• Sonuç bulunamadı

Türkçe ders kitabı, Türkçe derslerinin en önemli kaynağıdır. Çünkü öğretmenlerimiz müfredatın içeriği, vakit yetersizliği, öğrencilerin maddi yetersizlikleri gibi nedenlerle farklı kaynak kullanamamaktadır. Ayrıca farklı kaynaktan ziyade destekleyici kaynak olan ve Türkçe derslerinin olmazsa olmazı durumundaki Türkçe sözlük, atasözleri ve deyimler sözlüğü, yazım kılavuzu gibi kaynaklar, öğrencilerin derslere getirmemesi sebebiyle kullanılamamaktadır. Hâl böyle olunca Türkçe ders kitabının önemi artmaktadır. Türkçe ders kitaplarının tek temel kaynak olması içeriğinin

30

öğretmenlerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayacak nitelikleri taşımasını gerekli kılmıştır. Bu gereklilik doğrultusunda Türkçe ders kitabı öğrencilerin okuma, dinleme, yazma, konuşma ve dil bilgisi becerilerini geliştirmenin, öğrencilere estetik zevk kazandırmanın yanında söz varlığını da geliştirmelidir. Anadilimizin öğretildiği kitaplar, Türkçe ders kitaplarıdır. Bu nedenle hayatî öneme sahiptir (Aytaş, 2009: 78). Önem taşımasından dolayı titizlikle hazırlanmalıdır.

Öğretmenin yardımcısı olan ders kitapları, öğrencilerin öğrenmesi gereken her şeyi planlı bir şekilde içermesinden dolayı eğitim ve öğretim sürecinde önemli bir kaynaktır. Bu nedenle ders kitapları söz varlığı açısından zengin bir şekilde hazırlanmalıdır. Bu şekilde hazırlanması öğrencilerin ana dillerini geliştirecek ve diğer disiplinleri de etkileyecektir (Yalçın, 2005: 1, 2). Özbay, ders kitaplarında öğrencileri metinlerle karşılaştırmalarının nedenini metin içerisinde kelimelerin farklı anlamlarını görerek kelime hazinelerini zenginleştirmek olduğunu belirtmiştir (2009: 180). Dolayısıyla ders kitaplarına seçilen metinler kelime öğretimi açısından önemlidir. Okuma, dinleme metinleri ve kelime çalışmalarıyla öğrencilerin söz varlığını zenginleştirmek hedeflenmektedir.

Bireyin çevresiyle iletişimini sağlayan en temel unsur dildir. Dil de Türkçe derslerinde öğretilmektedir. İletişimin sağlıklı olabilmesi için öğrencinin iyi bir dil becerisine sahip olması gerekir. Türkçe öğretmeninin görevi çocuğa iyi bir dil becerisi kazandırmak, onun eksikliklerini gidermektir (Özbay, 2009: 94). Bu noktada Türkçe öğretmenleri ve Türkçe ders kitapları önem kazanmaktadır.

Ülkemizde ders kitaplarında öğrencilerin seviyelerine göre hangi kelimelerin öğretilmesi gerektiği bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum ilk olarak 1926’da, Thorndike’ın “Teacher’s Word Book” araştırmasından iki yıl sonra Maarif Vekâleti raporunda dile getirilmiştir. Fakat o dönemden beri kapsamlı bir kelime listesinin hazırlanamayışı Türkçe ders kitaplarındaki kelime öğretimi sorununu günümüze kadar taşımıştır.

Günümüzde kelime öğretimi açısından Türkçe ders kitaplarına yönelik yapılan araştırmalarda tespit edilen bazı sorunlar şunlardır:

Dilaçar (1954: 572) ders kitabı yazarlarının nadir olarak kullanılan bir kelimeyi alıp, yüksek sıklığa sahip kelimelerin ihmal edilebileceğini öngörmüştür. Bu durum araştırmamızdan elde ettiğimiz sonuçlar arasındadır.

