• Sonuç bulunamadı

GENEL KAVRAMLAR VE AĞIZ ATLASLARI

1.5. TÜRKĠYE’DE AĞIZLARLA ĠLGĠLĠ YAPILAN ÇALIġMALAR

Dil kavramı Osmanlı aydınları tarafından bilinçli bir Ģekilde 19. yüzyıldan itibaren ele alınmaya baĢlar. Bu hareketin öncüsü Tanzimat Döneminin fikir babası olan Ġbrahim ġinasi‟dir. Sanat toplum içindir, anlayıĢla hareket eden ġinasi bu amaçla dilin sadeleĢmesi gerektiğini dolaylı da olsa vurgular ve hem döneminde hem de döneminden sonra birçok sanatçıyı etkiler. Özellikle Servet-i Fünun Döneminde Osmanlı Devletinin yürütmüĢ olduğu sıkıyönetim sanatçıların kabuklarına çekilmesine ve toplumdan uzaklaĢmasına neden olsa da tüm dünyayı saran milliyetçilik hareketleri aydınların zihninde bir “ Türk milleti ve Türk dili” olgusunu filizlendirmeye baĢlar. Bu anlamda kırılma noktası ise erken dönem Milli edebiyat sanatçısı olarak anılan Mehmet Emin Yurdakul‟dur. Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Ali Canip Yöntem bu uyanıĢı, 1911 yılında Selanik‟te çıkardıkları Genç Kalemler dergisinde “Yeni Lisan” olarak adlandırırlar ve bir sistem oluĢtururlar. Hızla geliĢen ve çok sayıda taraftar toplayan sade dil anlayıĢı Cumhuriyet‟ten sonra da devlet tarafından daha sistemli yürütülmeye baĢlar.

Cumhuriyetin kuruluĢundan sonra, Türkçeyi bir kültür ve bilim dili yapmak için önemli ve somut adımlar atılır ve Türkçe‟ ye kurumsal bir kimlik kazandırılır.

Bu dönemde dille ilgili çalıĢmaların temelinde Atatürk‟ün kültüre ve dile verdiği önem yatar. Atatürk, 1924 yılında Türkiyat Enstitüsünü kurarak dil ve tarih çalıĢmalarını tetikleyen ilk adımı atar. Aynı yıl Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkararak öğretimi birleĢtirir, medreselerin eğitim üzerindeki etkisini ortadan kaldırır. Bu atılım ile Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisi de azaltılmıĢ olur. 1932 yılında açılan Türk Dili Tetkik Cemiyeti ise devletin baĢlı baĢına bir dil politikası olduğunun göstergesidir. 1936 yılında açılan Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ile ağız çalıĢmalarına bilimsel bir kimlik kazandırılır.

Ağız çalıĢmalarında asıl kilit üniversitelerin sayısının artmasıdır. Diğer önemli geliĢme ise Türkiyat Mecmuâsı, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, Türk Dili

AraĢtırmaları Yıllığı, Türkoloji Dergisi gibi ilmî dergilerin yayın hayatına girmesidir.

Ġstanbul Üniversitesi tarafından hazırlanan Milletler Arası Türkoloji Kongreleri, TDK tarafından düzenlenen Türk Dili Kurultayları, 1983‟ten sonraki Milletler Arası Türk Dili Kongreleri, Türk-Sovyet Kolokyumları gibi faaliyetlerin de hız kazanmasıyla ağız ve lehçeler üzerindeki çalıĢma ve tartıĢmalar da artar (Korkmaz, 1995: 948-947). Bu geliĢimlerin hepsi dil alanında atılmıĢ önemli adımlardır. Türk Dil Kurumu ise atılmıĢ olan bu adımların en etkilisidir.

12 Temmuz 1932 yılında Atatürk‟ün talimatıyla kurulan cemiyetin maksadı Ģudur:

Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak ve onu dünya dilleri arasında değerine yaraĢır yüksekliğe eriĢtirmek, olarak tespit edilir (Ercilasun, 1994:

243).”

Dolmabahçe Sarayında 26 Eylül-5 Ekim tarihlerinde yapılan Birinci Türk Dili Kurultayında kurumun altı kol halinde çalıĢmaları sürdürmesi kararlaĢtırılır:

Sözlük- Istılah, Gramer- Sentaks, Derleme, Linguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın.

