelerin yaşına, ailedeki çocuk sayısına, anasınıfına devam eden çocuğun doğum sırasına, babaların yaşına göre değişmediğini saptamıştır.

Anne empatik beceri düzeyinin, anne eğitim düzeyi ve mesleği üzerinde anlamlı bir fark yarattığını bulmuştur.

Dinçer (2004), babaların 3-6 yaş grubundaki çocukların bakım ve eğitimine katılım durumlarını incelemiştir. Araştırma örneklemine 290 baba alınmıştır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla üzere anket yöntemi kullanılmış ve elde edilen veriler araştırmacı tarafından değerlendirilmeye alınmıştır. Araştırmanın sonucunda babaların haftada 5 gün ve günde ortalama 8 saat çalıştığı, çocukları olduğunda baba olmaya hazır oldukları, çocuğuna ve eşine karşı sorumluluklarının arttığının, çocuğunun bakımına ve eğitimine katılmak istediği ancak vakit bulamama nedeni ile katılamadığı bulgusuna varılmıştır.

Çağlayan (2004), araştırmasında babaların 3-6 yaş aralığındaki çocukların bakımına ve eğitimlerine olan katılım durumunu incelenmiştir. Araştırma örneklemi Ankara il merkezinde yaşayan 290 babadan oluşmaktadır. Veriler anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre çoğunluğun baba olmaya hazır olduğunu çocuğuna ve eşine karşı sorumluluklarının farkında olduğunu ve uzun çalışma saatlerinden dolayı çocuklarıyla vakit geçirmeye zaman bulamadıkları sonucuna

varılmıştır. Çocuk sayısı ve babanın eğitim durumuyla anlamlı bir fark olmadığı bulgusuna varılmıştır.

Taşkın (2005) araştırmasında, babalara verilen baba eğitim programının babaların eğitimin, çocuklarıyla ilgilenme düzeylerine, babanın anneyle birlikte çocuğun sorumluluğunu paylaşmasına etkisini incelemiştir. Araştırmanın örneklemini, toplam 28 baba oluşturmuştur. Araştırmada deney ve kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Deney grubuna “Baba Eğitim Programı” on hafta süre uygulanmıştır. Kontrol grubu ise bu süre içerisinde herhangi bir eğitim verilmemiştir. Araştırma bulgularından; eğitim programına katılan babaların davranışında değişim meydana geldiği, babaların kontrol grubuna göre anneyle birlikte sorumluluğu daha çok paylaştıkları gözlenmiştir.

Kılıç (2005) ; İstanbul’daki okul öncesi öğretmenlerinin empatik beceri düzeylerini bazı değişkenler açısından incelemiştir. İlişkisel tarama modeli uygulanan araştırmanın örneklemini rastlantısal olarak seçilen 100’ü devlet okulunda, 100’ü özel okulda çalışan 200 okul öncesi öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmada “Demografik Veri Formu” ve “Empatik Beceri Ölçeği-B Formu” kullanılmıştır. Elde edilen veriler yüzde, frekans, ANOVA ile değerlendirilmiştir. İstatistiksel işlemler sonucunda elde edilen bulgular, empatik beceri puanının yaş değişkenine göre farklılaştığını; yaş arttıkça empatik beceri düzeyinin düştüğünü ortaya koymuştur. Eğitim arttıkça empatik beceri düzeyinin de arttığını gözlenmiştir. Empatik becerinin çocuk sahibi değişkenine göre farklılaşmadığı, çalışılan okul türü ile ilgili olmadığı görülmüştür.

Oğuz ( 2006 ), okul öncesi eğitim kurumuna devam eden altı yaş grubundaki çocukların bakış açısı alma becerileri ile anne babaların empatik becerilerini incelemiştir. Araştırmaya Ankara’da bulunan bağımsız anaokullarına devam eden, altı yaş grubunda çocuğu olan 100 çocuk ve bu çocukların annesi-babası dahil olmak üzere 300 kişi alınmıştır. Veri toplama aracı olarak “Kişisel Bilgi Formu”, “Bakış Açısı Alma Testi”, “Empatik Beceri Ölçeği-B Formu (EBÖ-B Formu)” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda babaların öğrenim seviyesi yükseldikçe empatik becerilerinin de arttığını bulgusuna varılmıştır.

