• Sonuç bulunamadı

1.4. Araştırmanın Amacı

2.1.2. Müzik Eğitiminde Çağdaş ÖğrenmeYöntemleri (Oyun, Dans, Müzik Bileşeni)

2.1.2.3. Suzuki Yönteminin Eğitimsel Felsefesi

Japon müzik eğitimcisi ve keman sanatçısı Shinicki Suzuki (1898-1998), yaylı çalgılar yapımcısı Masakici Suzuki’nin oğlu olarak dünyaya gelir. 1921-28 yılları arasında Berlin’de Karl Klinger ile keman çalışan Suzuki, ülkesine döndükten sonra üç kardeşiyle birlikte “Suzuki Kuartet” i kurar. Daha sonra, özellikle okul öncesi çocukların keman eğitimine yönelen Suzuki, kendi adını taşıyan metodunu geliştirerek kazandığı başarılarla adını dünyaya duyurur (Say, 2005: 395).

Suzuki yöntemi keman için geliştirilmiş olup, dinlemeye dayalı bir yöntemdir. Bu yöntemin tam olarak anlaşılabilmesi için, “Ana Dil Yaklaşımı” prensibinin tam olarak anlaşılması gerekir. Suzuki yetenek eğitimi, tüm çocukların ana dillerini öğrenip konuşabilmeleriyle, beyinlerinin ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğu varsayımına dayalıdır. Suzuki, çocukların kendi ana dillerini nasıl öğrendiklerini incelemiş ve bunların müzik öğrenimi için de uygulanabilir olduğunu görmüştür. Suzuki’ye göre dil öğrenimi ve

müzik öğrenimi çokça benzerlik göstermektedir. Derslerinde başarılı olamayan, zekaca geri sanılan ve bu şekilde davranılan bir çocuğun bile kendi ana dilini oldukça iyi bir biçimde kullanabildiğini gözlemleyen Suzuki, çalışmalarını bu yöne yoğunlaştırmıştır. Buradan yola çıkarak, özellikle Japonca gibi çok zor bir dili öğrenip kavrayabilen bir çocuğun, bu yöntemle müziği de kavrayabileceğini savunmuştur. Suzuki bu yönteme “Ana Dil Yöntemi” demiş, bu yöntemle (gözlem, taklit, tekrar) çocukların diğer bilgi ve becerilerini de geliştirebileceklerini savunmuştur (Sökezoğlu, 2010:46).

Suzuki, çocuğun müziksel eğitiminin, doğumundan kısa bir süre sonra başlaması gerektiğini söyler. Bebek, sürekli aynı müzik parçalarını dinlemeye yönlendirilir. Suzuki, yetenek eğitimi yönteminin özetinde şöyle yazar: Eğer yeni doğmuş bir bebeğe klasik müzik dinletirsem, örneğin bir Brandenburg Konçertosu ya da Tschaikowsky serenadı ya da bir Beethoven quartet’i, müziğin önemli bölümlerinden birini seçerim ve bebeğe her gün aynı tınıyı dinletirim. Yaklaşık altı ay içinde, bebek melodiyi hafızasına kaydedecektir. Eğer buna inanmazsanız, lütfen kendiniz deneyiniz (Erman, 2000: 12).

Bu eğitimde çocuk, üç yaşından itibaren keman çalmaya başlar. “Sevgiyle Büyütülen” adlı kitabında Suzuki, öğretmeye başlamanın ideal yolu olarak gördüğü şeyi şöyle tanımlıyor: Küçük çocukları kabul etmemize rağmen başlangıçta keman çaldırmayız. İlk önce anneye bir parça çalmayı öğretiriz, böylelikle anne evde iyi bir öğretmen olacaktır. Çocuğa gelince, önce sadece öğreneceği parçayı (kasetten) evde dinler. Aile bir parçayı çalabilene kadar, çocuk tam olarak çalmaz. Bu prensip oldukça önemlidir. Çünkü ailenin, çocuğunun bunu yapmasını istemesine rağmen, 3 yaşındaki çocuk keman öğrenmeye istek duymaz. Amaç, çocuğa “Ben keman çalmak istiyorum” dedirtmektir. Anne, çocuğa daha çok uyan ufak bir kemanla çalar. Çocuk, çok zaman geçmeden “Ben de çalmak istiyorum” diye düşünür ve kemanı annesinden alır. Bu her zaman işe yarar. (Suzuki, 1983: 95; akt. Erman, 2000: 16).

