• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Konya İmajı /Algısı

Belgede Konyada Dini Hayat (sayfa 113-117)

G) Kentleşme’nin Etkisi

II) Türkiye’de Konya İmajı /Algısı

Bu bölümde hem Konya dışında yaşayan insanların hem de Konya’da yaşayan insanların “Konya algısı” üzerinde durulacaktır. Bu algı, hem “mekân” anlamında hem de o mekânda yaşayan insanların algılanması bakımından önem taşımaktadır.

Bireylerin her hangi bir konu, topluluk ya da mekân hakkında vermiş olduğu tepkiler, nasıl algılandığı ile bağlantılıdır.351

Onun için Konya’daki dini hayatı çalıştığımız bu araştırmada, çalışmamıza zemin oluşturması ve sağlıklı bir araştırma yapılabilmesi için Konya’da yaşayan insanların hem dışarıdan nasıl algılandıkları (dış algı) hem de Konya’da yaşayan insanların kendilerini nasıl algıladıkları ve tanımladıkları (iç algı) önem taşımaktadır. Çünkü dini hayatı daha sağlıklı bir şekilde

351 L. L. Avant, H. Helson; Algı Kuramları, (Çev. Yurdal Topsever), Ege Üniversitesi Edeb. Fak.

analiz edebilmek için, bireylerin dünyasını anlamak onların gözü ile olaylara bakabilmek kısaca anlayıcı sosyoloji açısından yaklaşabilmek son derece önemlidir.

Konya şehrine hem mekân olarak hem de yaşayan insanlar açısından bakıldığında bu algının ya da imajın352

ortaya çıkmasının tarihi bir derinliği olduğu görülmektedir. Çünkü herhangi bir şehir için belirginleşen algılamalar yüzyıllar boyunca oluşmuş kanaatler sonucudur. Dolayısıyla bugün mevcut olan algının tarihten gelen bir etkisinden bahsedilmemesi konunun anlaşılmasını da yetersiz kılacaktır.

Konya’nın bugün var olan algılanma biçimini şehrin bulunduğu coğrafyadan, şehrin tarihinden hatta ikliminden bağımsız düşünülemez. Bilindiği gibi her şehrin kendine has bir kimliği vardır. İstanbul, Bursa ve Konya gibi köklü bir tarihi geçmişi olan şehirlerde bu kimlik şüphesiz daha güçlü ve kendine özgü bir özellik taşımaktadır. Çünkü kadim şehirler aynı zamanda kadim ve köklü tarihi, kültürel değerlere sahiptir. Dolayısıyla bu kimliğe bağlı olarak da şehirlerin hem diğer insanlar nezdinde hem de kişisel olarak bireylerin kendi zihninde doğal imajları zaman içinde oluşmaktadır.

Kültürün devamlılık gösteren özelliği göz önünde bulundurulduğunda Konya tarihinde yaşayan insanların, kültürlerinin ve yaşama biçimlerinin kültürel miras olarak devralındıkları anlaşılmaktadır. Tarih, iklim, coğrafya ile birlikte asırlar içinden gelen bilgilerle beraber modern dönemlerin şehirlerle ilgili yargıları da oluşmuştur. Bu dönemde, ulus devlet sürecinde şehirlerin yalnızca yatırımları, stratejileri merkezden planlanmadığı, aynı zamanda imajları da planlamanın kopmaz bir parçası haline getirildiği bilinmektedir.353

İklimler, coğrafyalar, şehirlerin yaşadığı önemli tarihi olaylar, savaşlar kahramanlıklar şehirlerin halklardaki imajını oluşturur. Bunun yanında ülkelerin sistemleri de şehirlere roller vermektedir. Tarihte Edirne, Bursa, Bağdat, İstanbul; Cumhuriyet devrinde ise Ankara misyon şehri olarak belirlenmiştir. Bazı şehirlere olumlu misyonlar yüklenirken iyi ve kötü sıralamasından olumsuz nasiplenen

352

İmaj, kendimizin ya da başkalarının zihninde oluşan bilgilenme, yargılama ve ilişkiler gibi etkileşimlerle biçimlenen bir imgedir. Başkalarının zihnindeki görüntümüzdür.

