• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÇEVİRİ TEKNOLOJİLERİ

1.5. Çeviri Teknolojilerinin Kullanımının Alanın Farklı Pay Ortakları Açısından

Günümüz çeviri sektöründe ve çeviri eğitiminde bilgi ve çeviri teknolojilerinin kullanılması artık bir tercih meselesinden ziyade, ciddi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Profesyonel çeviri dünyasında ve çeviri eğitiminde çeviri teknolojilerinin kullanımının, alanın farklı pay ortakları için getirdiği yenilikler ve muhtemel zorluklar bulunmaktadır. Çeviri dünyasının geniş manada pay ortakları denilince, bizim açımızdan akla profesyonel çevirmenler, çeviri işletmeleri, çeviri eğitmenleri ve çeviri öğrencileri gelmektedir. Bu bölümde, modern bilgi teknolojilerinin çeviride kullanılmasıyla birlikte ortaya çıkan avantaj ve dezavantajlar, yukarıda bahsedilen çeviri dünyasının pay ortaklarının perspektifinden ayrı ayrı incelenecektir.

1.5.1. Profesyonel Çevirmenler

Jaatinen ve Immonen (2004: 37) ve Samson (2005: 104) günümüzde çeviri işletmenlerinin, çeviri sektöründe uzun süre çalışan çevirmenlerin ve yeni mezun olmuş genç çevirmenlerin bile etkin BDÇ araçları kullanıcıları olmadıkları yönünde görüş bildirdiklerini ifade etmektedirler. Çeviri sektöründen gelen bu yöndeki yorumlar karşısında, profesyonel çevirmenlerin BDÇ araçlarının kullanımı konusuna daha fazla önem vermeleri gerektiği kanaatindeyiz.

Gambier (2009: 6-7), profesyonel çevirmenlerin teknolojik araç kullanımı ile ilgili sahip olmaları gereken bilgi ve becerileri şu şekilde sıralamaktadır:

Çeviri amaçlı araştırma yapabilmek için; arama motorlarını, bütünce analiz araçlarını ve terim çıkarıcıları kullanabilme,

Farklı dosya uzantıları ve çoklu medya ortamlarında çeviri hizmetlerini gerçekleştirebilme,

Farklı BDÇ araçlarını kullanabilme,

Makine çevirisinin sınırlılıklarını kavrayabilme ve farklı çeviri araçlarıyla çalışabilme ve farklı araçları öğrenme konusunda istekli olma.

Çevirinin asıl amacı farklı dil ve kültür art alanlarından gelen bireyler arası iletişimi sağlamaktır. 21. yüzyılın bir teknoloji çağı olduğu ve kitle iletişim araçlarının akıl almaz bir hızla değiştiği göz önünde bulundurulursa, artık çevirmenlerin bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin bir şekilde kullanmaları gerektiği rahatlıkla ifade edilebilir. Modern bilgi teknolojileri çevirmenlere birçok konuda fayda sağlamaktadır. Çok önceleri el yazılarıyla ve daha sonra daktiloları ile çeviri görevlerini yapan çevirmenler, artık masaüstü ya da dizüstü bilgisayarlarının başında hatta tablet ve akıllı telefonlarıyla çeviri işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmektedirler. Çeviri bellekleri, terminoloji bankaları, elektronik sözlükler, proje yönetim araçları ve makine çevirisi programları vasıtasıyla önceleri çok daha uzun sürede yaptıkları çevirilerini artık daha kısa sürede yapabilmektedirler.

Şüphesiz bilgi teknolojilerinin profesyonel çevirmenlere sunduğu en büyük kolaylık, zaman bakımından olmuştur. İnternet üzerinden sanal ortamda ticaretin yaygınlaştığı günümüzde, çevirmenlerin iş bulma olanakları artık sadece ikamet ettikleri yerlerdeki çeviri talepleriyle sınırlı değildir. Gerek yurt içindeki farklı firmalardan gerekse yurtdışındaki farklı şirketlerden çeviri görevi alabilmektedirler. Dahası uluslararası çeviri ve yerelleştirme projelerinde dünyanın farklı yerlerinde bulunan çevirmenlerle işbirliği içerisinde olup, ekip çalışması gerçekleştirebilmektedirler. İnternetin sunduğu bilgiye ulaşmadaki kolaylık vasıtası ile çeviri projelerine dair her türlü bilgiye kolayca ulaşabilmektedirler. Hâl böyle olunca çevirmenlerin bu bilgi teknolojilerine hâkim olmaları kaçınılmaz olmuştur. Böyle bir tablo karşısında, profesyonel çevirmenlerin

çeviri teknolojilerini kullanmamaları çeviri piyasasından alacakları payı büyük oranda düşürmektedir.

