• Sonuç bulunamadı

2. STRES YARATAN FAKTÖRLER

3.2. PSİKOLOJİK SONUÇLAR

3.2.4. TÜKENME BELİRTİSİ

Stres yapıcı uyarıcıyla başa çıkıldığı durumlarda sağlanan genel uyum belirtisi direniş ile sonuçlanmaktadır. Ancak uyarıcı çok şiddetli ise ve birey olumsuz etkilerini önleyemiyorsa, onunla yüz yüze kalıyorsa, streste tükenme dönemi yaşanmaktadır.

Tükenmişlik, süreklilik gösteren ve hayatın değişik dönemlerinde uğraş, iş, görev etkinliklerinde yaşanabilen bir duygusal tepki olmaktadır.180

Hayatı çekilmez olarak görme duygusu tükenme belirtisi olarak tanımlanmaktadır.

Belirtileri; uykusuzluk, canlılığını yitirme, baş ve göğüs ağrıları, ani öfke patlamaları, sürekli kızgınlık, yardım istememe, yalnızlık duygusu, çaresizlik, engellenmişlik,

179 Acar,Zuhal Baltaş, a.g.k, s.133,134

180 Silah, a.g.k, s.162

şüphecilik, cesaretsizlik ve can sıkıntısı şeklindedir. Daha çok insanlarla yoğun ilişkileri gerektiren mesleklerde görülür.

Tükenmişlik, insanlarla yoğun ilişkileri gerektiren çalışmaları tehdit eden bir sendromdur. Tükenmişlik fenomeni yerine iş ortamında yaratıcılığın yok olması, bıkkınlık, meslek elemanlarının iş stresi, aşırı çalışma sendromu ve yılgınlık terimleri kullanılabilmektedir. Maslach’a göre tükenmişlik sendromu, baş edilemeyen stresin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Tükenmişlik, fiziksel ve psikolojik iç kaynakların tutku haline gelmiş bir başarma arzusu yüzünden çok çalışma nedeniyle bitip tükenmesidir.

Edelwich (1980) tükenmişliği, “yardım edici mesleklerdeki insanların çalışma koşullarının bir sonucu olarak, idealizm enerji ve deneyimlerindeki amaçlarının azalma süreci” olarak tanımlamıştır. Yardım edici mesleklerde çalışanlarda her mesleğe etkileri sınırlı olan tükenmişlik hakkında belirsiz tepkiler bulunmaktadır. İnsanların her girişimi kararsızlık ve enerjilerinin azalmasından etkilenebilir. İlgisizlik semptomları, işten geri çekilme, kızgınlık, baş ağrısı, bel ağrısı, sık sık üşütme, uyku düzensizlikleri, kas ve adale ağrıları gibi fiziksel göstergeler veya yorgunluk duygusu artistler, inşaat işçileri, öğretmenler, avukatlar, hatta her meslekteki elemanlarda görülebilir. Örneğin, askerler tükenmişliği bilirler ve ona “askeri yorgunluk” derler. ABD’de polisler tarafından tükenmişlik “John Wayne Sendromu” olarak adlandırılır.

Tükenme kavramı önemli bir anlam içermektedir. Gerçekten de bu duygu, odağı insan olan ve yoğun iş hayatına sahip kişileri birinci dereceden tehdit etmektedir. Bu duruma yakalananlar kendilerini yeni bir güne başlayacak enerjiden yoksun hissederler.

Duygusal kaynakları tamamen tükenmiştir. Tekrar doldurmak için kaynak bulamamaktadırlar. Esas olarak, tükenmişlik, işyeri, ev, sosyal ve politikalardaki hoşnutsuzluğu yansıtır. Tükenmişlik işimizi veya yaşam durumumuzu değiştirmek için bizi zorlar, diğer yönden ölme isteğini de tetikler.

Geçmiş araştırmalardan çıkarılacak başlıca sonucun, tükenmişliğin ana temasının

“kişinin enerji kaynaklarının bitmesi durumu” olduğu belirtilmektedir. “Tükenmişlik”

litaretürde çok çalışan, fakat çok az anlaşılan bir fenomendir. Bu konu üzerindeki litaretürün gelişimi, bitmez tükenmez gibi görünmektedir. Unutulmaması gereken

literatürde tartışıldığı şekliyle tükenmişlik, çalışanlar ve yöneticiler için teröpotik ve çözümler türündeki eylemler için yeterli ipuçları verebilmektedir.181

1990 yılında Amerika’da yapılan bir çalışmada duygusal tükenmenin doktorların stresini arttırdığı ve yaşadıkları bu stresin doktorlarda duygusal tükenmeye yol açtığı gözlemlenmiştir.Bunun sonucunda doktorlar hastalara birer insan olarak yaklaşmaktan ziyade birer nesne olarak yaklaşmaktadırlar.Bu yaklaşım her ne kadar hasta için kötü olsa da doktorlar için streslerini azaltıcı bir metodtur.Araştırmada doktorların büyük bir kısmının yaşadıkları bu stresten bir ölçü de olsa kurtulabilmek için bu yolu seçtikleri gözlemlenmiştir.182

3.3. STRESİN DAVRANIŞSAL SONUÇLARI

Kişinin alkollü içki tüketimindeki artışı yaşadığı yoğun gerilimin bir belirtisidir.

