• Sonuç bulunamadı

Sunulan Parasal Edim (Geçici İş Göremezlik Ödeneği)

A- Sağlık Reformu ve Genel Sağlık Sigortasının Gelişimi

2- Sunulan Parasal Edim (Geçici İş Göremezlik Ödeneği)

SGK tarafında çıkaılmış olan Kısa Vadeli Sigorta Kolları Uygulama Tebliği265’nin 13. maddesine göre; geçici iş göremezlik, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama halidir.

Geçici iş göremezlik ödeneği ise, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kanunda belirtilen geçici iş göremezlik sürelerinde verilen ödenektir. İş göremezlik ödeneğinin uygulanmasına ilişkin ayrıntılı düzenleme tebliğde yapılmıştır.

— Ödeneğin Miktarı, Verilmemesi, Geri Alınması veya Azaltılması

5510 SK’nun 18. maddesine göre hastalık sigortasından sigortalı kadına verilecek işgöremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir.

Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.

Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden birkaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir. Geçici iş göremezlik ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile kamu idarelerinin işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûl ve esaslara göre Kurum adına sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile mahsuplaşmak suretiyle tahsil edilebilir.

3- 5510 SK’da Sunulan Sağlık Edimleri (Genel sağlık Sigortası)

a- Genel olarak

506 SK’ deki hastalık sigortasının sağlık ve ayni edimleri 5510 SK’ da yerini GSS’na bırakmış, sağlık ve ayni edimler GSS hükümleri başlığı altında üçüncü kısımda düzenlenmiştir. Tek bir kanun içinde olmakla birlikte GSS kısmı ayrı bir düzenleme şeklinde oluşturulmuştur. 62. madde de; genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülük olarak değerlendirilmiştir.

Sadece sigortalının değil, aynı zamanda sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişilerinin de sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkı güvence altına alınmıştır. Ayrıca madde de yine kanun kapsamındaki kişilere

sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamayacağı belirtilmiştir.

GSS herkesi kapsama alma, sağlık hizmetlerinden yararlandırma amacı taşımaktadır. Ancak çalışmamızda GSS’nun bağımlı çalışan kadın sigortalılara sunduğu edimler incelenecektir.

b. Hak Kazanma Koşulları

GSS’ nın edimlerinden yararlanma koşulları 5510 SK’ nun 67. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; sigortalının söz konusu sağlık edimlerinden yararlanabilmesi için, hastalanması veya koruyucu sağlık hizmetine ihtiyaç duyması, staj (bekleme) süresini doldurmuş olması, prim borcunun bulunmaması, kimlik belgesi gösterme ve katılım payı ödemesi zorunluluğu bulunmaktadır.

(1)- Hastalanma Veya Koruyucu Sağlık Hizmetine İhtiyaç Duyma

Kanunda sigortalılar ve onların bakmakla yükümlü olduğu kişiler açısından sağlık hizmetlerinden yararlanma sigortalılar açısından bir hak, edimlerin sunulması Kurum açısından bir yükümlülük olarak belirtilmiş ve genel sağlık sigortasına katılım zorunlu tutulmuştur266. Hastalanma koşulundan GSS da direk olarak söz edilmemektedir. Çünkü önceden tanımladığımız hastalanmanın dışında koruyucu sağlık hizmetleri de Kurumca sağlanması gereken sağlık hizmetleri arasında sayılmaktadır. Kanunda hastalık, 15.maddede sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar hastalık hali olarak tanımlanmıştır. Sigortalı kadın rahatsızlığı tanımda belirtilen durumlara uyduğu veya sağlıklı bir şekilde kalmak için ihtiyaç duyduğu takdirde genel sağlık sigortasının sağladığı yardımlardan faydalanabilecektir.

(2)- Bekleme (Staj) Süresinin Tamamlanmış Olması

506 Sayılı Kanunda olduğu gibi 5510 sayılı Kanun’da da sosyal sigorta yardımlarına ve sağlık hizmetlerine ulaşmak için bekleme (staj) süresi vardır. Önceden bu süre sigortalılar için 90 gündü, devlet memurları için ise böyle bir süre bulunmamaktaydı.