Çeviri teknolojilerinin gelişmesi ve çeviriye yönelik talebin artmasıyla birlikte, profesyonel çevirmenlere yeni istihdam alanları da açılmıştır. Artık çevirmenler, özellikle yerelleştirme projeleri gibi büyük çaplı organizasyonlarda redaktörlük, son-okuyuculuk, düzeltmenlik, terminolog, proje yöneticisi ve yerelleştirme uzmanı gibi unvanlarla çeviri piyasasında iş bulabilmektedirler. Fakat şüphesiz bu kadrolarda yer alabilmeleri için, kendilerini farklı bilgi ve beceriler ile donatmaları gerekmektedir.

Her yeni gelişmenin beraberinde getirdiği bazı zorlukların olduğu hatırlanacak olursa, çeviri teknolojilerinin de getirdiği bazı zorluklar ve sınırlılıklar bulunmaktadır. Özellikle çevirmenlerin çeviri görevlerini yerine getirirken koşulsuz bir şekilde gerek makine çevirisi programlarına gerekse BDÇ araçlarına güvenmemeleri gerekmektedir. Wills (1982: 214) bilgisayarların düşünme ve planlama kabiliyetlerinin olmadığının ve bundan dolayı tek başlarına kusursuz çeviri gerçekleştiremeyeceklerinin altını çizmektedir. Çevirmenlerin, çeviri esnasında teknolojik araçları kullanırken karşılaşabilecekleri temel sorunlar aşağıdaki gibi üç ana grupta toplanabilir:

a- Çeviri araçlarını kullanırken yaşanabilecek psikolojik sorunlar: Bu sorunlar genelde çevirmenlerin teknolojik araçları kullanırken kendilerini ne düzeyde rahat hissettikleri ile ilgilidir. Bilgisayar ortamında kendini rahat hissetmeyen çevirmenler, doğal olarak çeviri görevlerini BDÇ araçlarıyla gerçekleştirmek istediklerinde kendilerini huzursuz hissedeceklerdir.

b- Teknik sorunlar: Bu sorunlar, makine çevirisi programları ve BDÇ araçlarının teknik yönüyle ilgilidir. Günümüzde çevirmenlerin çeviri görevlerini yerine getirirken yapmaları gereken işlemler, sadece tercüme faaliyetiyle sınırlı kalmamakta ve değişik dosya uzantıları ve BDÇ araçlarını kullanmayı gerektirmektedir. Şüphesiz bu aşamada bazı teknik sorunlarla karşılaşılacaktır. Çeviri araçlarının kullanıcı dostu olması, bu sorunların giderilmesinde kolaylık sağlayacaktır. Günümüzde çevrim içi olarak kullanılan araçlardaki teknik sorunların giderilmesi adına internet üzerinde forum sayfaları oluşturulmuştur. Böylelikle, aynı ya da benzer araçları kullanan çevirmenler ve bu araçların tasarımcıları bu platformlarda yaşanılan sorunlara çözüm aramaktadırlar.

c- Çeviri bağlamı eksikliği: Günümüzde çevirmenlere gönderilen bazı teknik metinler belirli bir bağlamdan uzak ve parçalar halinde olabilmektedir. Tekrar edilen cümlelerin çeviri belleklerinde muhafaza edilmesi ve çeviri işinin ‘ucuza’ mal edilmek istenmesi, günümüz çevirmenlerini genel bağlamından kopartılmış ve birbiri ile bağlantısı olmayan cümlecikleri tercüme etmeye zorlamaktadır. Bu şekilde her ne kadar terminoloji tutarlığı sağlansa da, birbirinden kopuk ve genel bütünlükten uzak çevirilerle karşılaşmak oldukça mümkündür.

