• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de öğretmen örgütlenmeleri tarihinin önemli bir yerinde Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği kısaca TÖB-DER bulunmaktadır. Gerek kayıtlı üye sayısı gerekse de yaptığı faaliyetler açısından TÖS’ü hem nicel hem de nitelik yönünden aştığı bir gerçektir. Kendinden önce kurulmuş olan TÖS’ün maddi ve manevi değerlerini sahiplenip sendikal mücadeleye bir öğretmen derneği olarak devam etmiştir. TÖB-DER kuruluşu hakkında bilgiler şöyledir:179

TÖS yöneticileri 12 Mart 1971 tarihinde meydana gelen siyasi hükümet değişikliğinin örgütü etkileyebileceği düşünerek, TÖS' ün devamı olarak Türkiye Öğretmenler Birliğini kurmak için Anayasa’nın 29. Maddesi’ndeki dernekler hükmü gereğince gerekli girişimlerde bulunmuşlar, TÖS münfesih hale getirilmeden 3 Eylül 1971 tarihinde Türkiye Öğretmenler Birliği' ni (TÖB) kurmuşlardır. Birlik sözcüğüne takan İçişleri Bakanı tüzüğü onaylamayınca örgütün adı 23 Kasım 1971’de Afyon’da toplanan genel kurulda “Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği”(TÖB-DER)’ne dönüştürüldü.

Akyüz TÖB-DER ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir: 180

Daha sonra Türkiye isminin dernekler yasasına göre yasak olması nedeni ile, 1973’te Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği olarak

değişti.“Örgüt, her öğretim düzeyindeki öğretmenler, memur ve

müstahdemlerden 200 000’e yakın üyeye sahiptir ve tüm il ve ilçelerle bazı büyük bucak ve köylerde 660 şubesi vardır. Fakat TÖB-DER’e yakın bazı öğretmen örgütlerinin üyesi ayrıca ona da üye oldukları için az da olsa çift üyelik söz konusudur. Üyeleri arasında sayısal bakımdan ilkokul öğretmenleri başta gelir. Sonra sırasıyla orta öğretim, memur ve müstahdemler ve yüksek öğretimden üyeler gelmektedir. Üyelerin tahminen % 20’si kadındır.

TÖB-DER Genel Başkanı Ali Bozkurt ilk kurluşta, TÖB-DER içinde Türkiye isminin yer almasının sorun olduğunu, yazdığı anı kitabında şöyle anlatmaktadır: 181

179 TÖB-DER, Çalışma Raporu, 1974, s.24. 180 Akyüz, Ö.Örgütlenmesi, s.5.

108

“İçişleri Bakanlığı bu kez de adımızdaki Türkiye sözüne kafayı takmıştı. Türkiye sözcüğünü Bakanlar Kurulunun izni olmadan kullanamazmışız. Bakanlar Kurulu’nun bize Türkiye'yi asla kullandırmayacağını bildiğimiz için o yolu hiç denemedik.1973 yılı şubat ayında yaptığımız bir olağanüstü kongreyle adımızı Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği-TÖB-DER olarak üçüncü kez değiştirdik”

12 Mart 1971 darbesinin ardından, 20.09.1971 tarihli Anayasa değişikliği ile Anayasa’nın 46. maddesindeki “çalışanlar” ibaresi yerine “işçiler” ibaresinin konulmasıyla ve 119. maddesinin de memurların sendika ve siyasi partilere üye olamayacağına dair değişiklikle memurların sendikal hakları ellerinden alınmıştır. Anayasanın geçici 16. maddesiyle de daha önce kurulmuş olan memur sendikalarının faaliyetlerinin sona erdirildiği hükme bağlanmıştır. Ayrıca 1971 değişikliği ile Anayasa’nın 119. maddesinde “işçi niteliği taşımayan kamu hizmetlilerinin mesleki

menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacını güden kuruluşların bağlı olacakları hükümler kanunla düzenlenir” şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir. Kamu

görevlilerinin menfaatlerini korumak ve geliştirmek için çıkacağı belirtilen bu kanun 1982’ye kadar çıkmamıştır. Ancak herkesin dernek kurmasını kolaylaştıran “Dernekler Kanunu” çıkması diğer memurlar gibi öğretmenlerin örgütlenmelerini de kolaylaştırmıştır. Bu dönemde kurulan dernekleri önceki dönemdeki sendikaların ismini değiştirmiş şekli olarak düşünülebilir. 1971’de kapatılan TÖS ve T. İLK- SEN’in yerine TÖB-DER kurulmuştur. Sendikalar kapatıldıktan sonra kurulan derneklerden bir diğeri de Ülkücü Öğretim Üyeleri ve Öğretmenler Derneği (ÜLKÜ- BİR)’dir. Dernekler kanunun çıkarılmasından sonra öğretmenler tarafından çok sayıda dernek kurulmuştur. Fakat bu dönemde kurulan öğretmen derneklerinin çeşitli siyasi görüşlerin aşırı etkisinde kalarak mesleki amaçlara yönelik çalışmalara pek önem vermedikleri eleştirileri yapılmıştır. Bu durum öğretmenlik mesleğinin toplumsal konumunu da olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.