Poyraz (2007)’ ın, babaların babalık rolünü algılamaları ve kendi ebeveynlerinin tutumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmaya evrenden rastgele örnekleme yöntemi ile belirlenen 12 ilköğretim okulunun ana sınıfı öğrencileri ve onların babaları oluşmuştur. Toplam 389 baba, araştırma kapsamına alınmıştır. Veri toplama araçları olarak “Kişisel Bilgi Formu” ; babalık rolü algısını ölçmek amacı ile “Babalık Rolü Algı Ölçeği (BRAÖ)” ve anne–baba tutumlarını ölçmek amacıyla ise “Anne-Baba Tutum Envanteri (ABTE)” kullanılmıştır. Yapılan çalışmada babalık rolü algısı arttıkça; otoriter ve koruyucu-istekçi anne–baba tutumlarının artığı bulgusuna varılmıştır.

Seçer, Çeliköz ve Yaşa (2007) tarafından yapılan araştırmada okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5-6 yaş grubunda çocuğu olan babaların babalığa yönelik tutumları ile bazı kişilik özelliklerinin babalığa yönelik tutumları üzerindeki etkisi incelemektir. Araştırma 285 Baba ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak ‘Ebeveyne yönelik tutum ölçeği- Baba formu’ kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre babanın yaşının, eğitim düzeyinin ve sahip olduğu çocuk sayısının babalığa yönelik ilgisini ilk baba olma yaşının yeterlilik algısının, doyumunu ve genel tutumunu eğitim düzeyinin de yeterlilik ve genel tutumunu etkilediği bulgusuna varılmıştır.

Işık, Girgin ve Kefi (2007), tarafından yapılan araştırmada baba katılımının desteklendiği ve desteklenmediği kurumlarda çocukları eğitim gören babaların eğitime katılım düzeyleri arasında farklılık olup olmadığı incelenmişlerdir. Araştırmanın örneklem grubunu İzmir ili Foça, Aliağa ve Karşıyaka ilçelerinde okulöncesi eğitim kurumuna devam eden 161 çocuk ve bu çocukların babalarından oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Aile Katılım Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu uygulanmıştır. Katılımın desteklendiği okullardaki babaların katılım düzey ve beklentilerinde anlamlı farklılıklar olduğu bulgusuna varılmıştır.

Günindi (2008), okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda, anne-babalarının empatik becerisi yükseldikçe, çocuklarının sosyal uyum becerilerinin de yükseldiği

bulgusuna varılmıştır. Ayrıca anne babaların eğitim düzeylerinin yüksek olması çocukların sosyal uyum becerilerini olumlu yönde etkilediği anlaşılmıştır.

Duran (2010), araştırmasında erkeksi roller ile babanın katılım düzeyi arasındaki farkı incelemiştir. Araştırma Türkiye’nin birçok şehrinde yaşayan ve farklı mesleklere sahip olan babalardan oluşmaktadır. Çalışma da ‘Erkeksi Roller Uygunluk Ölçeği’ ve ‘Baba Katılım Ölçeği’ kullanılmıştır. Bulgulardan, çocukların cinsiyeti, babanın yaşı, annenin çalışıp çalışmaması ile babanın katılım düzeyi arasında anlamlı bir fark olmadığı ortaya koymuştur.

Ünlü (2010) tarafından yapılan araştırma babanın çocuğun bakımın katılımının baba-çocuk ilişkisine etkisi incelenmiştir.Araştırma528 baba ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak “Babalık Ölçeği” , “Baba Katılım Ölçeği” ve “Eş Destek Ölçeği” ile uygulanmıştır. Bulgular göre, babanın kendi babasını model almasının çocuğu yetiştirme de etkili olduğuna ve babanın yaşı baba olma yaşı ve eşinden gördüğü desteğinde çocuğun bakımına katılımını etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır.

