• Sonuç bulunamadı

Kitle İletişim Araçlarının Etkisi

Belgede Konyada Dini Hayat (sayfa 80-86)

Bireylerin dini tutum ve davranışlarının şekillenmesinde etkili olan bir diğer unsur da kitle iletişim araçlarıdır.

Kitle iletişim araçları ya da bugünkü yaygın kullanışı ile “medya” (Mass Media), kitlesel iletişimin yapıldığı araçlar topluluğunu kapsamaktadır. Bu kapsama tarihsel açıdan bakıldığında tiyatro, gazete, kitap, dergi, broşür gibi yazılı basın ile sinema, film, radyo, televizyon, plak, kaset, video kaset, kompakt-disk ve internet gibi iletişim teknolojisindeki gelişmelerin ürünü olan araçlar girmektedir.242 Bireylerin yaşamını sürdürdüğü toplumsal çevrede bulunan, gerek yerel, gerekse ulusal anlamda yayın yapan ve yayımlanan gazete dergi, radyo ve televizyonlar vd… bireyin dini kimliğinin şekillenmesinde önemli etkin bir güce sahiptir.

Geleneksel toplumda sosyal hayat, örf, âdet ve gelenekler etrafında şekillenmekte ve dolayısıyla bireyin dini kimliği de bu çerçevede oluşmakta idi.243 Fakat modern çağa gelindiğinde kitle iletişim araçları hızla yaygınlaşmış ve âdeta toplumların gelişmişliği kullandığı iletişim araçlarıyla ölçülür hale gelmiştir. Bu anlamda insanlık, geleneksel toplumdan modern topluma doğru dönüşürken sadece yaşam tarzları değişmemiş, beraberinde bireylerin değerlerini şekillendiren araçlar da değişmiştir. Başka bir ifade ile kırsal-geleneksel topluluklarda değerler ve tutumlar; gelenek, görenek ve töreler gibi yaygın aktarma ve etkileşim yollarıyla şekillenirken; modern toplumda daha çok, kitap, gazete, sinema, tiyatro gibi bazı iletişim araçları sayesinde şekillenmektedir.244

Böylece modernleşme, kitle iletişim araçlarının gittikçe önem kazandığı bir süreç olarak ifade edilir olmuştur.245

Artık modernleşmenin temel göstergelerinden birisi olan kitle iletişim araçlarının artan etkinliği, sadece kapsamın genişlemesiyle değil, gündelik hayatı246 dolayısıyla da din ve din anlayışlarını dönüştürme özelliği ile burada ilgi alanımıza girmektedir. Çünkü kitle iletişim araçlarının “kitle kültürü”nün oluşmasındaki katkısının yanında dini kültürün topluma aktarılmasında da büyük bir öneme

242 Aysel Aziz, İletişime Giriş, Aksu Kitabevi Yay., İst., 2008, s. 55.

243 Geçmiş bölümlerde geçmişten günümüze kadar, toplumların yaşam tarzları ile dini hayatları

arasında belli bir paralelliğin olduğu incelenmişti.

244 Çelik, Şehirleşme ve Din, s. 191. 245 Mardin, Din ve İdeoloji, s. 113. 246 Çelik, Şehirleşme ve Din, s. 191.

sahiptir.247 Üstelik bu araçlar sayesinde dîni fikirlerin, dünya çapında eskiden olduğundan çok daha hızlı ve geniş alanlara yayılması da mümkün olmaktadır.248

Kitle iletişim araçlarının yayılması ve gücünün ortaya çıkması gerek Müslüman aydınların gerekse de dini grupların dikkatini çekmiş ve bu fırsat alanlarını değerlendirmişlerdir. Gazete, dergi ve kitap gibi araçlar vasıtasıyla halka dini bilgi ve fikirleri aktarmaya çalışmışlardır.249