1.5.2. Çeviri Öğrencileri

Ülkemizde çeviri alanında ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora alanında eğitim verilmektedir. Genelde ön lisans ve lisans programlarının hedefleri, çeviri sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek lisans ve doktora programları ise, bu alanda akademik kariyer yapacak olan bilim insanlarını yetiştirmeyi hedeflemektedir. Profesyonel çeviri dünyasında oldukça sık kullanılan çeviri teknolojileri, bu sektöre girmeyi planlayan çeviri öğrencileri için de uzmanlaşmaları gereken bir alandır. Ülkemizde çeviribilim alanında duayen bir isim olan Turgay Kurultay, çeviribilim bölümlerinin özellikle iki gruba karşı kendilerini ispat etmeleri gerektiğini vurgular. Bu çevreler; çeviribilim bölümleri dışındaki diğer yabancı diller bölümleri ve çeviri sektörüdür (Birkandan & Kurultay, 1997). Tam da bu noktada, çeviribilim öğrencilerinin bu iki çevreye karşı kendi yetenek ve becerilerini ispat edebilmeleri için BDÇ araçlarını kullanmaları gerekmektedir.

Çevirmen olarak çalışmak için özellikle çeviribilim ya da mütercim-tercümanlık bölümlerinden mezun olmanın gerekmediği ülkemiz çeviri piyasasında, çeviri bölümü öğrencilerinin iyi bir erek dil ve kültür edincine sahip olan diğer yabancı dil bölümleri mezunlarından farklı olarak, çeviri alanındaki yetkinliklerini çeviri piyasasına ispat edebilmeleri için modern bilgi teknolojilerinin çeviri dünyasındaki kullanım alanlarına hâkim olmaları gerekmektedir. Ayrıca bu şekilde profesyonel yaşamlarında istihdam olanakları sadece çevirmenlik kadrolarıyla sınırlı kalmayacaktır. Gerek ulusal gerekse uluslararası çeviri ve yerelleştirme projelerinde; proje yöneticisi, terminolojist, danışman ya da yerelleştirme uzmanı sıfatlarıyla iş olanağı bulabileceklerdir.

Çeviri eğitimi süresinin sınırlılıkları ve müfredattaki diğer derslerin yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda, çeviribilim öğrencilerinin BDÇ araçlarını kullanmayı öğrenme adına ekstra çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Kaldı ki, bu bağlamda çevirmen adaylarının çeviri sektöründe kullanılan tüm BDÇ araçlarının kullanımını çeviri eğitimi süresince öğrenmeleri mümkün değildir, ayrıca böyle bir çaba içerisinde bulunmalarının da doğru olmayacağını düşünmekteyiz. Çeviri bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin, BDÇ araçlarının genel kullanım mantığını öğrenmeleri profesyonel çevirmenlik yaşamlarında gereksinim duydukları çeviri teknolojilerini kullanmayı öğrenmeleri adına yeterli olacaktır.

1.5.3. Çeviri Eğitmenleri

Türkiye’de çeviri eğitimi veren yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademisyenler; dilbilim, çeviribilim, edebiyat ve filoloji bölümlerinin herhangi birinde ihtisas yapmış bireylerden oluşmaktadır. Çeviri sektörü ve çeviri eğitimi arasında köprü vazifesi görmesi gereken çeviri eğitmenlerinin, değişen piyasa koşullarına kolaylıkla uyum sağlayabilecek nitelikli çevirmen adayları yetiştirebilmeleri için onlara modern bilgi teknolojilerinin çeviri dünyasındaki yansımaları olan BDÇ araçlarını en azından temel kullanım fonksiyonlarıyla öğretmeleri gerekmektedir. Bu konuda öncelikle çeviri eğitmenlerinin kendilerinin gerek genel manada teknolojik araçlarla, gerekse özelde çeviri teknolojileri ile barışık olmaları önemli bir gereksinimdir. Bu noktada çeviri eğitmenleri ulusal ve uluslararası platformda kullanılan BDÇ araçlarını takip etmelidirler. Sektörün önde gelen yazılım şirketlerinin temsilcileri ile iletişim halinde olup, gerekirse onlardan bu konuda yardım almaları gerekir. Günümüzde çeviri sektöründe ön planda olan yazılım şirketleri, BDÇ araçlarının eğitim lisansını çıkartarak, üniversitelere ücretsiz olarak bu araçları kullanma fırsatı vermektedirler.

