• Sonuç bulunamadı

1.4. Araştırmanın Amacı

2.1.2. Müzik Eğitiminde Çağdaş ÖğrenmeYöntemleri (Oyun, Dans, Müzik Bileşeni)

2.1.2.4. Orff Schulwerk Yöntemi

2.1.2.4.1. Carl Orff ve Orff Schulwerk Yönteminin Doğuşu

Alman besteci ve müzik eğitimcisi Carl Orff, 10 Temmuz 1985 tarihinde Münih'te doğdu. Münih Akademisi’ nde müzik eğitimi aldıktan sonra Almanya’nın bazı şehirlerinde orkestra şefi olarak görev yaptı. Mesleğinin ilk yıllarında geleneksel formlarda yazan Orff, sonraları direkt ritim ve tamamıyla yalın armoniyle tipik özellik kazanan basit bir stil benimsedi. Bunun en iyi örneği “Carmina Burana” adlı bir Bavyera Manastırında bulunmuş olan XIII. Yüzyıl şiirleri üzerine kurulu yapıtında görülebilir. Besteci bu yapıtını solo ses ve koroya mim ve dansla eşlik edilen pitoresk kantat olarak tanımlamıştır. Carmina Burana’nın ilk seslendirilişinden sonra Orff daha önceki yapıtlarını geri çekmiş ve kendini bütünüyle müzikli tiyatro türüne adamıştır. “Der Mond” ve “Die Kuluge” adlı yapıtları içeren daha sonraki ürünleri aynı basit ritim ve ıslıkla çalınabilen ezgilerden oluşmuştur. Daha ciddi eserlerinin konusu ise Yunan Mitolojisinden alınmıştır. XX. Yüzyıla sırtını dönen besteci, bu tutumu yüzünden eleştirilmiştir (Say, 1992: 998).

1920'li yıllarda Avrupa'da spor, dans ve jimnastik için yeni uygulamalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Jaques Dalcroze' un çalışmaları ve fikirleri, dans, müzik ve euroritmik

çalışmalar bu yeni oluşumların temelini oluşturmuş ve tüm dünyaya yayılmıştır. Bu dönemlerde Almanya' da birçok dans ve jimnastik okulu kurulmuş ve bu oluşumlar Orff ’un da çalışmalarıyla yakından ilgili olduğu için ilgisini çekmiş, 1924'de Münih'te Dorothee Günther ile birlikte jimnastik, müzik ve dans okulu olan Günther- Schule'ı kurmuşlardır. Orff, bu okulda müzik ve dansın iç içe geçtiği yeni bir tür müzik öğretimi pedagojisini tasarlayıp deneyimleme imkanı bularak Orff-Schulwerk fikrini geliştirmeye başlamıştır. Fakat savaş şartları nedeni ile Orff ’un hayatında çok önemli bir yere sahip olan Günther Okulu 1945 yılında bombalanmış ve okul kapanmıştır.

Orff, bu dönemde beden ve müzik uyumu çalışmalarındaki piyano müziği kullanımının dışına çıkarak, öğrencilerinin kendi müziğini doğaçlama yoluyla yaparak uygulama yöntemine girmiştir. Bunun için gelişkin çalgılar değil de pirimitif çalgıları kullanmayı tercih etmiştir. Bu çalgılar ritmik, öğrenmesi kolay ve karmaşık olmayan çalgılardır. Karl Maendler' in de katkılarıyla farklı tiplerdeki ksilofon, metalofon ve glockenspiel gibi tahta ve metal barlı basit formlarda geliştirilmiş çalgılarla çalgı toplulukları oluşturmuştur. Daha sonra çalgı topluluğuna küçük ve büyük timpaniler, tüm tiplerdeki davullar, çanlar, ziller, ritim çubukları vb. gibi daha sonradan orff çalgıları diye adlandırılan çalgıları eklemiştir.

Günther-Schule yıllarında öğrencisi ve meslektaşı Günild Keetman' ın da yardımı ve desteğiyle Ritmik- Ezgisel Alıştırmalar, Perküsyon ve El Davulları İçin Alıştırmalar, Timpani İçin Alıştırmalar, Barlı Vurmalı Çalgılar İçin Alıştırmalar gibi birçok kitap ve çalışma yapmışlardır. Yine bu dönemde, Günild Keetman' ın müziği yazdığı ve Maja Lex' in kareografisini yaptığı, kendi eşlik orkestrası olan Günther-Schule dans grubu oluşturulmuştur.