Ayrıca gazete, dergi ve kitaplar yalnızca fikirler için birer mahzen değil, aynı zamanda islâmi meselelerin tanımlanması için söylemsel fırsat alanları ve sosyal problemler için çözüm alanları olmuşlardır. Zira kişi artık manevi ve cemaat boyutunu geliştirme için camiye gitmek zorunda değil, Müslüman aydınlar kendi İslami versiyonlarını oluşturmakta ve bu versiyonu yeni kavram ve literatürle hakla iletmektedirler. Artık halka dönük islâmi eğitim, eğitimcilerini ulemanın oluşturduğu camilerde değil, Müslüman aydınların yorumlarıyla basılı sayfalarda ve televizyon ekranlarında gerçekleşmektedir.250

Müslüman entelektüellerin, dini grupların medyayı daha etkin bir şekilde kullanmış olmasının ve bireylerin de bu iletişim araçlarını gün geçtikçe daha fazla kullanıyor olması dini yaşayışı iki farklı açıdan etkilediği söylenebilir. Bunlardan birincisi, dini bilgiyi üretme yetkisini elinde bulunduran ulemanın geleneksel alanını, medya ele geçirmiş bir bakıma sözlü gelenekten yayıncılığa dayalı bilgiye geçilmiş ve bu alanın söz sahibi bireyleri de Müslüman aydınlar olmuştur. Bir diğer etki ise, islâmi medyanın çoğalması ile farklı medya kanallarında farklı aydınların ve dîni grupların İslami meselelere yönelik görüşleri İslami anlayışların da çoğulculaşmasına251

sebebiyet vermiş, dolayısıyla farklı İslami anlayışlar da daha fazla yaygınlaşmıştır. Geleneksel sûfi tarikatlar bile, kendilerini yayıncılığın etkisi

247 Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, s. 250. 248

Ünver Günay, A. Vehbi Ecer, Toplumsal Değişme, Tasavvuf, Tarikatlar ve Türkiye, Erciyes Üniversitesi Yayınları No: 12, Kayseri, 1999, s. 27

249 Mardin, Din ve İdeoloji, s. 113. 250

Hakan Yavuz, Modernleşen Müslümanlar, Kitabevi Yay., İst. 2005, s. 147.

251

Berger’e göre bu çoğulculaşma sekülerleşme sürecinde önemli bir etken olarak vurgulanır. Ona göre;“tekelcilikten kurtulma süreci” olarak ifade edilen çoğulculaşma; dini iki açıdan etkilemiştir. Birinci olarak, çoğulculaşma, dini gruplar yada anlayışlar arasında rekabetin başlamasına sebep olur. Dini kurumlar kendilerine üye temin edebilmek için bu rekabet sürecinde kendilerini pazarlamak/ anlatmak zorundadırlar. Dolayısıyla sosyal yapıları bunu sağlayarak şekilde organize edilmelidir. Çoğulculaşmanın dine ikinci etkisi ise; dinin içeriği üzerinde olmuştur. Zira üye temin edecek olan dini kurumların ürünleri satılabilir olmalıdır. Kısaca dini içerikler bireylerin kabul edebileceği şekilde hafifletilmiş ya da dönüştürülmüştür.

dışında tutamamış ve bir tereddüt döneminden sonra kendi yayınları ile piyasaya girmişleridir. Medya, yeni sorular ortaya atarak ve hakim bakış açılarını sorgulayarak İslami gruplar arsındaki farklılıkların alenîleşmesini sağlamıştır.252

Bu çerçeveden bakıldığında Türkiye’nin geçirmiş olduğu sosyo kültürel değişmelere paralel olarak İslâmi temelli medyanın da yaygınlaştığı görülmektedir.

