• Sonuç bulunamadı

TÜRKĠYE’DE DÜZENLENEN FESTĠVAL VE ġENLĠKLER

1.2. TÜRKĠYE’DEKĠ FESTĠVAL VE ġENLĠKLERĠN SINIFLANDIRILMASI SINIFLANDIRILMASI

Gerek halkbilimi gerekse diğer disiplinlerde kısaca hemen her bilim dalında herhangi bir konunun doğru ve eksiksiz çalıĢılması, bazı temel aĢamaların sırasıyla

61

geçilmesine bağlıdır. ġayet bu adımlardan birisi atlanır ya da eksik bırakılırsa sonraki aĢamanın istenilen baĢarıyı yakalaması oldukça zorlaĢır. ġeref Boyraz (2012: 45-46)‟ın “1. Tespit, 2. Tarif, 3. Tasnif, 4. Tahlil ve 5. Tatbik” olarak nitelendirdiği ve kısaca “5t” Ģeklinde formülleĢtirdiği söz konusu aĢamaların önemli ayaklarından birisini de tasnif oluĢturmaktadır. Zikredilen ayağın atlanması ya da eksik bırakılması, yanlıĢ yapılması bir sonraki aĢamayı dolayısıyla da hedeflenen neticeyi olumsuz anlamda etkileyecektir.

Türkiye‟deki festival ve Ģenliklerle ilgili bütüncül çalıĢmaların yokluğu kendisini sınıflandırma alanında da göstermektedir. Konunun tasnif ayağı, konuyla ilgili çalıĢmalarda bugüne kadar ya atlanan ya da üstün körü geçiĢtirilen bir merhale görüntüsü vermektedir. Dolayısıyla konuyla ilgili çalıĢmalar yok denecek kadar az sayıdadır. Bu az sayıdaki sınıflandırma çalıĢmaları da nitelik bakımından oldukça yetersizdir. Zira Türkiye‟deki festival ve Ģenliklere yönelik sınıflandırma denemelerinin genel itibariyle konuya bütüncül bir yaklaĢım sergilenmeden yapıldığı görülmektedir. Mevcudun görülemediği ancak az çok varlık boyutlarının tahmin edildiği durumlardaysa yapısal ve iĢlevsel özellikler doğru ve kapsamlı bir tespite tabi tutulamadığından nitelikli bir sınıflandırma ortaya çıkarılamamıĢtır. Tasnif çalıĢmalarındaki eksikliklerin etkisini konunun tahlili esnasında net bir biçimde görmek mümkündür. Zira yapı ve iĢlev bakımından büyük benzerlikler gösteren festivallerin farklı baĢlıklarda ve konularda değerlendirildiği ya da değerlendirmeye hiç alınmadığı görülmektedir. Sözü edilen eksiklik, araĢtırmacıların konuyu sınırlandırmalarında, konuya bütüncül ya da parça odaklı yaklaĢımlarında da hatalı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu olumsuz sonuçları dolayısıyla Türkiye‟deki festival ve Ģenlikler hakkında yapılacak sınıflandırmanın son derece önemli olduğu söylenebilir.

Tasnif konusunda yukarıda sözü edilen yaklaĢımın sergilenememesinin önündeki en önemli engel, Türkiye‟deki festival ve Ģenlik külliyatının kapsamlı bir tespitinin yapılamamasıdır. Mevcudun tam olarak görülemediği bir durumda genele yönelik değerlendirmeler, doğal olarak istenilen sonucu verememektedir. Bir diğer engel olarak da konuyla ilgili Batı menĢeli çalıĢmaların Türkiye‟ye adapte edilmesi gösterilebilir. Bu durum doğru bir yaklaĢım olarak kabul edilemez. Çünkü, Batı‟da festivale yüklenen anlam bizdekiyle hem uygulama hem de algı düzeyinde farklılık

62

arz etmektedir. Bizde her ne kadar dile getirilmese de festival sözcüğü, Türk eğlence kültüründeki hemen her eğlence yerine ya da onlarla birlikte kullanılırken Batı‟da kavram daha ziyade geniĢ çaplı, geniĢ katılımlı, odağına tek bir bireyi ya da bireysel uygulamaları almaktan ziyade toplumun hemen her kesimini kapsayacak nitelikte, isteyen herkesin katılımına uygun sistematik etkinlikler için kullanılmaktadır. Batı‟da festival kavramı daha oturmuĢ bir anlam ifade ederken Türkiye‟de neye festival denilmesi ya da neye denilmemesi gerektiği konusu dahi zihinlerde netleĢtirilememiĢtir. Dolayısıyla Batı‟nın festivalleri gerek kavramsal gerek sistematik açıdan gerek yapısal ve iĢlevsel özellikler gerekse köken bakımından Türkiye‟dekilere nazaran daha stabil ve organize/profesyonel bir yapıya sahiptir.

