• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: BULGULAR

2. Görüşme

2.2. Çiftçilerle Yapılan Görüşmeler

2.2.3. Sulama Tarımsal Üretim ve Toprak Tuzlanması

2.2.3.1. Sulama ve Üretim Artışı İlişkisi

49, 50). Fidan ve Güldaş’a (2005: 671) göre de su hayattır; fakat gereği gibi kullanılmadığında ise felakettir. Onlara göre, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde aşırı sulama yapılması, toprakların kısa sürede niteliğini kaybetmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla çiftçilerin sulama ve tarımsal üretim konusundaki bilgi, tutum ve davranışları, toprağın niteliğinin ve verim kapasitesinin korunmasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu temada, çiftçi katılımcıların tarımsal üretim sürecinde, sulama ve üretim konusundaki düşünceleri öğrenilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede katılımcılara

“toprak ne kadar çok sulanırsa üretim de aynı oranda artar mı?” şeklinde bir soru sorulmuştur.

Çiftçi katılımcıların tamamı, sorulan bu soruya olumsuz yanıt vermişlerdir.

Ahmet, fazla suyun toprağı çoraklaştırdığını belirtmiştir.

“Yok, fazla su ürüne iyi değildir. Çok fazla su, toprağı çoraklaştırır. Ben fazla su kullanmamaya çalışıyorum.”

Ali, bu konuda şu ifadelerde bulunmuştur:

“Yok, fazla su zarardır. Fazla su fazla ürün değil ki! Fazlası, ürünü boğar.

Bazılarının kullandığı su, taa gidiyor, Suriye’den çıkıyor. Yazık, günah. Hepsi israf oluyor.”

Nebi, gereğinden fazla suyun zararlı olduğunu belirtmiştir.

“Yok, bitkinin ihtiyacı kadar olacak, fazlası zararlı olur. Sadece suyla olur mu!

Sadece suyla olsa keyif bizim keyfimizdi. Yan gelip yatardık. Sadece su değil, bakım da lazım. Masraf edeceksin, bakımını yapacaksın…”

Fevzi, sulamanın, bitkinin ihtiyacına göre yapılması gerektiğini belirtmiştir.

“Hayır canım… Olur mu öyle! Bitkinin ihtiyacına göre su vereceksin. Bizim burada millet (konu-komşu-köylüler) bilinçli sulamıyor. Veriyor suyu akşamdan sabaha. Fazla su, üretimi yükseltmeyi bırak, düşürür.”

Kadir, bu konuda şu ifadelerde bulunmuştur:

“Yok, fazla su zarar veriyor. Toprağın bir organik yapısı var, toprakta yaşayan canlılar var, bitkinin bir fizyolojisi var. Bütün bunların suya belli bir oranda toleransı

var. Fazla su, bunları olumsuz etkiliyor. En başta, mesela toprak fazla yıkanır; bu da verimi (dolayısıyla üretimi) düşürür.”

Abdullah, ürünün ihtiyacı kadar sulama yapılması gerektiğini ifade etmiştir.

“Yok, fazla su verirsen ilk başlarda (bitki) şahlanır; ama sonra durulur. Ondan sonrası fazla su zararlı olur. Şimdi sen susamazsan ne kadar su içebilirsin ki! Bitki de insan gibidir. Onun için bitkinin istediği kadar su vereceksin. Gerisi israftır, günahtır.

Ben yıllardır bu işle uğraşıyorum. Onun için hangi bitkinin ne kadar su istediğini biliyorum.”

Veysi de bitkinin ihtiyacı kadar sulama yapılması gerektiğini belirtmiştir.

“Hayır, bitkinin ihtiyacı kadar su vermek daha iyi; fakat bizim buralarda fazla su=

fazla ürün geleneğini kıramadık. Ama o da kırılıyor yavaş yavaş. Suyun ilk geldiği dönemlerdeki gibi değil yani. Çiftçi de biraz bilinçlendi artık.”