Hem bir enformasyon hem de bir eğlence aracı253 olarak kullanılan televizyonun günümüzde en ücra kırsal alanlarda dahi yaygın bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla en yaygın254

ve en etkili değişim ve dönüşüm araçlarından birisi olduğu söylenebilir. Bu anlamda geniş kitlelere ulaşabilme ve basılı medyaya göre daha etkili olma özelliği önemini fark eden dîni gruplar, özel radyo ve televizyonculuğun serbest olmasını255

müteakip radyo ve televizyona da el atmışlardır.256

Dini radyo televizyonların yada dini temelli olmamakla birlikte zaman zaman dini programlara yer veren radyo ve televizyonların yaygınlaşması, bazı dindar çevrelerdeki televizyona karşı olan eleştirel ve çeşitli düzeylerdeki tepkisel tutumların, giderek yön ve nitelik değiştirmesine sebep olmuştur. Özel radyo ve televizyon yayıncılığının faaliyete geçtiği 1990’lı yıllarla birlikte, hem geleneksel- muhafazakâr anlayışa uygun bazı medyatik yapıların açığa çıkması hem de kanallar arasında seçim yapabilme fırsatının artışı bilinen klasik tepkisel- muhalif tutumun eriyerek yumuşamasına ve hatta geçmişte evlere bu sebeple sokulmayan televizyonun meşrulaştırılmasına yol açmıştır.257

Bu gün geldiğimiz nokta da ise; dini kanaatleri sebebiyle modern kitle iletişim araçlarına olumsuz tutumda

252Yavuz, Modernleşen Müslümanlar, s. 179.

253 Türkiye’deki televizyon izleyicileri üzerine yapılan araştırmalarda, insanların televizyonu daha çok

enformasyon (dünyada ve Türkiye’de neler olup bittiğini öğrenmek vs..), eğlenmek, rahatlamak, zaman öldürmek veya dertlerden kurtulmak için izledikleri ortaya çıkmaktadır. (Abdullah Koçak, Banu Terkan, Medya ve Yaşlılar: Yaşlıların Medya İzleme Davranışları ve Motivasyonları, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, 2010, s.53-54.)

254

N. Akyüz’ün Ankara araştırmasında televizyon seyredenlerin oranı %92,9’u göstermektedir. N. Akyüz, Gecekendularda Dini hayat ve Kentlileşme, s. 97.) Benzer araştırmalarda seyredilme oranı yaklaşık aynı oranları göstermektedir.

255 1990 yılı haziran ayından itibaren ilk olarak Star 1 (daha sonra, İnterstar ve Star olarak

değişmiştir.) yayına başlamıştır. Daha sonra 1992 yılından başlayarak, Tele-On, Show TV, Kanal 6, HBB TV, Flash TV, TGRT gibi televizyon yayınları takip etti. (A. Aziz, İletişime Giriş, s. 90.)

256 1994’ gelindiğinde Türkiye’deki 525 özel radyo ve televizyon istasyonunda 19 televizyon ve 45

radyo istasyonu İslamcı guruplara ait olmuştu.(H. Yavuz, Modernleşen Müslümanlar, s. 144.)

bulunanların bile dini programlara büyük ilgi gösterdikleri ve sinemadaki dini filmlere gittikleri görülmektedir.258

Konya’da bireylerin iletişim araçlarından televizyon ve gazete kullanma oranına bakıldığı zaman, yapılan araştırmalar, farklı yaşlardaki bireylerin iletişim araçlarını farklı şekillerde kullandığını ve yaşlı yetişkinlerin, diğer yaş gruplarından – çocuklarda dahil- daha fazla televizyon izlediklerini ortaya koymaktadır.259

Televizyon seyreden bireylerin hangi içerikte programlara vakit ayırdığı önemlidir

Konya’da yaşlılarla ilgili yapılan araştırma da dini programlar ana haber bülteninden sonra en çok izlenen program türü olması dikkat çekicidir. Yaşlıların % 89.1’i dini programları izlediklerini belirtmişlerdir. Yaşlıların % 37’si, her gün, % 17.9’ u haftada 5-6- gün, %19’u haftada 3-4 gün ve % 15.2’si haftada 1-2 gün dini programları izlemektedir. Yaş arttıkça dini programların izlenme oranı da artmaktadır. 71 yaş ve üzerindekilerin % 93’ü dini programları izlemektedirler.260 Görülüyor ki, televizyon program türleri içerisinde dini programların izlenme oranı oldukça yüksektir.