1934‟te yapılan kurultayda ise cemiyetin adı Türk Dili AraĢtırma Kurumu, 1936‟da yapılan kurultayda ise Türk Dil Kurumu olur. Ġlk tüzükte belirtilen kollar zaman içinde ayrılıp birleĢse de ana çatı değiĢmeden mevcut çalıĢmalar yürütülür. ġimdi bilimsel çalıĢmaları yürüten kollar Ģunlardır: 1. Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu, 2- Gramer bilim ve Uygulama Kolu, 3-Dil Bilimi Bilim ve Uygulama Kolu, 4-Terim Bilim ve uygulama Kolu, 5-Ağız araĢtırmaları Bilim ve Uygulama Kolu, 6- Kaynak Eserler Bilim ve Uygulama Kolu. Bu kolların yürüttüğü çalıĢmalar iki ana amaç etrafında toplanır:

1. Türk dili üzerine araĢtırmalar yapmak,

2. Türk dilinin güncel sorunlarıyla ilgilenmektir ( Ercilasun, 1998a).

Korkmaz, TDK‟nin 1932-1982 yılları arasında geçirmiĢ olduğu aĢamaları Ģu Ģekilde inceler ( Korkmaz, 2002: 496-510):

1932-1940 yıllarını içine alan dönem daha çok I. Türk Dil Kurultayının kararlarının uygulanmaya baĢladığı dönemdir. Özellikle Türk dilinin zenginliklerini ortaya çıkartacak araĢtırma, derleme ve tarama çalıĢmaları yapılır.

1940-1950 yıllarını içine alan dönemde üzerinde durulan asıl çalıĢma ise dili özleĢtirme çalıĢmalarıdır.

1950-1960 yıllarını içine alan dönem ise özleĢtirmenin yapmacık değil, toplumdaki ihtiyaçlardan doğmuĢ bir akım olduğunu anlatan yazı ve yayınlarla dil politikasını anlatmaya çalıĢır.1951 yılında yapılan olağanüstü kurultayla devletle olan bağını keser.

1960-1982 yıllarını içine alan dönem de ise TDK yeniden devlet desteğini alır. Bu dönemde yaĢanan en büyük sıkıntı kurum üyelerinin büyük kısmının araĢtırmacı ya da bilim adamı olmasından ziyade Türkçe sevdalısı her meslekten insanın kuruma dâhil olabilmesidir. Profesör unvanına sahip üyelerin de farklı bilim dallarında ihtisas yapmıĢ olmaları dil alanına doğrudan katkı sağlamamıĢtır.

Dolaysıyla çalıĢmalar bilimsellikten uzaklaĢır. 1960 yılında dilci Banguoğlu‟ nun kurumun baĢına geçmesi ile 1960-1963 yılları daha verimli geçer. 1982‟de kabul edilen anayasa ile devlet yeni bir düzenleme yapar Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu çatısı altına girerek devlete bağlı hale gelir.

Gürses, Türk Dil Kurumunun çalıĢmalarını Ģu Ģekilde tasnif etmiĢtir:

I-Sözlük çalıĢmaları,

II-Sözlük, dil bilgisi, metin çalıĢmaları, III-Dil bilgisi çalıĢmaları.

Ağızlarımızdaki söz varlığını ortaya koyan derleme çalıĢmaları 1932 yılında kurum tarafından yürütülmeye baĢlar. Bu çalıĢmalar 1932‟den 1951‟e kadar Derleme Kolu tarafından, 1951-1983 yılları arasında Derleme ve Tarama Kolu tarafından, 1983‟ten sonra ise Ağız AraĢtırmaları Bilim ve Uygulama Kolu tarafından yürütülmüĢtür. 1963-1982 yılları arasında 12 cilt olarak yayımlanan Derleme Sözlüğü, bu alanda yapılmıĢ en önemli çalıĢma ve kurumun alana en büyük katkısıdır. 1990‟dan sonra yapılan derleme çalıĢmaları ise Derleme Sözlüğü‟ne Katkılar adı altında Türk Dili Dergisi‟nde yayınlanmıĢtır. Bu yazıların içeriği de Ģu Ģekildedir: Derleme Sözlüğü‟nde olmayan ya da Derleme Sözlüğü‟nde olup da farklı anlamı olan sözleri içeren yazılardır10(Gürses, 2002: 177).

