• Sonuç bulunamadı

Temmuz 1923 tarihinde, I. Eğitim Şurası’nda alınan bir kararla zorunlu eğitim yaşındaki çocukların, yabancıların açtıkları özel okullara gitmeleri yasaklanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitim kurumlarının çoğunda uzun süre yabancı dil olarak öğretilen Arapça ve Farsça yerini batı dillerinden Almanca, Fransızca ve İngilizceye bırakmıştır. Farsça tamamen kaldırılmıştır. Arapça’ya sadece dini eğitim veren İmam Hatip Liselerinin programlarında yer verilmiştir. Üniversitelerde İngilizce, Almanca, Fransızca bölümleri açılmaya başlanmıştır. Uzun yıllar Fransızca’nın popüler olduğu Türkiye’de Almanca ve İngilizce popüler olmaya başlamıştır. II. Dünya savaşı sırasında Almanya’daki Nazi baskısından kaçan Alman vatandaşı bilim insanı ve üniversite hocalarının bir kısmı Türkiye’ye sığınmıştır. Bu hocaların büyük bir kısmı İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere büyük üniversitelerde çalışmışlardır. Bir kısmı savaştan sonra da Türkiye’de kalmıştır. Alman Hocalar yabancı dil bilen asistanlar aracılığıyla derslere girmişlerdir. Ancak bu şekilde bu işin yürümeyeceği anlaşıldığından, yabancı dil öğretimine ortaöğretimde ağırlık vermek gereği ortaya çıkmıştır. Bu dönemde en büyük sorun, yabancı dil öğretmeni yetiştiren bir kurumun olmamasıdır. Bugüne kadar yabancı dil öğretmeni olarak görev yapan öğretmenlerin geldikleri eğitim kurumları birbirinden çok farklılık göstermektedir. 1982 yılı öncesinde ilgi çeken yabancı dil öğretmeni kaynaklarının bazıları şunlardır:

1. Üniversitelerin öteki bölümlerinde okuyup, A, B, C Kuru yabancı dil öğrenimi görenler

2. Eğitim Enstitüsü yabancı dil bölümlerini dışarıdan bitirenler 3. Eğitim Enstitüsü “Yaygın Yükseköğretim Yaz Okulu”nu bitirenler 4. Eğitim Enstitüsünde (1978-80) “hızlandırılmış” (1 yıl karşılığında 1-2 ay

süreli) öğrenim görenler

5. MEB tarafından zaman zaman açılan “Öğretmen Muavinliği” sınavını başaranlar. (Demircan, 1988: 106).

Görüleceği gibi, yabancı dil öğretmeni olarak çalışmasına izin verilen bireylerin geldikleri okullar yabancı dil öğretmeni yetiştiren kurumlar olarak sayılmamaktadır. Bugün de durum aslında pek farklı değildir. İngilizce öğretmenlerinin içinde sayısı hiç de az olmayan pedagojik eğitim almamış öğretmenler vardır. Buna en iyi örnek ODTÜ gibi yabancı dilde eğitim yapan üniversitelerden mezun olan kişilerin İngilizce öğretmenliği yapabilmesi gibi. Bu uygulama halen devam etmektedir.

Atatürk, 1 Kasım 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama döneminin açılış konuşmasında, Türk çocuklarının öğrenimi için devletçe mümkün olan azami fedakârlığın yapılmasını rica ederken yurttaşlarından da kendi çabalarıyla çocuklarını eğitim ve öğretim alanında yetiştirerek devlete yardımcı olmalarını önemle dile getirmiştir. Atatürk’ün eğitim alanında getirdiği bu çözüm şekli, özel girişimin kendi olanakları ile kısa süre sonra özel Türk okullarının açılması ile başlamıştır. Atatürk’ün bu önerisini gerçekleştirmek üzere 31 Ocak 1928 tarihinde Türk Eğitim Derneği kurulmuştur. Bu derneğin okul açma çabaları 1930-1931 öğretim yılında başlamış, 1931-1932 öğretim yılında ilk, 1933-1934 yılında orta ve 1936-1937 yılında lise kısımları olmak üzere Yenişehir Lisesi daha sonraki adıyla Ankara Koleji açılmıştır. (T.E.D. 1968). Bu kolej, 1951-1952 öğretim yılına kadar takviyeli İngilizce öğretimi yaparken bu öğretim yılından sonra İngilizce öğretim ve eğitime başlamıştır. Ankara Koleji’nin 1951-1952 öğretim yılına kadar sürdürdüğü takviyeli İngilizce öğretimi örneği daha sonraki yıllarda ülke çapında yaygınlaşmış ve özellikle Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana gibi okul çağındaki gençlerin çok yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde takviyeli yabancı dil öğretimi yapan özel okullar açılmaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda ise, ülkemizde farklı zamanlarda yasal düzenlemeleri yapılarak, yabancı dille eğitim yapan okullar açılmıştır. Bunların içinde ilköğretimden başlayarak yükseköğretime kadar birçok okul bulunmaktadır. Bu okullar içinde 1956’dan sonra kurulan ODTÜ, 1957’de Robert Koleji ve daha sonraki adıyla Boğaziçi Üniversitesi, Hacettepe ve Cerrahpaşa gibi bazı tıp fakülteleri, Galatasaray Üniversitesi ve neredeyse tüm Vakıf Üniversiteleri yer almaktadır. “Öğretimi Türkçeleştirme eğilimlerinin başladığı yıllarda Galatasaray Lisesi öğretilen ilk batılı dil olan Fransızca, Robert Koleji ise İngilizce ile öğretime başladılar.” (Demircan, 1988: 50).