Ayrıca, çeviri eğitmenlerine yönelik hazırlanan ve tezin ilerleyen bölümünde ayrıntılı olarak incelenen “eCoLoTrain”, “Optimale” ve “Mellange” projelerinin web sitelerinde, BDÇ araçlarının kullanımı ve çevirmen adaylarına öğretimini ele alan faydalı bilgiler yer almaktadır. Çeviri eğitmenlerinin, bu tür çalışmalardan yararlanarak öğrencilerinin ileride atılacakları oldukça rekabet içeren çeviri piyasasına hazırlamaları gerektiği düşüncesini taşımaktayız.

Örneğin, çeviri belleklerinde karşımıza çıkan tam eşleşme ve kısmi eşleşmelerin özellikle çeviri eğitmenlerine, öğrencilere bir çevirinin birden çok fazla alternatifi olabileceğini gösterme adına önemlidir. Ayrıca bellek içerisinde bir metnin birden fazla kabul edilebilir çevirisinin olması da, bu pratik olguyu destekleyen bir veri olarak kullanılabilir (DeCesaris,1996: 264). Böylelikle bu araçların sayesinde çevirmen adaylarının çeviri eylemi esnasında, düşünme ve bilinçli çeviri kararları alabilme becerileri de gelişmiş olacaktır. BDÇ derslerinde öğrenciler kalabalık sınıflarda olsalar dahi bireysel çalışma olanağı bulurlarken, eğitmenler de öğrencilerin tek tek sorunlarıyla ilgilenme fırsatı bulabilmektedirler. Aynı zamanda bu durum sınıf içi beyin fırtınasının yapılmasını da engellemez. Bununla birlikte, bu derslerde öğrencilerin metin türlerine ait farkındalık düzeyleri de gelişmektedir. Hangi tür metinlerin hangi teknolojik ekipmanlar yardımı ile tercüme edilirse daha sağlıklı sonuçlar alınabileceği bu şekilde kolaylıkla öğretilebilir. Bununla birlikte konu alanlarına uygun olarak (tıp, iktisat, fen) gerekli terminolojilerin hangi terim bankalarında elde edileceği öğrencilere gösterilebilir.

Bu anlamda şüphesiz bazı problemler de ortaya çıkacaktır. Teknik araç-gereç eksikliği, ders materyali kısıtlılığı, öğrenci ilgisizliği ya da öğrencilerin teknolojik araçlara duyduğu ön yargı bu problemler arasında değerlendirilebilir.

1.5.4. Çeviri İşletmeleri

Küreselleşen dünyamızda çeviri işletmeleri de artık eskisinden daha fazla kurumsallaşmaya ve çeviri kalitesini artırmaya özen göstermelidirler. Müşterilerinin istek ve beklentileri doğrultusunda çeviri projelerinde kullanılacak olan çeviri belleklerini, farklı dosya formatlarını ve masaüstü yayıncılık programlarını bilen çevirmenlerle çalışmaya özen göstermelidirler. Ayrıca, Balkul ve Ersoy (2014: 338)’da belirtildiği gibi, çeviri işletmeleri oldukça rekabetçi olan çeviri piyasasında tanınmaları ve müşterilerinin ilgisini çekebilmek için dikkatlice tasarlanmış ve kurumlarınca kullanılan BDÇ araçlarını gösteren işlevsel web sitelerine sahip olmalıdırlar.

Bilgi teknolojilerinin çeviri teknolojileriyle birleştiği günümüzde çeviri işletmelerinin en önemli görevi, istihdam ettikleri çevirmenlerine gerekli teknolojik araç ve gereçleri sağlayacak bir çalışma ortamı sunmalarıdır. Bu bağlamda, gerekli olduğu takdirde teknologlardan ve çeviri teknolojisi tedarikçilerinden profesyonel bir yardım almaları

gerekmektedir. Ülkemizdeki çeviri eğitiminin hali hazırdaki durumu göz önüne alınacak olursa, çevirmen adaylarına çeviri teknolojilerinin kullanımı adına etkili bir eğitim sunulduğunu söylememiz oldukça zordur. Bu bağlamda, çeviri işletmenlerinin çevirmenlerine çeviri teknolojisi kullanımı adına hizmet içi eğitim sunmaları gerekebilir. Ülkemizde bu tür hizmet veren çeviri şirketleri bulunmaktadır.