• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASINA GENEL BİR BAKIŞ

İNCELENMESİ

I- TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASINA GENEL BİR BAKIŞ

mın sektörel dağılımına bakıldığmda tanmm istihdam içinde-ki paymm %39.5 gibi hala yüksek bir oranda olduğunu görü-yoru2.(HHİA 1997) Kırsal kesimdeki çalışma statüleri daha çok ücretsiz aile işçileri ve kendi hesabına çalışanlardır. Kısa-ca, kırsal kesimde aile işletmelerinin esas olduğu bir istihdam yapısı kendini göstermektedir . Bu durumda, bir ailenin tüm fertleri çalışıyor gibi gözükmekle birlikte üretime katkıları ba-kımından anlamlı bir istihdamdan söz edilemez. Bunun yanı sıra, işsizlik sigortasının ve genel olarak sosyal güvenliğin ol-mayışı ailenin rolünü ön plana çıkartarak geleneksel yapının sürmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak kırsal kesimde gizli işsizlik veya eksik istihdam sorunu önem kazanmakta-dır.

Oysa kentsel yerlerdeki işgücü piyasası kesin çizgilerle bu yapıdan ayrılmaktadır. Kentsel yerlerde çalışanlann ço-ğunluğu hizmet sektöründe yoğunlaşmıştır (%75) ve yine ça-lışanlann %60'ı ücret-maaş statüsündedir. Bu veriler bize kentsel bölgelerde iş güvencesi yüksek (formel) sektörlerin hakim olduğunu göstermektedir.

Kırsal ve kentsel yerlerde istihdamla ilgili olarak ortaya koyduğumuz yapısal özellikler sonucunda Türkiye'de 47 195 000 olan 12+ yaş nüfusun içinde işgücüne dahil olan nüfus 22 359 000'dur, işgücüne katılma oranı ise %47.7dir ve 1 545 000 kişi işsizdir ( % 6.9) (HHİA 1997). Bu işsizliği kadm-erkek ola-rak incelediğimiz zaman erkek işsizlik oranı %6.1 iken kadın işsizlik oranının %9.2 olduğunu görüyoruz. Bu durumda Tür-kiye'de, kadınların işsizlikten daha fazla etkilendiğini söyle-yebiliriz. İşsizlik sorununu kır-kent ayrımı yaparak ele aldığı-mızda kentsel yerlerde işsizliğin % 9.7 kırsal kesimde ise

%4.2 olduğu görülmektedir. Buradan çıkan sonuç işsizliğin kentsel yerlerde yoğun olduğudur. Türkiye'deki işsizlikten en çok etkilenen kesim genç nüfustur.12-19 yaş grubu nüfusta iş-sizlik oranı %!1.5 ve 20-29 yaş grubu nüfusta ise işiş-sizlik oranı

%12.5'dir. 12-29 yaş grubu içinde işsizlikten en çok etkilenen

62

yine kadınlar olmaktadır. Örneğin 20-29 yaş grubu içinde kadın işsizlik oranı %16.1 'dir.(HHlA 1997)"

Uluslararası karşılaştırmalara olanak verebilmek amacıy-la değişik ülkelerdeki işsizlik oranamacıy-larını verelim:

TABLO 1

AVRUPA ÜLKELERİNDE İŞSİZLİK ORANLARI(%) (1997-1999)

ÜLKELER 1997 1998 1999

ALMANYA 11.4 11.5 11.1

FRANSA 12.4 11.9 11.3

İNGİLTERE 6.9 6.8 7.2

BELÇİKA 12.7 12.3 11.9

YUNANİSTAN 10.4 10.6 10.6

POLONYA 11.2 10.1 9.3

İSPANYA 20.8 19.6 18.4

TÜRKİYE* 5.7 5.6 5.6

AB ORTALAMASI 11.2 10.9 105

KAYNAK: OECD1998

Yukarıdaki tablonun da incelenmesiyle ortaya çıkan sonuç Türkiye'deki açık işsizlik sorununun boyutlarının diğer ülkelerinkinden gerek nitelik gerekse nicelik olarak çok ciddi farklar ortaya koymadığı şeklindedir. Ancak ülkemizdeki iş-sizlik sorununu diğer ülkelerden ayıran önemli bir ayrıntı açık işsizlik kadar, eksik istihdam ve düşük gelirle çalışma sorununun varlığıdır. ^