5510 SK m.67’ de bekleme süresi koşulunda, kapsam dâhilindeki prim ödeme yükümlüsü kişi gruplarına ve sunulan sağlık edimlerine göre sınıflandırmaya gidilerek farklı bekleme süreleri öngörülmüştür. Kanun incelendiğinde GSS’ nın karşıladığı risk türleri açısından bekleme sürelerinin tam olarak açıklanabilmesi için m.63, 67, 75 ve 88’in birlikte değerlendirilmesi gerekliliği doğmaktadır.

Konumuzu oluşturan hizmet akdiyle çalışan kadın sigortalılarının da içinde bulunduğu 5510 sayılı Kanunun 67/I- a) bendine göre; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bendi hariç diğer bentleri gereği genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması gerekmektedir267.

Ancak Kanunun 88/IV maddesine göre; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olmakla birlikte, 4857 sayılı Kanunun 13 ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile bu Kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalılar için eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin 30 güne tamamlanması zorunludur.” İfadesi ile kısmı çalışanlar sanki 67/I-a kapsamındaki işlerden farklı bir grup noktasına taşınmıştır. İşçiler için bir yılda 30 gün prim ödeme koşulu aranırken, 88. maddeyle kısmi süreli çalışanlar her ay 30 gün prim ödemesi gerekenler içine alınmıştır268. Bu durumda kısmi süreli ya da ev hizmetlerinde çalışanların daha çok kadınlar olduğu düşünüldüğünde, en çok mağdur olacak olan kesimide kadınlar oluşturmaktadır. Haftada iki gün ev hizmetinde çalışan bir kadının sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için otuz günlük bekleme süresini tamamlamak için dört ay beklemesi gerekmektedir ki bu durum hakkaniyetle çok örtüşmemektedir. Kaldı ki Kanunun iki normu arasında ortaya çıkan bir çatışma boşluğudur. Sosyal güvenlik, sosyal adalet ve eşitlik gibi temel prensiplere aykırı bir normun uygulama yeterliliği olamaz269.

267Aksi görüş: “Md. 67’ deki her ay 30 gün prim ödemek zorunluluğu Kanunun 88. maddesi ile

çelişmektedir. Zira bir yıllık süre içinde prim ödenemeyen bazı haller( silah altına alınma, iş göremezlik süreleri, greve lokavtta geçen süreler) son bir yılın hesabında dikkate alınmayacaktır. Yani bu durum yok sayılacak ve aralarındaki zaman boşluğu olay öncesi yıldan alınacak süreyle doldurulacaktır.” SÖZER, A.N.; “Genel Sağlık Sigortası Edimlerinden Yaralanmada Prim Koşulu”, Sicil, Mart -2009, 165 vd. (Prim koşulu)

268 SÖZER, Prim koşulu, 166

Aynı kadın sigortalı normal yollardan çocuk sahibi olamamasından dolayı yardımcı üreme yöntemleriyle çocuk sahibi olmak istediği takdirde m. 63/e bendine göre, sağlaması gereken diğer şartların yanı sıra bekleme süresi açısından da, en az beş yıldan beri gelen sağlık sigortalısı olmak ve 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısı bulunması koşulunu sağlamak zorundadır.

Bunların dışında m.67’ye göre; acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, analık ve koruyucu sağlık hizmetlerinde bekleme süresi aranmamaktadır.

75 inci maddede ise olağandışı sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt halinde sağlık hizmetleri hiçbir koşula bağlanmamıştır.

60/f bendi ile prim ödemeye sağlanan istisna ise, bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmış olan kişilere sağlanmıştır. Ayrıca Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kanunları gereğince kullandıkları aylıksız izin sürelerinin bitiminden sonra göreve başlayanlar ile göreve başlaması için tanınan sürelerde bu Kanunun 67 nci maddesinde aranan 30 günlük prim ödeme şartı aranmaz.