Gerilim azaltıcı bir etken olarak alkolün olumsuz yanı, tedirginliğin ana kaynağını unutturmasıdır. Ama eğer dikkatli olunmazsa içmek kişi için kısa zamanda sorun olabilir.

Kişii çki şişesini gerilime neden olan sorunlarının tek çözüm yolu olarak görmeye başlayabilir.183

Doktorlar üzerine İngiltere’nin Newcastle şehrinde yapılan bir araştırmada araştırmaya katılan doktorların ℅11’inin yüksek oranda alkol kullandıkları, ℅24’ünün fiziksel hastalıklar için kendilerine ilaç yazdıkları ve ℅5’inin ise kaygı ve depresyon yaşadığı gözlemlenmiştir.Doktorlar arasında statülere göre önemli farklılıkların oluşması, yöneticilerin beceriksizliği ,hata yapma korkusu ve kariyer sorunları önemli stres faktörleri olarak gözlemlenmiştir.Kadın doktorlar bunun dışında şiddete maruz kaldıklarını, karar vermekte güçlük çektiklerini,hata yapma korkusu yaşadıklarını ve cinsel tacizle

181 Işıkhan, a.g.k, s..48

182 McManus, “Doctors on the Couch”,UCL News,May 2005,s.2

183 Yates, a.g.k, s.105

karşılaştıklarını ifade etmişlerdir.184Doktorlar üzerine İngiltere’de yapılan başka bir çalışma da doktorların genel popülasyonla karşılaştırıldıklarında alkol kullanmaya, yatıştırıcı ilaç kullanmaya,depresyona girmeye ve intihar etmeye ℅10 daha fazla eğilimli oldukları gözlemlenmiştir.Çalışmada ayrıca depresyonun, alkolikliğin ve kaygı problemlerinin doktorların sahip olduğu en önemli stres faktörleri olduğu gözlemlenmiştir.Bu çalışmada uzun çalışma saatlerinin, aşırı iş yükünün ve iş baskısının doktorların özel hayatlarını ve iş hayatlarını etkileyen önemli stres etmenleri arasında olduğu tespit edilmiştir.Doktorlar diğer meslek gruplarıyla karşılaştırıldıklarında daha yüksek oranda stres yaşamaktadırlar.185

Psikososyal ve davranışsal etmenler vücudun tüm işleyişini etkileyebilir. Kişilik yapısı, davranış kalıpları, duyguların türleri ve yoğunluğu ve stresle mücadele etme vücudu çeşitli yollarla etkiler. Psikolojik, sosyal ve davranışsal stres ve zorlanmalar dünya üzerindeki bir çok ülkede ekonomik gelişme düzeylerine bakılmadan özgürlüğe ve ölümlere neden olan en önemli hızlandırıcı etmenlerdir. Şu çok açıktır. Sigara içme, çok fazla alkol kullanma, aşırı şişmanlık ve hastalık riskinin ve erken ölümün artması aynı zamanda, etrafıı saran stresli kişisel ve sosyal çevreler, hastalığa yakalanma risklerini yükseltebilmektedir..

Stresin bir diğer etkisi de kişilerin dikkat ve uyanıklığını etkileyerek kazaya neden olması veya saldırganlık duygusu yaratmasıdır. İş kazaları, sıklıkla risk öğeleri taşıyan çalışma koşullarının, bazı psikososyal etmenler nedeniyle çalışanlarca gerekli önemin verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Kötü iş örgütlenmesi, yetersiz iletişim, belirsiz roller, çelişkili istekler ve bunlara eklenen eğitim eksikliği, çalışanların tehlikeli davranışlarda bulunmasına yol açarken, meslek veya günlük yaşamdan kaynaklanan sorunların oluşturduğu psikolojik gerilim de onların kaza risklerini görmelerini engellenmektedir.

Başta doktorlar olmak üzere,sağlık çalışanlarının stresleri ve bunun mutluluklarına ve performanslarına etkisi konusu bir tartışma konusudur.İngiltere’de son yirmi yılda doktorların stres ve depresyonla ilişkileri konusunda sayısız araştırma yapılmıştır.

