• Sonuç bulunamadı

Festival ve Ģenliklerin tarihçesiyle ilgili olarak gerek Batılı gerekse yerli kaynaklarda, söz konusu eğlencelerin neredeyse insanlıkla yaĢıt olduğu düĢünülmektedir. Festival ve Ģenliklerin kökeni, “ilkelleĢtirilmiĢ dinlere” inanan insanların doğayla ve ölüleriyle kurmak istedikleri iliĢkileri nedeniyle düzenledikleri Ģenliklere/dini törenlere dayandırılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu Ģenliklerin tarih boyunca Anadolu, Çin, Japonya, Hindistan, Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma gibi pek çok farklı kültürde ve ülkede kutlandığından sıklıkla bahsedilmektedir (TDEA 1979: 206; Ġmirgi 2005: 30). Ancak festival denilince akla daha ziyade Batı gelmektedir. Bunda Atina festivalleri hakkında diğer festival ve Ģenliklere oranla daha fazla ve sağlam bilgiler edinilmesinin payı büyüktür (Kaya 2009: 2).5

Kaynaklarda yer alan bilgilerden hareketle festivallerin ilkel dönem insanları için doğa ve yaĢam döngüsünü açıklamaya, sürdürmeye yardımcı araçlar olduğu görülmektedir. Pek çok araĢtırmacı, günümüz festivallerinin eskiden bolluk ve bereketi sağlamak, tanrılarla insanların, canlılarla ölülerin irtibatına, yakınlaĢmasına imkan vermek; tanrıları yatıĢtırmak, tabiat döngüsünü sürdürmek gibi iĢlevlerle düzenlenen ritüel kökenli etkinliklerin devamı niteliğinde olduğunu açıklamaktadır

5 Antik Yunan festivalleri hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için Öznur Güzel (2006), Zeki Çoban (2006), Esen Kaya (2009) ve Mustafa Erdiken (2012)‟in çalıĢmalarına müracaat edilebilir.

20

(Ġmirgi 2005: 32, Yıldırım 2010: 17-18). Söz konusu araĢtırmacılardan kimilerine göre festival ve Ģenliklerin ilk Ģekilleri Yunan mitolojisinde önemli bir yeri olan, Ģarap ve çiftçiliğin tanrısı olarak bilinen Dionysos‟a dayandırılmaktadır6. Dionysos‟un ölümüyle solan, kuruyan, bereketsizleĢen kısaca ölen tabiatın yine Dionysos‟un dirilmesiyle hayat bulmasına sevinen insanların, bunu kutlamak ve tanrılarına Ģükranlarını/minnetlerini göstermek amacıyla çeĢitli Ģenlikler düzenledikleri bilinmektedir. Dionysos için düzenlenen Ģenliklerin, bugün de bilinen ve/veya devam ettirilen bayram, festival, tören, kutlama gibi adlarla anılan ritüel ya da seküler pek çok eğlenceye kaynaklık ettiği bildirilmektedir (Ocak 2006: 29; Atak 2009: 37).

Bazı kaynaklarda ilk dönem festival ve Ģenliklerinin iĢlevsel özelliğine ya da katılımcı kitlenin ana yapısına göre gruplandırıldığı/isimlendirildiği görülmektedir.

Antik Yunan‟daki Kalyneteria ve Plynteria Thagelia festivalleri hasat ya da tapınma;

Arrephorie, Skrophoria, Stenia, Haloa, Thesmophperia gibi festivaller kadın; Girit‟te kutlanan Kydonia köle festivalleri olarak anılmaktadır (Çoban 2006: 94-96; Erdiken 2012: 13-15.)

Kaynaklarda yer alan bilgilerden öğrendiğimiz kadarıyla Antik Roma‟da yılın büyük kısmı eğlencelere ayrılmaktadır. Günümüz festivallerine benzerliğiyle anılan Saturnalia ġenlikleri, Roma döneminin en özgür eğlence ortamları arasında sayılmaktadır. Zira köleyle efendinin eğlence ve ziyafetlere birlikte katıldığı bir atmosfere sahiptir. Söz konusu yapısı ve özellikleriyle sözü edilen Ģenliklerin bugünkü festivallere ebeveynlik ettiği düĢünülmektedir (M. Andre Bernstein‟den akt.