353 Türkiye’de Konya İmajı, Sosyal Doku Projesi Kent Araştırmaları-1, Konya Büyükşehir

şehirler de vardır. Konya bu süreçte iyi tarafları gözardı edilen, negatif yönleri ön plana çıkartılan bir il olagelmiştir.354

Modern dönemdeki toplum mühendisleri tarafından üretilmeye çalışılan kültür355

ile Konya başta olmak üzere Anadolu kültürünün birbiriyle uyuşmaması sonucunda gerek medya tarafından gerekse bu kesim tarafından bazı şehirlere bir takım imajlar biçilmiş ve bu şekilde algılanmasına sebep olmuşlardır. Bu anlamda Konya ile ilgili medyaya bakıldığı zaman genelde şu ifadelere rastlamak mümkündür. “Aşırı dindarların yaşadığı Konya”, “irticanın hâkim olduğu” yahut “aşırı muhafazakâr” ya da “halkı dindar olmasına karşılık çok fazla içkinin tüketildiği”,356

“kadınların sokağa çıkamadığı”357, “şırıngalı sapıklar sokaklarda dolaştığı”358

“şeriatçı ayaklanmanın odağı”, “gericiliğin başkenti” vs… Yine son yıllardaki bazı gelişmelerden ve araştırmalardan yola çıkılarak daha baskıcı, farklı olana tahammül edemeyen bir muhafazakârlık çeşidinin Konya’da hâkim olduğu düşüncesi ön plana çıkartılmaktadır.359

Örneğin 2008 yılında Boğaziçi Üniversite ve Açık Toplum Enstitüsü tarafından, Binnaz Toprak’a yaptırılan araştırmada ilginç iddialar yer almaktadır: “Konya, oldukça gelişmiş olmasına rağmen kamu hayatı da muhafazakârlık üzerine kurulu olduğundan baskı ve dışlanma hala yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir.360 “Bu şehirde laik zihniyete sahip olan kamu görevlileri sürgün edilmektedir.”361

“Ramazanda sokakta bir şeyler yemek ya da sigara içmek nerede ise imkânsız. Unutarak sokakta sigara yakanlar sert uyarılara maruz kalabiliyor, hatta dayak yiyebiliyorlar.”362

“Bazı yerlerde doktor odalarında kadın ve erkek doktorlar arasında haremlik selamlık oluşmaya başlamış. Aynı odada farklı

354

A.g.e., s. 80.

355 Bundan kastedilen, bu kesimin ürettiği haz, mekanik zamanlı, değişimi fetişleştiren ve tüketici

değerlere dayanan değerlerdir.

356 Türker Alkan, “Kadınlar ve Mollalar” 04/08/2010 tarihli Radikal Gazetesi. Ayrıca

http://www.gazeteturka.com/news_print.php?id=87959(02.05.2013), http://www.merhabahaber.com/news_detail.php?id=33172 02.05.2013) 357http://www.gazeteturka.com/news_print.php?id=87959(02.05.2013), http://www.merhabahaber.com/news_detail.php?id=33172 02.05.2013) 358 http://www.milliyet.com.tr/2003/05/23/yasam/yas05a.html (02.05.2013).

359 Örneğin “AKP adayı Konya'nın imajını değiştirmek istiyor” başlıklı radikal gazetesi haberi (9

Temmuz 2007) Konya'nın 'gericiliğe yakın duran muhafazakâr imajı' olduğunu ifade etmektedir. (http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=226443.)

360

Binnaz Toprak, İrfan Bozan, Tan Morgül, Nedim Şener, Türkiye’de Farklı Olmak,3. Baskı, Metis Yay. İst., 2009, s. 84-85.

361 A.g.e., s. 125. 362 A.g.e., s. 52

cinsiyetten doktorların olması yadırganır hale gelmiştir.”363

“Cuma namazına gitmeyenler dışlanıyor, çok önemli bir sağlık kuruluşu olan eczaneler dahi açık olmaya cesaret edemiyor, kepenklerini kapatmak zorunda kalıyorlar.”364

Bu ve benzeri iddilara göre başta Konya olmak üzere Anadolu'da çok hızlı bir değişimin yaşandığı, baskıcı ve tahakküm kuran muhafazakârlığın, dindarlığın köklerini derinleştirip kendi meşruiyet alanını iyice genişlettiği ve Şerif Mardin’in kavramsallaştırmasıyla 'mahalle baskısı’nın hızla arttığı bir şehir olmuştur.365 Gündelik hayat dilinde muhafazakârlık tanımının belli konularda, bazı değerleri korumak isteyenleri kastetmekten ziyade taassuptan, sofuluktan, gericilikten dem vurmak için kullanılıyor olması göz önünde bulundurulduğunda bu bakış açısı daha iyi anlaşılmaktadır.