Bütün bu nedenler dolayısıyla Batı menĢeli sınıflandırmaların, aynıyla, Türkiye‟deki festival ve Ģenlikler için bir ölçek ya da Ģablon olarak kullanılması, eksik ve hatalı sonuçlar doğmasına yol açacaktır.

Konuyla ilgili Türkiye‟de yapılan çalıĢmalara yakından baktığımızda festivallerle alakalı ilk sınıflandırmanın günümüze oldukça yakın bir tarihte gerçekleĢtirildiği dikkat çekmektedir. Söz konusu tarihe kadar festival ve Ģenlikler, Türk eğlence kültürünün bir parçası olarak görülüp, eğlence sınıflandırmaları içerisinde bir baĢlık altında anılmakla iktifa edilmiĢtir.20 Ancak kendi içerisinde çeĢitlilik arz eden bu etkinlikler, kapsamlı bir tasnife muhtaçtır.

Gerek festival ve Ģenliklerin, dolayısıyla da onlarla ilgili çalıĢmaların menĢei gerekse Türkiye‟deki bazı araĢtırmacıların festival ve Ģenlik çalıĢmalarında etkilendikleri kaynak olması bakımından Batı‟nın festival ve Ģenliklerle ilgili tasniflerine bakmakta fayda olduğu düĢünülmektedir. Zira bazı Türk araĢtırmacıların tasniflerinde kullandıkları kriterleri belirlerken Batılı yaklaĢımları dikkate aldığı gözlenmektedir. Konuyla ilgili birkaç örneğin incelenmesinin genel itibariyle Batılı araĢtırmacıların konuya yaklaĢımını göstermesi bakımından yeterli olacağı kanaatindeyiz. Bu kapsamda değinilebilecek Batılı çalıĢmalardan bir tanesi Emile Durkheim‟e aittir. Durkheim festivalleri, dini ve laik festivaller Ģeklinde ikiye

20 Türk eğlence kültürüyle ilgili yapılan en kapsamlı çalıĢmalardan birisini kaleme alan Nebi Özdemir (2005), Türk eğlencelerini sınıflandırırken özellikle yöresel nitelikteki, küçük ölçekli etkinleri

“Yöresel Ģenlik, festival ve panayırlar” (54-59) baĢlığı altında vermekte ancak ulusal ve uluslararası nitelik taĢıyan festival ve Ģenlikleri sınıflandırmada “Diğer Eğlenceler” (71-80) baĢlığı altında anmaktadır. Bu durum, adları aynı ya da farklı olan benzer yapıdaki etkinliklerin yapısal ve iĢlevsel özelliklerindeki ortaklıkların gözden kaçırıldığı ya da unutulduğu izlenimi uyandırmaktadır.

63

ayırmaktadır (akt. Ġmirgi 2005: 33). Bu ayrımda festivallerin millî ve dinî bayram niteliğinin ağır bastığı düĢünülmektedir. Zira “festival ve Ģenlik kavramları”

hakkındaki açıklamalarda da bahsedildiği gibi festival sözcüğü Batı‟da, bizdeki

“bayram” kavramını karĢılamaktadır. Festival isimlendirmesinin sadece “bayram”lar için kullanıldığı düĢünülse Durkheim‟in tasnifi bir yere kadar anlaĢılabilir. Ancak Batı‟da dini ve ladini bayramların dıĢında uluslararası nitelikli, sanatsal, sportif, yiyecek içecek vb. ile ilgili çeĢitli kutlamaların düzenlendiği görülmektedir. Kimi yerlerde karnaval adıyla da anılan bu tür kutlamalar için dinî ve laik üst baĢlıkları oluĢturulmakla birlikte bütün festivalleri sadece dinî köken itibariyle ele almak son derece renkli bir yapıları olan bu etkinliklerle ilgili önemli birçok nokta ve ayrıntının gözden kaçırılmasına yol açacaktır. Ayrıca bugün düzenlenen pek çok festival dün dini bir gerekçeyle hayata baĢlarken bugün söz konusu gerekçeler unutularak farklı nedenlerden ötürü kutlanabilmektedir. Bu nedenle din faktörünü festival sınıflandırmasında tek baĢına yeterli bir kriter olarak görmek mümkün değildir.

