• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ÇEVİRİ EĞİTİMİ VE ÇEVİRİ TEKNOLOJİLERİ

2.4. Türkiye’de Çeviri Teknolojileri Eğitimi Üzerine Yapılan Çalışmalar

Bu alanda ülkemizde yapılan çalışmalara 2000’li yıllarda rastlamaktayız. BDÇ araçlarının çeviri eğitiminde kullanılmasına yönelik yapılan çalışmalar aşağıda yer almaktadır.

2012 yılında, Hacettepe Üniversitesinde düzenlenen, “TÜÇEB 1. Ulusal Çeviribilim Öğrenci Çalıştayı” çeviribilim öğrencilerinin çeviri dünyasına ilişkin düşüncelerini ifade etmeleri adına önemli bir organizasyon olmuştur. Hakan Meral ve Murat Us tarafından bu çalıştayda sözlü olarak sunulan ve daha sonra Hakan Karadeniz tarafından yayına hazırlanan çalıştay bildirileri içerisindeki “Çeviri Eğitiminde Bilgi Teknolojilerinin Kullanımı” adlı çalışma, tez araştırmamız bünyesinde incelemeye değer gördüğümüz bir çalışmadır. Yazarlar çalışmalarının amacını, Türkiye’de çeviri eğitimi veren üniversitelerin gelişen teknolojik gelişmelerle birlikte önem kazanan bilgi teknolojilerini ne denli kullandıklarına dair bir inceleme yapmak ve çeviri eğitiminde bilgi teknolojilerinin öneminin ne denli anlaşıldığını ortaya koymak olarak belirtmişlerdir. Araştırmalarında ülkemizde çeviri eğitimi veren bölümlerin yetkilileriyle, çeviri öğrencileriyle ve çeviri sektörünün önde giden kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Akademisyenlerle yapılan görüşmeler sonucunda, BDÇ eğitiminin bazı problemlerden dolayı yeterince etkin bir şekilde gerçekleştirilemediği ve BDÇ ile ilgili derslerin kısıtlı sayıda olduğu sonucuna varılmıştır. Çeviri sektörünün temsileriyle yapılan görüşmelerde ise, genel olarak onların akademik dünyadan beklentileri çevirmen adaylarına piyasada kullanılan tüm BDÇ araçlarını etkin bir şekilde öğretmeleri değil,

genel olarak bu araçları tanıtmaları ve kullanımları hakkında genel bir bilgiye sahip olmalarını sağlamak şeklinde nitelendirilmektedir. Çeviri öğrencilerinin ise bir kısmı akademik çeviri eğitiminde aldıkları BDÇ araçları hakkındaki bilgileri yeterli görürken bazıları ise yeterli görmemektedir (Meral ve Us, 2012: 42-51).

9 Haziran 2012 tarihinde Avrupa Birliği Bakanlığı Çeviri Platformu düzenlenmiştir. Işın Bengi-Öner, “Sektörde ve Akademide Kronometre Çalışmaya Başladı. Yarışı Göğüslemek İçin Ne Yapmalıyız?” başlıklı bildirisinde, çağımızın bilgi teknolojileri çağı olduğunun altını çizdikten sonra, Avrupa Birliği Çeviri Genel Müdürlüğü bünyesinde yapılan çevirilerin hangi süreçlerden geçtiğini ve bu aşamalarda BDÇ araçlarının nasıl kullanıldığını anlatmıştır. Daha sonra ise, Doğuş Üniversitesi çeviribilim yüksek lisans programı hakkında bilgi verip, müfredatlarında modern çeviri piyasasına dönük derslerin mevcut olduğunu vurgulamış ve eğitim kurumlarının çeviri dünyasının isteklerine cevap verebilmesi için kendilerini yenilemeleri gerektiğini ifade etmiştir (Bengi-Öner, 2012: 4-9).

Şahin (2013) ise, makine çevirisinde son-düzeltme işlemlerinin çeviri eğitiminde kullanımını konu edinmiştir. Çalışmasında, “Google Translate” makine çevirisi programı tarafından çevrilmiş metinlerin son-düzeltme yöntemiyle erek metin formatına dönüştürülmesi incelenmiştir. Yazar, konuya ilişkin verdiği derste öğrencilerden kaynak metinleri hem yukarıda bahsedilen yöntemle hem de kendi başlarına tercüme etmelerini istemiştir. Çalışma sonunda elde edilen bulgularda; öğrencilerin dönem başında son-düzeltme işlemlerinde kendilerini fazla rahat hissetmedikleri ama son-son-düzeltme ile ilgili derslerin bölüm müfredatında yer alması konusunda dönem sonunda olumlu bir tutum sergiledikleri tespit edilmiştir.

Araştırmamız bünyesinde ele alınacak diğer bir çalışma da, Filiz Şan tarafından 2013 yılında kaleme alınan “Yüksek Öğretimin Yeniden Yapılandırılma Sürecinde Akademik Çeviri Eğitiminde Teknoloji Kullanımı” adlı makaledir. Yazar bu çalışmasında öncelikle çeviri projelerinde BDÇ araçlarının kullanım prensiplerine değinmiş ve BDÇ’nin kısa bir tarihçesini sunmuştur. Daha sonra, Bolonya sürecinin çeviri mesleği standartlarının gelişimi üzerindeki etkisini anlatıp, uzman bir çevirmenin sahip olması gereken çeviri teknolojileri edincine değinmiştir. Ayrıca yazar, genelde çeviri eğitimi veren kurumlarda Trados programının öğretiminin yaygın olduğuna vurgu yapıp, akademik çeviri eğitimi

süresince öğrencilere tüm BDÇ araçlarının öğretilemeyeceğini, bunun yerine bu programların genel çalışma prensiplerinin üzerinde durulması gerektiğini dile getirmiştir (Şan, 2013).

