• Sonuç bulunamadı

SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMINDA ÇALIŞAMAMA SORUNU

İNCELENMESİ

B- SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMINDA ÇALIŞAMAMA SORUNU

B- SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMINDA

88

devletin temel görevleri arasınde yer almalıdır. Bu bakımdan özel sigortanın sisteme yerleştirilmesinde son derece ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. Burada tartışılan özel sigortanın bir alter-natif mi; yoksa tamalayıcı mı olması gerektiği sorunudur.

Kanımızca özel sigortayı alternatif olarak ortaya koymak ylıştır, tamamlayıcı bir nitelik kazandırmak sosyal devlet an-layışı açısından gereklidir.

Bu çerçevede kamu ve/veya özel sektörün sunmuş oldu-ğu sigortacüığın birlikte var olduoldu-ğu bir sistem sorunların çö-zümüne katkıda bulunacaktır. Böyle bir sistemde özel sigorta kamunun sunmuş olduğu sigorta olanaklarını tamamlayıcı da olabilir; alternatif bir sigorta sistemi de sunabilir. Ancak bu modelde kamu sektörünün düşük gelirlüeri koruyabüeceği bir prim esası sunması temel alınmalıdır. Böylece düşük ge-lirli ve korunmaya muhtaç kişüerin de sigorta kapsamında ol-malarına olanak tanınmış olunacaktır. Bu sistemde çalışanlar, hangi sistemden yararlanmak istediklerine göre prim ödeye-ceklerdir. Çalışanlar gelir düzeylerine göre SSK'nın (veya Emekli Sandığı'nın) yeterli olmayan yardımlarını telafi etmek için tamamlayıcı bir sigorta tercih edebüecekleri gibi, tama-men özel sigorta kapsamında olmayı da tercih edebüecekler-dir.

Özel veya kamu olsun herhangi bir sigorta kapsamında olmanın koşullan öncelikle asgari bir gelir seviyesine sahip olmaktan geçmektedir. Dolayısıyla özellikle SSK'da ve genel olarak kamuda, öncelikle ücret ve istihdam şartlarının yeni-den ve günün koşullarına uygun şeküde belirlenmesi gerek-mektedir. Böylece ödenecek olan primler de makul bir seviye-de olacak ve kamu sigorta kuruluşlan da yeniseviye-den yapılanma olanağını bulabüecektir.

IV. TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI İÇİN NASIL BİR KURUMSAL YAPILAŞMA OLMALIDIR?

İşsizlik sorunun çözümünde genelde bügi sahibi olduğu-muz makro politikalarla getirilen çözümlerdir yani ekonomik büyüme üe yeni istihdam olanakları yaratıcı genişletici mali-ye politikalarıdır. Ancak bugün görmekteyiz ki işsizlik orta vadede ekonomik büyümeden bağımsız olarak da ortaya çı-kabilmekte ve işsizliğin bu şekli aktif istihdam politikalarıyla çözülebilir. Makro politikaların sınırlılıkları dikkate alındı-ğında43 daha hızlı sonuçların elde edüdiği aktif istihdam tikalarına bugün sıkça başvurulmaktadır. Aktif istihdam poli-tikalarından anladığımız ise işgücü piyasasının etkin işlerliğine doğrudan etki eden önlemlerdir.

Aktif istihdam politikalarının konumuz olan işgücü piya-sasındaki kurumsallaşma açısından önemi büyüktür. İşgücü piyasası ne kadar kurumsallaşmış bir yapıya sahipse işsizliğe getirilebilecek çözümler de o kadar kolay olacaktır. Diğer bir deyişle kurumsallaşmaya paralel olarak işgücü piyasası daha etkin bir işlerliğe kavuşacak ve sonuçta iş bulma süreci de daha etkin işleyecektir.

Piyasada boş işler ve bu işlere karşılık gelen bir emek arzı vardır. Önemli olan bu ikisinin doğru karşılaşmasıdır, diğer bir deyişle eşleşmenin gerçekleşmesidir. Artık yeni görüşler-de işsizlik bir iş arama çalışması olarak görüşler-değerlendirilmekte ve mikro düzeyde ele alınmaktadır.44

43 Makro politikalardaki sınırlılıklar konumuz dışında olduğu için burada ayrıntılı olarak açıklamada bulunmuyoruz. Kısaca, genişle-tici maliye politikaları toplam talebi arttırıcı politikalardır ve istih-dam yaratma yanmda enflasyonist etkilerinin de olabileceği konu-su etrafında yoğunlaşan bir tartışma söz konukonu-sudur. Konuyla ilgili daha fazla bilgi için bkz. Ceylan-Ataman 1999(b).

