• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM TOPLUMSAL CĠNSĠYET VE KADININ TANIMI

1.2. Reklam ve Spor Kavramına Genel BakıĢ

1.2.4. Spor Kavramı

Tarih boyunca insanların eğlence, alternatif aktivite ve kendilerine sosyal bir mecra yaratmak adına çabaları, uzun yıllar boyunca devam etmiĢtir. Öyle ki insanlar, sadece alıĢtıkları hayat düzeni içerisinde değil, onun dıĢındaki hayat akıĢı içerisinde de kendilerine yeni bir mecra arayıĢı içerisinde olmuĢlardır. Bu vesile ile de zaman

belki de en uzun soluklu ve insanların en fazla dikkatini çekendir. Mental ve fiziksel anlamda bakıldığı süre zarfında spor, insanın hayatındaki önemli ve nitelikli bir faaliyet olarak göze çarpmaktadır. Bu nedenle de spor sadece bir aktivite olmaktan çıkarak artık bir sektöre de dönüĢmüĢtür.

Kavramsal olarak bakıldığı süre zarfında spor, var olduğu ilk günden bu yana değiĢen yapısı içerisinde, modern çağın toplumsal algısı dahilinde en yaygın ve en etkin sosyal faaliyetlerinden biri olmakta ve modern toplumun mental ve fiziksel olarak kendisini geliĢtirmesi konusunda önemli bir araç haline gelmektedir (Yetim 2010, 173). BaĢka bir açıdan bakıldığı süre zarfında spor, barıĢ, hoĢgörü, eĢitlik, disiplin, erdem, haz, hak, hukuk, mutluluk, sevgi, saygı vb. birçok farklı unsuru içerisinde bulunduran; bu değerler ile örtüĢmesinin yanı sıra, yine insan hayatında yer alan birçok doping, bahis vb gibi negatif unsurları da içerisinde barındıran, temelde fiziksel aktiviteler bütünüdür (Pehlivan, 2004, s.49).

Konu üzerinde çeĢitli araĢtırmalar gerçekleĢtirmiĢ olan Kuter, sosyalleĢme sürecinde, sporun olumlu ve tetikleyici etkisine dikkat çekmiĢtir. O‘nun bakıĢ açısından spor, mevcut süreçte düzenlenen organizasyonlar bazında spor, birbirinden farklı insanları bir araya getirme ve onların fiziksel ve ruhsal anlamda bir ortak nokta bulmalarına vesile olmaktadır. Bu sayede, farklı mecralardan bireyler, birbirleri ile yakınlaĢırken aslında farklı kültürler bir araya gelmektedir ve bu sayede de spor, birleĢtirici bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır (Kaplan ve Çetinkaya, 2014, s.123). Kuter‘in yaklaĢımı açısından değerlendirildiğinde spor, sadece bir aktivite olmanın ötesinde ele alınmakta, daha çok, toplumsal anlamda bir harç görevi görmektedir. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda bakıldığı süre zarfında spor, kültürel bakımdan insanların kaynaĢması ve toplumun farklı, Ģiddetten uzak, daha fazla bütünleĢmeye yönelik olarak hareket etmesine vesile olabilmektedir.

Mevcut süreçte, spor, özellikle bireysellikten organizasyonel bir yapıya geçmekle birlikte, bu organizasyonel yapı, sporun dünya genelinde milyarlarca insana hitap etmesi konusunda güçlü bir nüfuza sahip hale gelmiĢtir. Özellikle de sporun, hitap etmiĢ ve birleĢtirmiĢ olduğu geniĢ kitlelerin farklı demografik kitlelerden gelmiĢ olması neticesi ile onlara verilen mesajın niteliği, etkililiği ve kalıcılığı geliĢmekte, buna istinaden de spor insanın kendisinden baĢlayarak, evrenselliğe tesir eden itici bir güçtür (White ve Cheung, 2015, s.192).