Yıldırım 2010: 18).

Antik Yunan‟da düzenlenen festival ve Ģenliklerin giderleri siteler tarafından karĢılanmaktadır. Söz konusu kutlamaların dinsel-büyüsel iĢlevlerinin yanı sıra halkın sanatsal, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karĢıladığı da görülmektedir (Atak 2009: 37). Sadece tragedyaların Dionysos Ģenliklerinden doğması bile (Gürel 2006: 22-23) antik dönemlerdeki festival ve Ģenliklerin sanatsal faaliyetler için ne denli uygun ortamlar sunduğunu gözler önüne sermektedir. Sözü edilen festivallerde sanatsal faaliyetlerin yanı sıra bedava içki dağıtımı da

6 Dionysos miti hakkında bilgi edinmek için Metin And (1962) ve Cengiz Çetin (2006: 195-197)‟in çalıĢmalarına bakılabilir.

21

eğlencelerin ayrılmaz bir parçası olarak anılmaktadır. Ekonomik anlamda festivalin düzenlendiği bölgeye gerek bölge içinden gerekse dıĢından gelen katılımcıların varlığı, tüccarlar için büyük bir pazar anlamı taĢımakta; festival süresince yoğun biçimde alıĢ veriĢ yapıldığı belirtilmektedir (Atak 2009: 37).

Bütün kaynaklarda ilk dönem festival ve Ģenliklerinin halkın her kesiminden insan için günlük hayattaki yasaklar ve kısıtlamalardan bir süreliğine de olsa uzaklaĢma/kurtulma alanı olduğu kaydedilmektedir. Söz konusu etkinlikler, insanlar için baharın geliĢini sağlama/hızlandırma, bolluk ve bereketi arttırma, genç kızlarla erkeklerin erginleĢme törenlerini gerçekleĢtirme, kadın-erkek, köle-efendi gibi toplumun günlük hayatında bir arada bulunmayan kesimlerinin yan yana gelmesi/eğlenmesi/yemesi vb. için uygun ortamlar yaratma, tanrılarına dua ve Ģükranlarını sunma, ilahlarının evlilik törenlerini yapma/anma, doğumunu kutlama gibi çeĢitli iĢlevsel özellikleri yerine getirmektedir. Bu kutlamalarda dilediği kadar içki tüketebilme, her türlü taĢkınlığı yapabilme, istediğince eğlenebilme, alıĢveriĢ edebilme gibi pek çok eylemin sınırsızlık olgusuyla insanlara sunulduğu belirtilmektedir. Gerek siyasi erk gerekse halk, festival/Ģenlikler esnasındaki aĢırılıkları ve taĢkınlıkları, eğlence süresince toleranslı bir biçimde karĢılamakta;

katılımcılar da kutlamalar boyunca yaptıkları bütün davranıĢları törenin bitmesiyle sonlandırmaktadır (Fidan 2005: 40-42; Güzel 2006: 16-22; Ocak 2006; 29; Yıldırım 2010: 17-18; Erdiken 2012: 13-15).

Ġlk dönem festivalleri içerisinde tanrıların doğum günü, evlilik yıl dönümü kutlamaları, panayır, pazar, Ģenlik, tiyatro, müzik, dans, yarıĢ ve yarıĢma gibi pek çok etkinlik yer almaktadır (Ziya Eralp‟tan akt. Yıldırım 2010: 17-18). Kaynaklarda bugün bütün dünyanın katılımıyla kutlanan/düzenlenen olimpiyat oyunlarının antik Yunan‟da tanrılar için düzenlenen festivallerle ortaya çıktığı düĢünülmektedir.