İşletmeler de bu araştırmalar sayesinde stresin kendilerine pahalıya mal olduğunu

184 www.refer.nhs.uk/WievRecord.asp,Erişim Tarihi,03.01.2006

185 “Doctor’s Stress Levels”, Irish Examiner,Vol.3,No.29,2004,s.2

öğrenmişlerdir.Çünkü stres ve depresyon yüzünden mutsuz doktorların işe gelmemesi, mahkemeye başvurması, kaygılı,yorgun ve gergin doktorların daha çok hata yapması ve bu hataların hem kuruma hem de hastaya ek yük getirmesi, bu durumda olan doktorların nitelikli sağlık hizmeti sunamaması gerçeği kabul edilince, stres altındaki doktor ve sağlık çalışanlarına ilgi artmıştır.Uzun saatler boyunca çalışma,uykusuzluk,iş yeri ortamı bilinen nedenler olarak kabul edilmekte, bunların yanı sıra aile ilişkilerindeki olumsuzluk,aşırı mükemmeliyetçilik ve kendini çokça eleştirme,yetersiz iletişim ve takım çalışmasına uymama gibi bireysel nedenlerin de önemli birer stres faktörü olduğu kabul edilmektedir.

Primer önlemler olarak klinisyenlere takım çalışması ve liderlik eğitimlerinin verilmesi,motivasyon arttırıcı yıllık rotasyon (hastane içi ya da iki hastane arasında) uygulamak,bunların yetersizliğinde ise danışmanlık, hatta psikoterapi önerilmektedir.186 İngiltere’de doktorlar üzerine yapılan başka bir araştırmada doktorlar için stres niteliğinde olan faktörler arasında, aşırı iş yoğunluğu ,fiziksel yorgunluk,iş yeri ve dışında yaşanan sosyal çatışmalar,hastalar ile ilgili problemler ve alınan ücretin yetersizliği belirlenmiştir.

Ayrıca yaşanan stresin, doktorlarda konsantrasyon düşüklüğüne,yetersiz hasta bakımına ve önemli doktor hatalarına sebep olduğu gözlemlenmiştir.Strese maruz kalan doktorlar iş ve ev hayatlarında problem yaşadıklarını belirtmişlerdir.Bu doktorlar genelde stresle ilgili sorunlarını iş arkadaşları ve sosyal çevreleri ile olan ilişkileriyle giderdiklerini ifade etmişlerdir.187

186 www.ttb.org.tr/sted/dergilerden.pdf,Erişim Tarihi,01.11.2005

187 www.bma.org.uk/ap.nsf/content/work-related+stress+among+junior+doctors,Erişim Tarihi,12.01.2006

Stresin davranışsal, fiziksel ve psikolojik etkileri aşağıdaki Tablo 2’de özetlenerek gösterilmiştir.

Tablo 2. Stresin Davranışsal Fizyolojik ve Psikolojik Etkileri

Fizyolojik Psikolojik Davranışsal

Kısa Dönem Etkileri Kısa Dönem Etkileri Kısa Dönem Etkileri

Baş ağrısı Yorgunluk Fazla miktarda alkol ve

sigara kullanımı

Sırt ağrısı Anksiyete

Ev ve işyerlerindeki kişilerle ilişkilerde zayıflık

Halsizlik Depresyon İş veriminin azalması Uyku sorunları İritabilite(Çabuk kızma) Düşüncesiz duygusal

davranışlar

Hazımsızlık Konsantrasyon eksikliği

Titreme Kendini algılamada azalma

Bulantı Duyusal küntlük

Sıkıntı

Uzun Dönem Etkileri Uzun Dönem Etkileri Uzun Dönem Etkileri

Kalp hastalığı İştahsızlık Evlilik hayatının ve aile

yaşamının bozulması Hipertansiyon, Ülser Kronik depresyon ve anksiyete Sosyal izolasyon

Genel sağlığın bozulması Sinirlilik, intihar

Kaynak:Özcanarslan,Fügen, “Kanserli Hastalara BakımVeren Hemşirelerde Strese Neden Olan Faktörler,”Yayımlanmamış Doktora Tezi, H.Ü.Sağlık Bilimleri Enstitüsü,1990, Ankara,s.52

Birinci bölümde stresin tanımı yapılmış ve kişilerde stres yaratan faktörlerin neler olduğu açıklanmaya çalışılmıştır.Stres yaratan faktörler bireysel, örgütsel,fiziksel açılardan incelenmiş ve stresin fizyoljik, psikolojik ve davranışşal sonuçlarının belirlenmesine çalışılmıştır.Bu bölümde ayrıca strese yatkın kişilik tipleri incelenmiş ve kişilik yapısının stresi ne ölçüde etkilediği analiz edilmeye çalışılmıştır.İkinci bölümde stresin bireysel performans üzerindeki etkileri incelenecektir.Bu bölümde öncelikle performansın tanımı yapılacak ve performans değerleme sistemi ile ilgili bilgi verildikten sonra bireysel performansı oluşturan unsurlar açıklanacaktır.Daha sonra ise stresten kaynaklanan bireysel performans sorunları irdelenerek stres kaynaklı düşük bireysel performansın temel nedenleri analiz edilecektir.