Halil, fazla suyun iyi olmadığını, tuzlanmaya da yol açtığını belirtmiştir.

“Yok, fazla su (ürüne) iyi gelmez. İhtiyacı kadar olacak. Fazla su verdin mi, tuzlaşma oluyor. Fazla su verdin mi, ürün zarar görür, tarla da ölür.”

Hasan, belli bir süreden sonra fazla suyun, ürüne zararlı olduğunu düşünmektedir.

Yok, fazla su bir zamandan sonra ürünü öldürüyor. Ektiğin ürüne zarar veriyor;

çünkü ürüne fazla su verirsen (ürün), sararmaya başlar, verimi düşer.”

Hüseyin, gereğinden fazla suyun ürün için zararlı olduğunu belirtmiştir.

“Yok canım… Fazla su iyi değil. Bitkinin belli bir ihtiyacı var. Fazlası ürüne zarar verir. Mesela fazla su verdiğin zaman bitki sararmaya başlıyor. Yani güçten düşüyor;

güçten düşünce de üretim düşüyor. Mesela çok fazla sulanan buğdayda, bitki güçten düştüğü için habbesinin (buğday tanesinin) içi dolmuyor. Boş kalıyor içi. Yani ağırlığı da olmuyor buğdayın. Bu üretim düşmesidir işte.”

Ramazan, bu konuda şu ifadelerde bulunmuştur:

“Hayır, suyu tedbirli vermek lazım. Fazla su tarlayı boğar. Çünkü vitamin topraktadır. Fazla suladığını zaman su bu vitamini boğar.”

Nedim, gereğinden fazla suyun ürünü olumsuz etkilediğini düşünmektedir.

“Hayır, fazla su; ürünü kötü etkiler, toprağı da çoraklaştırır. Aşırı sulanmış bitkiye baktığın zaman anlarsın zaten. Aşırı su, bitkinin boyunu falan uzatır, bitkinin büyük (iri) bir görüntüsü olur; ama bitkinin ürünü (sağlanan üretim) iyi olmaz. Aşırı su, bitkinin gövdesine iyidir, üretime iyi değildir.”

Musa, fazla suyun üretimi düşürdüğünü belirtmiştir.

“Yok, fazla su iyi değil. Ben onun da denemesini yaptım. Aslında ben meraklı bir çiftçiyim. Tarlamda çukur bir alan var. Daha önce orayı fazla sulamıyordum millet (konu-komşu-köylüler) bana hep su ver su ver diyordu. Ben de verdim suyu, su verince üretim düşürdü. Ürünü boğdu, ürünün gelişmesini engelledi. Ama daha tedbirli suladığım alandan süper hasılat aldım.”

Mustafa, bu konuda şu ifadelerde bulunmuştur:

“Yok, öyle değil. Mesela ben susamamışım, su bana iyi gelir mi! Toprak da aynı.

Fazlası iyi değil. Mesela ürüne zeng vuruyor. Ben yaptım, gördüm. Üretimi de düşürüyor. Şeyde denedim: Pamukta. İki dönümlük yere 5 su verdim, diğer yerlere 8 su verdim. Az suladığım alandan diğerinin iki misli daha iyi mahsul aldım. Kozalarını saydım, az suladığım yerde ortalama 70 koza var, diğer yerlerde ortalama 30 koza var. Bir ara biber ekiyordum, onda da denedim. Bir yere 48 saat su bırakıyordum, bir yere 7 saat su bırakıyordum. Çok suladığım biber kurudu. Fazla su=üretim (artışı) değil yani.”

Emin, gereğinden fazla suyun ürünü öldürdüğünü, toprağı da çoraklaştırdığını ifade etmiştir.

“Yok; çünkü bitki belli bir düzeyde su ister. Fazla su mahsulü de öldürür, toprağı da çoraklaştırır. Fazla su bitkiye zarar verince, gübre lazım oluyor. Ondan sonra ver babam gübreyi… Onun için fazla su hiç iyi değil. Hem mahsulüne zarar hem de gübre falan masrafını çıkarıyor.”

