• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.1.5. Türkçe Öğretmenleriyle Görüşme

4.1.5.5. Kelime çalışmaları sırasında çekilen sıkıntılar

Sözlük, imla kılavuzu, atasözleri ve deyimler sözlüğü Türkçe derslerinin olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda öğretmenlerin sıkıntı çektiği konu, öğrencilerin taşıma zorluğu nedeniyle Türkçe dersine bu kaynakları getirmemeleridir. Bir diğer sıkıntı da öğrencilerin özel yayınevlerinin hazırladığı kapsam bakımından kısıtlı olan sözlükleri tercih etmeleridir. Öğrencilerin araştırma, inceleme merakının olmaması, öğretmenlerini tek kaynak olarak görmeleri de kelime çalışmaları sırasında çekilen sıkıntılar arasında yer almaktadır. Kelime çalışmalarında yaşanan sorunlar, öğretmenler tarafından şu şekilde ifade edilmiştir:

“Öğrencilerimiz genellikle araştırmayı, incelemeyi fazla sevmiyorlar. Bir şeyleri karıştırsınlar, bir şeylere baksınlar; kendilerini sıkamıyor çağımızın çocukları.

Duyarsızlıklarından, bu araştırma ve incelemelerinin eksik olmasından ve sözlüğü arkadaş edinmemelerinden şikâyetçiyim.”(8. Öğretmen, İzmir)

“Sıkıntım çocukların sözlüğünü bazen yanlarında bulundurmaması. Benden faydalanmak istemeleri, kolaycılığa kaçmaları. Bir de etkinlik kitabında tahmin ediniz diyor, çocuklar sözlüğe bakıp sonrasında tahmin ediyorlar.” (3. Öğretmen, Ankara)

“Pek bir sıkıntıyla karşılaşmadık bugüne kadar. Sadece çocuklar kelimelerin hepsinin anlamını bildiklerini iddia ediyor. ‘Hocam yok.’ diyorlar ya da anlamını bilmedikleri kelime bir iki tane çıkıyor. Ama sorduğumuzda tabiî ki anlamını bilmiyorlar. Çocuklar çok fazla derse katılmak istemiyorlar yani ‘Şu kelimeyi bilmiyoruz, bu kelimeyi bilmiyoruz.’ demek istemiyorlar. Kelime etkinlikleri kısmında beş tane kelime boşsa kendilerini beş tane kelime yazmak zorunda hissediyorlar. Öğrenciler, altıncıyı söylemek zorunda olmadıklarını düşünüyor.” (10. Öğretmen, Ankara)

Araştırmaya katılan öğretmenlerden bazıları metinlerde geçen yabancı kelimeleri öğrencilere kavratmada sıkıntı çektiklerini belirtmişlerdir:

“Herhalde en fazla sıkıntıyı çeviri olan metinlerde ve Atatürk metinlerinde çekiyoruz. Çünkü o metinlerde Osmanlıca, Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce sözcükler fazla oluyor. Metinlerdeki bu kelimeleri anlatmada zorlanıyorum.” (15. Öğretmen, İzmir)

“Daha çok eski metinlerde sıkıntı çekiyorum. Mesela Atatürkçülük metinlerinde Eski Türkçe kelimeler olduğu için çocuklar bu metinleri anlamakta güçlük çekiyorlar. Daha çok metinden anlamını çıkartmaya çalışıyorum; eğer öyle olmuyorsa da sizce anlamı ne olabilir diye öğrencilere buldurmaya çalışıyorum.”( 7. Öğretmen, Ankara)

Görüldüğü gibi nedenleri farklı da olsa öğretmenler kelime çalışmalarında çeşitli sıkıntılarla karşı karşıyadır. Bu sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir. Türkçe eğitimi-öğretimi alanındaki araştırmaların bu konulara eğilmelerinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

128

4.1.5.6. Öğretmenlerimizin gözünden Türkçe ders kitaplarındaki kelime öğretimi çalışmaları

İzmir ve Ankara’da görüşme yapılan öğretmenlerin çoğunun ders kitaplarındaki kelime öğretimi çalışmalarının eksikliği konusunda hemfikir olduğu söylenebilir.

“Kelime çalışmaları biraz daha arttırılabilir. Çünkü öğrencilerimiz sözlük karıştırma, bakma, araştırma yapma alışkanlıklarını kazanmamışlar. Dolayısıyla kitaplardaki kelime dağarcığı bölümü zenginleştirilebilir.” (8. Öğretmen, İzmir)

“7. sınıflara girdiğim dönemde, kelime etkinliklerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Yeterli olabilmesi için etkinliklerin sayısı arttırılabilir veya farklı etkinliklerle bunlar dersin içinde değil de dersin dışında da yapılabilir hale getirilebilir.” (14. Öğretmen, İzmir)

Kelime etkinliklerinin metnin işlenişi esnasında sınıfta yaptırılması gerektiğinden dolayı yetersiz kalmaktadır. Öğretmenler, kelime etkinlikleri bölümlerinin geliştirilmesini önermektedir.