Gerek antik Roma, Yunan, Mısır gibi uygarlıklarda gerekse ortaçağ Avrupasında sosyal hayatta sıkılan, bunalan, kısıtlanan insanların özgürce hareket edebildiği ortamlar festivallerdir. Öyle ki kilisenin baskısı altında daralan ortaçağ Avrupası insanı, festivalleri bir kaçıĢ yolu olarak görmekte; kiliseye karĢı çıkan halk, festivallerde bir araya gelerek kiliseye karĢı sesini yükseltmekte, tepkisini göstermektedir. Söz konusu tepkilerden rahatsız olan kilisenin bütün baskılarına

22

rağmen festivallerin ortaçağ sonlarına kadar devam ettirildiği bilinmektedir (Bahtin 2001: 118-120; 2005: 27-40).

Kaynaklarda verilen bilgilerden yola çıkarak diyebiliriz ki, festival/Ģenliklerin ilk Ģekilleri dinsel-büyüsel iĢlevler ve kaygılarla ortaya çıkarıldığından bu etkinlikler içlerinde çok sayıda ritüelistik uygulamayı barındırmaktadır. Ancak zamanla, özellikle Batı‟nın, kilisenin dolayısıyla da dinin baskısından/etkisinden kurtulduğu Reform‟la birlikte, yani 17. yüzyıl itibariyle aydınlanma, sanayi devrimi ve göçün de etkisiyle düzenlemeye baĢladığı festival ve Ģenliklerde ritüelistik uygulamaları, dinsel-büyüsel gayelerden uzaklaĢtırarak seküler kimliğe büründürmeye çalıĢtığı görülmektedir. Söz konusu dönemde Avrupa‟da ilk sanatsal festival organizasyonlarına rastlanması da sözünü ettiğimiz gayenin ve Avrupa‟nın Rönesans‟la birlikte sanata vermeye baĢladığı önemin iz düĢümüdür demek yanlıĢ olmasa gerektir. Bu kapsamda sanat alanında düzenlenen ilk festivallerin, dini içerikli müzik festivalleri olduğu belirtilmektedir. Ġlk örneklerinin Batılı ülkelerde ortaya çıktığı bilinen müzik festivallerinin baĢlangıcı, 1650‟de Ġngiltere‟de düzenlenen bir festivale dayandırılmaktadır. Söz konusu festivallerin Almanya‟da 1673‟te görülmeye baĢlandığı bildirilmektedir. Düzenlenmeye baĢlandıkları ilk andan itibaren dinsel-büyüsel özellikler arz eden bahsi geçen festivallerin din dıĢı kimliğe büründürülmeleri, 1700‟lerin sonuna doğru gerçekleĢmiĢtir. Ġlk profan mahiyetteki müzik festivali, Ġngiltere‟de 1784‟te Haendel adına düzenlenen Londra Haendel Festivalidir7. Avrupa‟daki müzik festivalleri geleneğinin Ġngiltere‟de 19.

yüzyılda Norwich (1847) ve Leeds (1874); Almanya‟da Bonn (1845), Berlin (1901), Beethoven ve Bach (1911) festivalleriyle devam ettirildiği görülmektedir.

Düzenlendikleri andan günümüze kadar sürdürülen bu müzik festivallerini, tiyatro festivalleri takip etmektedir. Bir taraftan her iki sanat dalı için ayrı ayrı festivaller düzenlenirken bir taraftan da bu sanatları aynı çatı altında birleĢtiren festivaller yapılmaya baĢlanmıĢtır. Uluslararası Edinburg Müzik ve Tiyatro Festivali, sözünü ettiğimiz festivallerin en ünlüleri arasında bulunmaktadır. Bu örnekten de görüleceği gibi zaman içerisinde festival/Ģenlik adına etkinliğin düzenlendiği yer/Ģehir ismi de

7 Onur Atak çalıĢmasında Haendal Müzik Festivalinin baĢlangıç tarihini 1748 Ģeklinde verirken Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisinde ise tarih 1784‟tür. Yaptığımız araĢtırmalar, bu tarihin doğrusunun 1784 olduğunu göstermektedir.

23

eklenerek eğlence bu isimle anılmaya baĢlanmıĢtır (TDEA 1979: 206; Atak 2009:

38).