Diğer taraftan, geçici 12.maddenin 3.fıkrasına göre, kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanacaktır270.

(3)- Prim Borcunun Bulunmaması

5510 SK’nun 81. maddesi gereği GSS primi, prime esas kazancın %12,5’i kadardır. Bu primin %5’ini sigortalı, %7,5’ini ise işveren ödeyecektir. Yalnızca genel

sağlık sigortasına tabi olanlar, işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneği ile iş kaybı tazminatı alanların prim oranı %12’dir.

5510 SK konumuzu oluşturan hizmet akdine bağlı çalışan sigortalıları prim borcu bulunmaması koşulu bakımından kapsam dışında bırakmıştır271.Ancak, Kanunda sayılan kişiler açısından sağlık hizmetlerinden yararlanmanın bir koşulu da prim borcunun bulunmamasıdır. 67/I-b bendinde belirtilen 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin

(2) numaralı alt bendi ile (b), (d) ve (g) bentlerine tâbi olan yani,

Bağımsız çalışanlar,

İsteğe bağlı sigortalı olan,

Oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan,

60. madde bentlerinin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan,

genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte kısa ve uzun vadeli sigorta primleri dahil genel sağlık sigortası prim borcunun bulunmamasıdır. Ek koşul olarak getirilen prim borcunun olmamasında, bağımsız çalışanlar ve g bendindeki diğerleri için 60 günden fazla borcu olmaması aranırken; isteğe bağlı sigortalılar ve yabancılar için hiç prim borcunun bulunmaması gerekmektedir. Getirilen düzenleme Sosyal Sigorta Hukuku’nun niteliğine ve Borçlar Hukuku’nun temel ilkelerinden edime karşı edim ilişkisine de aykırıdır272.

271 A.N.SÖZER; “Genel Sağlık Sigortasında Sunulan Edimler: Kapsam ve Yararlanma Koşulları”,

Sicil, Haziran-2008 (146-157), 150 (GSS Edim)

(4)- Kuruma Başvuru (Kimlik Bildirimi)

Sigortalının 5510 Sayılı Kanundaki sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilmesi için 67/3 deki koşula uygun olarak kuruma başvuru yapması gerekmektedir. Sağlık hizmetleri için başvurulduğunda sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin muayene ve tedavileri için Kurumca verilen resmi sağlık kartını (GSSİY m.16) gösterme zorunluluğu vardır. Kimlik belgeleri 67.madde de nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgeleri ile sınırlandırılmıştır.

67. Maddedeki düzenlemeye göre, sadece acil durumlarda hastanın başvuru yaptığı sırada sağlık kartı ya da kimlik belgesi sunma yükümlülüğü yoktur. Ancak acil halin sona ermesinden sonra kimlik belgesinin sunulması gerekmektedir.

SUT m.3.2.de yapılan son değişiklikle Kimlik tespiti yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınacaktır.

(5)- Katkı Payı Ödenmesi

5510 SK’ daki sağlık hizmetlerinden yararlanacak genel sağlık sigortalılarının yukarda belirtilen sağlaması gerektiği usul şartlarının dışında, kişilerin ayrıca katılım payı adı altında ve ayrıntılarının 68.madde de belirtildiği parasal katkıda bulunması gerekmektedir. Katılım payına ilişkin 68. madde Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine hazırlanan 5754 SK’nun 43. maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Düzenlemede hem sağlık edimleri hem de ayni edimler için katılım payı bulunmaktadır. Birinci basamak sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayenelerde katkı payı alınmazken ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayenelerde ise önceki basamaklardan sevkli olup olmadığı dikkate alınarak katkı payının yarısına kadar indirmeye veya beş katına kadar artırmaya Kurum yetkili kılınmıştır273. Katılım payı tutarı ve oranları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine uymadan, diğer basamaktaki

sağlık hizmet sunucularına doğrudan müracaatları halinde % 50 oranında artırılarak uygulanacaktır.

Maddede katkı payı alınacak hizmetler;

a) Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.

b) Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.

c) Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar olarak belirlenmiştir.