“Kelime etkinlikleri tabiî ki yeterli değil. Şu da var öğretmen için kitap bir araçtır. Yani öğretmen kendine ve sınıfına uygun bir şekilde kelime etkinlikleri yapabilir. Etkinlikler kitapta verilmiş ama yetersiz. Eğer kitaba bağlı kalırsanız verimli olmaz. Bu konuda öğretmene çok görev düşüyor, kelime çalışmalarını kendisi arttırabilir diye düşünüyorum.” (4.Öğretmen, Ankara)

Yukarıdaki görüşü ifade eden öğretmen, öğretmenlerin çok daha aktif olması, ders kitabına ek çalışmalar yapması gerektiğini ifade etmektedir ki bu husus oldukça önemlidir. Pek çok öğretmenin ders kitabını tek araç olarak kullanması, öğrencilerin durumuna göre ek çalışmalar hazırlayıp uygulamaması, öğrencilerin gelişiminin önündeki engellerdir.

Bununla birlikte kelime öğretiminin sistemli bir şekilde ülkemizde yürütülebilmesi için standartlaştırılması gerekir. Eğer kelime öğretimini öğretmenin işleyişine bırakırsak, bu konuda çabalamayan öğretmenlerin öğrencileri diğer öğrencilerden geri kalacaklardır. Bu yüzden ders kitaplarında sistemli bir yaklaşım benimsenmelidir.

Bir başka öğretmen de konunun farklı bir boyutuna dikkat çekmektedir:

“Kelime etkinlikleri çok kısıtlı. Bir kelimeyi öğretirken, dil öğretirken sürekli tekrar çalışmaları yaptırılır. Ama kitaplardaki kelime etkinliklerinde sadece cümle içinde kullandırılmaktadır. Kelime, sadece cümle içinde kullanılarak öğrenilmez. Bir metinden öğrenmek zorundasınız. Kelime bir romanın, hikâyenin içinde geçebilir yani kelimenin geçtiği yerlerle ilgili öğrencilere kitap okutmalıyız.” (5. Öğretmen, Ankara)

“Çalışma kitaplarının genel anlamda yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sezdirme, buldurma gibi etkinlikleri yapmamızı istiyorlar ama bu yeterli değil. Öğrencileri biz yönlendiriyoruz. Sadece kelime çalışmaları için bir şey söyleyemem ama genel anlamda Öğrenci Çalışma Kitabı yetersiz.” (7. Öğretmen, Ankara)

7. sınıf Türkçe ders kitabını kelime etkinlikleri açısından yeterli bulan öğretmenler de vardır. Onlardan biri konuyla ilgili şunları düşünmektedir:

“7. sınıf diye ayırmayıp genel konuşayım isterseniz 6, 7 ve 8. sınıfta da aynı kitapları okutuyoruz. Kitaplar, Türkiye için yazılıyor çok farklı coğrafya, farklı hazır bulunuşluluk düzeyleri, farklı kültürel yapılar var. O yüzden de kitabın şablon olarak tüm Türkiye’ye uymasını beklemek belki zaten doğru değil. Şimdi Ankara’nın içinde bile Batıkent’teki çocukla Mamak’taki çocuğun hazır bulunuşluluk seviyesi farklı. “Ziyafet” kelimesini oradaki çocuk belki beş yaşından beri biliyor, buradaki çocuk 8. sınıfta belki bilmiyor. O yüzden kitaplardaki çalışmalarla ilgili olabilecek en normal çalışma diyeyim. Ben yeni araştırmaları da takip edemediğimden eksik ya da fazla gibi net bir yorum yapamayacağım bu noktada. Benim için özellikle bu kelime çalışmaları konusunda sınıfın neyi bilip bilmediği önemli. Kelime dağarcığı noktasında çocuk aileden ne kazandı? Evde okunan kitap, dergi, izlenen televizyon filmi, sokaktaki dil. Bunlar kelime dağarcığını etkilediği için sınıfın durumu önemli, açıkçası ben çok kitaba bağlı kalmıyorum.” (6. Öğretmen, Ankara)

6. öğretmen söz varlığını etkileyen faktörler üzerinde durmuştur. Söz varlığı sosyo- ekonomik düzey, yaş, cinsiyet, anne-baba eğitim durumu gibi faktörlere göre değiştiği tespit edilmiştir (İpekçi, 2005). Fakat kapsamlı bir şekilde hazırlanacak kelime listeleri bu faktörlerin söz varlığı üzerindeki olumsuz etkisini azaltacaktır.

130

4.1.5.7. Öğretmenlerimizin ders kitabı haricinde yaptıkları çalışmalar