“1974-1975 öğretim yılına göre Türkiye’de takviyeli yabancı dil öğretimi yapan özel okulların sayısı, ortaokul ve lisesi bir arada olanların elli bir, sadece ortaokul olanların ise altıdır.”(Demirel,2011: 11). Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde tüm özel Türk, yabancı ve azınlık okulları, 8.6.1965 tarihinde çıkan 625 sayılı özel Öğretim Kurumları Kanununa

göre Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Daire Başkanlığı’na bağlı olarak öğretim ve eğitim etkinliklerini sürdürmektedir.

Tablo (1)’de yer alan, 1950 ve 1986 yılları arası ortaokul ve lise seviyelerinde yabancı dillere göre öğrenci sayılarına bakıldığında, 1950 yılından sonra Fransızca’nın etkisinin azaldığı görülmektedir. Bu dönemlerden itibaren İngilizce’nin sürekli yükselişte olduğu görülmektedir. 1980-1981 öğretim yılında ise Almanca ikinci yabancı dil durumuna yükselmekte, Fransızca üçüncü sıraya düşmektedir.

Tablo 3:Yabancı Dil Dersi Öğrenci Sayıları (Orta ve Lise)

(Demircan, 1988: 116). Yıllar: İngilizce: Almanca: Fransızca: Arapça:

1950-51 27.716 44.927 2.771 1951-52 1952-53 49.597 51.941 5.494 1953-54 52.090 53.213 6.359 1955-56 70.854 70.821 10.737 1960-61 173.905 137.841 29.488 1970-71 663.227 246.961 101.990 1980-81 1.182.811 253.131 246.030 1981-82 1.233.591 272.091 274.394 1982-83 1.268.240 283.951 300.142 1983-84 1.351.547 299.415 329.199 1984-85 1.491.402 308.948 369.616 1985-86 1.552.189 292.415 364.882

1980’lerden itibaren İngilizce’nin en çok tercih edilen yabancı dil olduğu açıkça görülmektedir. Dünyada İngilizce’nin bu kadar yayılmasının ilk sebebi daha önceki yüzyıllarda İngiltere’nin sürdürmüş olduğu sömürgeleştirme politikasıdır. İngiltere’nin sömürgesi altındaki ülkelerde İngilizce iletişim kurma ihtiyacı fazlasıyla hissedilmiştir. 20.yüzyılda Amerikan Birleşik Devletleri’nin dünyada en güçlü ülke olması İngilizce’ye olan talebi daha da artmıştır. Bu yüzyılda görülen bütün bu gelişmeler karşısında ülkelerin geleneksel toplum yapıları da değişim göstermiştir. Şüphesiz ki Türkiye’yi bütün bu değişimlerin dışında değerlendirmek mümkün görünmemektedir. Özellikle Türkiye’nin 1952 yılında NATO’ya üye olmasından sonra Amerika Birleşik Devletleri ile yakın ilişkiler içine girmesiyle İngilizce’nin Türkiye’de yaygınlaşması açısından iyi bir ortam oluşmuştur. İngilizce diplomatik dilde fazlaca kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum, bugün de uluslararası arenada devam etmektedir. Özellikle internet kullanımı, teknolojik ve bilimsel gelişmeler de İngilizcenin öğrenilmesi ve kullanılması ihtiyacını arttırmıştır.