HHÎA'leriyle yapılan eksik istihdam analizleri Türkiye genelinde %6.9'luk bir eksik istihdam sorunu olduğu tesbit

et-23 Bu oranlar 1997 HHtA'lerinden hesaplanmıştır.

iniştir. Eksik istihdamda olanların çoğunluğu 20-29 yaş gru-bunda (%7.9) ve erkek nufustur. Şimdi Türkiye'deki işgücü piyasasına ilişkin verileri toplu olarak verelim:

TABLO 2

TÜRKİYE'DE İŞSİZLİK VE EMEĞİN EKSİK KULLANIMINA İLİŞKİN VERİLER: 1997 (Bin kişi)

TOPLAM NÜFUS 62 865

12+YAŞ 47195

İSTİHDAM EDİLEN TOPLAM NÜFUS 20 815

EKSİK İSTİHDAM 1 362

İŞSİZ 1 545

İŞ BULMA ÜMİDİ OLMAYANLAR 134

MEVSİMLİK ÇALIŞANLAR 245

IŞ ARAMAYANLAR 158

IKO %47.4

İŞSİZLİK % 6.9

EĞİTİMLİ GENÇ İŞSİZLER(15-24 Yaş) % 30.4

EKSİK İSTİHDAM % 6.1

EĞİTİMLİ GENÇ EKSİK İSTİHDAM %8.0 KAYNAK: HHIA 1997

Hızlı nüfus artışı Türkiye'deki işsizlik ve istihdam soru-nun temelini oluşturmuştur. Hızlı nüfus artışının özellikle kır-sal bölgelerde daha yoğun olması kırdan kente göçü hızlan-dırmıştır. Bu durum ise önemli nitelik ve eğitim sorunları olan işgücünün istihdamını hemen hemen olanakisız hale ge-tirmiştir. Bu anlamda göç, kentsel yerlerdeki işsizliği ve istih-damı çok yönlü etkileyerek marjinal işlerin yoğunlaşmasına ve tüm güvencelerden yoksun ve statüsü tartışmalı bir sektö-rün doğmasına neden olmuştur.

64

Göçe zorlanan insanlar kentsel yerlerde gerek istihdam olanaklarının sınırlı olmasından, gerekse niteliksiz ve eğitim-siz olmalarından dolayı işeğitim-siz kalmışlardır. Bir kısmı düşük ge-lirli işlerde ve gizli işsiz olarak istihdam edilmişlerdir. İşsizlik sigortasının olmaması tamamen gelirden yoksun kalan ya da çok düşük gelirle çalışan bu insanları, bir şeküde gelir elde etmeye yöneltmiştir. Böylece, güvencesi olmayan, seyyar satıcılık, ayakkabı boyacılığı vb. gibi işlerin yapüdığı bir sek-tör oluşmuştur. Bu seksek-tör içinde ne iş güvencesi, ne de sosyal güvenlik vardır, gelir düzeyi son derece düşük ve değişken-dir. Bu noktada sorun artık bir işsizlik sorunundan çok bir is-tihdam sorununa dönüşmüştür. İstatistik verilerde önemsiz gibi gözüken bu durum yaşanmakta olan ve yadsınamayacak sosyal bir gerçektir.

îş güvencesi yüksek (formel) sektör karşısında, güvence-siz (informel)24 bir sektörün oluşması Türkiye'deki işgücü pi-yasasını tanımlayan en önemli özelliktir.

Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomüerin ve toplumların ikili yapısı istihdam konusunda güvenceli ve güvencesiz sek-tör (veya işler) ayırımı yapılması sonucunu doğurmaktadır.

Güvenceli sektörde istihdam açısından firma büyüklüğü önem taşımaktadır. Eskiden ekonomi içinde etkinlik gösteren firmaların büyük ölçekli firmalar olduğu düşünülürdü, oysa 19801i yıllarda küçük ve orta ölçekli firmaların da önemli bîr