Çelik’in Konya’ da yapmış olduğu araştırmasına katılanların %29.1’i her gün gazete aldığını, % 30’u arasıra aldığını, %24.6’sı nadiren yada eline geçtikçe okuduğunu ve %16.3’ü ise hemen hemen hiç okumadığını belirtmişlerdir. Her gün gazete alıp okuduğunu söyleyenlerin oranı örneklem açısından yüksek kabul edilebilecek bir oran olup, bu çevrede gazete okuma alışkanlığın yaygın olduğunu gösterir.261

Konya’da müşteri bulan ve Türkiye genelinde yayın yapan İslami süreli yayınlar incelendiği zaman üç ana eğilim etrafında toplandığı görülmektedir. 1)Tarikatlar ve tarikat yayınlarını (İslam, Altınoluk, İlim ve Sanat, Kadın ve Aile, Semerkant, Sur, Yeni ümit, Köprü, Kara Kalem, Nûbihar, Yeni Dergi, Sızıntı, Zafer) kapsayan sosyal eğilimli İslami yayınlar. 2)Batı etkisi taşıyan Müslüman aydınları

258 Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, s. 250. 259

Abdullah Koçak, Banu Terkan, Medya ve Yaşlılar: Yaşlıların Medya İzleme Davranışları ve Motivasyonları, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, 2010, s. 50-51.

260 A.g.e., s.113.

kapsayan entelektüel eğilimli İslami yayınlar (Tezkire, Dergah, Değişim, Yarın, Yeni Zemin, İzlenim, Bilgi ve Hikmet, Sözleşme, Bilgi ve Düşünce). 3)İslami siyasal partilere ve muhafazakâr partilerdeki daha küçük diğer hiziplere bağlı siyasal eğilimli İslami yayınlar (Cuma, Nehir, Yörünge, Yeni Şafak, Milli Gazete). 4)Yasak sınırlar dışında mücadeleyi öneren radikal İslami yayınlar (Haksöz, İktibas, Tevhid)262

Basın Yayın Enformasyon il müdürlüğünden elde edilen verilere göre, Konya merkezde faaliyetlerini sürdüren, kitle iletişim araçlarına detaylı olarak baktığımızda ise türlerine göre şu yayınlar görülmektedir.

Kitle iletişim araçlarının en önemlilerinin birisi şüphesiz televizyonlardır. Bu bağlamda yerel televizyonlara bakıldığında, Kon TV, 42 Konya TV, KTV, Sun TV, Ün TV olarak toplam 5 adet televizyon yayını bulunmaktadır. Bunlardan Kon TV ve 42 Konya TV uydu yayını aracılığıyla Konya dışına da yayın yaptığı bilinmektedir.

Kitle iletişim araçlarının en önemlilerinin birisi de radyo yayınlarıdır. Bu çerçevede Konya’da Gençlik Fm, Konya Fm, Rota 97 Fm, Derya Fm, Esas Fm, Genç Fm, Ahu Fm, İsra Fm, Ülkü Fm, Meram Fm (Express), Ribat Fm, Gözyaşı Fm, Üniversite Fm, Furkan Fm, Radyo Net, Tiryaki Fm olarak toplamda 16 adet radyo yayını bulunmaktadır.

