• Sonuç bulunamadı

Ne bulutlar gitti, ne padişahlardan bir haber geldi. Kemal Paşa derler bir yiğit vardı.

Bu sefer de millet türkülerle Kemal Paşaya haber saldı.

Kemal Paşa, yenilmez yiğit, şanlı komutan. Savaşa girer gibi yetiş bize!

Yetiş bize, çöllerde bile olsan! İnanç doldur, güç doldur içimize!

Bin kere yurdumuzu kurtaran! Bir görseydin ağlardın halimize!

Kuşun kanadında türküler Kemal Paşanın gönlüne vardı, Cevabından önce kendi geldi.

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çaparı, takası, Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından, bir duman Duman değildi bu!

Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil!

Sarılan ana yurda

Kemal Paşanın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan

Karadeniz’in halini görmeliydi. Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar

Kalktı takalar,

İzin verseydi Kemal Paşa Ardından gürleyip giderlerdi, Erzurum’a kadar.

Bu ne inanç ki, Kemal Paşa Atının teri kurumadan

Sürüp geldin yeni yeni savaşların peşinde.

Bir selam gibi gitti Erzurum’a

Bin selam gibi geldi Sivas’a, Erzurum’dan. Dağlar alçaldı yol vermeye,

Temizlendi ılkımından karından.

Analar, bacılar yola döküldü, Cephane taşıdı arkasından. Irmaklar suyundan faydalattı, Ağaçlar duldasından.

Yer gök inledi bir yol daha Kurtuluş Savaşı’ndan

Düşman, koymuş meydanları kaçıyordu.

Cahit KÜLEBİ 165

165 Fatma Karafilik, Gülcan Değirmenci, Nesrin Bilkan, Nesrin Özdem, İlköğretim Türkçe 4 Ders Kitabı,

Şiirin dili ilköğretim beşinci sınıfın anlama düzeyinin üzerindedir. Şiir, on üç bölümden oluşmakla birlikte; serbest vezin ile yazılmıştır. Birinci bölümün; ikinci ve üçüncü dizelerinin “ - dı “ seslerinde tam kafiye; ikinci bölümün birinci ve üçüncü dizelerinin “ - an “ seslerinde tam kafiye ve ikinci ve dördüncü dizelerinin “ - ize “ seslerinde zengin kafiye; beşinci bölümün ikinci ve üçüncü dizelerinin “ - ası “ seslerinde zengin kafiye; on birinci bölümün ikinci ve dördüncü dizelerinin “ - dan “ seslerinde zengin kafiye; on ikinci bölümün ikinci ve dördüncü dizelerinin “ - asından “ seslerinde zengin kafiye vardır. “ Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar, kalktı takalar “ cümlelerinde teşhis sanatı, “ Analar bacılar yollara döküldü “ cümlesinde mecaz-ı mürsel söz sanatı vardır.

Öğrencilerin kelime dağarcıklarını zenginleştirmek için “ padişah, yiğit, millet, türkü, şanlı, komutan, çöl, güç, yurt, gemi, kayık, tayfa, memleket, kaygı, liman, yüce, savaş, cephane, ırmak, düşman “ kelimelerinin anlamları kavratılır. Dizeler; devrik cümlelerden oluşmaktadır.

Noktalama işaretlerinden; virgül, nokta, ünlem ve kesme işareti kullanılmıştır. “ Yeni yeni “ kelimeleri ikilemelere, “ bulut, millet, çöl, yurt, kuş, kanat, gemi, kayık, baca, duman, liman, demir, çocuk, dalga, taka, at “ somut kelimelere, “ şan, inanç, gönül, kaygı, yüce “ soyut kelimelere, “ memleket – yurt “ eş anlamlı kelimelere, “ gitti, yanaştı, baktı, kalktı, gitti, faydalattı “ kelimeleri sert sessiz benzeşmesine, “ cevabından, kayığı, ardından, yurda, ayağa, kanadında “ kelimeleri ünsüz yumuşamasına, “ gönlüne “ kelimesi ünlü düşmesine, “ bulutlar, padişahlar, türküler, çöller, kaygılar, kollar, çocuklar, dalgalar, takalar, savaşlar, analar, bacılar, ırmaklar “ çoğul takısı almış kelimelere, “ Kurtuluş Savaşı’nda, Kemal Paşa, Samsun’a, Anadolu, Karadeniz’in, Erzurum’a “ kelimeleri, özel isimlerin baş harflerinin büyük harfle yazıldığına ve ek aldıkları zaman kesme işaretiyle ayrılacağına, " şanlı “ türemiş kelimeye, “ bir haber, bir yiğit, bir gemi, bir duman, bu geminin, yüce komutan, yeni yeni savaşların, bir selam, bin selam “ sıfat tamlamalarına, “ şanlı komutan, atının teri “ isim tamlamalarına örnek oluşturmaktadır.