1988 – 1989 öğretim yılında, o zamanki ortaokullarda, “Basamaklı Kur Sistemi” adıyla, yabancı dil öğretimi denenmiştir. “Bu sisteme göre, ortaokul 1. sınıfta yabancı dil dersleri zorunlu, daha sonraki sınıflarda ve lisede isteğe bağlı olacak ve bu dersten alınan not sınıf geçmeyi etkilemeyecekti. Bu sistem bir yıl uygulandıktan sonra yabancı dil tekrar zorunlu dersler arasına girmiştir.”(Akyüz, 1993: 307).

Basamaklı kur sistemine göre:

1. Sistem, altı basamaktan oluşur. Her basamağın süresi bir öğretim yılıdır.

2. Birinci basamak zorunlu, diğer basamaklar isteğe bağlıdır. 3. Her basamağın sonunda başarılı olan öğrencilere sertifika verilir. 4. Sistemde dil değiştirmek mümkündür.

5. Sistemde haftalık ders saati sayısı beştir. Yabancı dil derslerinde sınıf mevcudu en az 8, en çok 25’tir.

6. Öğrenci başarısı, yıl sonu başarı notu ve merkezi sistemle yapılan sınavlarla tespit edilir. Yapılan sınavda, 100 puan üzerinden 70 alanlar başarılı olur.

7. Sistemle ilgili uygulama esasların tamamı bir yönerge ile tespit edilir.

Basamaklı kur sistemi uygulamasının başarılı olması, yabancı dil öğretmenlerinin hizmet içinde yetiştirilmesi, program geliştirme ve öğretim materyallerinin hazırlanması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’na bağlı ‘Yabancı Dil Eğitimini Geliştirme Merkezi (YADEM)’in kurulması kararlaştırılmış ve 1988 yılında ülke genelinde uygulama çalışmalarına başlanmıştır. Sistemin uzun dönem hedefine ulaşabilmesi için öğrenci, öğretmen, öğretim programları, kitap, araç-gereç, mevzuat, bütçe ve okul binası-derslik gibi faktörlerin bir sistem bütünlüğü içinde ele alınması öngörülmüştür. Ancak uygulamadan kaynaklanan sorunların çözülememesi nedeniyle, basamaklı kur sistemi uygulaması 1989-1990 öğretim yılı başında son bulmuş ve tekrar eski uygulamaya dönülmüştür. (Demirel, 2011).

Türkiye’de 1988 yılına kadar 6. sınıfa başlarken öğrencilere en yaygın üç Batı dilinden birisi seçtirilmekteydi. Yani öğrenci İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birini seçmek zorundaydı. Bu ders zorunlu ders statüsündeydi ve 11. sınıf sonuna kadar her eğitim öğretim dönemi bu dersten sınav vermek zorunlu idi. 1988 - 1989 eğitim ve öğretim yılında yabancı dil dersleri normal liselerde zorunlu ders olma statüsünden çıkarılıp seçmeli ders statüsüne getirildi. Bu kararın alınmasında yabancı dille eğitim yapacak liseler açma projesinin etkisi büyüktü. Devlet yabancı dil eğitimini kaliteli hale getirmek istiyordu. Bu amaçla 1980’li yılların ortasında tüm Türkiye çapında yabancı dilde eğitim yapacak “Anadolu Lisesi” adıyla yeni liseler açılmağa başlandı. Bu okullarda normal liselerden farklı olarak bazı dersler (Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji) İngilizce diliyle verilmekteydi. 1986 - 1987 yılında ise 103 Anadolu Lisesinde toplam 40.715 öğrenci ve 2.845 öğretmen eğitim ve öğretime devam etmekteydi. (Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, 1986).

Zamanla elit liseler olarak bilinen Anadolu Liseleri’nin oldukça fazla sayıda ve çok yerde açılması ile bu liselere ilgi azalmaya başladı. Çünkü çok sayıda olması sebebiyle bu liselerde yabancı dil derslerini ve yabancı dille okutulan dersleri verecek dil bilen öğretmen bulunamaması sorunu ortaya çıkmıştı. Anadolu Liseleri’nde 6. sınıftan önce bir yıl İngilizce hazırlık programı uygulanıyordu. 6. sınıftan itibaren yine yabancı dil eğitimi devam ediyordu. 1997 yılında ilköğretim sekiz yıla çıkartılmış ve yabancı dille eğitim yapan Anadolu Liseleri’nin altıncı sınıf öncesi hazırlık sınıfları kaldırılmıştır. Bunun yerine 9. sınıftan önce bir yıllık yabancı dil hazırlık programı uygulanmaya başlanmış ve bu uygulama 1997 yılına kadar sürmüştür.

