• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Fosil Enerji Kaynakları Potansiyeli ve Kullanımı

HİDRO ELEKRİK

2.3.1. Türkiye’de Fosil Enerji Kaynakları Potansiyeli ve Kullanımı

Türkiye enerji ihtiyacını dünya üzerindeki diğer ülkeler gibi öncelikli olarak fosil enerji kaynakları olarak bilinen petrol, doğal gaz ve kömürden karşılamaktadır. Ülkemiz petrol ve doğal gaz açısından kendi kendine yetebilen bir konumda değildir, üretimi ve tüketimi karşılayamamaktadır bu nedenle de bu kaynaklara ithalat yoluyla erişilmektedir. Ülkemizde petrol ve doğalgaza nazaran daha zengin bir enerji potansiyeli olarak görülen kömür üretimi ise enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmına cevap verebilmektedir.

2.3.1.1.Petrol Potansiyeli ve Kullanımı

Türkiye’de petrol arama amacıyla açılan ilk derin kuyu 20 Mayıs 1933’de, 2189 sayılı yasa ile kurulan “Petrol Arama ve İşletme İdaresi” tarafından delinen ve 1351 derinlikte kuru olarak bilinen Baspirin-1 arama kuyusudur. İlk ticari petrol keşfi 20 Nisan 1940’da Raman sahasındaki Raman-1 kuyusunda 1048 metre’de yapılmıştır (Bayraç, Yenilmez, 2005:9). Petrol üretimi, petrol ihtiyacının ancak 1/7’lik miktarını karşılayabildiğinden dolayı petrol gereksinimine ithalat ile cevap verilmektedir.

Türkiye’de 2006 yılında tüketilen birincil enerjinin yüzde 32,6’sını petrol oluşturmaktadır bu yıl içerisindeki petrol üretimi 2,2 milyon ton, tüketimi ise 31,4 milyon tondur. Ülkemiz petrol tüketiminin yıllık ortalama yüzde 4,5 seviyesinde artarak 2020’de 58,9 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir (ETKB, 2008).

Kullanılan enerji kaynakları arasında en yüksek tüketim oranına sahip olan petrolün yerli kaynaklardan karşılanma oranı oldukça düşük düzeydedir. Tüketilen petrolün yaklaşık yüzde 10’u yerli kaynaklardan karşılanmaktadır. Yerli kaynakların

yetersiz kalması ülkede dışa bağımlılık oranlarını arttırmaktadır. Dışa bağımlılık oranı %74 iken bunun %90’nını sadece petrol oluşturmaktadır (Acar,vd., 2007:71).

2007 yılında petrol tüketiminin 23,4 milyon tonu ithalat ile karşılanmıştır. Yapılan bu ithalatın 9,1 milyon tonu (%38,9) Rusya’dan, 8,9 milyon tonu (%38) İran’dan, 3,3 milyon tonu (%14) Suudi Arabistan’dan geri kalanı da Kazakistan, İtalya, Libya ve Suriye’den karşılanmıştır. Türkiye sekiz farklı ülkeden petrol ithal ettiğinden doğalgaza göre daha fazla kaynak çeşitliliği sağlamaktadır. Türkiye’de bulunan petrol taşıma boru hatları; Irak-Türkiye ham petrol boru hattı, Ceyhan- Kırıkkale ham petrol boru hattı, Batman- Dörtyol ham petrol, Şelmo-Batman ham petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattıdır (Hatemoğlu, 2008:9). Tablo 12: Türkiye Petrol Tüketimi 2004-2008 (Bin Tep)

2004 2005 2006 2007 2008

Petrol Tüketimi

27,134 27,319 27,517 29,430 28,732

Kaynak: DEKTMK, 2004-2008

Türkiye petrol tüketimini Tablo 12’de görmekteyiz. 2004 yılından 2006 yılına kadar geçen dönemde küçük değişimler göstermektedir. Ancak 2006 yılından sonra bir artış görülmektedir.

Şekil3: 1980–2008 Yıllarında Türkiye’de Petrol Tüketimi (Bin Tep)

Yukarıdaki şekle bakıldığında petrol tüketiminin yıllar itibariyle devamlı bir yükseliş içinde olduğunu görebiliriz. Petrol, yakıt olarak kullanılabilme özelliğinden dolayı fiyat artışları gibi olumsuz durumlarda bile enerji talep oranının koruyabilmektedir.

2.3.1.2.Doğalgaz Potansiyeli ve Kullanımı

1984 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile yapılan doğalgaz anlaşması ve buna bağlı olarak SSCB’nin gaz ihraç kuruluşu Gazeksport’la o tarihte ülkemizin ham petrol boru hatlarından sorumlu devlet kuruluşu BOTAŞ arasında yapılan ticari kontrat ile Türkiye’nin doğal gaz ile ilk tanışması gerçekleşmiştir. Boru Hatları ile Petrol Taşıması A.Ş. faaliyetlerine doğalgazın ithali ile taşınmasını da katmış, 9 Şubat 1990 tarihinde çıkarılan 397 sayılı kanun Hükmünde Kararname ile bu alanda tekel statüsü kazanmıştır. Bu konum 4646 Sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun kabulüne kadar da devam etmiştir.

Ülkemiz 2008 yılı doğal gaz üretimi 33,807 Bin Tep’ dir ve yine aynı yılda doğalgazdan sağlanan elektrik enerjisi üretimi 98,685 GWh kadardır. 2008 yılı doğalgaz tüketimi ise 13, 957 Bin Tep şeklindedir.