ATATÜRK’LE DOĞUŞ

Ülkemi aydınlatan; medeniyet, hürriyet, Atatürk’ten armağan, bizlere Cumhuriyet. Çağdaş bir düzen kurdu; milletin hakimiyet Arkasında devletler, ardında nice millet.

Burçlardasın Ata’m sen; baştasın, başlardasın. En ileri başlardan, ışık olur doğarsın.

Türk’ü uyandırdı o, millet yaptı yeniden, Karanlıktan kurtardı milleti ebediyen. Dağlar taşlar dağılsa, dünya olsa yerinden, Zerresi zarar görmez, kurduğu eserinden.

Burçlardasın Ata’m sen; baştasın, başlardasın. En ileri başlardan, ışık olur doğarsın.

Süleyman HAVADAR 166

Şiirde; yalın bir dil kullanılmıştır. Şiir, iki kıta ve iki beyitten oluşmakla birlikte; on dörtlü hece vezni ile yazılmıştır. Birinci kıtanın; birinci, ikinci, üçüncü dizelerinin “ - iyet “ seslerinde zengin kafiye; ikinci kıtanın birinci ve ikinci dizelerinin “ - en “ seslerinde tam kafiye, üçüncü ve dördüncü dizelerinin “ - inden “ seslerinde zengin kafiye; birinci ve ikinci beyitin “ - sın “ seslerinde zengin kafiye vardır. Sanatsız ve yalın bir anlatım ile yazılmıştır.

Öğrencilerin, kelime dağarcıklarını zenginleştirmek için “ medeniyet, hürriyet, armağan, cumhuriyet, çağdaş, millet, hakimiyet, zerre, eser “ kelimelerinin anlamları kavratılır. Şiirin dizeleri, devrik cümlelerden oluşmaktadır.

166 Nalan Gören, Zuhal Yener, Aysun İldeniz, Hulus Sıtkı Aksal, Nuran Sarıöz, İlköğretim Türkçe 5 Ders

Noktalama işaretlerinden; virgül, nokta, noktalı virgül ve kesme işareti kullanılmıştır. “ Armağan, millet, devlet, karanlık, dağ, taş, dünya “ somut kelimelere, “ medeniyet, hürriyet, Cumhuriyet, çağdaş, hakimiyet “ soyut kelimelere, “ Atatürk’ten, baştasın, yaptı, karanlıktan “ kelimeleri, sert sessiz benzeşmesine, “ ardında “ kelimesi ünsüz yumuşamasına,” devletler, dağlar, taşlar, başlar “ çoğul takısı almış kelimelere, “ Atatürk’ten, Türk’ü, Ata’m, Cumhuriyet “ kelimeleri, özel isimlerin baş harflerinin büyük harfle yazılıp, ek aldıkları zaman kesme işaretiyle ayrılacağına, “ hürriyet, hakimiyet, karanlık “ türemiş kelimelere, “ çağdaş bir düzen “ sıfat tamlamasına, birinci kıtanın ikinci dizesinde “ bizlere “ kelimesi, birinci beyitin birinci dizesinde “ sen “ kelimesi, ikinci kıtanın birinci dizesinde “ o “ kelimesi, ikinci beyitin birinci dizesinde “ sen “ kelimesi zamirlere örnek oluşturmaktadır.