Türkiye genelinde 18 Ağustos 1997 tarih ve 23084 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4306 sayılı yasa gereğince, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim uygulamasına geçilmiştir. İlköğretimin 8 yıla çıkmasıyla, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda İngilizce dersinin zorunlu olarak okutulmaya başlanması ile yabancı dil öğrenme yaşının bu uygulama ile 9 yaşında başlamasına olanak sağlanması gösterilebilir. İkincisi ise, ikinci yabancı dil öğretimine başlanması ve İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerinden başka dillerin de (İspanyolca, İtalyanca, Çince, Japonca, Rusça) ders programları arasında yerini almasıdır. 1997 yılında, 144 tarihli Talim ve Terbiye Kurulu kararıyla 4. ve 5. sınıf İngilizce dersi programları kabul edilmiştir. Aynı tarihte 4. ve 5. sınıflar için Almanca ve Fransızca programlarının da kabul edildiği ve ders çizelgesinde haftada üçer saat seçmeli yabancı dil dersinin konulduğu görülmektedir.

2006 -2012 yılları arası yine sıklıkla yabancı dil ile ilgili düzenlemelere gidildiği ve sürekli bir arayış içinde olduğu görülmektedir. 11.09.2009 tarihli 151 sayılı Talim Terbiye Kurulu kararına göre; örnek olarak Anadolu Liselerinde yabancıl dil saati 9. sınıfta haftada10 ders saati, 10-11- ve 12. sınıflarda haftada 4 ders saati ve 10-11-12 sınıflarda olmak üzere 2. yabancı dil 2 saat olarak belirlenmiştir. Genel liselerde Ancak bir yıl sonra yine Talim Terbiye Kurulu 20.07.2010 tarihli ve 76 sayılı karar ile bu defa 9. sınıfta birinci yabancı dil 6 ders saatine düşürülmüştür. Yeni olarak lise 1. sınıfta 6 ders saati yabancı dil yanında ikinci bir yabancı dil eklenmiştir. Yine bu karara göre, Genel Liselerde ve Anadolu liselerinde halen uygulanmakta olan Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Türkçe- Matematik ve Yabancı Dil alanları kaldırılmış Ders grupları, ortak dersler ve seçmeli dersler olarak belirlenmiştir. Özellikle Liselerin yabancı dil alanlarını seçmek isteyen öğrenciler bu konuda oldukça sıkıntı yaşamışlardır. Başta Almanya’dan gelen gurbetçi aile çocukları için büyük bir şans olan yabancı dil alanlarının olmayışı bu gibi öğrencilerin yurt dışından geldikten sonra eğitim sistemimize adaptasyonunu zorlaştırmıştır.

İlkokullara baktığımız zaman yine yabancı dil ile ilgili kısa zamanda değişikliklerin oluştuğunu görmekteyiz. İlköğretim Okulları Ders Çizelgelerini inceleyecek olursak; Talim ve Terbiye Kurulunun 20.07.2010 tarihli ve 75 sayılı Kararı ile 2010–2011 yılından itibaren uygulanacak olan İlköğretim Okulları Ders Çizelgesinde yabancı dil eğitimin ilköğretim 4. sınıfta başladığı görülmektedir.

Şekil 1:Dersler ve Sınıflar

(MEB Ders Çizelgeleri:2011)

Oysaki hemen iki yıl sonra kamuoyunda 4+4+4 Eğitim Sistemi olarak adlandırılan 12 Yıllık zorunlu eğitime geçiş sürecinde yabancı dil eğitiminin daha alt sınıflardan başlaması hedeflenmiştir. Nitekim Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 25.06.2012 tarihinde almış olduğu 69 sayılı karar doğrultusunda hazırlanan ilkokullar ve ortaokullar haftalık ders çizelgesine göre Yabancı dil dersleri ilkokul 2.-4. sınıfları arasında Haftada iki saat, ortaokulda ise 5.-8. sınıflarda dört saat olarak belirlenmiştir. Çizelgede okutulacak yabancı dillerin Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen diller olacağı belirtilmiş, 2012- 2013 yılından itibaren pilot okullarda uygulamanın uygulanacağı vurgulanmaktadır. Ancak hazırlanan yabancı dil programların 4.-8. sınıflara göre olması ve henüz 2. sınıftan başlayan düzenlemelerin mevcut olmaması çeşitli aksaklıkları ortadan kaldıracak çalışmalar gerektirmektedir. Üstelik okulların 1.-4. sınıfları arası ilkokul ve 5. sınıftan itibaren ortaokul olarak ayrılmaları böylelikle kurum ve öğretmenlerin değişecek olması yeniden bir seviye belirleme ihtiyacı doğuracak, mevcut olan 4-8 ilköğretim kesintisiz yabancı dil programlarının uygulanabilirliği konusunda çekinceler yaratacaktır. Bu durumda süratle yeni düzenlemeye gidilmeli ve ilkokul, ortaokul düzeyindeki yabancı dil programları tekrar güncellenmelidir.

