• Sonuç bulunamadı

ALTERNATĠF MEDYA VE ANAAKIMA KARġI YAYINCILIK

5.TÜRKĠYE’DE ANAAKIM TELEVĠZYONCULUK

5.3. Türkiye’de Anaakım Medyanın Mülkiyet Yapısı

Türkiye‟de özel sektör kuruluĢlarının medyaya bakıĢı güç elde etme odaklıdır. BaĢta televizyon kanalı sahibi olmak ve onun sağladığı medyatik gücü kullanmak amacıyla giriĢilen bir yatırım olarak Ģekillenen bu pratik daha sonra büyük ve etkili, çeĢitli ekonomik alanlarda faaliyet gösteren holding ve gruplara dönüĢmektedir. Türkiye‟de çok sayıda yayıncı kuruluĢ bulunmaktadır. Bu kuruluĢların çoğunluğu medya iĢlerini ikinci bir yatırım sahası olarak görmektedirler. Kamu alanında yayıncılık dâhil ülkedeki belli baĢlı medya grupları ve kuruluĢ tarihleri Ģu Ģekildedir:

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT, 1964) Doğan Yayın Holding(1997)

Turkuvaz Medya Grubu(2008) Ciner Yayın Grubu(2007) Çukurova Grubu(?)

DoğuĢ Yayın Grubu(1999) Ġhlâs Yayın Holding(2003) Kanal 7 Medya Grubu(1993) Albayrak Grubu(1952-1997) Star Medya Grubu(1989) Demirören Medya Grubu(2011) MNG Medya Grubu(1999)* Cumhuriyet Gazetesi

Ekim 2016‟da yapılan bir çalıĢmadaki verilere göre Türkiye‟de medya sahipliğinde birçok alanda birden fazla dikey ve çapraz iliĢkiler kuran sermaye yapılarının ortaya çıktığını görülmektedir.

---

*Söz konusu bilgiler “Bir BakıĢta Türk Medyası” adıyla T.C. BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılında hazırlanan çalıĢmadan elde edilmiĢtir. MNG Grubuna ait olan TV 8, Acun Ilıcalı adlı program yapımcısı tarafından satın alınarak „reality show‟ ve eğlence amaçlı bir içeriğe dönüĢtürülmüĢtür. Çukurova grubu inĢaat, tekstil gibi alanlarda faaliyet gösteren geçmiĢi eskilere dayanmasına rağmen „AkĢam Gazetesiyle‟ baĢladığı medya serüvenini son zamanlarda minimum düzeye indirmiĢtir.

Grup, yayıncılık alanından tamamen olmasa da büyük oranda çekilmiĢtir.

106

IPS ĠletiĢim Vakfı ve Bianet ve Reporters sans Frontiêres (RSF)-Sınır Tanımayan Gazetecilerin Almanya kanadı Reporter ohne Grenzen‟in Medya Sahipliği Ġzleme Projesi (MOM) sonuçlarına göre Türkiye‟de en büyük 10 medya kuruluĢunun 7‟sinin siyasi iktidarla iliĢkisi bulunmaktadır Söz konusu raporda Doğan Medya grubu kısmen de olsa eleĢtirel yayın yapabilen tek büyük medya kuruluĢu olduğu belirtilmektedir. Geriye kalan medya organları Sabah, Türkiye, Takvim, Haberturk, NTV, A Haber Radyo, Kral FM, NTV Radyo, TGRT FM, Sabah.com.tr, Milliyet.com.tr, haberturk.com.tr, gazetevatan.com‟un iktidarla yakın iliĢki içinde olduğu vurgulanmaktadır. Medya sahiplerinin çoğu enerji, ulaĢım, inĢaat ve çeĢitli sanayi sektörlerinde faaliyet gösterdiği kaydedilmektedir (http://odatv.com/-isim- isim-turkiyede-medya-kimin-elinde-2810161200-html, EriĢim Tarihi, 15.03.2017).