44 Yeni Klasik görüşü altında 1970'li yıllardaki işsizliği açıklamak için geliştirilen ve iş arama teorisi (Job search theory) adıyla anılan bir yaklaşımdır. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz.Mortensen 1986.

90

İş arama teorisi neo-Klasik analizin varsayımları üzerine kurulmuştur. Neo-Klasik analizde emek arzı bireyin çalışma ile boş zaman arasındaki bir tercihidir ve serbest rekabet var-sayımı vardır, bilgilendirme tamdır. İş arama teorisi bu nok-tadan hareket ederek tam bilgilendirme varsayımını sorgula-maktadır. Bu teoriye göre ne işçi ne de firma işgücü piyasası hakkında tam ve bedava bir bilgilendirmeye sahip değildir.

Daima işsizler ve bu işlere karşılık gelen boş işler vardır, ancak işçilerin çalışmayı arzu ettikleri işlere ulaşmaları belli bir süre gerektirecektir. Bu durumda kişi sadece boş zaman ile çalışma arasmda bir tercih yapmayacak, bunlara ilaveten

"bir iş arama çalışması" yapacaktır. Böylece kişinin karar verme sürecine bir üçüncü unsur eklenmiştir ama nihai amaç değişmemiştir, yine fayda maksimizasyonudur. İş arama teo-risine göre kişi kendisi bir ücret belirleyecek ve başlangıçta bu ücret düzeyinin altındaki işleri kabul etmeyecek fakat zaman ilerledikçe taviz verecektir. Bu durumda hemen bir işi kabul etmekle iş aramaya devam etmek arasmda bir tercih yapılma-sı söz konusu olacak ve bu tercihi belirleyen ise işsizliğin sü-resinin maliyeti ile ileride elde edeceği gelirin bugünkü değe-rini karşılaştırmak şeklinde tanımlanabilecek olan aktüalizasyon hesabıdır. İş arama süresini etkileyecek olan unsurlar şöyle sırlanabilir:

- İş aramanın maliyeti ile işsizlik sigortası (veya işsizlik süresince elde edilebilmesi olası bir başka gelir) arasmdaki ilişki önem taşımaktadır. İşsizlik süresinde bir gelirden tama-men yoksun olmamak iş bulma sürecini uzatmakta dolayısıy-la işsizliğin süresi de uzamaktadır.

- Kişinin belirlediği veya düşündüğü ücret düzeyi ve bu düzeyin değişebilirliği iş bulma süresini etkileyen önemli bir unsurdur. İşsizlik süresi içinde tamamen bir gelirden yoksun olmamak, belirlenen ücret düzeyinden ne kadar fedakarlık yapılacağını da belirleyecektir.

- Aynca kişinin çalıştığı halde daha iyi bir iş araması ile ilk işini arıyor olması veya işsizken iş anyor olması

arasmda-ki farklar iş bulma süresini etarasmda-kileyecektir. Doğal olarak arasmda-kişi çalışıyor iken iş arıyorsa iş bulma süresi işsiz bir kimsenin iş arama süresinden daha uzun olabilecektir.

Yukarıda sırladığımız ve iş arama süresini etküeyen un-surlar birbirleriyle tamamen bağlantılıdır ve her biri diğerini etküemektedir.

İstihdamın arttırılması ve işsizliğin önlenmesinde aktif is-tihdam politikalarının uygulanması kadar bunları uygulaya-cak olan istihdam kurumlan da önemli bir rol oynamaktadır.

Bu çerçevede gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ÜBK bu görevi üstlenmek üzere kurulmuştur.

Bu çerçevede Türkiye'de makroekonomik talep politika-larından bağımsız olarak işgücü piyasasındaki çözümlemele-rin neler olabileceğini ele alacağız. Konuya işgücü piyasasın-daki en önemli kurum olma özelliğine sahip İİBKnun yeniden yapüandınlması çalışmalanyla başlayacağız:

A- İŞ VE İŞÇİ BULMA KURUMUNUN YENİDEN