Baş, tahkiyeli metin türlerini söz varlığı açısından değerlendirdiği araştırmasında, incelenen metinlerin söz varlıklarının farklılık gösterdiğini tespit etmiştir. Bu açıdan ders kitabına seçilen metinlerin türüne dikkat edilmelidir (Baş, 2006: 274).

Gündoğdu, Türkçe dersi Öğrenci Çalışma Kitabı’ndaki kelime öğretimi çalışmalarını incelemiş, kelime çalışmalarındaki kelimelerin bilişsel beceri basamaklarının en üst basamakları olan sentez ve değerlendirme basamaklarında yer almadığını, en sık uygulama basamağında yer aldığı tespit etmiştir. Yapılan araştırmada kelime çalışmalarında hem bilişsel hem de kelime öğretimi açısından eşit bir şekilde yer verilmediği tespit edilmiştir (Gündoğdu, 2012: 213). Araştırmanın sonucunda ilköğretim okullarındaki okuma etkinliklerinin sadece okuma alışkanlığını kazandırmak için ve bilinçsiz bir şekilde yapıldığı; en etkili kelime öğrenme yollarından biri olan okuma etkinliğinden verimli bir şekilde faydalanılmadığı görüşüne varılmıştır. Gündoğdu ayrıca Öğrenci Çalışma Kitabı’ndaki etkinlikleri dil becerileri açısından da incelemiştir. Bu etkinliklerde dil bilgisi, yazma ve okuma becerilerine yönelik etkinliklerin sayısının oldukça yüksek olduğunu, konuşma ve dinleme/izleme becerilerine yönelik etkinliklere neredeyse yer verilmediğini tespit etmiştir. Araştırmacı, en çok kullanılan dil becerilerinden olan konuşma ve dinlemeye yer verilmemesinin kelime öğretimini zorlaştırdığı sonucuna ulaşmıştır (Gündoğdu, 2012: 213).

Aytaş, 12-15 yaş grubu çocuklara yönelik kitap yazılırken dikkat edilecek hususlar arasında kitaplarda yer alacak metinlerin, çocuğun en çok kullandığı ve anlamını bildiği 700 kelimeden oluşması gerektiğini belirtmiştir (2009: 59). Fakat ders kitabı yazım sürecinde, yazarlara kaynaklık edebilecek listeler bulunmamaktadır.

Öğrenciler, zorunlu eğitim ve öğretim hayatı boyunca pek çok metinle karşılaşmaktadır. Her gün, haftada, ayda, yılda veya birkaç yılda bir rastladıkları metinler vardır. Fakat ne yazık ki öğrenciler ilköğretimden mezun olduklarında bile her gün okudukları yahut dinledikleri bu metinlerde geçen kelimeleri öğrenmiş olmamaktadır (Çeçen, 2002: 22). Bu nedenle ders kitabına metin seçiminde, metnin söz

32

varlığına dikkat edilmelidir. Öğrencilere kazandırılması gereken kelimeler bir plan dâhilinde tekrar edilmelidir.

Bu gibi sorunlar anadili öğretiminde yaş gruplarına göre kelime listelerinin olmamasının doğurduğu sonuçlardır.

Öğrencilerin söz varlığını geliştirmek tamamen ders kitabı yazarlarının bilgi ve tecrübelerine bırakılmamalı, planlı ve amaçlı bir yol takip edilmelidir. Yazarların metinlerden tesadüfî olarak seçtikleri kelimelerle oluşturulan kelime çalışmalarının öğrencilerin söz varlığına ne derece katkı sağladığı tartışılabilir. Yapılacak araştırmalar, oluşturulacak kelime listeleri hiç kuşkusuz öğrencilerin söz varlığını geliştirecek planlı çalışmalara zemin hazırlayacaktır. Ders kitabı yazarları kitap yazma sürecinde Türkçe Dersi Öğretim Programı’ndan hareketle belirledikleri tema, alt tema, metin, kelime sırası doğrultusunda kelime çalışmalarına kelime seçmektedirler. Bu sıralama kelime çalışmalarının plansız bir şekilde metin seçiminde dikkate alınan son nokta olduğunu gözler önüne sermektedir.