• Sonuç bulunamadı

GENEL KAVRAMLAR VE AĞIZ ATLASLARI

5- Kentlerdeki kaynak kişiler nasıl belirlenmelidir?

1.7.3. Diyalektoloji Yöntemleri Ve Verilerin Değerlendirilmesi

7.3.1.2. Ġsoglos Yöntemi

Ġsoglos yöntemi ağız atlası hazırlamada kullanılan en eski ve en yaygın yöntemdir bu yöntemde verilerin görselleĢtirilmesi meteorolojideki izoterm mantığına benzemektedir. Yöntemin uygulanıĢı Ģu Ģekilde olmaktadır: Birinci aĢamada, araĢtırma yapılan coğrafi bölgeden veriler toplanır. Ġkinci aĢamada, toplanan veriler tasnif edilir ve tasnif doğrultusunda varyantlar belirlenir. Üçüncü aĢamada tespit edilen varyantlar harita üzerinde kullanıldıkları yerlere göre yerleĢtirilir. Dördüncü aĢamada ise aynı özelliğe sahip olan bölgelerin kesiĢtikleri yerler birleĢtirilir hem dil alanları ortaya çıkar hem de varyant açısından farklılık gösteren alanlar da bölünmüĢ olur. Ġsoglos haritalarının kullanımı göstermek için çalıĢmama aldığım aĢağıdaki haritalar bu yöntemin kullanımını göstermek açısından faydalı olacaktır. Örneklerini verdiğimiz haritalar28 Amerika‟nın Minesota ve Visconsın eyaletlerinde konuĢulan Ojibve (Anishinaabemovin) dilinin lehçelerini tespit etmek için hazırlanmıĢtır. Veriler “ada” kelimesinin kullanımının toplanmasıyla oluĢturulmuĢ daha sonra bu veriler diyalektometrik olarak görselleĢtirilmiĢtir.

Harita 3: Ġsoglos Haritası 1.AĢama

28 Harita örnekleri için bk.

http://imp.lss.wisc.edu/~jrvalent/AIS/Grammar/Background/dialects001a.html

OluĢturulan bu haritada ilk bakıĢta beĢ farklı simge görülmektedir bu simgeler toplanan veriler doğrultusunda ortaya çıkan beĢ kullanım farkını bir diğer ifadeyle beĢ farklı varyantı temsil etmektedir. Varyantlar beĢ farklı simge ile görselleĢtirildikten sonra haritada görülen araĢtırma alanına kullanıldıkları yere göre yerleĢtirilmiĢtir. Ġlk bakıĢta düzenli gibi görülen dağılım dikkatli bakınca akla Ģu soruyu getirmektedir: “Bu dağılım düzenli mi yoksa rastgele mi? ”. Bu sorunun cevabını vermek için haritalar daha net anlaĢılsın diye toplulukların isimleri gizlenmiĢ sadece veriler ön plana çıkarılmıĢtır. Yapılan bu çalıĢmadan hareketle biz de isoglos yönteminde veriler nasıl yerleĢtirilir ya da verilerin bu Ģekilde kullanılması alanların belirlenmesi açısından ne derece sağlıklı veya bu yöntemin yeterlilikleri ya da sınırlılıkları nedir daha sağlıklı görebileceğiz. ġimdi ikinci haritadan hareketle yöntemi incelemeye devam edelim.

Harita 4: Ġsoglos Haritası 2.AĢama

Bu beĢ varyanttan ▲ ile gösterilen “minis” diğerlerine göre yayılma alanı daha geniĢtir 34 farklı alana yayılmıĢ durumdadır. Ġsoglos haritaların hazırlanma mantığında bir değiĢken ya da varyant bir bölgeye aittir ve farklı olan değiĢkenler ise

diğer bölgeye aittir bu iki değiĢkenin kesiĢtiği yerler birleĢtirildiğinde ağız sınırı çizilmiĢ olur. Bir sonraki sayfada yer alan üçüncü haritada bu ayırım görülmektedir.