Tablo 13: Türkiye Doğalgaz Tüketimi 2004-2008(in Tep)

2004 2005 2006 2007 2008

Doğalgaz Tüketimi

8,673 10,973 13,431 15,784 13,957

Kaynak: DEKTMK, (2004-2008)

Doğal gaz tüketim değerleri 2004, 2005 ve 2007 yıllarında sırası ile 8,673- 10,973-15,784 şeklinde seyrederken, 2008 yılında bir düşüş içine girerek 13,957’ye düşmüştür.

Şekil 4:1980-2008 Yıllarında Doğalgaz Tüketimi (Bin tep)

Kaynak: Enerji Bakanlığı 2009 Rakamlarına Göre Oluşturulmuştur.

Yıllar itibariyle doğalgaz tüketimini değerlerine bakıldığında ilk yıllarda çok bir hareket izlenmese de 1990’lara doğru bir yükseliş içine girmiştir. Son yıllara doğru düşüşe geçmiştir. Bu düşüşün nedeni olarak 7 Ocak 2008 tarihinde İran‘ın geçici sürede olsa gaz gönderimini kesmesi gibi durumlar gösterilebilir. Bu dönemde İran’ dan 29 milyon3’

e kadar alınan gaz miktarı 5 milyon3’e kadar düşmüştür. Doğal gaz tüketiminin dünya enerji ihtiyacı ile paralel olarak yıllar itibari ile giderek arttığı görülmektedir. Doğal gaza olan talebin giderek artması enerjide dışa bağımlılığı da beraberinde getirdiğinden ülkemiz açısından çözülmesi gereken bir sorun halini almıştır.

Türkiye’de sınırlı miktarda doğalgaz çıkarıldığından ve bu miktarında talebi karşılamakta yetersiz kaldığından dolayı ülkemiz doğal gaz ihtiyacını Rusya ve İran’dan boru hatları ile, Cezayir ve Nijerya’dan sıvılaştırılmış (LNG) olarak deniz yoluyla satın alınmaktadır. Bunların yanında Azerbaycan ve Türkmenistan ile doğal gaz temini için anlaşmalar yapılmıştır.

2.3.1.3.Kömür Potansiyeli ve Kullanımı

Türkiye’de en fazla rezerv yaklaşık 8,2 milyar ton ile düşük kaliteli linyit kömüründe bulunmaktadır. Linyit dışında Zonguldak yöresinde 1 milyar ton

civarında kaliteli taşkömürü rezervi bulunmaktadır. Toplam kömür rezervimiz dünya rezervinin binde beşinden azdır. (Topal ve Arslan, 2008: 242).

Türkiye’de taş kömürünün tamamı yer altı işletmeciliği şeklinde Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından Zonguldak taşkömürü havzasından elde edilmektedir. Türkiye’de özellikle demir-çelik sektörü ve termik santrallerde kullanılan taşkömürünün geniş bir kullanım sahası vardır. Bu yüzden Türkiye taş kömürü sektöründe tüketimi karşılayacak üretimin yetersizliği hem üretim hem de yatırımlar bakımından sektörü darboğaza sokmaktadır (Yıldız, 2006: 15).

Ülkemiz 2007 yılında üretilen birincil enerjinin %54’ünü ve 2008 yılında üretilen birincil enerjinin ise %57,11’ini yerli kömür oluşturmaktadır. Tüketimdeki payı 2000 yılında %15,5 değerinde seyrederken 2007’ye gelindiğinde bu değer %13,6’ya gerilemiştir. Bunun nedeni olarak doğal gaza verilen önem gösterilmektedir. 1990 yılında 2.745 milyon ton olan yerli taş kömürü üretimi, 2000 yılında 2.392 milyon tona gerilemiş, 2007 yılında 2.462 milyon ton, 2008 yılında ise 2.220 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Oysa taş kömürü ithalatı 1990’da 5.557 milyon ton iken, 2007 yılında %304.82’lik artış ile 22.496 milyon tona ulaşmıştır (Türkyılmaz, 2010:24).

Tablo 14: Türkiye Kömür Tüketimi 2004-2008 (Bin Tep)

2004 2005 2006 2007 2008 Kömür 2,412 2,459 2,631 2,699 2,615 Taş Kömürü 6,581 6,665 8,178 8,925 7,010 Linyit 3,242 2,402 2,768 3,624 4,138 Asfaltit 310 317 259 272 265 Kaynak: DEKTMK, 2004-2008

Tablo 14’de görüldüğü gibi taş kömürü tüketim değerleri diğer kömür türlerine göre oldukça fazladır. Taş kömüründen sonra ikinci sırada linyit yer almaktadır. Son yıllarda taş kömürü tüketim değerleri azalırken linyitte artışlar görülmektedir.

Şekil 5: 1980–2008 Yıllarında Taşkömürü-Linyit-Asfaltit Tüketimi (Bin -Tep)

Kaynak: Enerji Bakanlığı 2009 Rakamlarına Göre Oluşturulmuştur.

Yukarıdaki şekilden, linyit tüketiminin diğerlerine göre daha çok olduğu görülmektedir. Linyit tüketimi değerleri, 1980 yılı için 3.970 tep, 1990 yılında 9.765 tep’ yükselirken 2008 yılın da bu değer 45.911 tep’e kadar yükselmiştir. Yıllar içinde linyite olan talebin hızlı bir şekilde arttığını görmekteyiz.