Mehmet; sulamanın, ürünün istediği düzeyde olması gerektiğini ifade etmiştir.

“Yok, dengeli sulamak lazım. Bitki istemediği sürece verdiğin su zarar olur. Hem bitki için kötüdür hem de tarla için. Fazla su verdin mi, üretim düşer; çünkü fazla su tarlaya da zararlı. Fazla su tarladaki vitamini öldürür. Vitamin ölünce millet

(konu-komşu-köylüler) asılıyor gübreye. Tarlada vitamin kalmayınca o da mecburi oluyor.

Yani masraf da çıkarıyor fazla su.

Kemal, gereğinden fazla suyun üretimi düşürdüğünü belirtmiştir.

“Fazla su üretimi arttırmaz. Yok öyle bir şey. Fazla su, tam tersine üretimi çok etkilemez. Yani bence (ürünün) istediği kadar su versen de üretim aynı, çok fazla su versen de üretim aynı. Ha, fazlası nedir, israftır. Başka bir şey değil.”

Bayram, sulamanın gereken oranlarda olması gerektiğini belirtmiştir.

Yok canııım, ne kadar çok sularsam üretim de o kadar artar olur mu! Mümkün değil. Su, gerektiği kadar verilmeli. Mesela ben buğdaya, mısıra, pamuğa her birine gerektiği kadar su veriyorum. Buğdaya en fazla 3 su veririm, mısıra 6, pamuğa 8 su veririm. En iyisi budur. Yani mühendise de danışmadım. Kendi yöntemim böyle.”

Ferdi, gereğinden fazla sulamanın üretime faydasının olmadığını belirtmiştir.

“Yok, fazlasının faydası yoktur. Benim arazimde fazla su alan bölgelerin üretimi düşüyor. Fazla su, toprağı da tuzlulaştırıyor. Hiçbir yönden (açıdan) fazla su iyi değildir.”

Hakkı da fazla sulamanın, üretim artışı anlamına gelmediğini belirtmiştir.

“Yok, fazla su, fazla üretim demek değildir. Fazla su, zarar bile verir. O da hem tarlaya hem de mahsule. Tarlayı çoraklaştırır, üretimi de azaltır. Onun için bitkinin hakkı neyse onu vereceksin. Gerisi hem zarardır hem de boş israftır.”

Görüşme sonuçlarından da anlaşıldığı gibi çiftçi katılımcıların tamamı, “toprağı ne kadar çok sularsam üretim de o oranda artar” anlayışını paylaşmamaktadırlar. Hatta bir katılımcı (Kemal) haricindeki tüm çiftçi katılımcılar, fazla sulamamanın üretim artışını getirdiği anlayışı bir tarafa, tersine fazla sulamanın üretimi düşürdüğünü ifade etmişlerdir. Araştırmacılara göre de tarımsal üretim sürecinde gereğinden fazla suyun kullanılması toprağın verimini düşürmektedir (Yanar, 1999: 77). Dolayısıyla görüşmeye dahil olan katılımcıların sulama ve üretim artışı arasındaki ilişki bağlamında belli bir bilgi düzeyinde oldukları görülmektedir. Çevik’e (1999: 50) göre, özellikle sulamaya yeni başlayan arazilerde, genellikle çiftçiler, araziye ne kadar fazla su verilirse, ürünün o kadar artacağı inancı içerisindedirler. Oysa araştırma alanımızda, görüşme sonuçlarından da anlaşıldığı üzere çiftçiler, fazla suyun üretim artışını getirmediğini, tersine üretimi düşürdüğünü belirtmişlerdir. Dolayısıyla,

“çiftçiler, tarlayı ne kadar çok sularsam verim de o oranda artar eğilimini taşıyorlar”

şeklindeki yaygın kanaatin, araştırma alanımızdaki çiftçiler için geçerli olmadığı görülmektedir.