2008 yılı SUT 6.1 maddesine göre alınacak katılım payları ikinci basamak resmi sağlık kurumlarında 3 YTL, eğitim ve araştırma hastanelerinde 4 YTL, üniversite hastanelerinde 6 YTL, ve Özel sağlık kurumlarında ve kuruluşlarında 10 YTL. Olarak belirlenmişti.

Ancak kanunun uygulanmaya başlaması ile birlikte maddedeki tutarsızlıklar ve farklı düzenlemelerdeki çelişkiler haklı olarak eleştiri konusu olmuştur. Türkiye Sağlık işletmeleri Derneğinin Sosyal Güvenlik Kurumunun İlgili yönetmeliğe dayanılarak çıkarılan 2008 tarihli SUT m.6 aleyhine açılan iptal davası Danıştay tarafından kabul edilerek “Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı” başlıklı (6.1)numaralı maddesinin birinci fıkrasının, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi için özel sağlık kurumlarına başvuran hastalardan 10 TL katılım payı alınmasına ilişkin kısmının yürütülmesi durdurulmuştur274. Yürütmenin durdurulması kararının Kuruma tebliğ edilmesinin ardından çıkarılan bir genelgeyle 2 Haziran 2009 tarihinden geçerli olmak üzere;

— Birinci basamak sağlık kuruluşlarında yapılan muayene ile aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde, aile hekimi muayenelerinden katılım payı alınmayacağı,

— Kurumla sözleşmeli ikinci ve üçüncü basamak resmi ve özel sağlık kurumlarında hekim ve diş hekimi muayenesi için katılım payının, 2 (iki) TL olarak uygulanacağı karara bağlanmıştır275.

274Bkz. Danıştay 10.Dairesi 03.4.2009 tarihli 2008/11388 Esas no’ lu kararı.

275 SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Sağlık Politikalarını Geliştirme Ve Mevzuat Daire

GSSİY’ nin 34/2 maddesi ile katılım payı alınacak ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerin Kurumca belirleneceği hükme bağlanmıştır. Katılım payı, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri için Kurumca ödenen bedeller üzerinden Kurumdan gelir ve aylık alan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için %10, kapsamdaki diğer genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için %20olarak uygulanır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri için ödeyecekleri katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgari ücretin %75ini geçemez. %75 lik üst sınırın hesaplanmasında her bir ortez, protez, iyileştirme araç ve gereci bağımsız olarak değerlendirilecektir (GSSİY m.34/3).

Tüp bebek uygulaması kısmında da belirtildiği üzere yardımcı üreme yöntemi uygulamasında katılım payı ilk denemede %30, ikinci denemede %25 olarak uygulanır. Ayrıca burada asgari ücretin %75i üst sınırı uygulanmayacaktır. Zaten pahallı ve riskli olan bir uygulamaya katkı payı katılımının yüksek tutulması pek çok kişi için denemeye engel teşkil edecektir.

5510 SK’ la ilk defa getirilen ve fark ödemesi alınmasını sağlayan bir diğer düzenleme 73.madde de yapılmıştır. Otelcilik hizmeti adlandırılan düzenleme sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden sözleşmeli olduğu sağlık hizmetleri için otelcilik hizmetleri ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri için fark talep etmesine olanak tanımaktadır.

Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, 72 nci maddeye göre belirlenen tutarın iki katını geçemez276.

Kanunda katılım payı alınmayacak haller, hizmetler ve kişiler m.69’da ayrı ayrı düzenlenmiştir.

Katılım Payı Alınmayacak Haller;

a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri ile askerî tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri.

b) Doğal afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri.

Katılım Payı Alınmayacak Sağlık Hizmetleri;

a) Aile hekimi muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri.

b)Sağlık Kurulu raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ nakli.

c) Kontrol muayeneleri

Katılım Payı Alınmayacak Kişiler; a) şeref aylığı alan kişiler,

b) Vatani Hizmet Tertibine göre aylık alanlar, c) Nakdi Tazminat ve Aylık alan kişiler,

d) Korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler, e) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlardır

(6)- Hizmet Basamakları ve Sevk Zincirine Uyma

5510 SK’ daki sağlık hizmetlerinden yararlanmanın son koşulunu da Kanun’un 70. maddesinde düzenlenmiş bulunan hizmet basamakları ve sevk zincirine uyma oluşturmaktadır. Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorundadır.

