• Sonuç bulunamadı

3.2. Türkiye Algısına Yönelik Bulgular

3.2.2. Türkiye ile Ġlgili Güç Algısı

Öğrencilerin Türkiye‟nin bölgesel gücünün büyüklüğü ve rolü konusundaki algıları Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya bölgelerine göre değiĢmektedir. Tüm öğrenciler arasında yaygın görüĢ, Türkiye‟nin Avrupa hariç tüm bölgelerde aktif olarak yer aldığına ve sözünün dinlenir konumda olduğuna dair açıklamalar Ģeklindedir:

“Bizim oralarda Türkiye‟yi herkes bilir. Gelmeden önce Türkiye‟ye geleceğimi duyunca tüm akrabalarım benimle konuĢmaya geldi. Türkiye‟ye gidip, iyi eğitimler almamı istediler. Tayyip Erdoğan‟ı çok severler. Türkiye Ortadoğu‟nun abisi gibi bir Ģey… Canın sıkılınca para istersin, seni döveni abiye söylersin.”

KonuĢmadan anlaĢılacağı gibi Türkiye Ortadoğu‟da oldukça aktif durumdadır. Osmanlı Devleti, Tayyip Erdoğan sempatisi gibi farklı nedenler bu

86 durumu açıklamaktadır. Türkiye‟nin bölgesel gücü Ortadoğu‟dan ibaret değildir. Balkanlar‟dan gelen öğrenciler de aynı yorumları yapmaktadır:

“Biz Evladı-ı Fatihan‟ız. Balkanlara medeniyet getiren bir devletin torunlarıyız. Türkiye bizim koruyucu ülkemiz. Bosna Hersek katliamında Türkiye bize çok yardım etmiĢ. O yüzden Türkiye‟yi çok seviyoruz. Hem Türkiye adaletlidir çünkü bizim ülkemizi sel bastığında bizim oradaki Hıristiyanlara bile yardım ediyor.”

Balkan ülkelerinden gelen baĢka benzer yorumlar da vardır. Kosavalı bir öğrencinin ifadesi Ģu Ģekildedir:

“Ben Kosovalıyım. Bağımsız bir ülkenin vatandaĢıyım. Ama sürekli bu bağımsızlığın acısını yaĢıyoruz. Birçok ülke hala bizi bağımsız olarak kabul etmiyor. Bizim bağımsızlığımı kabul eden ilk ülke Türkiye idi. Kosova‟daki herkes Türk olduğunu söyler. Eğer Türkiye Arap vatandaĢlarından oluĢsa idi eminim Kosava‟daki insanlar Biz Arab‟ız.” derlerdi.”

Türkiye‟nin bölgesel olarak gücü Ortadoğu ve Balkanlarla paralellik gösterirken, Orta Asya‟da farklı bir konumdadır. Orta Asya‟da hakim gücün Rusya olması ile Türkler ve diğer akraba toplulukların Rusya‟ya karĢı geliĢtirdiği düĢmanlığın neticesinde, Türkiye sığınılacak bir liman pozisyonundadır:

“Orta Asya‟daki tüm devletler birbirleri ile küs. Hepsi bölünmüĢ durumdalar. Ortadoğu‟dan bir farkımız yok aslında. Hem bir araya gelemiyoruz. Hem de asıl düĢmanımız Rusya‟ya karĢı birleĢemiyoruz. Ne din öğrenebiliyoruz, ne de bilgi. Okula geldiğimden beri öğrendiğim tarih dersleri ile Rusya‟da öğrendiğim tarih dersleri arasında hiç ortak nokta yok. Türkiye sayesinde gerçek tarihi de öğrendik.”