Durkheim‟den sonra Türk araĢtırmacıların sınıflandırma çalıĢmalarında dikkate aldığı bir diğer Batılı isim de Robert Jerome Smith‟tir. Smith (2005: 343-345) festivalleri;

“1. Mevsimlik Festivaller: Yaz ve kıĢ gündönümü törenleri gibi.

2. Hıristiyan takvim festivalleri: Ġsa‟nın doğum yıldönümü gibi.

3. Kısıtlı katılımcı festivalleri: Ağırlıklı olarak bir kiĢi ya da zümre tarafından kutlanan festivaller; ayakkabı tamircileri, balıkçılar günü gibi.” Ģeklinde tasnif etmektedir. Smith‟in de festivalleri büyük ölçüde Durkheim‟inkine benzer bir zaviyeden ele aldığı görülmektedir. Ancak bu sınıflandırmada Smith, her üç maddeyi de farklı kıstaslar kullanarak oluĢturmuĢtur. Ġlk kriter etkinliğin düzenlendiği zaman/mevsim, ikincisi köken, üçüncüsüyse yapıya/katılımcılara göre belirlenmiĢtir.

Bu durumda bir baĢlık altındaki festivalin diğer bir baĢlığa girmesi olasılığı doğmaktadır. Zira “Hıristiyan takvim festivalleri” arasında her sene belirli mevsimlerde, zamansal döngüyü de dikkate alan etkinlikler bulunabilir yahut da tam tersi bir durum söz konusu olabilir. Aynı zamanda din ya da mevsim odaklı festivaller içerisinde “kısıtlı katılımcı festivaller” de bulunabilir. Böylesi bir

64

sınıflandırma karmaĢası, festivallerle ilgili bilgilerin tespiti ve tahlili aĢamasında birçok unsurun gözden kaçırılmasına yol açacaktır.

Türkiye‟de festival ve Ģenliklere yönelik tespit edebildiğimiz sınıflandırma çalıĢmalarının ilki Aysun Ġmirgi‟ye aittir. Ġmirgi‟nin tasnifi, yukarıda bahsedilen sınıflandırmaların Türkiye ölçeğine göre biraz güncellenmiĢ Ģeklidir. Ġmirgi, Türkiye‟deki festival ve Ģenlikleri Ģu Ģekilde sınıflandırmıĢtır:

1. Mevsimlik festivaller 2. Dini festivaller

3. Sınırlı Katılımlı Festivaller: polis günü, öğretmenler günü, anneler günü, babalar günü, sevgililer günü vb.

4. Resmi Festivaller

5. Takvimsel Festivaller: Yeni Yıl (2005: 33-34).

Görüldüğü üzere Ġmirgi, festivalleri kökenini, katılımcı durumunu ve gerçekleĢtirilme zamanını dikkate alarak ayırmaktadır. Söz konusu durum, Smith‟in sınıflandırması için söylenildiği gibi, tasnifte farklı ölçütlerin kullanılarak hazırlanması dolayısıyla bir festivalin aynı sınıflandırmada farklı baĢlıklar altına yerleĢtirilebilmesi durumunu ortaya çıkarmaktadır. Bu ise aynı yapı ya da özellikteki iki festivalin farklı baĢlıklarda ele alınmasına yol açabilir. Sonuçta yapılan değerlendirmeler, zikredilen gerekçe nedeniyle hatalı veya eksik kalmaya mahkûm olacaktır. Aynı sınıflandırmada farklı kriterlerin kullanılmasının yanı sıra Ġmirgi‟nin sınıflandırması, Türkiye‟deki festival ve Ģenlikler göz önüne alındığında, oldukça dar kapsamlı ve yetersiz kalmaktadır. Çünkü bu tasnifte, spor, sanat dalları, tarım, hayvancılık, gıda, giyim, ticaret, turizm/tanıtma, anma, birlik/beraberlik/dayanıĢma duyguları gibi konu/olgu/kavram/ürün vb.‟yi vurgulayan ya da önceleyen festival ve Ģenliklerin sınıflandırma sistematiğinde nereye, nasıl ve neye göre yerleĢtirileceği hakkında detaylı bilgi verilmemiĢtir. Aslında sınıflandırma baĢlıklarına bakıldığında bunların çok da dikkate alınmadığı anlaĢılmakrtadır. Dolayısıyla Ġmirgi‟nin tasnifi, sınırlı sayıdaki festivaller üzerinden yapısal ve iĢlevsel özellikler gözden kaçırılarak yapılmıĢ izlenimi uyandırmaktadır.