TÖB-DER’in kurulması ile beraber birçok öğretmen derneği kuruldu. Bu derneklerin her birinin farklı görüşleri ve hitap ettikleri farklı gruplar oluştu. Bu dönem öğretmen örgütlenmesinde daha fazla parçalanma yaşanmıştır. Ülkede başlayan sağ ve sol grup çatışmaları öğretmen kesiminde de yaşandığı görülmektedir.

109 Bazı şiddet olaylarında öğretmenlerin öldürülmesi yaşanan siyasal çatışmanın ulaştığı noktayı göstermektedir.

TÖB-DER, TÖS’ün 40 üyesi tarafından kurulmuştur.12 kişiden oluşan ilk yürütme kurulu üyelerinin 6’sı ilkokul öğretmeni, 3’ü ortaokul öğretmeni, 2’si ortaokul öğretmenliğinden emekli,1’si de üniversite öğretim görevlisi idi. Genel Başkan ilkokul öğretmeni Haydar Orhan’dı. TÖB-DER kurulduktan sonra yapmış olduğu “Birlik Çağrısı” ne yazık ki öğretmenlerin tümünü TÖB-DER çatısı altında toplamaya yetmemiş, devrimcisiyle, ülkücüsüyle, teknikçisiyle, mefkûrecisiyle, yerelcisiyle ve kademesiyle mantar gibi yeni örgütler doğmuştur.182

TÖB-DER, amaçlarını tüzüğünde şöyle belirtmiştir: "İnsan hakları evrensel beyannamesi ile anayasamızın milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti kapsamı içinde, üyelerinin tüm ekonomik, sosyal ve özlük haklarını koruyup geliştirerek Atatürk devrimlerini gerçekleştirecek yönde çalışmalarını kolaylaştırmaktır.

Tüzüğünde, amaçlarını gerçekleştirmek için yapacağı çalışmalar gösterilmiştir. Bunlardan bazıları ise Halim Akgöl’e göre şöyledir:183

Eğitim-öğretim hizmetinde çalışanları ilgilendiren meslek sorunlarının çözümlenmesi, mesleki çalışanları yeterliklerin artırılması, yeni hakların elde edilmesi için çalışmak ve bu hakların en etkin şekilde savunmasını yapmaktır. Üyelerinin gereksinmesi olan eşyaları sağlamak için kooperatifler kurmak, yardım sandıklarının kurulmasına yardım etmek. Üyelerinin mesleki bilgilerini ve yeterliklerini, genel kültürlerini geliştirmek amacı ile konferanslar, seminerler ve kurslar düzenlemek ve benzeri etkinliklerde bulunmak. Diğer kuruluşlarla yasaların tanıdığı olanaklar içersinde ortaklaşa eylemlerde bulunmak.

TÖB-DER' in öğretmenlerin mesleki, özlük ve sosyal hakların alınmasında izlediği yol, TÖS'ün izlediği yolun bir benzeri ve uzantısıdır. TÖB-DER' in bu alanda izlediği yolun ana hatları şöyledir:

1-Örgütlenmeyi bütün yurt alanında yayarak ulusal boyutta dayanışmayı sağlamak, demokratik işleyiş içerisinde halkın desteğini kazanmak, öğretmenin gücünü halkın desteği ile birleştirerek yasal yollardan sendikal hakların gerçek anlamda ve yeniden kazanmak.

182 Altunya, Ö.Örgütleri, ss.124-125.

183 Halim Akgöl, Türkiye Öğrtmenler Sendikası (1965-1971),Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Ankara, 1981,s. 90.

110 2-TÖB-DER, devrimci, demokratik, merkeziyetçi bir meslek örgütü olmaya çalışmıştır. Bunları bir ilke olarak benimsemiştir. Bu ilkeler TÖS' ün benimsemiş olduğu ilkelerin bir uzantısı olarak görülmüştür.