10Aşağıda adı geçen çalışmalar bu alanda yazılmış yazılardan bazılarıdır, örnekler için bk. Ahmet Buran, “Derlenme Sözlüğü’ne Katkılar”, Türk Dili, S. 535, C. 1996/2, s. 38-43; Emin Kalay, “Edirne

Devlet gözetimindeki ağız araĢtırmalarının kilit tarihi 1932‟dir. Bireysel çalıĢmalara baktığımız zaman alanla ilgili araĢtırmalar daha da eskilere dayanır.

Türkiye‟deki ağız çalıĢmaları Korkmaz‟ın tasnifine göre iki döneme ayrılır: Birinci dönem yabancı araĢtırmacıların hâkim olduğu dönemdir ki 1867-1940 yılları arasını kapsar. Ġkinci dönem ise 1940‟dan sonraki yerli araĢtırmacıların aktif olarak görülmeye baĢladığı dönemdir.

Türkiye‟de yapılan ağız araĢtırmaları ile ilgili ilk yayın11 V.A Maksimov tarafından yapılır. Bu çalıĢmayı J. Thury, I. Kunos, M. Hartmann, K. Foy, V Pisarev, L. Bonelli F. Giese, F. Vincze tarafından yürütülen çalıĢmalar takip eder. Anadolu ağızları ile ilgili derleme yayınları ciddî olarak Finli Türklük bilimci Räsänen (1893-1976) ile baĢlar. 1925 yılında Karadeniz çevresinde ağız çalıĢmalarına baĢlayan Räsänen12, 1932-1942 yılları arasında Orta Anadolu bölgesinde yaptığı derlemelerle bu alandaki çalıĢmalarını sürdürür (Eren, 1998: 279).

1940‟tan sonraki dönemde üniversitelerde yerli bilim adamları ağızları incelemeye önderlik eder. Cumhuriyetin kuruluĢunu takip eden ilk 25 yıl içerisinde ağız araĢtırmaları Ahmet Caferoğlu‟nun çalıĢmalarıyla13 baĢlar ve uzun yıllar onun önderliğinde devam eder (Gülensoy, 1999: 16).

İli Ağızlarından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar-I”, Türk Dili, Temmuz 1997, S.547, s. 25-33; Emin Kalay, “Edirne İli Ağızlarından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar-II”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Eylül 2004, C. LXXXVIII, S. 633, s. 250-259; Metin Karaörs, “Derleme Sözlüğü’ne Katkılar;

Kayseri, Isparta, Adana İllerimizden Derlemeler”, Türk Dili, Ocak 1994, S. 505, s. 65-67; Cevet Şanlı,

“ Kırıkkale, Erzurum ve Artvin İllerimizden Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Türk Dili, Aralık 1997, S.

552, s. 542-547; Cevet Şanlı, “ Anadolu ve Rumeli Ağızlarından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Türk Dili (Ağustos 1999), C. 1999/II, S. 572, s .670-680. Erol Öztürk, “Mersin Yörüklerinden Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Mayıs 2009, C. XCVII, S. 689, s.

405-411; Mehmet Hazar, “ Nevşehir Folkloru'ndan Derleme Sözlüğü'ne Katkılar”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Eylül 2007, C. XCIV, S. 669, s. 580-584 Özel Sayı; Feyza Tokat, “Çavdır Ağzından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, S. 3/1, 2014, s. 153-166; Suzan Suzi Tokatlı, Gönül Erdem Nas, “Anamur Ağzından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Diyalektolog, Kış 2012, S. 5, s. 33-45; Mahir Cankaya, “Erzincan Ağzından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar”, Turkish Studies, Yaz 2013, C. 8/9, s. 899-910; Erdogan Boz, “Çüngüs ve Çermik Yöresi Agzından Derleme Sözlüğüne Katkilar”, Millî Folklor, Üç Aylık Türk Dünyası Folklor Dergisi C. 4, YIL : 8, S. 29/30, Bahar/Yaz, 1996, s. 112-114.

11 1867 yılında St. Petersburg’da basılmış olan Opıt izsledovanija tyurskich dialektov v Chudave digare-i Karamanii adlı çalışmadır.

12 Korkmaz, Räsänen’in çalışmalarını yabancılarla yerli araştırmacılar arasında geçişi sağlayan çalışmalar olarak değerlendirir. 1933-1942 yılları arasındaki derlemeleri Orta Anadolu üzerinedir ve Türkische Sprachproben aus Mittel-Anatolien adlı dört kitaptan oluşan yazı dizisidir. 1.Kitap Sivas;

2.’si Yozgat; 3.’sü Ankara, Kayseri, Kırşehir, Çankırı, Afyon; 4.’sü ise Konya iline aittir (Korkmaz, 1975-1976: 146-147).