Müzik ve hareket ilişkisi, Günther-Schule 'de primitif çalgıların kullanıldığı danslarda, doğaçlama müziklerde, özellikle dans ve müzik kompozisyonları Maja Lex ve Gunild Keetman tarafından yapılan Barbar Süiti' nin bölümlerinden olan Değnek Dansı ve Timpani Dansı performanslarında ortaya konmuştur (Weinbuch,2010:87; akt. Kotzian, 2018:22). Danstaki vurgulamaları güçlendirmek için küçük ve büyük ziller, el davulları, zilli defler, ritim çubukları, kastanyetler, çıngıraklar gibi primitif tını kaynakları

kullanılmıştır. Dansçılar eserde kullanılan bütün çalgıları, dans ederken kendileri çalmıştır (Orff, 1978:150-152; akt., Kotzian 2018:23).

Orff 'un bu dönemdeki çalışmaları ve yayınları savaş yıllarındaki siyasi yasaklar ve okulunun bombalanıp yıkılmasıyla yarım kalmış olsa da, 1948 yılında Keetman ile birlikte yaptıkları Bavyera radyosundaki eğitici çocuk programlarıyla çalışmalarına devam eder. Bu çalışmalar çok olumlu tepkiler alır ve 1949 yılında okullardan gelen orff çalgıları talebi üzerine Karl Maendler' in asistanı genç çalgı yapımcısı Klaus Becker, “Stüdyo 49” adlı orff çalgıları fabrikasını kurar ve burada Orff 'un da desteğiyle çalgıların gelişimini sürdürürler.

Radyo programlarıyla birlikte, daha önceleri beden eğitimi öğretmenleri için uygulanan daha çok yetişkinleri kapsayan Schulwerk yöntemi çocuklara uyarlanmıştır. Daha önceki Schulwerk eğitim modelindeki şarkı söyleme, konuşma, oyun oynama gibi eksik unsurlar eklenerek çocuklara daha uygun bir eğitim modeli olan yeni Schulwerk eğitim modeli geliştirilmiştir. Artık Orff 'un elementer müzik dediği yapı oturmuş ve pedagojik olarak yeni bir eğitim modeli doğmuştur.1950-54 yılları arasında Bavyera radyosundaki eğitici çocuk programlarının ürünü olan Keetman ile birlikte hazırladıkları Musik Für Kinder (Çocuklar İçin Müzik) adlı 5 ciltlik kitapları yayımlanır.

Orff, kitapların ardından iki gramofon kaydı ve bir film yaptıktan sonra eğitim çalışmalarını tamamladığına inanır. Ancak Schulwerk eğitiminin nerede edinileceği sorusuna sıklıkla karşılaşılması ve Schulwerk 'in acemice ve yanlış yorumlanması tehlikesi onu bir enstitü kurmaya yönlendirir. 1963 yılında Salzburg' da Mozarteum Üniversitesi' ne bağlı Orff Enstitüsü' nü kurar. Orff Enstitüsü' nde yapılan çalışmalara radyo yayınlarında eksik kalan hareket unsuru da eklenir. Böylece elementer müzik, elementer konuşma ve hareket formları bir bütün oluşturur. Enstitü yurt içi ve yurt dışından gelen öğretmen ve öğrencilerin merkezi bir buluşma noktasıdır (Bilen, Özevin, Canakay, 2011:19-20).

Bu 5 ciltlik “Çocuklar İçin Müzik” adlı kitapların yayınlanmasından sonran "Orff Schulwek" yirminci yüzyılın yükselen müzik pedagojisi sistemlerinden biri haline gelmiştir. Orff ve Keetman' ın fikirlerinin ve çalışmalarının temelini oluşturan istek; tüm insanların müzik, konuşma, dans ve bu üçünün birleşiminden ortaya çıkan ritim duygusunu hissetmesi ve bu yolla kişilerin içlerindeki yaratıcı gücün tetiklenmesidir. Bu yaratım

sonucu ortaya çıkacak ürünler bireylerin kişilik gelişimine katkı sağlayacağı gibi, sosyal ve iletişim becerilerini de geliştirecektir (Erol, 2006:17).

"Orff Schulwerk" insanın içinde zaten var olan yaratıcı güçleri açığa çıkarmasına ortam hazırlayan, temelinde ritim, hareket ve konuşma olan, insanların içlerinden geldiği gibi müzik yapıp, dans etmesine, doğaçlama yapmasına olanak tanıyan, insana bütün sanatsal alanları kombine ederek öğrenme, keşfetme, deneme ve yaratma ortamı sunan bir eğitim anlayışıdır (Erol, 2006:17).

Besteci Carl Orff ve meslektaşı Gunild Keetman temel Schulwerk metinlerini tüm dünyadaki öğretmenlerin yararlanacağı bir model olarak geliştirmişlerdir. Günümüzde on sekiz dile çevrilmiş olan Schulwerk, her ülkenin kendi geleneksel müziğinden, folklorundan farklı materyal kullanımını önerir ve destekler (Jungmair, 2006:53).