65

Konuyla ilgili bir baĢka çalıĢmadaysa Onur Atak (2009: 40), festivalleri hitap ettiği kitleye, düzenleniĢ sürecine, isimde vurgulanan konulara göre Ģu Ģekilde sınıflandırmıĢtır:

1. Yerel (Malatya Kayısı Festivali)

2. Bölgesel (Güneydoğu Yemekleri Festivali veya Balkan Müziği Festivali), çeĢitli ticaret ve sanayi fuarları (Uluslararası Ġzmir Fuarı, Selanik Fuarı vb.), özel mesleki fuarlar ve sergiler (banyo fuarı, turizm fuarı, kuyumculuk fuarı vb.)

3. Ulusal (Türkiye Üniversitelerarası Halk Oyunları Festivali)

4. Uluslararası (Uluslararası Ġstanbul Film Festivali, Cannes Film Festivali, Berlin Film Festivali, Rio Karnavalı)

5. Geleneksel-Tekrarlanan (27. Geleneksel Kemal PaĢa Kiraz Festivali) 6. Tek Bir Alan/Konu/Sanat Dalı ile Ġlgili Festivaller (Rock‟n Coke-rock müziği, Mengen Türk Yemekleri Festivali, çocuk festivalleri, tiyatro festivalleri)

7. Çok Alanlı (Multidisipliner) Festivaller (Ayvalık Sanat Festivali: resim, heykel, sinema, edebiyat, müzik vb.)

Atak‟ın çalıĢması, kendi içerisinde çeĢitli tezatları barındırmaktadır. Söz konusu tezatlardan ilki Smith (2005: 343-345) ve Ġmirgi (2005: 33-34)‟nin tasniflerinde olduğu gibi sınıflandırma içerisinde farklı kıstasların kullanılmasıdır.

Bir festival hem tek ya da çok alanlı hem yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararası hem de geleneksel olabilir. Bu üç grubu oluĢturan ölçekler farklı bir yapının farklı özelliklerini bağlamaktadır. Örneğin insanların gruplara ayrılırken renk, boy, kilo vb.

fiziksel özelliklerini dikkate almaya benzemektedir. Yani bir insan hem sarıĢın hem uzun hem de kilolu olabilir. Sınıflandırmada böylesi ikilemlerin olması tasnif sisteminin salahiyetiyle ilgili Ģüphe ve tereddütler yaratacaktır.

Atak‟ın sınıflandırmadaki tezatlardan ikincisi festival ve Ģenliklere verilen isimlerden yola çıktığı, yapıyı ve iĢlevi dikkate almadığı konusundadır. Böylesi bir yaklaĢım, kavram karmaĢasının yoğun bir biçimde yaĢandığı, isimlendirmede standart ve doğru ölçülerin kullanılmadığı, geçiĢkenliğin, değiĢimin, dönüĢümün oldukça hızlı ve yoğun olarak yaĢandığı bir alanda pek çok sıkıntıyı beraberinde getirecektir. Örneğin, “Geleneksel-Tekrarlanan” niteliği, hemen her festivalde karĢımıza çıkan bir özelliktir. Yani festivalin süreklilik arz etmesi, kaçıncısının düzenlendiği isimlendirmede sıklıkla vurgulanır. Bu durum yerel, bölgesel