24 Uluslararası Çalışma Örgütüne göre informel sektör şöyle tanım-lanmaktadır: "Bir süreklilik unsuru taşımadan bir kişinin veya bir-kaç kişinin oluşturduklan bir çalışma şeklidir." (ILO 1993). Farklı bir deyişle informel sektör şöyle tanımlanabilir: "Mal ve hizmet üretimi ve dağıtımı için oluşturulmuş çok küçük ölçekli birimler-dir. Temel amaç istihdamı yaygınlaştırmak ve en önemlisi beşeri ve fiziki sermaye gerektirmeden, çalışanlarına gelir sağlamaktır" İn-formel sektörün en önemli özelliği bu sektörde çalışma halinin gö-nülsüz bir çalışma hali olmasıdır. Yani kişiler hiç bir zaman infor-mel sektörde gönüllü olarak iş aramazlar. Bu sektörde çalışma hali yukarıda belirlediğimiz nedenlerden dolayı zorunluluktan doğan bir durumdur.

istihdam olanağı yarattığı kabul edilmiştir. Hatta küçük ve orta ölçekli firmaların büyüklere göre daha dinamik oldukları ve daha hızlı istihdam olanakları yarattıkları da gözlemlen-miştir.25 Türkiye'de ise, küçük ve orta ölçekli firmalar konu-sunda son zamanlarda önemli gelişmeler kaydedilmiş olması-na rağmen, daha ziyade geniş ölçekli ve sermaye yoğun firmalar gelişmede önemli bir rol oynamıştır. Çünkü teknolo-jik ilerleme, üretkenlik avantajı gibi unsurlar ancak büyük fir-malar tarafından kullanüabilmektedir. Bu bakımdan Türki-ye'de devlet destekli büyük kamu teşebbüsleri ortaya çıkmış ve gereğinden fazla istihdam olanakları sunarak, bir eksik isihdam ve gizli işsizlik sorunu yaratmıştır.

Türkiye'deki işsizlik ve istihdam sorununu aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

- Ülkemizdeki nüfus yapısı aynı zamanda işsizlik ve is-tihdamın da özelliklerini belirlemektedir. Türkiye çok genç bir nüfusa sahiptir (örneğin 0-14 yaş grubu nüfusun toplam nüfus içindeki payı %40 dolaylarındadır.) aynı zamanda çok hızlı bir nüfus artışı vardır. Nüfus yapısıyla ilgili olan bu iki özellik bir araya gelince, daha fazla istihdam yaratmak gereği günden güne artmaktadır.

- Düşük ücret düzeyi de işsizlik ve istihdam sorununun açıklanmasında temel bir rol oynamaktadır. Düşük verimlilik üe çalışma, ülkenin gelişmişlik düzeyi ve politik durumu veya tercihleri, firmaların büyüklüğü, çalışanların sendikalı olup olmaması ve yüksek işsizlik gibi unsurlar Türkiye'de ücret düzeyinin düşük kalmasını açıklayan nedenlerdir.

- Ülkemizde işsizlik, kadınlar için erkeklere göre daha yüksektir, ayrıca işsizlik gençler üzerinde yoğunlaşmıştır.

25 Firmanın büyüklüğü ile istihdam yaratmadaki kapasitesi arasın-daki ilişki ülkeden ülkeye ve hatta bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Örneğin 100 kişiden daha az çalıştıran bir firma imalat sanayündeki istihdamın İngiltere ve ABD'de %20'sini; Fran-sa ve İspanyada %30-45'ini; Japonya, Yugoslavya ve İtalya'da

%50'sini sağlamaktadır (OECD 19%)

66

-işsizlerin önemli bir kısmı ilkokul mezunu yani eğitim-siz, dolayısıyla niteliksiz kişilerdir. Yüksek okul mezunları arasında işsizlik çok yüksek düzeylerde değüdir.

Yukarıda genel hatlarına değinmiş olduğumuz işsizlik sorununun çözümünde iki temel olguya dikkat çekilmelidir:

Bunlardan bir tanesi Türkiye'deki işgücü piyasasının etkin iş-lerlikten yoksun olması dolayısıyla iş bulma süresinin uzaya-rak işsizliğin artmasıdır; diğeri ise işsizliğin ekonomik boyu-tunu ügüendiren işsizlik sigortası sorunudur. Her iki durumda da ortak olan eksiklik kurumsal mekanizmaların ol-mayışıdır. Özel-kamu iş bulma kurumlan ve işsizlik sigortası gibi kurumsal mekanizmaların işletilmesi Türkiye'de yaşanan işsizlik ve istihdam sorununun çözümünde önemli katkılar sağlayacaktır.

II- TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASI KURUMLARI