Haritada doğu –batı hattı boyunca uzanan ▲ ve ♦ simgeleri ile gösterilen varyantların birbirlerinden ayrıldıkları alan bir isoglos eğrisi ile gösterilmiĢ ve bölge kuzey ve güney olmak üzere iki ağız alanına ayrılmıĢtır. Küzeyde kalan bölge ▲ minis, güneyde kalan bölge ise ♦ minitig varyantına aittir. Bu isoglos eğrisi ise iki ana ağız alanı tespit edilmiĢtir fakat yöntemin sıkıntılı tarafı tam da bu noktada kendini göstermektedir.Bu uygulamada karĢılaĢılan en önemli sorun iç içe geçmiĢ varyantların gösterilememesidir çünkü net sınırlarla ayrılan ağız alanları çizmek çok güçtür. Böyle bir ayrım sürekli değiĢim ve geliĢim içinde bulunan dilin doğasına aykırıdır çünkü aynı alanda bir kelimenin aynı anda birden fazla varyantını görmek kadar doğal bir süreç yoktur. Harita üzerindeki diğer varyantları da göz önünde bulundurduğumuz zaman sorunun ne olduğu daha iyi anlaĢılmaktadır. Ġki büyük ağızlarının dıĢında her iki gruba da dahil olan “minisii” ve kuzey dil alanın içinde yer alan “minishenh” ve “minisii” yer almaktadır ve bunlar gösterilmemiĢtir.

Harita 5: Ġsoglos Haritası 3.AĢama

Bu yöntem kullanılarak iki adet ana Hollanda Ġsoglos haritası yapılmıĢtır.

Haritaların her ikisi de Weijnen tarafından oluĢturulmuĢtur. Bu haritalardan ilki 1941 yılında, ikinci harita ise önce 1958‟de daha sonra da 1966‟da yıllarında olmak üzere yine Weijnen tarafından yayınlanmıĢtır. Ġsoglos haritaları her ne kadar kanıtlanabilir doğruları gösterse de sınırlılıkları onu daha kullanıĢsız duruma düĢürmüĢtür.

Goossens öznel seçimler yapılmadan bu yöntemin uygulanamayacağını belirtmiĢtir.

Yukarıda verdiğimiz harita örneklerinde de ve oluĢturulan Hollanda atlasında da veriler kelime bazındadır. AĢağıda yer alan harita ise söz dizimi ile ilgilidir.

Harita 6: Ġsoglos Haritası Örneği

Bu isoglos haritasında29 da zamanın “10:15” anını Almanya‟da dört farklı Ģekilde ifade etme imkanı bulabileceğimizi göstermektedir. Haritanın güney bölümünde varyantlar iç içe geçmiĢ durumdadır ve ağız sınırlarının net olarak çizilmesi mümkün değildir. Ġsoglos yöntemindeki bu sınırlılıklar dilbilimciler

29 http://tywkiwdbi.blogspot.com.tr/2011/02/word-for-day-isogloss.html

tarafından da net olarak belirtilmiĢtir. “Kessler isoglos temelli çalıĢmasında belirli sıkıntılarla karĢılaĢmıĢ ve bu sınırlılıkları Ģu Ģekilde belirtmiĢtir:

 Dil alanları net olarak bölünemeyebilir, alanlar bazı durumlarda birbirine karıĢabilir.

 Bilgiler eksik, sorulan sorular o alan için geçersiz olabilir.

 DeğiĢimin kademeli olarak devam ettiği durumlarda ana dilin sınırlarını çizmek zor olabilir çünkü diller içinde devam eden ağız özellikleri vardır ve bu ağız özelikleri de alanlar içinde birbirine geçmiĢ olabilir (Heeringa, 2004).”

1.7.3.1.3.Yapısal Coğrafik Yöntem

Dil alanları coğrafik verilerin yapısına göre ağızlara ayrılabilir. Her ağız kendi bölgesinin ses dökümlerini barındırır. Küçük alanlarda özellikle ses yapılarını ilgilendiren sınıflandırmalar yapılmıĢtır. Bu alandaki bazı örnekler bu doğrultuda hazırlanmıĢtır. 1960 yılında Moultan Ġsviçre‟de kısa ünlü sistemlerine göre ağızları sınıflandırmıĢtır. Wortman da Westphalian alanında Orta Almancada é ve ô sesinin düzeni ile ilgili haritayı geliĢtirmiĢtir. Foerste de bunu temel alarak Westphalian ağızlarını fonolojik yapılarına göre sınıflandırmıĢtır. 1961 Herooma, Hollanda uzun ünlüleri 1965‟te ise Goossens RND (Reeks Nederlandse Dialectatlassen )‟ de veriler üzerinde bu yöntemi uygulamıĢlardır. Fakat bu yöntemle ilgili çalıĢmalar arttıkça yöntemin de kendi içinde dezavantajları olduğu görülmüĢtür.Goossens araĢtırmalarında fonolojik dökümlerin dil alanlarının bulunması için yeterli bilgi formu oluĢturmadığını ve farklı lehçelerin de ayni fonolojik yapıya sahip olabileceğini belirtmiĢtir.Kock 1970 de bu durumla karĢılaĢmıĢ ve çözüm olarak farklı alanlardan topladığı 163 kelimenin ses analizlerini temel alarak yani fonemlerin frekans sıklıkları yöntemini uygulamıĢtır.