Hükümetle yakın iliĢki içine giren medya patronlarının baĢka alanlardaki yatırmaları nedeniyle siyasi baskıyı enselerinde hissettiği bu nedenle birçok haberde eleĢtirel bakıĢ açısından uzaklaĢarak oto-sansür uyguladığına dikkat çekilmektedir (Sözeri, 2012: s.25). Türkiye‟de medya her daim siyasi iktidar ile karĢılıklı bağımlılık iliĢkisi içinde olmuĢtur. Devlet basın üzerinde siyasal baskı yoluyla tahakküm kurmuĢ, siyasi kayırma ve ekonomik ayrıcalık pratikleri yoluyla kendisine tarafgir bir medya oluĢturmayı baĢarmıĢtır.

Öte yandan devlet baskısından duyulan korku bağımsız bir gazetecilik pratiğinin bulunmayıĢı ve devletin mali desteğine bağımlılık, Cumhuriyetin ilk yılları ve ardından çok partili hayatta da varlığını sürdürmüĢ bu uygulamalar medyanın kendisinin de siyasi iktidara yakın durmasını beraberinde getirmiĢtir (Kurban, 2012: s.2). Bunun gibi iliĢkiler yüzünden medyada oto sansür geliĢmiĢtir. Türkiye‟de gerek hükümetler gerekse diğer iktidar temsilcileri sıklıkla habercileri milli ekonomiye ya da belirli bir sektörü zarara uğratacak haberden, ülkenin kredi notunun düĢmesi ileri sürülerek, ulusal çıkar gibi temel bir argümanı da dillendirerek çeĢitli uyarılarda bulunabilmektedirler. Bu uyarıları dikkate almayan medya kuruluĢları ve söz konusu haberciler için artık sorunlu günler baĢladığı ileri sürülmektedir (Adaklı, 2009: s.79). Türkiye‟de medya yatırımlarının doğası olan devleti idare eden siyasi iktidara yakın

107

olmak ve belli çıkarlar elde etmek Ģeklinde tezahür etmesinden dolayı, medyadan toplumsal kesimlerin iktidardan talepleri ve hak mücadelelerinde eleĢtirel bir duruĢ beklenmesi bu açıdan bakıldığında daha da zorlaĢmaktadır. Medya sektöründe uzun yıllar çalıĢmıĢ insanlar Türkiye‟de medya ortamını ve onun sahiplik yapısını, siyasi hükümetle girift ve karĢılıklı çıkar iliĢkisi içinde bulunduğuna vurgu yaparak bağımsız, tarafsız ve kamu yararına yayıncılık anlayıĢının esasında ne kadar zor bir durum olduğuna dikkat çekmektedirler. Türkiye‟de birkaç küçük istisna dıĢında tüm medya gruplarının aslında büyük sanayi-mali-ticari holdinglerin müĢtemilat Ģirketleri konumunda olduğu ileri sürülmektedir. Ragıp Duran, Türkiye‟de medya sahiplerinin ve yöneticilerinin bu durumunu Ģu Ģekilde ifade etmektedir:

“Devletin, Türkiye iktisadı ve maliyesi üzerindeki siyasal ve bürokratik egemenliğini hesaba katınca ve bir holding ya da giriĢimcinin çıkarları ve bakıĢ açısından geliĢmeler değerlendirildiğinde banka, GSM operatörlüğü, inĢaat müteahhitliği gibi iĢ kollarında faaliyetlerde bulunuyorsanız bu holding çatısı altında yayın yapan medya kuruluĢları elbette televizyon kanalı, hem holding çıkarlarını savunacak hem de bir yandan devlete ve hükümete zeval gelmeyecek Ģekilde pratikler sergileyecektir” (Duran, 2015: s.22).

Devleti ve onu idare eden siyasi iktidarların çıkarlarının çatıĢtığı anda „en büyük‟ medya kuruluĢlarını bile dize getirebileceği ortayı çıkmıĢtır. Örneğin Türkiye‟nin en büyük medya kuruluĢu olduğu varsayılan Doğan Medya Grubuna hükümet tarafından kesilen vergi cezası söz konusu grubun esasında „medyatik bir gücünün‟ bulunmadığını göstermektedir. Grubun kendilerine kesilen büyük vergi cezasıyla sahibi olduğu çeĢitli gazeteleri elinden çıkarması bankacılık sektöründen çekilmesi ve daha önce devletten ihale ile aldığı POAġ‟ı satmak zorunda kalması bunun açık göstergelerdir (Duran, 2015).