70. maddeye göre sağlık hizmeti sunucuları Sağlık Bakanlığı tarafından üç basamak olarak sınıflandırılmıştır. 70/1 hükmüne göre; bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları arasında sevk zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir. Ancak, ikinci ve üçüncü

basmak sağlık hizmetleri konusunda kanunda açıklık bulunmamaktadır.277. Sadece aile hekimlerinin birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları içinde yer aldığı belirtilmiştir.

Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri konusundaki açıklık GSSİY m40’da ve SGKSUT ile getirilmiştir. Tebliğin 2. Maddesine göre; Kamu idareleri bünyesindeki kurum hekimlikleri, sağlık ocağı, verem savaş dispanseri, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezi, sağlık merkezi ve toplum sağlığı merkezi ile aile hekimliği sözleşmesi yapmış aile hekimleri, 112 acil sağlık hizmeti birimi, üniversitelerin medikososyal birimleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin birinci basamak sağlık üniteleri, birinci basamak resmi sağlık kuruluşları olarak kabul edilir. Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik kapsamında açılan özel poliklinikler, Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik kapsamında açılan ağız ve diş sağlığı hizmeti veren özel sağlık kuruluşları, birinci basamak özel sağlık kuruluşları olarak kabul edilmektedir.

Eğitim ve araştırma hastanesi olmayan devlet hastaneleri, özel dal hastaneleri ile bu hastanelere bağlı semt poliklinikleri, entegre ilçe hastaneleri, Sağlık Bakanlığına bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri, tıp fakültelerinin bulunduğu ilin dışında yer alan uygulama ve araştırma merkezleri (üniversite hastaneleri) ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin eğitim ve araştırma hastanesi olmayan hastaneleri, ikinci basamak resmi sağlık kurumları olarak kabul edilir. Ayrıca, özel Hastaneler Yönetmeliğine göre ruhsat almış hastaneler ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik kapsamında açılan tıp merkezleri, özel dal merkezleri ikinci basamak özel sağlık kurumları olarak belirtilmiştir.

Eğitim ve araştırma hastaneleri, özel dal eğitim ve araştırma hastaneleri, üniversite tıp fakültelerinin bulunduğu ilde kurulu sağlık uygulama ve araştırma merkezleri (üniversite hastaneleri) ile bu hastanelere bağlı semt poliklinikleri ve üniversitelerin diş hekimliği fakülteleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı tıp fakültesi hastanesi ile eğitim ve araştırma hastaneleri, üçüncü basamak sağlık kurumları sayılmaktadır.

2008 yılı SUT’ 3.1.1 de yapılan değişiklikle278 24.11.2004 tarihli ve 5258 sayılı “Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun” kapsamında aile hekimliği uygulamasına geçilen iller arasından Kurumca belirlenecek illerde, 1 Temmuz 2009 tarihinden itibaren ilk müracaatın aile hekimliğine veya aile hekimliği dışında kalan diğer birinci basamak resmi sağlık kuruluşlarına yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Birinci basamak resmi sağlık kuruluşları ana çocuk sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi, verem savaş dispanseri, ilgili mevzuatı doğrultusunda muayene ve tedavilerini yapmakla yetkili oldukları kişilerle sınırlı olmak üzere işyeri hekimleri ve kurum hekimlikleri, üniversitelerin medikososyal birimleri olarak belirlenmiştir. Sevk zinciri uygulamasına geçilecek iller ile bu illerde sağlık hizmeti sunucularına müracaat işlemlerinin usul ve esasları Kurumca belirlenecektir.

Aile hekimliği, 24.11.2004 Tarihli 5258 Sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun ile bazı illerde hayata geçirilmiştir. Genel sağlık sigortasının