13 Caferoğlu’nun çalışmaları ile ilgili geniş bilgi için bk. Osman Fikri Sertkaya, “Ölümünün 20. Yıl Dönümünde Hocam Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Şubat 1996, C.

1996/I, S. 530, s. 254-261; Zeynep Korkmaz, “ Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu ve Anadolu Ağızları”,

Caferoğlu‟ndan sonra Anadolu ağızları üzerinde önemli çalıĢmalar Zeynep Korkmaz‟ındır. Ahmet Bican Ercilasun, Efrasyap Gemalmaz, Gürer Gülsevin, Tuncer Gülensoy, Ahmet GünĢen, Leyla Karahan, Ahmet Buran, Ali Akar ve Erdoğan Boz alanla ilgili değerli çalıĢmalara imza atan bilim adamlarından bazılarıdır. Burada adı geçmemiĢ çok sayıda bilim adamının yer aldığı da Ģüphesizdir.

Caferoğlu‟ndan sonra alana dâhil olan bilim adamlarının katkılarıyla hız kazanan ağız çalıĢmaları, bağlı oldukları alana, amacına ve kapsamına göre farklı Ģekillerde gruplandırılır. Gemalmaz, ağız çalıĢmalarını Ģu Ģekilde gruplandırır (Gemalmaz, 1989: 10):

1. Halk edebiyatı araĢtırmacılarının katıldığı derlemeler,

2. Ağızlardan birini veya birkaçını tek tek ele alarak yapılan çalıĢmalar,

3. Ağızlardan dil bilimi sorunlarında birini, birkaçını veya tümünü karĢılaĢtırmalı olarak inceleyen çalıĢmalar.

Ġkinci gruplandırma ise Biray‟a aittir: (Biray, 2005: 213-223).

1. Türk dilinin lehçe ve ağızlarının sınıflandırılmasıyla ilgili çalıĢmalar,

2. Türk dilinin lehçe ve ağızlarından birini veya birkaçını tek tek ele alarak araĢtıran çalıĢmalar,

3. Türk dilinin lehçe ve ağızlarında dil bilimi problemlerinden birini, birkaçını veya bütününü karĢılaĢtırmalı olarak inceleyen çalıĢmalar olarak gruplandırmıĢtır.

Her iki gruplandırmayı Ercilasun‟un “ Ağız ÇalıĢmalarına Toplu Bir BakıĢ”

adlı çalıĢmasını da temel alarak Ģu Ģekilde detaylandırabiliriz ( Ercilasun, 2000).

1.5.1. Halk Edebiyatı ÇalıĢmaları

Bu gruptaki çalıĢmaların kapsamında Ģu konular yer alır:

a. Anonim Halk Edebiyatı ürünleri olan destan, efsane, halk hikâyeleri, masal, ninni, türkü, ağıt, mani, bilmece, tekerleme, seyirlik oyunlar gibi türlerin derlemelerini içine alan çalıĢmalardır.

Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Şubat 1996, C. 1996/I, S. 530, s. 262-267; Ahmet Bican Ercilasun,

“Ahmet Caferoğlu’nun Çalışmalarına Toplu Bir Bakış”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Şubat 1996, C. 1996/I, S. 530, s. 268-277.

b. Bu grupta yer alan konular ise edebi türlerden ziyade bizzat yaĢamın içinde yer alan konulardır: Gelenek-görenek-töre, inançlar (büyü, fal, sihir, adak, hayır, din, tarikat, boĢ inançlar), düğünler (çalgı, dans, müzik, oyun), bayramlar, doğum ve ölüm, akrabalık, çocuk oyunları, halk sporu, yemek, giyim-kuĢam gibi konular bu grubun içinde yer alır. 14

1.5.2. Ağızların Sınıflandırması Ġle Ġlgili ÇalıĢmalar

Bu alandaki ilk çalıĢma Kunos‟ unKisazsiai Török Dialektusairal (1896) adlı çalıĢmasıdır.Kunos‟a göre asıl Türk ağızları, Ankara ağzı, Zeybekçe, Yörük ve Türkmen ağızlarıdır.Tasnifi ise Ģu Ģekildedir:

1. Ġzmir ile Bursa arasında Zeybekçe 2. Kastamonu ağzı

3. Karadeniz‟in doğu kıyılarına doğru Lazca 4. Harputça

5. Güneydoğu Anadolu‟da Mersin ile Konya arasında Karamanlıca 6. Kızılırmak havzasında Ankara ağzı

7. Anadolu‟da dağınık olarak yaĢayan Yörük ve Türkmenler (Buran, 2011) .

Ağızları toplu olarak ele alan çalıĢmalar 1900‟lü yılların baĢlarında görülmektedir. T. Kowalski, Osmanisch-türkisch Dialecte (1931) adlı eseri bu alandaki ilklerdendir, ardından Ahmet Caferoğlu iki eserle alana katkı sağlar Die anatolischen unt rumelischen Dialetcte (1959) ve Anadolu ve Rumeli ağızlarının bugünkü durumu (1960) adlı eserlerdir15. Diğer önemli çalıĢma ise Dilaçar‟ın

14 1. grupta yer alan eserlerle ilgili Kültür Bakanlığı yayınları arasında yer alan ve1974-1984 yılları arasında çıkan eserlerin taranması sonucu Gürbüz Erginer, Muhtar Kutlu, Abdurrahim Özmen ve çok sayıda öğrencinin katkılarıyla hazırlanan Türk Folklor ve Etnografya Bibliyografyası, Kültür Bakanlığı, Ankara 1999 adlı esere bakılabilir. Ayrıca ; Naki Tezel, “Türk Halk Edebiyatında Masal”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi Türk Halk Edebiyatı Özel Sayısı , Aralık 1968, C. XIX, S. 207, s.

447-457; Kaya Erimer, “Anadolu ve Rumeli Ağızları Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, (1970) 1971, s.211-236; Reşide Gürses, “Türk Dil kurumunda Yapılan Ağız Çalışmalarına Genel Bir Bakış”, Türk Dili, 2002, S. 607, s. 175-188. adlı çalışmalardan da yararlanılabilir.

15 Ahmet Caferoğlu’nun tasnifleri ile ilgili detaylı değerlendirme için bk.: Ahmet Buran, “Türkiye Türkçesi Ağızlarının Tasnifleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Turkish Studies, 2011, S. 6/1, s. 41-54.

“Lehçelerin Yayılma Tarzı ve Türk Dil ve Lehçelerinin Tasnifi Meselesi ” adlı çalıĢmadır. Dilaçar, bu çalıĢmasında yerli ve yabancı bilim adamlarının değerlendirmelerinden hareketle bir dil ailesinin içinde yer alan lehçe dediğimiz kolların nasıl ayrıldığını, nasıl yayıldığı meselesi üzerinde durur. Dönem içerisindeki mevcut teorilerden16 hareketle ÇuvaĢça ve Yakutça‟ nın durumunu değerlendirir (Dilaçar, 1954: 39-58). Németh‟in alanla ilgili çalıĢması “Bulgaristan17 Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine” dir. Bu çalıĢmanın temelinde Németh‟in 1953 yılında ileri sürdüğü Bulgar Türk ağızlarının doğu ve batı olmak üzere iki gruba ayrılacağı ve batı grubun da Vidin, Adakale, Bosna, Makedonya‟da konuĢulan ağızlar olduğu görüĢüdür. Bu tez doğrultusunda bölgede 1954-1955 yıllarında derlemeler yapar. ÇalıĢmasını da Ģu plan doğrultusunda oluĢturur: Sorunun nedenini ele aldığı birinci bölüm: Bu bölümde bölge ile ilgili yapılmıĢ olan çalıĢmaların bibliyografyasını verip bu çalıĢmalarla ilgili değerlendirerek bölge ağızlarının tasnifindeki sorunu netleĢtirir, derleme yaptığı bölgelerin isimlerini verir. Ġkinci bölümde ise elde ettiği veriler doğrultusunda tasnif ettiği Batı Rumeli Ağızlarında göz önünde bulundurduğu ölçütleri sıralar. Daha önceki sınıflandırmalarda batı grubu içinde yer alan Tuna ve Edirne‟yi doğu grubuna dâhil edip, Arnavutluk‟ta konuĢulan Türkçenin de batı grubunda olabileceği üzerinde durur. ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde Batı Rumeli ağızlarıyla Kuzeydoğu Anadolu ağızları arasında tarihi süreçte sıkı bir iliĢkilerinin olduğunu ileri sürer. Son bölümde ise bu iliĢki üzerinde durup bölge ağızlarından yapılmıĢ olan metin derlemelerini karĢılaĢtırarak ortaklıkları gösterir. Ayrıca eserin sonunda sekiz adet harita yer almaktadır ( Németh, 1983: 113-167). Ercilasun, “Doğu Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması” adlı çalıĢmasında hem Doğu Anadolu ağızlarını Batı bölgesinden ayıran sınırı çizdiğini hem de Doğu Anadolu ağızlarını kendi içinde sınıflandırdığını belirtir (Ercilasun, 1998b).

