• Sonuç bulunamadı

Üç sihirli söz bilirim; “ Lütfen! “ sözcüğüdür biri; Üç yumuşak, üç tatlı söz... Yavaşça söylenir.

Onlara önem veririm, Ne zaman gelirse yeri, Üçü de birbirinden öz. Adına nezaket denir.

Diğeri: “ Rica ederim! “ “Özür dilerim! “ diğeri; İçten gelir söylenişi. Sesin derinlerden gelsin. Sırası geldikçe derim, Başını eğerek de ki Yumuşar işiten kişi. Seni affedebilsin.

Unutma lütfen bunları! Söze başla rica ile. Eğer olmazsa yararı, Yavaşçacık özür dile.

Ömer OSMANOV 76

Şiirde, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmakla birlikte; beş kıtadan oluşmuştur. Birinci, üçüncü ve beşinci kıtalar sekizli hece ölçüsüyle, ikinci ve dördüncü kıtalar ise serbest vezin ile yazılmıştır. Birinci kıtanın birinci ve üçüncü dizelerinin “ – irim “ seslerinde zengin kafiye, ikinci ve dördüncü dizelerinin “ – öz “ seslerinde tam kafiye, ikinci kıtanın birinci ve üçüncü dizelerinin “ – ri “ seslerinde tam kafiye, ikinci ve dördüncü dizelerinin “ – enir “ seslerinde zengin kafiye, üçüncü kıtanın birinci ve üçüncü dizelerinin “ – derim “ seslerinde zengin kafiye, ikinci ve dördüncü dizelerinin “ – işi “ seslerinde zengin kafiye, dördüncü kıtanın ikinci ve dördüncü dizelerinin “ – sın “ seslerinde zengin kafiye, beşinci kıtanın birinci ve üçüncü dizelerinin “ – arı “ seslerinde zengin kafiye, ikinci ve dördüncü dizelerinin “ –ile “ seslerinde de zengin kafiye vardır. Mecazlı ve sanatlı anlatımdan uzak, yalın bir dil kullanılmıştır.

Şiirde, Hayat Bilgisi derslerinde kullanılan kelimeleri, şiir diliyle öğretmek amaçlanmıştır. Kelime dağarcığını zenginleştirici “ nezaket, sihir, söz, öz, “ kelimelerinin anlamları kavratılır. Şiir, genel olarak kurallı cümle yapısına uygun yazılmamıştır.

Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta, tırnak işareti, ünlem, iki nokta kullanılmıştır. Şiirde; “ sihir, içten, nezaket “ soyut kelimelere, “ ses, baş “ somut kelimelere, “ içten, geldikçe, yavaşçacık, lütfen, yavaşça, affedebilsin “ kelimeleri sert sessiz benzeşmesine, “ sözcüğüdür “ kelimesi ünsüz yumuşamasına, “ sihirli “ türemiş kelimeye, ” üç tatlı söz, üç sihirli söz “ sıfat tamlamalarına, birinci kıtanın üçüncü dizesinde “ onlara “, dördüncü kıtanın dördüncü dizesinde “ seni “ kelimeleri zamirlere örnek oluşturmaktadır. Genel itibariyle şiirin, eğitici ve öğretici yönü ağır basmaktadır.

TÜRKÇEMİZ

Annenden öğrendiğinle yetinme Çocuğum, Türkçeni geliştir. Dilimiz öylesine güzel ki Durgun göllerimizce duru, Akarsularımızca coşkulu... Ne var ki çocuğum,

Güzellik de bakım ister.

Önce türkülerimizi öğren, Seni büyüten ninnilerimizi belle, Gidenlere yakılan ağıtları... Her sözün en güzeli Türkçemizde, Diline takılanları ayıkla.

Barış, ne güzel

Dayanışma, özgürlük... Hele bağımsızlık En güzeli, sevgi

Sev Türkçeni, çocuğum,

Dilini sevenleri Rıfat ILGAZ 77

Şiirde, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmakla birlikte; serbest vezin ile yazılmıştır. Şiir; yedi, beş ve altı dizelik üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümün, ikinci ve yedinci dizelerinde “–r “ seslerinde, üçüncü bölümün ikinci ve üçüncü dizelerinin “- k “ seslerinde de yarım kafiye vardır. Serbest tarzda yazılan şiirlerde belirli bir kafiye düzeni kullanılmamaktadır. Birinci bölümün dördüncü ve beşinci dizelerinde “ Durgun göllerimizce duru, akarsularımızca coşkulu “ dizelerinde teşbih sanatı vardır.

Şiirde, kelime dağarcığını zenginleştirecek ve derslerinde de kullanacağı “ durgun, duru, coşkulu, türkü, ninni, ağıt, barış, özgürlük, dayanışma, bağımsızlık, sevgi, dil ” kelimelerinin anlamları kavratılır. Kurallı cümle yapısına uygun olarak yazılmıştır.

Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, üç nokta kullanılmıştır. Şiirde; “ göl, akarsu “ somut kelimelere, “ coşku, barış, dayanışma, özgürlük, sevgi “ soyut kelimelere, “ Türkçeni, geliştir, coşkulu, ister “ kelimeleri sert sessiz benzeşmesine, “ öğrendiğinle, çocuğum “ kelimeleri ünsüz yumuşamasına, “ göllerimiz, akarsularımız, türkülerimiz, ninnilerimiz, ağıtlar, sevenler “ çoğul takısı almış kelimelere, “ Türkçeni “ özel isimlerin baş harflerinin büyük harfle yazıldığına, “ coşkulu, güzellik, özgürlük, bağımsızlık, sevgi “ türemiş kelimelere, ikinci bölümün ikinci dizesinde “ seni “ kelimesi zamire örnek oluşturmaktadır.