Bu Ģekli ile değerlendirildiğinde spor, var olduğu günden bu yana insana özgü bir faaliyet olmakla birlikte, insanları bir araya getirme özelliğine de sahiptir. Bu hali ile sosyolojik bir gerçeklik olduğunu düĢünmek de mümkündür ki spora dair yapılabilecek olan her araĢtırmada, mutlak olarak sporun toplumu farklılıklarına göre ayrıĢtırmayan, aksine, söz konusu farklılıklardan bir sentez yaratabilecek güce sahip olduğu fark edilebilecektir. Bu, bireyin kendi spor aktiviteleri için de geçerlidir; bireysel anlamda fiziksel ve ruhsal olarak spordan fayda elde edebilecek birey için bunu toplumsal platformda da hissetme imkanı bulunmaktadır. Spor, bu birleĢtiriciliği sağlayabilmektedir.

ĠletiĢimsel bazda değerlendirildiğinde spor, bireysellikten ayrılarak, bugünün yaĢam Ģartları içerisinde spor, onu ifĢa eden aktörleri ile birlikte onun paydaĢları ve özellikle de izleyici kitleleri ile birlikte önemli bir iletiĢim mekanizmasıdır. Ayrıca spor, artık kitleler bazında icra edilen bir faaliyet olması sebebi ile insan hayatı için çok daha fazla bağlayıcılık içeren bir unsura dönüĢmüĢ ve insanın yaĢamsal formasyonu içerisinde bir bağımlılık halini almıĢtır. Sporu icra edenler profesyonel ya da amatör olsun, onu icra edenler ile takip edeneler arasında spor, bir köprü görevi görmektedir (Hambrick ve Svensson 2015, s.238). Sporun bu denli evrensel olmasıyla birlikte de hali hazırda bir köprü görevi görmesi son derece kolay olmakta ve bu sayede kitlelerin etkilenmelerine yardımcı olmak adına da onu icra edenler açısından kıymetli bir araç haline gelmektedir.

Tarihsel akıĢ süreci içerisinde değerlendirildiğinde ise spor, çoğunlukla profesyonellikten uzak, kiĢisel hedeflerin, planların ve isteklerin gözetilmesi adına tasarlanmıĢ bir süreci ifade etmektedir. Buna istinaden de tarihte spor, amatör, tek düze ve geniĢ kitlelere yayılmıĢ bir vaziyette, atıl olarak icra edilmiĢtir. Fakat zamanın akıĢı içerisinde sporun toplumsal anlamda algılanıĢına bakıldığında, toplumsal olarak spor faaliyetlerinin daha sık, daha çok kiĢi ile ve belirli amaçlar uğruna yapıldıkları gözlemlenmiĢtir. Buna istinaden de bireyler ve gruplar, sporu bulunduğu tek düze halinden alıp daha fazla sağlıkla ilintili olacak Ģekilde ve daha nitelikli bir Ģekilde icra etmek üzere baĢka bir noktaya taĢımıĢlardır. Bunda, 20. yüzyılın değiĢime ve geliĢime açık olarak tasarlanan düĢüncelerinin, yaratıcılığının ve özellikle de pazarlama yaklaĢımlarının büyük bir önemi bulunmaktadır.

20. yüzyılın baĢlarına dek bireysel anlamda icra edilen ve bunun dıĢında insanın sağlıklı olabilmesi adına bir araç olarak görülen spor, bu tarih itibari ile artık kitlelerin icra ettiği kadar takip ettiği, kısmen profesyonel olan, ancak zaman içerisinde tam anlamıyla profesyonelliğe geçiĢi temsil eden bir alan haline gelmiĢtir. Birbirinden farklı spor faaliyetlerinin ortaya çıkması ve insanların giderek daha fazla bu sporlara ilgi duymasıyla birlikte spor, insan hayatının önemli bir parçası haline gelmiĢtir. Öyle ki bireyler kendileri icra etmiĢ oldukları spor faaliyetlerinin ötesinde, mümkün olduğunca daha geniĢ kitlelere hitap eden spor faaliyetlerinin izleyicisi olmuĢ ve bunları hayatlarının asli birer parçası haline getirmiĢlerdir (Vamplew, 2013, s.6).