16 Dilaçarın makalesinde üzerinde durduğu eksik ve yararlı yönlerini lehçelerden ve değerlendirmelerden örnek vererek ele aldığı altı teori vardır: Dallanma, şualanma, dalgalanma, peteklenme, perifer, ve koyulaşma. Bu teorileri şekillerle gösterir.

17 Rumeli ağızlarının sınıflandırması ile ilgili diğer çalışma ise G.Hazai, “Anadolu ve Rumeli Ağızlarının Tasnifi Üstüne”, Voprosı Tyurkologi; K.Şesdidesyatiletiyo Akademika AV AzerbaycanSSR. M.Ş. Şiralieva, Baku, 1971, s. 84-86; G. Hazai, “Rumeli Ağızlarının Tarihi Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1960, s. 205-211;Mefkure Mollova, “Bakanlardaki Türk Ağızlarının Tasnifi, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1999, s. 197-176.

Banguoğlu Türkçenin Grameri adlı eserinde Ģu Ģekilde bir tasnif yapar

Anadolu‟nun ağız özelliklerine dayanan en kapsamlı tasnif çalıĢmasını Karahan yapar. Karahan, Anadolu ağızlarını önce üç ana gruba ayırır ardından her bir grubu da alt gruplarına ayırır. Birinci grup olan doğu grubu ağızları kendi içinde dört gruba ayırır. Ġkinci grup ise kuzeydoğu grubu ağızlarıdır. Bu grubu da kendi içinde üç alt gruba ayırır. Son ağız grubu ise kendi içinde dokuz alt gruba ayırdığı batı grubu ağızlarıdır (Karahan,2011).

1.5.3. Sadece Bir Ağız Ya Da Bir Bölge Ağzını Ġlgilendiren ÇalıĢmalar18

1. Ġller temel alınarak yapılmıĢ çalıĢmalar: Bu grupta iller bazında hazırlanmıĢ müstakil eserlerin dıĢında ağırlıklı olarak lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında hazırlanmıĢ olan tezler yer alır.19

18 Bu grupta yer alan çalışmalar çok fazla olduğu için bu çalışmalarla ilgili hazırlanmış olan şu bibliyografyalara bk. Kayahan Erimer, “Anadolu ve Rumeli Ağızları Üzerinde Bir Bibliyografya Denemesi”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, [1971] 1970, s. 211-236. ; Ercilasun, “Ağız çalışmalarına Toplu Bir Bakış”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, 2000, C. 2000/II, S. 584, s. 115-118, Reşide Gürses, “ Türk Dil Kurumunda Yapılan Ağız Çalışmalarına Genel Bir Bakış”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, 2002, C. 2002/II, S. 607, s. 175-188.; Tuncer Gülensoy -Ercan Alkaya, Türkiye Türkçesi Ağızları Bibliyografyası; Nergis Biray, “Cumhuriyet Döneminde Ağız ve Lehçeler Üzerine Yapılan Çalışmalar”, Karaman Dil-Kültür ve Sanat Dergisi, Karaman Valiliği Yayınları, Karaman, 2005, ISSN: 1305–6425, s. 213–223.)

2. Bölgeler temel alınarak yapılmıĢ çalıĢmalar,

3. Ġl veya ilçeleri makale seviyesinde ele alan çalıĢmalar,

4. Belirli bir ilçe, il veya bölge ağzıyla ilgili belli bir gramer konusunu iĢleyen çalıĢmalar,

5. Anadolu‟daki göçmen ağızlarını inceleyen çalıĢmalar,

6. Anadolu ve Rumeli ağızlarını toplu olarak ele alan çalıĢmalar olmak üzere gruplandırılabilir.

1.5.4. Diyalektolojinin GeliĢme Sürecini, Problemlerini Ve Alanda Yapılması Gerekenleri Ele Alan ÇalıĢmalar

Ağız konusu 19. yüzyıldan beri incelenmektedir. Bu çalıĢmalar geliĢen teknoloji, ulaĢım imkânlarının kolaylaĢması ve ekonomik koĢulların iyileĢmesi gibi faktörler doğrultusunda daha kolay yürütülse de yine de çok sayıda sorunla karĢılaĢılır. Bu sorunların tespit edilmesi ve ağız çalıĢmalarının verimliğinin artırılması için yazılan çok sayıda makalede20 ele alınan baĢlıca sorunlar Ģunlardır:

1. Üniversitelerde alanla ilgili donanımlı öğrencilerin yetiĢmemesi, bu eksikliğin çalıĢmaları yavaĢlatması ve çalıĢmaların kalitesini düĢürmesi sorunu.

2. Ağız çalıĢmalarında bazı alanlarda boĢluklar olması sorunu:

19 Özkan Daşdemir, “Türkiye’de Lisansüstü Düzeyde Hazırlanan Ağız Tezleri ve Akademik Ağız Araştırmalarındaki Halk Anlatıları Bibliyografyası”, Turkish Studies (2012), Volume 7/1, s. 797-836 , adlı eserde alanla ilgili 75 yüksek lisans tezi, 16 doktora tezi ve 22 kitap inceler.

20 Zeynep Korkmaz, “ Anadolu Ağızları Üzerindeki Araştırmaların Bugünkü Durumu ve Karşılaştığı Sorunlar”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten (1976), s. 143-172; Leyla Karahan, “Ağız Araştırmalarında Sorunlar” (1998), Çalıştay Bildirileri, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, s. 21-26;

Leylâ Karahan, “Ağız Araştırmaları Alanında Yapılması Gereken Çalışmalar”, Türk Dili Dil ve S.641, s.396-402. Erdoğan Boz, “Ağız Atlasları”, Turkish Studies (2008), C. 3/3, s. 152-166; Çetin Pekacar; Figen Dîlek, “ Uluslararası Fonetik Alfabe ve Türkiye'de Ağız Araştırmaları” Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı (25-30 Mart 2008 Şanlıurfa), Türk Dil Kurumu Yayınları: 989, Ankara 2009, s.575-590; Ahmet Buran, “Türkiye Türkçesi Ağız Atlasının Önündeki Sorunlar”, Diyalektolog (2010), S.1 s. 15-20; Leyla “Karahan, Ağız Çalışmalarında Bilimsel Niteliğin Korunması Üzerine Birkaç Not”, Turkish Studies (2012), C.7/4, s. 131-136, Ahmet Adıgüzel,

“Dünyada ve Türkiye Türkçesinde Ağız Çalışmaları ve Yöntemler”, Turkish Studies (2013), C. 8/9, s.387-401 vs. bu alanda yazılmış makalelerden bazılarıdır.

a. Türkiye Türkçesi ağız araĢtırmalarında bazı il ve ilçelerle ilgili yüksek lisans, doktora tezi ya hazırlanmamıĢtır ya da hazırlanmıĢ olan eserlerin sayısı az olmakla birlikte değerlendirmeleri eskidir.21

b. Göçmen ağızlarının yeterince incelenmemiĢtir.

3. YapılmıĢ olan derlemelerin saklandığı ve araĢtırma esnasında ulaĢımın kolay olduğu ortak bir arĢivin olmaması sorunu,

4. Derlemelerde kullanılan yöntemlerin geçerliliği, veri toplama yolları ile ilgili sorunlar,

5. Derleme yerinin ve kaynak kiĢinin seçimi sorunu,

6. Derlemelerin yazıya geçirilmesinde kullanılan transkripsiyon alfabeleri için ortak bir yazı sistemi oluĢturulamamıĢ olması sorunu,

7. Ağız çalıĢmalarında gramatikal dizin eksikliği sorunu,

8. YapılmıĢ ağız çalıĢmaları ile ilgili hazırlanmıĢ olan bibliyografyaların yıllara göre güncellenmemiĢ olması sorunu,

9. BiliĢimin sağladığı olanaklardan yeterince faydalanılmaması hazırlanan çalıĢmalara elektronik ortamda özellikle ses değerlerini görme açısından

9. BiliĢimin sağladığı olanaklardan yeterince faydalanılmaması hazırlanan çalıĢmalara elektronik ortamda özellikle ses değerlerini görme açısından