Tez çalışmamız ile doğrudan ilgili olan diğer bir çalışma ise Mehmet Şahin’in 2013 yılının sonunda yayınlanan “Technology in Translator Training: The Case of Turkey” başlıklı makalesidir. Yazar çalışması bünyesinde Türkiye’de İngilizce-Türkçe dil çiftlerinde eğitim veren çeviri bölümlerinin lisans müfredatlarını incelemiş ve müfredat içerisinde yer alan çeviri teknolojileri ile ilgili dersleri tespit etmiştir. Yaptığı inceleme sonunda bu bölümlerin müfredatlarındaki çeviri teknolojileri derslerinin üniversiteden üniversiteye değişkenlik gösterdiği, bu derslerin zorunlu ya da seçmeli ders bünyesinde öğretilmelerinde ülke çapında bir dizgesellik bulunmadığı sonucuna varmıştır. Hatta bazı bölümlerde çeviri teknolojileriyle ilgili hiçbir dersin bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca bu derslerin çeviri eğitiminin hangi döneminde verildiğine yönelik bölümler arası bir uzlaşma da bulunmamaktadır.

Yazar çalışmasının ikinci bölümünde, eğitim verdiği İzmir Ekonomi Üniversitesi mütercim-tercümanlık bölümü lisans öğrencilerinin çeviri teknolojileri ile ilgili düşüncelerini öğrenmek adına bir anket çalışması gerçekleştirmiştir. Ön-test ve son-test olarak hazırlanan bu anket, toplam 62 öğrenciye uygulanmış olup, bu anketten şu sonuçlar çıkartılmıştır:

• Ön-test ve son-test sonuçları ele alındığında, çeviri teknolojileri dersini alan öğrencilerin dönem sonunda çeviri teknolojilerine yönelik tutumları olumlu anlamda değişmiştir,

• Çeviri teknolojilerini kullanmada öğrenciler için sorun teşkil eden unsurlar sırasıyla şunlardır: BDÇ araçlarının yüksek maliyeti, programların kullanımında ortaya çıkan teknik sorunlar, temel bilgisayar becerilerindeki eksiklik, BDÇ araçları hakkında akademik yönlendirmenin olmaması ve farklı BDÇ araçları arasındaki uyumsuzluk.

• Anket katılımcılarının üçte ikisinden fazlası tüm BDÇ araçlarını öğrenmek için yeterli ders sayısının bulunmadığını ifade etmiştir.

• Katılımcıların büyük bir bölümü BDÇ araçlarını ileriki yaşamlarında kullanmak istediklerini dile getirmişlerdir, fakat makine çevirisi programlarının işlevselliği konusunda katılımcıların çekindikleri noktalar olduğu gözlemlenmiştir.

Yazar çalışmasını sonlandırırken çeviri eğitiminde çeviri teknolojileriyle ilgili derslerin sayısının artması gerektiğini vurgulayıp, bu konuda yapılabilecek diğer çalışmaları teşvik etmiştir (Şahin, 2013: 173-189).

Halil İbrahim Balkul tarafından 2014 yılında kaleme alınan “Tracing Pedagogical Inferences in Computer-Assisted Translation Classes” adlı çalışma da, BDÇ eğitimi alanında faydalı bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada, BDÇ eğitimini konu alan son on yıl içerisinde hazırlanmış makaleler, dört ana araştırma sorusu kapsamında eleştirel olarak incelenmiştir. Araştırma soruları kapsamında bu makalelerde BDÇ dersleri uygulamaları esnasında; çeviribilim öğrencilerinin karşılaştıkları sorunların dile getirilip getirilmediği, öğrencilerin BDÇ’ye yönelik tutumlarının aktarılıp aktarılmadığı, öğrencilerin BDÇ derslerine katılmadan önce kendilerinden ön yeterlilik talep edilip edilmediği ve çeviri eğitmenlerinin BDÇ araçlarına dair ön bilgilerinin olup olmadığına dair bilgilerin verilip verilmediği incelenmiştir. Bu çalışma, BDÇ eğitiminde ele alınan ders uygulamalarının pedagojik izdüşümlerini incelemesi bakımından oldukça önemlidir. Çalışmada, ilgili alanda hazırlanan bilimsel çalışmaların büyük oranda alanın pedagojik değerlerini göz ardı ettiği tespit edilmiş ve bu tür çalışmaların BDÇ eğitiminin pedagojik anlamda ilerlemesi için eğitim ve öğretim ilkelerini de göz önünde bulundurmaları gerektiği vurgulanmıştır (Balkul, 2014: 469-473).

Şahin ve Dungan (2014: 67-90) ise, kaleme aldıkları çalışmalarında çeviribilim öğrencilerinin çeviri projelerinde çeviri teknolojilerini kullanma durumlarını araştırmışlardır. Çalışmalarında, öğrencilerden belirli bir kaynak metni; öncelikle sadece basılı kaynaklardan yararlanarak kendi başlarına tercüme etmelerini, daha sonra sadece internet kaynaklarından yararlanarak tercüme etmelerini, en son ise makine çevirisi programı tarafından tercüme edilen metni son-düzeltme işlemleriyle erek metin formatına dönüştürmelerini istemişlerdir. Yazarlar, tüm bu çeviri işlemlerinden sonra çeviri süreçleriyle ilgili olarak öğrencilerden çevrimiçi anket sorularını yanıtlamalarını beklemişlerdir. Çalışma sonunda elde edilen bulgular; öğrencilerin en çok kendilerini

internet kaynaklarını ve BDÇ araçlarını kullanarak gerçekleştirdikleri çeviri projelerinde rahat hissettiklerini göstermiştir.