66

ölçektekiler için de ulusal, uluslararası boyuttakiler için de geçerlidir. Diğer yandan baĢlangıçta yerele hitap eden ancak birkaç yıl sonra ulusal hatta uluslararası niteliğe kavuĢan çok sayıda festival ve Ģenlik vardır. Bazen de tam tersi bir durumla karĢılaĢılmakta, uluslararası olarak baĢlatılan festivaller ekonomik, siyasi ya da kültürel kaygı ve nedenlerle ulusala hatta yerele dönebilmektedir. Bu konuda festival ve Ģenlikler için sabit ve standart bir ölçü yoktur. Dolayısıyla sınıflandırma esnasında festival isminde kullanılan, festivalin hitap ettiği ya da içerdiği yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası özellikleri gösteren sözcüklerin sınıflandırma için dikkate alınması isabetli değerlendirme yapılmasını engeller. Ayrıca festival ve Ģenliklerin kültürel, ekonomik, siyasi vb. açılardan doğru bir Ģekilde incelenmesi, onların sözü edilen niteliklerinden ziyade yapısal ve iĢlevsel özelliklerinin dikkate alınmasıyla gerçekleĢebilir. Atak‟ın tasnifinde ise bahsi geçen hususların bir tasnif kriteri olarak gerekli ölçüde kullanılmadığı anlaĢılmaktadır.

Festival ve Ģenlikler hakkında bugüne kadar yapılmıĢ en kapsamlı tasnif denemesinin Fahri Yıldırım tarafından ortaya konulduğu görülmektedir. Yıldırım (2010: 79)‟ın Türkiye‟de 2009 yılında düzenlenen festival ve Ģenliklerle bunların türevleri niteliğindeki 1323 etkinliği dikkate alarak yaptığı sınıflandırması Ģu Ģekildedir:

1. Sanat festivalleri: Sergiler, ödül törenleri, sokak sanatları, kurgulamalar ve gösterilerin dâhil olduğu etkinlikler.

1.1. Müzik festivalleri 1.2. Film festivalleri

2. Yöre ve bölge isminin kullanıldığı yer tanıtım amaçlı festivaller: Herhangi bir ürün, sanatsal faaliyet ya da organizasyon niteliğinden ziyade bölgenin tanıtımını kendi ismiyle yapmaya çalıĢan festivallerdir.

3. Tarımsal ürün/yiyecek festivalleri: Bir bölgeye özgü ürünlerin ve lezzetlerin ziyaretçilere sunulması ile iliĢkili festivallerdir.

4. Tarihi olay/anma festivalleri: Bir kimsenin ya da bir olayın anısını onurlandırmak için düzenlenmiĢ anma töreni hizmetleri, özel seremoni ve anısal günlerdir. Doğal ve tarihi değerleriyle yerleĢim adını bir arada kullanarak bu değerlerle yerleĢimi özdeĢleĢtirme çabası içinde olan festivallere benzer biçimde festival yerinde doğan ya da yaĢayan Ģair, yazar, sanatçı, tarihi önemi olan kiĢilerin adı kullanılan festivallerdir.

67

5. Spor ve özel ilgi festivalleri: GüreĢ, satranç, avcılık, at yarıĢı, basketbol, yamaç paraĢütü, dama, uçurtma, kızak gibi spor ve özel ilgi alanlarına yönelik festivallerdir.

6. Kültürel değerler ile ilgili festivaller: Yöresel halk oyunu gösterileri, âĢıklar Ģenlikleri, ahilik Ģenlikleri adı altında kültürel değerlere yönelik olarak düzenlenen festivallerdir.

7. Doğa/tabiat ve mevsim festivalleri: Yöreyle özdeĢleĢmiĢ ya da sadece yöreye özgü bir bitkinin temele alındığı ve mevsim tabanlı festivalledir.

8. Birlik ve dayanışma festivalleri: Birlik ve dayanıĢmayı alt amaçlarından birisi olarak değil asıl hedef olarak temele alan festivallerdir.

9. Dinsel temelli festivaller: Türkiye‟de dinsel temelli olarak nitelendirebileceğimiz festivaller yağmur dualarıdır. Topluca gerçekleĢtirilen duaların ardından toplu yemeklerin yendiği çok fazla etkinliğe yer vermeyen organizasyonlardır.