Kitle iletişim araçları arasında yer alan gazeteler de şüphesiz Konya’da önemli bir yer tutmaktadır. Konya’da faaliyetlerini sürdüren, gazeteler şunlardır: Yeni Konya Gazetesi, Anadoluda Bugün Gazetesi, Yeni Meram Gazetesi, Anadolu Günlük Gazetesi, Anadolu Manşet Gazetesi, Yeni Haber Gazetesi, Hakimiyet Gazetesi, Anadolu Telgraf Gazetesi, Pusula Gazetesi, Konya Postası Gazetesi, Konya Yenigün Gazetesi, Memleket Gazetesi, Merhaba Gazetesi, Rasyonel Haber Gazetesi, Konya'nın Sesi Gazetesi, Konya Takip Gazetesi, Konya Nabzı Gazetesi, Konya Trade Gazetesi, Üretici Haber, Konya Olay Gazetesi, Kobi Enerji Gazetesi. Bu bilgilere göre Konya’da toplam 21 adet yerel gazete çıkmaktadır. Günümüzde artık internetin yaygınlaşması ile bu gazetelerin her birinin web sayfası olduğu

düşünüldüğünde sözkonusu her bir yerel gazetenin ulusal yayın yaptığı ve Konya’nın dışına da ulaştığı söylenebilir.

Kitle iletişim araçları arasında önemli yer tutan bir diğer yayın türü de dergi yayıncılığıdır. Mayıs 2015 itibariyle Konya Basın Yayın Enformasyon il müdürlüğünden elde edilen verilere göre çok farklı eğilimlerde olmak üzere il merkezinde yayın yapan toplam 75 adet dergi olduğu tespit edilmiştir. Bu dergiler incelendiğinde şu şekilde gruplandırmaları mümkündür.

1) Herhangi bir dini grup, dernek, cemaat vb.. bağlı olarak yayın yapan dergiler: Ribat Dergisi, Dost Eli Dergisi, Lamelif Dergisi, Mehir Vakfı Dergisi, İlim Yayma Cemiyeti Dergisi, Esselam Dergisi vb…

2) Üniversiteye bağlı olarak yayın yapan Akademik, entelektüel dergiler: Selçuk Ün. İlahiyat Fak. Dergisi, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Türk İslam Medeniyeti İlmi Araştırmalar Enstitüsü Dergisi, Akademik Tarım Dergisi, Journal of ınternatıonal envıronmental applıcatıon and scıence Dergisi, Hukuki Araştırmalar Dergisi vb…

3) Sağlık kuruluşu, iş dünyasına ait odalara bağlı olarak yayın yapan dergiler: Özel Konya Farabi Hastenesi Dergisi, Diş Hekimleri Odası Dergisi, Konya Ticaret Odası Dergisi, Ziraat Mühendisleri Odası Dergisi vb…

4) Herhangi bir köy derneğine bağlı olarak yayın yapan dergiler: Balcılar Dergisi, Botsalılar Dergisi, Çukurçimen Dergisi vb…

Kısaca Konya’ya kitle iletişim araçları açısından bakıldığında 5 TV, 16 adet radyo, 21 Gazete ve 75 adet dergi yayıncılığı ile bu alanda hayli gelişmiş olduğu söylenebilir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, özellikle yerel anlamdaki kitle iletişim araçları (özellikle gazete, dergi, radyo, televizyon) Konya’da yaşayan bireylerin sosyal çevresini ve dini kimliğini şekillendirmesi anlamında önemli görülmektedir. Bu noktaya iki açıdan bakılabilir. Birincisi, arz-talep dengesi açısından bakıldığında,

Konya’da bir dergi, gazete, radyo ve televizyonun belli bir süre devam edebilmesi halktan talep olmasına bağlıdır. Bu çerçevede bakıldığı zaman mevcut iletişim araçlarının içerikleri bize Konya’nın genel anlamdaki dini havasını verecektir.

İkincisi ise, kitle iletişim araçlarının belli bir bilgiyi insanlara aktarması ve böylece belli bir bilişsel altyapı oluşturarak zihinlerini dönüştürmek istemektedir. Bu bağlamda bakıldığında ise, mevcut iletişim araçlarının içerikleri bu araçların hangi bilişsel çerçeveyi sunduğunu bize göstermektedir.

Belgede Konyada Dini Hayat (sayfa 80-86)