Kuruçırak (2010) , 4-12 aylık bebeği olan babaların, babalık rolü algısı ile bebek bakımına katılımları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmanın örneklemini 4-12 aylık bebeği olan 260 baba oluşmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak babalara ‘Sosyo-Demografik Soru Formu’, “Babaların Bebek Bakımına Katılım Soru Formu”, “Babalık Rolü Algı Ölçeği” uygulanmış ve babalık algılarını ve bebek bakımına katılımlarını etkileyen faktörleri belirlemek üzere “Bireysel Derinlemesine Görüşme Formu (BDG)” uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre babaların, babalık rolü algısı ile bebek bakımına katılımı arasında pozitif yönde ve güçlü bir ilişki olduğu sonucunu ortaya koymuştur.

Çelik, Yılmaz ve Dicle (2011), babalara verilen “Baba Eğitim Programı”nın babaların baba tutumları ve babalık rolü algılarına etkisini incelemişlerdir. Araştırmaya çocuğu okul öncesi eğitim kurumuna devam eden babalar oluşturmuştur. Çalışma grubunu 26 baba oluşturmuştur. 13 baba deney, 13 baba kontrol grubuna alınmıştır. Araştırma Deseni, ön-test son-test kontrol gruplu desendir. Babaların babalık tutumunu, “Baba Tutum Envanteri” ile babalık rolü ise

“Babalık Rolü Algı Ölçeği” ile ölçülmüştür. Babalara araştırmacılar tarafından geliştirilen 10 oturumluk “Baba Eğitim Programı” 5 hafta boyunca haftada iki kez ortalama 90 dakika süresince uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda Baba Eğitim Programının babalık tutumu ve babaların babalık rolü üzerinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Sımsıkı (2011), araştırmasında baba katılımını ebeveyn tutumları, bağlanma stilleri ve çift uyumu açısından incelemiştir. Araştırma örneklemi okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 303 öğrenci ve bu öğrencilerin babalarından oluşmakladır. Veri toplama aracı olarak Baba Katılım Ölçeği, Ebeveyn Tutum Ölçeği, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri ve Çift Uyum Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre yüksek düzeyde demokratik ebeveyn tutumuna sahip babaların, tüm baba katılım puan ortalamalarının daha yüksek olduğu ve eğitim düzeyi yüksek babaların baba katılımının yüksek olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Telli ve Özkan’a göre (2014), yaptıkları araştırmada, 3-6 yaş grubu çocuğu olan babaların babalık rolü algılarını ve etkileyen faktörleri incelemiştir. Araştırma örneklemi Giresun ili merkezinde 20 anaokulunda 3-6 yaş arası çocuğu olan babalardan oluşmaktadır. Verileri toplamak amacıyla “Kişisel Bilgi Formu”, “Babalık Rolü Algı Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Babaların; eğitimi, çalışma durumu, mesleği, gelir durumu algısı, aile tipi, şu an eğitim alan çocuğu isteme, ilk kez baba olma yaşı, sahip olduğu çocuk sayısı ve babalığa ilişkin bilgi alma durumlarının babalık rolü algısını etkilediği bulgusuna varılmıştır.

Uyanık vd (2016) araştırma çocuğu okul öncesi eğitim kurumuna devam eden alt sosyoekonomik düzeydeki babaların çocukları ile olan ilişkisinin bazı değişkenlere göre incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini, Afyonkarahisar il merkezinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların babaları oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubuna, çocuğu 2012-2013 eğitim öğretim yılında İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 245 baba dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, çocuklar ve aileleri ile ilgili bilgi almak amacıyla Genel Bilgi Formu ve babaların çocukları ile ilişki düzeylerini belirlemek

amacıyla "Çocuk Ana baba İlişki Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda; çocuğun cinsiyeti ile ailedeki çocuk sayısı değişkenleri baba çocuk ilişkisini etkilediği, doğum sırası ile babanın öğrenim durumu değişkenlerinin ise etkili olmadığı bulunmuştur.

Benzer Belgeler