10. Fuarlar ve panayırlar: Pazarların dolayısıyla ticaretin öne çıktığı etkinlerdir.

11. Diğer festivaller: YapmıĢ olduğumuz kategorilerin dıĢında, sayılarının azlığı ya da niteliklerinin farklılığı nedeniyle herhangi bir kategoride değerlendirmediğimiz festival örnekleridir. Çocuk Ģenlikleri, dostluk festivalleri, deniz Ģenlikleri, gençlik festivalleri, eğitim Ģenlikleri gibi (Yıldırım 2010: 84-111).

Yıldırım‟ın, sınıflandırmada festivallerin yapısal ve iĢlevsel unsurlarını baz aldığı görülmektedir. ÇalıĢma, konuya kapsamlı ve bütüncül bir bakıĢ açısıyla yaklaĢılması, yapısal ve iĢlevsel bazı unsurların dikkate alınması gibi hususların sınıflandırmada kullanılması bakımından önem arz etmekle birlikte, festivallerin konu, kapsam, iĢlevsellik gibi özellikler açısından gösterdiği çok sesliliği ve geçiĢkenliği tam olarak verememektedir. Dolayısıyla içerisinde birden fazla unsur barındıran, hayvanlar, hayvansal ürünler, geçiĢ dönemleri gibi konularla ilgili festivallerin sınıflandırmada nereye dâhil edileceği soru iĢareti taĢımaktadır.

Tasnifle ilgili eksikliklerden bir baĢkası ise Yıldırım‟ın, “dinsel temelli festivaller” Ģeklinde bir baĢlık açmakla birlikte buraya sadece kimilerince eğlence olarak nitelendirilmesi dahi tartıĢma konusu edinilen yağmur dualarını vermesidir.

Zira Türkiye‟de dini kökenden kaynaklı etkinlikler denildiğinde ilk akla gelenin Ġslam inancına dayandırılan etkinlikler olduğu aĢikârdır. Bu grupta Ramazan Ģenlikleri, Ramazan ve Kurban Bayramları içerisinde daha ziyade kırsalda

68

düzenlenen bayram eğlenceleri, aĢure, kutlu doğum etkinlikleri gibi düzenlenmesi dini birtakım hadise ve gerekçelere dayalı etkinlikler yer almaktadır. Oysa Yıldırım, zikredilen etkinliklerden bahsetmediği gibi sanki yalnızca ritüel kökenli uygulamaları “dini temelli festivaller” olarak gördüğü izlenimi uyandırmaktadır.

ġayet böylesi bir düĢünce taĢınıyorsa söz konusu baĢlık altında ritüelistik uygulamalar bakımından zenginlik taĢıyan Nevruz, Hıdırellez gibi mevsimsel geçiĢi kutsamak/kutlamak amacıyla düzenlenen etkinliklerin de burada yer alması gerekmektedir.

Yıldırım, “diğer eğlenceler” baĢlığı altında aslında farklı ve kendine özgü nitelikler taĢıyan etkinlikleri vermektedir. Yapısal ve iĢlevsel özellikleri itibariyle odağında farklı vurgular barındıran etkinliklerin aynı çatı altında incelenmesi, bunların sahih ve sarih bir biçimde analizini engellemektedir. Zira aynı gruptaki etkinliklerin benzer özellikler arz etmesi gerekmekte ya da en azından ortaklıklarının fazla olması beklenmektedir. Gruplandırmanın bir ön fikir oluĢturmak, benzerlerini bir araya getirip farklılarını ayırmak, grupla ilk karĢılaĢacakların iĢini bu sayede kolaylaĢtırmak gibi çeĢitli amaçlarla oluĢturulduğu düĢünüldüğünde zikredilen maddenin söz konusu gayelere pek fazla hizmet etmesi de beklenmemektedir. Gerek Yıldırım‟ın gerekse herhangi bir sınıflandırma sistematiğinde “diğer/diğerleri” gibi bir baĢlığın bulunması da tasnif için negatif özellikler hanesine kaydedilmektedir.

Ayrıca Yıldırım‟ın bu baĢlık altında verdiği bazı etkinlikler öteki gruplara da yerleĢtirilebilir. Örneğin “dostluk festivalleri”, özünde birlik, beraberlik, dayanıĢma gibi duygulara odaklanmaktadır. Dolayısıyla bu festivallerin “birlik ve dayanıĢma festivalleri” içerisinde verilmesi uygun olacaktır. Zira odak etkinlik/düzenlenme gerekçesi bakımından dostluk festivalleri bu gruptakilerle büyük benzerlikler göstermektedir.