18. yüzyıl sonunda Avrupa‟da baĢlayan festival/Ģenlik ilgisi ve artıĢı Birinci Dünya SavaĢı yıllarına kadar devam etmiĢtir. Birinci Dünya SavaĢıyla baĢlayan duraklama Ġkinci Dünya SavaĢının sona ermesiyle birlikte yeniden yükseliĢe geçmiĢtir. 1950‟lerle birlikte festivallerin yapısal ve iĢlevsel unsurlarında birtakım değiĢim ve dönüĢümler meydana getirilerek kutlamalar ulusaldan uluslararasına taĢınmıĢ, çeĢitleriyle birlikte sayılarında da artıĢ gözlenmiĢtir (Atak 2009: 38).

Günümüz festivallerinin ilk örnekleri her ne kadar 17. yüzyılda görülmeye baĢlansa da festivallerle ilgili 20. yüzyıla kadar ciddi bir ilerleme/geliĢme gerçekleĢtirilememiĢtir. 1960‟lı yıllarla birlikte festivallerin gerek turizm açısından gerekse ekonomik anlamda gücünün farkına varılması, festivallerin sayısında ciddi bir artıĢı ve yapısında önemli değiĢiklikler meydana getirilmesini sağlamıĢtır. Bugün kutlanan hemen her festival ve Ģenlikte, antik dönem festival/Ģenliklerinden miras kalan kraliçenin taç giyme töreni, kutsal dans gibi ritüelistik faaliyetler bulunmakla birlikte, davranıĢın uygulanma gerekçesi unutularak etkinlik, tamamen eğlence amaçlı bir aktivite kimliğine büründürülmüĢtür (Stoeltje 2005: 161).

Tarihsel süreç içerisinde yaĢanan tüm ilerlemelere rağmen festival/Ģenliklerin bugünkü boyutta nitelik ve niceliğe ulaĢması 1980‟lerde gerçekleĢmiĢtir. 1990‟lı yıllarla birlikteyse festivaller, ulusaldan uluslararasına taĢınmaya baĢlanarak yaygınlaĢtırılmıĢ ve geliĢtirilmiĢtir (Yıldırım 2010: 14). Festivallerin 20. yüzyılın son çeyreğine kadar bölgesel veya yerel olarak kalmasının nedenleri arasında siyasal, kültürel, sosyal, ekonomik pek çok gerekçe sayılabilir. Söz konusu yüzyılın ilk yarısında iki dünya savaĢının yaĢanması, buna bağlı olarak toplumların/devletlerin geçirdikleri zor günler, sadece festivalleri değil pek çok eğlence faaliyetini durma noktasına getirmiĢtir. Yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte oturmaya baĢlayan dünya düzeni, artan refah düzeyi, geliĢen haberleĢme, ulaĢım vb. olanaklarıyla birlikte insanlar, etraflarında ve dünyada olup bitenlerden hızlıca haberdar olmaya ve olaylara iĢtirak etmeye baĢlamıĢlardır. ġartların ve zeminin festival/Ģenliklerin düzenlenmesi ve duyurulması için uygun hale gelmesi, hem sayısal hem de yapısal anlamda bu etkinliklerin geliĢim göstermesini sağlamıĢtır. Festivallerin siyasal,

24

sosyal, kültürel, bilimsel ve ekonomik geliĢmelerden olumlu etkilendiğini gösteren delillerin baĢında 21. yüzyıl insanının festivallere bakıĢ açısı gelmektedir. Dünyanın

“küresel/global bir köy”e dönüĢtüğü, haberleĢmenin saniyelerle sınırlandırıldığı, ulaĢımın hız ve kolaylık kazandığı günümüzde teknolojik ve ekonomik imkanlar da kullanılarak insanlar, festival insanı8na dönüĢ(türül)mekte, “Must be there!”

sloganıyla bazı festivallere katılma gerekliliğiifade edilmekte ve her geçen gün yüksel(til)en bir festival enflasyonuyla karĢılaĢılmaktadır.