Çocuklar, kendi ana dillerini her gün konuştukları için ustaca kullanabilir hale gelirler. Öyleyse müzik için de her gün çalışma yapılmalıdır. Elbette böyle bir sorumluluğu taşımak güçtür. Bunun bilincinde olan Suzuki, çalışmanın gerekliliğini şu esprili sözlerle vurgulamıştır: “Sadece yemek yediğiniz günler çalışın” (Özal, 2007: 8).

Suziki'nin keman için yazılmış 10 metod kitabı bulunmaktadır. Bu kitaplardaki eserlerin sırayla atlatmadan çalıştırmak keman öğretme sürecinin sağlıklı olması açısından önemlidir. Bu keman metodları kısa sürede Amerika'da daha sonra da Avrupa'da kullanılarak viyola, viyolonsel, piyano, flüt, blok flüt, gitar, arp ve ses eğitimi gibi başka çalgılara da uyarlanmıştır.

Suzuki Eğitimi Felsefesinin ana prensiplerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

 Çocuktaki ilk öğrenme, ilk çevresi olan aileyle başlar ve ailenin öğrenmedeki yeri büyüktür. Çocuğu geliştirmenin ilk yolu aileyi geliştirmektir. Bu sebepten aile öğrenme sürecinin içine, çocuk daha dünyaya gelmeden dahil edilir.

 Çocuğun gelişiminde büyük rolü olan aile öğretimin bir parçasıdır. Bu eğitimde motivasyon çok önemlidir ve aileye düşen en önemli görevlerden biri çocuğa çalgıyı sevdirecek ve çalışmaya motive edecek, müziğin ailenin önemli bir parçası haline getirecek davranışlar sergilemektir. Bu davranışlar arasında ailenin de müzikle içi içe olması, çocuğa öğrenmenin bir süreci olan müziğin sürekli dinletilmesi, öğretilecek çalgıyı anne ya da babanın da çalması, birlikte şarkı söyleme yer almaktadır. Aile, öğretmen ve öğrenci üçgeni bu eğitim sürecindeki temel unsurlardır.

 Çocuğun ana dilini öğrenmesi ilk doğal öğrenim sürecidir. Suzuki eğitimi de bu öğrenme sürecini model alır. Eğitim anne karnında başlar. Anne ve baba çocuğun çalacağı eserleri doğmadan dinletmeye başlar. Çocuk ana dilini öğrendiği gibi önce dinler, sonra çalar.

 Her çocuk kendi yetenekleriyle ve öğrenme hızıyla doğar. Anne baba ve öğretmen bu konuda çok sabırlı olmalı, çocuğun öğrenme hızına göre eğitim adım adım ilerlemeli, çocuk kazandığı her davranışta övülüp takdir edilerek motive edilmelidir.

 Suzuki metotlarının standart bir programı vardır ve bu program sırasıyla işlenmelidir.

 Suzuki’ de grup derslerinin önemi büyüktür. Çocukları sosyalleştirir ve motive eder. Gruptaki arkadaşlarıyla etkileşim içinde olmaları onları motive eder.

 Konserler ve resitaller Suzuki eğitiminin önemli bir parçasıdır. Konserler, ilk öğrenilen eserlerin ailelere seslendirilmesi yani aile konserleriyle başlar daha sonra salon konserlerine dönüşür.

Suzuki tüm hayatını, ‘yeteneğin’ doğuştan olmadığını, doğru eğitim ile kazanılabileceğini kanıtlamaya çalışarak geçirmiştir. Bu yolda geliştirdiği Ana Dil Metodu’nun başarısı tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçektir. Suzuki’nin felsefesi çocuğa enstrüman çalmayı öğretmekten daha fazlasına yöneliktir. Çocuğu bir bütün olarak geliştirmeyi, potansiyelini ortaya çıkartmaya yardım etmeyi, iyi ve kendine güvenli bir birey olmasını sağlamayı hedefler. Suzuki eğitiminin amacı büyük sanatçılar yetiştirmek değil, tüm çocuklara müziği sevdirmek, müzikle gelen mutluluğu ve kişisel gelişimi bulmaları için yardım etmektir. Çocuk, eğitimi süresince çevreden aldığı büyük destek ile gelişir. Kendine güveni ve özsaygısı artar, çalışma disiplini edinir. Yaşamı boyunca sürecek bir müzik sevgisi, hassaslığı ve müzik becerisi kazanır (Brody,2016:87).