Talim ve Terbiye Kurulunun 25.06.2012 tarihli ve 69 sayılı Kararı ile 2012–2013 yılından itibaren uygulanacak olan İlköğretim Okulları Ders Çizelgesinde yabancı dil eğitimin ilköğretim 2. sınıfta başladığı görülmektedir.

Şekil 2: İlkokullar ve Ortaokullar Haftalık Ders Çizelgesi

(MEB Ders Çizelgeleri:2011)

Günümüzde birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’deki okullarda da birinci yabancı dil olarak hala İngilizce öğretilmekte bunu Almanca ve Fransızca takip etmektedir. Diğer diller ise, okullarda yok denecek kadar az bir orana sahiptir. Geleceğini gören bir ülkede, öğrenci ve veli taleplerinin sadece İngilizce ile sınırlandırılmasını, okullarımızda öncelikli tercihin İngilizce olması tek yabancı dil hakimiyetini gündeme getirmekte; çok dillilik, çok kültürlülük projelerini savunan Avrupa Birliği’ne bağlı birçok ülke içerisinde geri planda kalınmasına sebep olmaktadır. MEB bu bağlamda çok dilliliği özendiren çalışmalara daha fazla önem vermeli ve özellikle öğrenci ve velilere yönelik çeşitli bilgilendirme çalışmaları

yapmalıdır. Özellikle de bu dillerin öğretmenlerinin süratle MEB bünyesine dahil edilmesi bu süreci olumlu şekilde hızlandıracaktır.

Tablo 4: 2012-2013 Yabancı Dil Dersi Öğrenci Sayıları (İlkokul)

Yab. Dil Adı TOPLAM 2. Sınıf 3. Sınıf 4. Sınıf Erkek Kız Erkek Kız Erkek Kız Erkek Kız

Almanca 1.205 1.007 370 317 432 358 403 332 Çince 7 3 2 0 4 1 1 2 Fransızca 895 1.109 267 369 329 389 299 351 İngilizce 1.909.970 1.813.866 640.840 608.587 628.153 596.491 640.977 608.788 İtalyanca 160 174 48 57 47 70 65 47 Japonca 63 59 9 12 17 24 37 23 Rusça 211 221 37 39 60 79 114 103 Genel Toplam 1.912.511 1.816.439 641.573 609.381 629.042 597.412 641.896 609.646 (MEB İSTATİSTİK, 2013).

Tablo 5: 2012-2013 Yabancı Dil Dersi Öğrenci Sayıları (Ortaokul)

Yab. Dil Adı

TOPLAM 5. Sınıf 6. Sınıf 7. Sınıf 8. Sınıf

Kız+Erkek ERKEK KIZ ERKEK KIZ ERKEK KIZ ERKEK KIZ

Almanca 2508 436 339 342 304 277 290 280 240 Çince 13 1 2 4 4 0 1 0 1 Fransızca 2183 278 312 286 294 238 312 224 239 İngilizce 5.204.183 631.789 594.013 696.338 680.512 683.317 644.395 661.675 612.144 İtalyanca 225 58 48 56 46 7 8 0 2 Japonca 142 22 21 52 45 1 1 Rusça 318 61 60 85 83 7 7 8 7 Genel Toplam 2.675.842 632.645 594.795 697.163 681.288 683.847 645.014 662.187 612.633 (MEB İSTASTİSTİK, 2013). Tablo 6: 2012-2013 Yabancı Dil Dersi Öğrenci Sayıları (Ortaöğretim)

Yabancı Dil

Haz. Sınıfı 9. Sınıf 10. Sınıf 11. Sınıf 12. Sınıf

Kız+Erkek Erkek Kız Erkek Kız Erkek Kız Erkek Kız Genel Toplam 1.896.792 547.792 507.642 438.653 430.870 408.821 400.993 21.193 14.378 Almanca 2.804 1.752 1.434 1.844 1.584 1.830 1.528 182 141 Çince 187 125 83 105 62 123 86 0 0 Fransızca 465 610 756 525 758 512 689 329 472 İngilizce 1.892.477 544.954 505.153 435.802 428.273 406.000 398.487 20.662 13.740 İtalyanca 137 37 50 20 42 30 28 19 25 Japonca 101 48 21 55 24 29 16 1 0 Rusça 621 266 145 302 127 297 159 0 0 (MEB İSTASTİSTİK, 2013).