Yukarıda sözünü ettiğimiz bütün unsurlar ve konuyla ilgili yapılan çalıĢmalardaki eksiklikler neticesinde Türkiye‟deki festival ve Ģenliklerin kapsamlı bir biçimde ele alınmasıyla hazırlanmıĢ bir sınıflandırma çalıĢmasının olmadığı görülmektedir. Türkiye‟de festivaller ve Ģenlikler üzerine yapılacak çalıĢmalarda konu sınırlandırmasını yapabilmek, benzer yapısal ve iĢlevsel özelliklere sahip etkinlikleri birlikte ele alabilmek, festivallerin kapsam ve amaçlarını doğru okuyup analiz edebilmek gibi gerekçeler tasnif çalıĢmalarının önemini göstermektedir. Söz

69

konusu düĢünceler ıĢığında festivallerin gerek yapısal ve iĢlevsel özellikleri gerek çok sesli yapıları gerekse geçirdikleri hızlı değiĢim, dönüĢümler dikkate alınarak bir sınıflandırma yapılmalıdır.

Türkiye‟deki festival ve Ģenlikler için farklı kıstasların kullanılmasıyla oluĢturulabilecek birden fazla sınıflandırma bulunmaktadır. Yapılan her sınıflandırma festivallerle ilgili farklı konulara dikkatleri çekecektir. Bu kapsamda ele alınabilecek unsurlardan birisi festivalin düzenlendiği/ortaya çıktığı yer/mekândır. Yani festivaller, kırsal ya da kentsel yaĢam kaynaklı olmaları dikkate alınarak sınıflandırılabilirler. Söz konusu sınıflandırmayla Türk toplumunun ne kadarının kentli/kent kökenli, ne kadarının köylü/köy kökenli dolayısıyla modern ve gelenekselci olduğu ortaya konulabilir. Ancak böylesi bir sınıflandırma festivallerle ilgili zikredilen verileri sunarken baĢka pek çok unsurun gözden kaçırılmasına yol açacaktır.

Bir baĢka sınıflandırma kriteri olarak festivalin hitap ettiği kitleye ya da ölçeğe göre yerel, bölgesel, ulusal ya da uluslararası nitelikleri kullanılabilir. Bu durum, etkinliklerin söz konusu yapılarında meydana gelen hızlı değiĢim ve dönüĢümler nedeniyle standart bir seyir takip etmeyeceği yani festival ve Ģenlikler sık sık ölçeği bakımından yerelden bölgesele, ulusaldan uluslararasına ya da tam tersi bir evrilme geçirdikleri için Türkiye‟deki festival ve Ģenlikler açısından kuĢatıcı bir sınıflandırma ortaya çıkartmamakla birlikte bu etkinliklerle ilgili farklı verileri gözler önüne serecektir.

Türkiye‟deki festival ve Ģenlik sınıflandırmalarında dikkate alınabilecek bir diğer husus da dini ya da ladini kökendir. Festivallerin ne kadarının dini ne kadarının profan olduğunun ortaya konulması Türk eğlence kültüründe dinin etkisinin ve hegemonyasının olup olmadığı, Ģayet varsa ne ölçüde ve ne Ģekilde bulunduğunun tespit edilmesi açısından ipuçları verecektir. Ancak din faktörü, bazı etkinliklerde tek baĢına egemenlik kurarken bazılarında diğer unsurlar tarafından sindirildiği için böylesi bir sınıflandırma tek baĢına festival-din iliĢkisini net olarak gösteremeyecektir.

Sınıflandırma için kullanılabilecek ölçütlerden bir diğeri ise festivali düzenleyen/destekleyen erktir. Festivallerin organizasyonunda görev alan

70

kurum/kuruluĢ/kiĢi ya da kiĢilerin resmi, yarı resmi veya gayrı resmi kimlikleri/yapıları etkinliklerle ilgili farklı verileri ortaya koyacaktır. Lakin bu bilgi

kurum/kuruluĢ/kiĢi ya da kiĢilerin resmi, yarı resmi veya gayrı resmi kimlikleri/yapıları etkinliklerle ilgili farklı verileri ortaya koyacaktır. Lakin bu bilgi