Sporun zaman içerisinde yaĢamıĢ olduğu değiĢim, onun kendi kimliğini bir Ģekilde korumakla birlikte, kimliğinin dâhiline baĢka alanların da girmesine sebebiyet vermiĢtir. Bunlardan biri de bilimdir ve gerek sporun fiziksel olarak icrası gerekse de onun mental olarak yarattığı etkiye dair toplumsal olarak yarattığı etkiye dair birçok Ģekilde bilimsel araĢtırmalar gerçekleĢtirilmiĢtir. Bunlardan belki de en önemlisi, sosyolojik olarak sporun insan ve toplum üzerinde yaratmıĢ olduğu izlerin incelenmesidir. Buna göre spor, artık sadece bir boĢ zaman aktivitesi ya da profesyonel anlamda gerçekleĢtirilen faaliyet olmaktan ayrılmıĢ, daha çok, bilimsel anlamda yaratmıĢ olduğu etkiler neticesinde bugünün ve yarının incelenmesi adına bir bilimsel unsur haline gelmiĢtir (Pope, 1998, ss.1-2).

Bu görüntü itibari ile spor, tarihsel akıĢ içerisinde artık eskisi gibi etkililiği sadece sportif faaliyetler ile sınırlı olmayan bir alandır. Buna istinaden spor, zaman geçtikçe önce boĢ zaman aktivitesi, daha sonra profesyonel ya da bir amaç uğruna icra edilen bir faaliyet ve nihayetinde de toplumun kitleler halinde takip ettiği, onların duygu ve düĢüncelerini belirli oranda yönlendiren bir faaliyete dönüĢmüĢtür. Bu açıdan bakıldığında sporun artık sadece kendi kalıpları içerisinde değerlendirilmesi mümkün gözükmemektedir. Spor artık, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısı itibari ile geniĢ kitlelerce, kitle iletiĢim araçları ile takip edilen, çeĢitleri olan, evrensel organizasyonlarla zenginleĢtirilen ve en önemli ciddi ölçekli para kazanılan bir faaliyettir. Buna istinaden de sporu sadece fiziksel aktiviteler dâhilinde değerlendirmek son derece zordur.

Aynı zamanda spor, küreselleĢmenin dünya üzerinde bırakmıĢ olduğu izlerin de ciddi ölçekli bir göstergesidir. Küresel anlamda insanların iletiĢimleri ne denli etkili olarak görülecekse, spor da bu sürecin içerisinde bir o denli etkili, arabulucu ve köprü rolüne sahip unsur haline gelmiĢtir. Özellikle kitle iletiĢim araçlarının sayesinde sporun izlenmesi, icra edilmesi, değerlendirilmesi, bilimsel olarak araĢtırılması ve onun finansal bir yapısının olması adına küreselleĢme önemli bir yardımcı olmuĢtur. Özellikle de 21. yüzyılın spor algısı, politikanın, ekonominin ve sosyokültürel olay ve olguların hemen hepsinin varlığını içerisinde barındırmakta ve bu olguların hemen hepsi, spor içerisinden kendilerine bir pay çıkarabilmektedir (Jarvie, 2006, s.46). Spor, yüzyıllardır farklı Ģekillerde toplumların hayatlarına dâhil olmuĢ olsa da gerçek anlamda bir faaliyet olma baĢarısını en çok 20. ve 21. yüzyıllar içerisinde elde etmiĢtir. Halen, çeĢitli ülkelerde, ata sporu olarak görülebilecek birçok spor faaliyeti yeniden canlandırılmaya çalıĢılsa da söz konusu yüzyıllar içerisindeki spor faaliyetleri, sporun gerçek anlamda tanımlanması ve Ģekillendirilmesi adına tanımlamanın temelini oluĢturmaktadır. Bu nedenle de sporun tarihi, kendisine ait modern açıklamayı 20. yüzyılda eriĢmiĢtir ve böylelikle de toplumsal anlamda spor daha yetkin bir Ģekilde açıklanabilmiĢtir.