Orta Asya ve Kafkasya ülkelerinden gelen öğrenci yorumlarına göre Türkiye, Rusya‟ya karĢı mücadele edebilecek güçtedir. Buradaki Türkler ve soydaĢlar, Türkiye‟nin kendi haklarını savunabilecek bir konumda olduğunu söylemektedirler:

“Ben Kırım‟lıyım. Ama Rusya‟da yaĢıyorum. Kırım meselesinde Türkiye‟den istediğimiz destek gelmedi. Çünkü o zaman Rusya ile ekonomik iĢleri vardı Türkiye‟nin. Ama yine de parasal anlamda ve birçok konuda bize yardım ediyor Türkiye. Rusya‟ya karĢı gelebiliyor. En azından çevremizde bize yardım edecek bir ülke var.”

87 Türkiye‟nin yaĢam standardı, demokrasisi ve gücü gibi farklı özelliklerinin yanında bugüne kadar hiç duymadığımız olumlu bir özellik daha karĢımıza çıkmaktadır. Malezyalı bir öğrencinin Türkiye‟nin iklime dair yorumlarını, Türkiye‟nin siyaseti ile benzetmesi de oldukça ilginçtir:

“Türkiye çok güzel bir ülke, ben hayatımda ilk defa kar gördüm. Belki de bir daha hiç kar göremem. Bizim gibi, kar yağmayan ülkelerin insanları için kar görmek büyük bir ayrıcalık. Türkiye zaten hem siyasi hem ekonomik hem din anlamında çok iyi bir ülke olduğu için dünya gözlerini Türkiye‟den ayırmıyor. Hem de iklimi çok uygun. Öğretmenimiz “Ġklimleri iyi bir yaĢam için elveriĢli olmayan ülkelerin yönetimi ve devlet kurma özelliği de iyi olmaz, kolay sömürülür” demiĢti. Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Türkiye dört mevsimi yaĢayan Ģanslı bir ülke gerçekten…”

Türkiye ile ilgili güç algısı sorusu Kafkaslar ve Orta Asya öğrencilerine yöneltildiğinde, Türkiye‟nin bu bölgelerle ilgili güç algısının Orta Doğu‟ya kıyasla daha düĢük olduğu görülürken, Afrika‟nın bölgesel olarak Türkiye‟ye uzak olmasına rağmen Afrikalı öğrencilerde de Türkiye algısının çok olumlu olduğu görülmektedir. Somalili bir öğrencinin yorumu da bu gerçeği doğrulamaktadır:

“Beyazdan Müslüman mı olur mu ya? Hala bakıyorum, gerçek olamaz diye. Ġlk mülakata geldiklerinde çok ĢaĢırmıĢtım. Aslında Diyanet‟te çalıĢan insanların derneklerine Ramazan günlerinde gidiyorduk. Oradan biraz Türkiye‟yi biliyordum. Ama bize neden bu kadar yardımcı olduklarını Ģimdi anlıyorum. Çünkü Müslümanlar böyle yapar.”

Sudan‟dan baĢka bir öğrencinin ifadeleri de yukarıdaki yorumla benzeĢmektedir:

“Türkiye ekonomik olarak bize sürekli yardım ediyor, burs veriyor, okullarına davet ediyor. Sürekli iĢ adamları geliyor. ĠHH ve Diyanet genelde yardım için geliyor. Ben de Türkiyeli olmaktan, Türkiye‟yi oralarda temsil etmekten çok mutluyum.”

Türkiye‟nin Afrika‟da tanınmıĢlığını sağlayan asıl çalıĢmalar, uluslararası yardım kuruluĢları ile gerçekleĢmiĢtir. Hem devlet kurumları hem farklı STK‟lar ile gıda, sağlık gibi alanlardaki yardımlar zamanla eğitime de yansımıĢtır. Afrika‟da Türkiye‟nin hızla yayılan olumlu bir algısı vardır. Gün geçtikçe bu durum artmaya devam edecektir. Afrika‟dan, Orta Asya‟dan, Ortadoğu‟dan öğrenciler kendi

88 ülkelerinde ve gittikleri ülkelerde Türkiye‟nin gönüllü elçisi olarak hizmet edeceklerdir.