Bu ve değişik sebeplerle Konya hakkında değişik korkular üretilip, sonra da “Türkiye’de bir korku olduğu gerçek. Bu korkunun rasyonel bir temeli olsun ya da olmasın; eğer korku varsa bu dikkate alınmak zorundadır”366

denilerek Konya algısı inşa edilmeye çalışılmaktadır.

Medyadan yansıyan bu imaja karşılık, Genar Araştırma Şirketi’nin 23 ilde farklı sosyo-ekonomik ve sosyo-demografik yapıya sahip 2.820 kişiyle görüşerek yaptığı “Türkiye’deki Konya İmajı” araştırması, Türk toplumunun Konya ile herhangi bir sorununun olmadığını, hatta hatta Türk toplumunda Konya’nın hayli olumlu bir algıya sahip olduğunu ortaya çıkarmaktadır.367

363 A.g.e., s. 106.

364

A.g.e., s. 149-150.

365 Boğaziçi Üniversite ve Açık Toplum Enstitüsü tarafından, Binnaz Toprak’a yaptırılan araştırmanın

sonuçlarını manşetine ve yazarların köşesine taşıyan radikal gazetesindeki şu ifadeler medyada Konya algısına iyi bir örnektir: “Bugünün ‘muhafazakâr’ şehirleri o zaman da muhafazakârdı. Mesela Erzurum, Konya. Mesela Kayseri. Zaten Anadolu’da, muhafazakâr olmayan şehir bulmak, Ege ve Akdeniz dışında, pek de kolay değil. Her neyse, bütün muhafazakârlığa rağmen, Erzurum’da ramazanda açık lokanta bulamamak diye bir şey söz konusu olmazdı. Konya’da, yoldan geçerken üç arkadaş yemek yemeye karar verip ilk gördüğümüz lokantaya girip yemekte bira içmişliğim vardır. Bu şehirler ve başka pek çok şehir, o zaman da Müslümanların yaşadığı şehirlerdi bugün de öyleler. Ama aradan geçen 26-27 yılda, kentlere daha baskıcı, başka türlüsüne tahammül edemeyen bir muhafazakârlık çeşidinin hâkim olduğu anlaşılıyor. Konya, benim bildiğim kadarıyla hâlâ kişi başına rakı tüketiminin en yüksek olduğu şehirlerimizden biri, bu 26 yıl önce de böyleydi. Ama şimdi içkinin büyük bölümünün evlerde içildiği anlaşılıyor, çünkü dışarıda içki içebileceğiniz tek yer otel lokantası.” (İsmet Berkan; “Gezsen Anadolu’yu”, 20.12.2008 tarihli Radikal Gazetesi,.)

366 Gülay Göktürk, “Korkular ve Konya Örneği”, 4.06.2008 tarihli Bugün Gazetesi. 367http://www.konyalife.com.tr/haber/-173.html (02.05.2013).

“İnsanlar aşırı dinci ve tutucu olduğu için” ifadesi ise biraz bu nitelemelerin içeriği ve yüklenen imajlarla ilgili olmakla birlikte aslında temelsizdir. Bu tür kategorileştirme çabaları oluşturulan ve ne niyetle olursa olsun beslenen imajlar sonucu ortaya çıkmaktadır ve genelde gerçekle örtüşmemektedir.

Şüphesiz Konya farklı bir kimliği ile ön planda olan şehirlerden birisi olduğu için zaman zaman farklı kurum ve kuruluşlar tarafından gerek uluslararası, gerek ulusal ve gerekse mahalli olsun Konya ile ilgili anketler düzenlendiği ve araştırmalar yapıldığı görülmektedir. I. Bölümde belirttiğimiz Konya üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda da benzer çalışmalar yapılmıştır. Bunun yanında çağımızda en sık kullanılan bir iletişim aracı olan sosyal medyada, sosyal paylaşım ağlarında da benzer anketler düzenlendiği bilinmektedir. Ayrıca bütün bunların yanında Konya büyükşehir belediyesi tarafından “Sosyal Doku Projesi” kapsamında da Konya İmajı adıyla Konya’lıların nasıl algılandığı ile çalışmalar yapılmıştır.

İşte bu bölümde bahsedilen çalışmalardan yaralanılarak Türkiye’de Konya’nın nasıl algılandığı (dış algı) ve Konya’lılarında kendilerini nasıl algıladıkları ve tanımladıkları (iç algı) tespit edilmeye çalışılacaktır.

Belgede Konyada Dini Hayat (sayfa 113-117)