Ana dil sevgisi şiirdeki her mısrada yinelenmiştir. Şair, Türkçe’mizin güzelliklerini benzetmelerden de faydalanarak şiirsel bir dil ile ifade etmiştir. Bireyin dil ediniminde; annenin ve yakın çevrenin ne denli önem taşıdığı ortadadır. Kültürün, en önemli oluşturucu öğesi olan dil sayesinde bireyler, yavrularına dil edinimlerinde önderlik ederler. Burada en büyük pay sahibi kuşkusuz annelerdir. Onlar bizim sadece fiziksel gelişimimizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ana dil edinimimizi de sağlar. Son yıllarda yapılan araştırmalar bebeklerin dünyaya gelmeden önce de sesleri önemli ölçüde algıladıklarını göstermektedir. Dolayısıyla daha annemizin bünyesindeyken bizim dil edinimimize yardımcı olduklarını saptıyoruz. Anne karnında başlayan bu anan dil edinme süreci tüm yaşam boyu sürmekte ve öğrenilen ikinci veya daha fazla dil ana dilin yerini alamamaktadır.78

Türkçe kelimeler üzerinde hiç kimsenin oynamaya hakkı yoktur. Çünkü: “ Kelimeler milletindir. Yavrularınıza, sözlerinin halk dehasının yarattığı ve bestesi yine halk sanatından yükselen ninniler söylemekten başlayarak, öğreteceğiniz en güzel şey Türkçe’dir.79

78 Şeref Kara, Öğretmen Dünyası, Ankara, 2002, s. 27.

LİSAN

Güzel dil Türkçe bize, Başka dil gece bize; İstanbul konuşması En saf, en ince bize.

Lisanda sayılır öz Herkesin bildiği söz Manası anlaşılan Lugata atmadan göz

Uydurma söz yapmayız, Yapma yola sapmayız, Türkçeleşmiş Türkçe’dir, Eski köke tapmayız.

Yeni sözler gerekse Bunda da uy herkese, Halkın söz yaratmada Yollarını benimse.

Türklüğün vicdanı bir, Dini bir, vatanı bir, Fakat hepsi ayrılır. Olmasa lisanı bir.

Ziya GÖKALP 80

Şiirde, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmakla birlikte; yedili hece ölçüsüyle yazılmıştır. Şiir beş kıtadan oluşmaktadır. Birinci kıtanın birinci, ikinci, dördüncü dizelerinin “ bize ” kelimeleri anlamca ve görevce aynı olduğundan, redif, ikinci kıtanın birinci, ikinci, dördüncü dizelerinin “ – öz ” seslerinde tam kafiye, üçüncü kıtanın birinci, ikinci, dördüncü dizelerinin “ – apmayız “sesleri arasında zengin kafiye, dördüncü kıtanın birinci, ikinci, dördüncü dizelerinin “ – se ” sesleri arasında tam kafiye, beşinci kıtanın birinci, ikinci ve dördüncü dizelerinin “ bir ” kelimeleri arasında redif vardır. Sanatsız ve yalın bir anlatımın olması, bireylere iletilmek istenen mesajın daha çabuk ulaşmasını sağlayacaktır.

Öğrencilerin kelime dağarcıklarını zenginleştirmek için; “ lisan, lugat, tapma, vicdan ” kelimelerinin anlamları kavratılır. Şiir, beş kıtadan oluşmakla birlikte, mısralar kurallı cümleler ile yazılmıştır.

Noktalama işaretlerinden nokta, virgül ve noktalı virgül kullanılmıştır. “ Gece, söz, lugat, halk, vatan “ somut kelimelere, “ vicdan “ soyut kelimeye, “ lisan – dil “ eş anlamlı kelimelere, “ Türkçe, Türkçeleşmiş, eski “ kelimeleri sert sessiz benzeşmesine, “ Türklüğün “ kelimesi ünsüz yumuşamasına, “ sözler, yollar “ çoğul takısı almış kelimelere, “ İstanbul, Türklüğün, Türkçe, Türkçe’dir, Türkçeleşmiş “ özel isimlerin baş harflerinin büyük harfle yazılıp, ek aldıkları zaman kesme işaretiyle ayrılacağına, “ güzel dil, eski köke, yeni sözler “ sıfat tamlamalarına, “ İstanbul konuşması, Türklüğün vicdanı “ isim tamlamalarına örnek oluşturmaktadır.

Ulusu ulus yapan temel öğelerden biri de dildir. Bir ulusun kendi dilini koruması demek, gelenek, görenek, kültür ve uygarlık gibi özelliklerini koruması ve yaşatması demektir. Nihad Sami BANARLI, dilin toplum açısından değerini okuyuculara şöyle dile getirmiştir:

“ Diller, milletlerin en aziz, en tılsımlı, en kıymetli servetleridir. Çünkü dillerin bir ses güzelliği ile dalgalanıp bir duyurma, anlatma ve inandırma gücüne ulaşmaları, kısa zamanda olmamıştır. Çünkü yeryüzünde diller kadar millet fertlerini birbirlerine bağlayan, onlara birbirlerini sevip anlamakta, hele sevgilerini dile getirmekte aziz yardımcı olan başka kuvvet mevcut değildir. “81

“ Her medeniyet dili, o medeniyete kültür merkezliği yapan şehirlerde işlenir. Bu sebeple dünyanın her ülkesinde her dilin en iyi konuşulduğu bir yer, bir bölge bir şehir vardır. İstanbul Türkçe’si de ilk anlarından başlayarak yalnız İstanbullular tarafından değil, imparatorluğun her tarafından gelen Türkler tarafından işlene işlene güzelleşmiş lisandır. “82

4. 4. ARAKADAŞ SEVGİSİNİ TEMA ALAN ŞİİR