TÖS'ün TÖB-DER üzerindeki etkileri 1974 yılına kadar sürmüştür. Bu yıldan sonra genel merkez yöneticilerinin yetersiz olması, öğretmen örgütçülüğüne ve örgüte zarar vermiştir. Örgüt içerisinde çeşitli görüşler belirmiş ve örgüt içi demokrasi ilkeleri işlemez hale gelmiştir. TÖS'ün ilke olarak benimsediği siyasi partiler karşısında bağımsız kalmak ilkesi, TÖB-DER'in ilk yıllarında etkisini sürdürmüş, ancak Gültekin Gazioğlu, seçildiği TÖB-DER Genel Başkanlığı döneminde, kendi doğrultularındaki siyasi partilerle ilişkiler kurmuş, seçimlere katılmıştır. Bu tutum örgütün siyasi partiler karşısında bağımsızlığını koruyamamasına neden olmuştur. Ağustos 1978’de yapılan genel kurul çalışmalarında örgütün bölünmesi, Gültekin Gazioğlu'nun başkanlığı döneminde meydana gelmiştir.

Halim Akgöl TÖS’ün devamı olan TÖB-DER hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: 184

“TÖB-DER' in kuruluşunda, gelişmesinde ve örgütlenmesinde TÖS' ün katkı ve etkileri olmuştur. Nasıl ki TÖDMF bünyesinden TÖS' ü çıkardıysa, yasaların zorlaması ile TÖS de bünyesinden TÖB-DER' i çıkarmıştır. TÖB-DER'i, TÖS'ün devamı olarak kurulan bir demokratik meslek örgütü olarak düşünülebilir.”

Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneğin kısa adı (TÖB—DER); işareti, güneş içinde yalımdır.

Şekil 4: TÖB-DER İşareti

Kaynak: Özcan, 1975, s.1.

111 Namık Özcan, TÖB-DER hakkında yazdığı kitapta örgütün etkisini şu bilgiler ile anlatmıştır:185

O günden bu yana, TÖB - DER önüne çıkarılan her türlü engele rağmen, gerek yurt sorunları konusunda, gerekse öğretmenlerin ekonomik - demokratik mücadelesinde giderek daha tutarlı olmaya yönelik tavrı ve çabası sonucunda, büyük bir hızla gelişmiş ve bugün yüz bin civarında üyesiyle en yaygın kitle örgütlerinden birisi haline gelmiştir. TÖB-DER'in eylemleri yalnızca öğretmenlerin ekonomik ve mesleki sorunlarıyla sınırlı kalmamış, bu yolda verilen mücadelenin tüm emekçi halkın somut sorunları ve mücadelesiyle bütünleştirilmesinde önemli adımlar atılması sağlanmıştır...

TÖB-DER Türkiye öğretmenlerini, en geniş biçimde temsil eden, onların ekonomik, demokratik ve mesleki sorunlarının çözümü doğrultusunda mücadele veren, devrimci bir meslek örgütüdür. TÖB-DER, öğretmenlerin baskı, tahakküm ve sömürüden ancak halkın gerçek iktidarı ile kurtulabileceğine inandığından ve bu nedenle, emperyalizme ve onunla bütünleşmiş, egemen güçlere karşı bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi veren başta işçi sınıfı olmak üzere diğer emekçi sınıf ve tabakaların aktif olarak yanında yer aldığı için devrimci bir kitle örgütüdür.186

TÖB-DER, kuruluş aşamasında karşılaşılan engelleri TÖB adıyla yayınlanan bültenin ilk sayısında şu şekilde değinilmiştir:187

Birliğimiz şubelerinin kuruluşu sırasında bazı idare amirleri ile emniyet görevlilerin zorluk çıkardıkları duyulmaktadır. Bu denli engellemelerin yasal bir dayanağı yoktur. Böylesi durumlarda herkesin bilmesi ve uyması gereken yasal hükümleri aşağıya yazıyoruz. Gerektiğinde ilgililere gösteriniz. Kişisel tartışmalara girmek yararsızdır. Yasaların önerdiği yükümlülükleri yerine getirdikten sonra şube faaliyete geçecektir. Bu yargının dayanakları Anayasa’nın 29. maddesinde belirtildiği üzere: Herkes önceden izin amaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, ancak kamu düzenini veya genel ahlakı korumak için kanunla sınırlanabilir, demektedir. Cemiyetler Kanunu 4.Madde: Her dernek kurulduğu tarihten sonra ilk iş gününde kurulduğu yerin en büyük idare üstüne, tüzüğünden iki tanesini iliştirilmiş bir bildirim vermeye mecburdur.