Tarihsel süreçte ilk insandan bugüne birçok değiĢim ve dönüĢüme uğrayarak gelen festivaller günümüzde, yani 21. yüzyılda varlığını, daha önce hiç olmadığı kadar etkin ve yetkin bir biçimde sürdürmektedir dense yeridir. Zira 21. yüzyıla kadar hem belli konular üzerine yoğunlaĢılan hem de dar bir alanla ve katılımcıyla sınırlanan festivaller, bugün dünyanın her yerinden katılımcıyla ve hemen her konuyla ilgili olarak düzenlenmektedir. Öyle ki, düzenlendikleri yerin çok uzağında yaĢayan insanlar dahi belli baĢlı bazı festivalleri, bunların içeriklerini, düzenlendikleri yer ve tarih bilgisini festivale hiç katılmadıkları hâlde bilmektedir.

Sözünü ettiğimiz bu popüler festivaller hem köken hem tarihsel süreç hem de anlayıĢ bakımından festival ve Ģenliklerin Avrupa‟daki ilk örneklerinin devamı niteliğindedir. Ayrıca günümüzdeki festivallerin yapısal ve iĢlevsel unsurlarını Ģekillendirmesi bakımından da örnek teĢkil etmektedir. Zira söz konusu festivaller

“festival insan”larının en çok rağbet ettiği, dolayısıyla festivallerden beklenilen turistik, ekonomik vb. faydaların en üst düzeyde sağlandığı etkinliklerdir. Bahsedilen bu festivallerden en çok bilinen belli baĢlıları Ģunlardır: Katılımcıların giydikleri maskeler ve kostümlerle dikkat çeken/bilinen “maskelerin festivali” Venedik Karnavalı (Vedenik/Ġtalya); rengarenk kostümlerin ve “büyük perhiz” öncesi dileğince yemek yenilen son gün olması hasebiyle “sınırsız yemek” sloganının hâkim olduğu Mardi Gras (New Orleans/ABD); rodeo Ģovları ve “vahĢi Batı” teması odaklı San Antonio Rodeo Festivali (Teksas/ABD); birçok Hindu geleneğine ev sahipliği yapan ve dünyanın en büyük ikinci festivali kabul edilen Goa Karnavalı (Goa/Hindistan); tonlarca domatesin kullanıldığı “domates savaĢları”yla anılan Domates Festivali (Valencia/Ġspanya); bir bira festivali olan Oktoberfest

8 Festival insanı ifadesi, festival turizmi çerçevesinde günümüzde, gerek kendi ülkesinde gerekse dünyanın farklı yerlerinde ilgi alan(lar)ına yönelik düzenlenen festivalleri takip eden ve onlara katılan kiĢiler için kullanılan bir kavramdır (Yıldırım 2010).

25

(Münih/Almanya); buzdan heykelleri, kartopu savaĢları, sıcak çikolata ve Ģarap motifleriyle öne çıkan Kartopu Festivali (Ottawa/Kanada); müzik ve dans tutkusunun, gösterilerinin hayat verdiği Rio Karnavalı (Rio de Janeiro/Brezilya);

bilim dünyasını bir araya getiren, “dünyanın ilk ve en kapsamlı bilim festivali”

olarak da anılan Uluslararası Bilim Festivali (Edinburg/Ġskoçya); fantastik filmleri konu edinen Edinburg Amsterdam Film Festivali (Amsterdam/Hollanda); sinema dünyasının en bilinen ve prestijlilerinden kabul edilen Cannes Film Festivali (Cannes/Fransa); dünyanın farklı yerlerinden pek çok komedi sanatçısını bir araya getiren, komedi eksenli tiyatro gösteri ve sokak Ģovlarıyla anılan Gülme Festivali (Motreal/Toronto-Kanada); festivalde kullanılan onlarca renkli boya ve toz dolayısıyla Hindistan dıĢındakilerin “Renklerin Festivali/Festivals of Colors”

Ģeklinde adlandırdığı Holi (Khajurao/Hindistan); müzik düĢkünlerini buluĢturan,

“ÇağdaĢ Sanatlar Festivali” olarak da anılan Glastonbury (Glastonbury/Ġngiletere)9.

0.3. TÜRKĠYE’DEKĠ FESTĠVAL VE ġENLĠKLER HAKKINDA