• Sonuç bulunamadı

Sovyet Cumhu riyeti'nde Emekçi Kadın Hareketinin Görevleri

Partisiz Emekçi Kadınların Dördüncü Moskova Kent Konferansında Yapılan Konuşma

23 Eylül 1 9 1 9

Yoldaşlar,

Emekçi kadınlar konferansını selamlamakla mutluluk duyuyo­

rum. İzninizle , bugün emekçi halktan politik bilince sahip olan herkesin ve her emekçi kadının büyük ilgisini çeken konulara ve sorunlara geçmek istiyorum. Bunlar, en ivedi sorunlarımızdır;

ekmek sorunu ve savaş durumu. Toplantılarına ilişkin gazete ha­

berlerinden öğrendiğim kadarıyla, savaş konusunda yoldaş Trotskiy, ekmek konusunda ise Yakovleva ve Svidersky yoldaşlar tüm boyutlarıyla durmuş bulunuyorlar. O halde izninizle, ben de öteki sorunlara geçeyim.

Genel olarak sosyalizme geçiş sorun una ilişkin, özel olarak da güncel açıdan büyük önem taşıyan ve bugün Sovyet Cumhuriye­

ti 'nde emekçi kadın hareketinin karşısında bul u nan görevlerle il­

gili birkaç söz söylemek istiyorum . Yoldaşlar,

Kadının konumu ile ilgili sorun, Sovyet iktidarı tarafından en başından bu yana ortaya konmuştur. Kanımca, sosyalizme geçiş yol un daki herhangi bir işçi devleti ikili bir görevle karşı karşıya­

dır. B unun birinci bölümü, göreli olarak yakındır, kolaydır. Bu bi­

rinci bölüm, kadınları, erkeklerle karşılaştırıldığında eşitsiz bir kon uma yerleştiren eski yasalarla ilgilidir.

Batı Avrupa'daki tüm kurtuluş hareketlerine katılanlar, uzun zamandır, yıllardır değil asırlardır eskimiş yasaların kaldırılması­

m ve kadınlarla erkeklerin yasalarca da eşit tamnmasım talep et­

mektedirler. Ama demokratik Avrupa devletlerinin hiçbiri, en ile­

ri konum daki cumhuriyetierin hiçbiri, bunu gerçekleştirmeyi ba­

şaramamışlardır. Çünkü, nerede kapitalizm varsa, nerede toprak ve fabrikalar üzerinde özel mülkiyet sürdürülüp sermayenin gücü konmuyorsa , erkekler de ayrıcalıklarını korurlar. S özünü ettiği­

miz, yalnızca Rusya'da gerçekleştirilebilmiştir, çünkü ülkemizde

Emekçi Kadın Hareketinin Görevleri

2 5 Ekim 1 9 1 7' den başlayarak işçilerin iktidarı kurul m uştur. En başından itibaren Sovyet iktidarı, sömürünün her biçimine karşı gerçek bir işçi iktidarı olmaya yöneldi. Kendini, emekçi halkın toprak sahipleri ve kapitalistler tarafından sömürülme olasılıkla­

rını yok etme, sermayenin egemenliğini ortadan kaldırma görevle­

rine adadı . Sovyet iktidarı, emekçi halka, toprak üzerinde özel mülkiyet olmaksızın, fabrikalar özel mülkiyet altında bulunmak­

sızın yaşamlarını örgütleme olanaklarını sağlamaya çalışmaktadır.

İşte bu özel mülkiyet ki, her yerde , tam bir politik özgürlüğün bu­

lunduğu en demokratik cumhuriyetlerde bile, emekçi halkı ger­

çekte sefalet ve ücretli kölelikten başka bir şey olmayan koşullar altında tutmakta, kadınlara ise çifte kölelik getirmektedir.

Sovyet iktidarı, emekçi halkın iktidarı, varlığının ilk aylarında, kadınların kon um una ilişkin olarak yasama alanında kesin bir devrimi gerçekleştirmiştiL Kadını bağımlı bir kon uma yerleştiren yasalardan, S ovyet Cumhuriyetinde geriye hiçbir iz kalmamıştır.

Burada sözünü ettiğim, özellikle kadınların daha zayıf konumla­

rından yararlanan, onları eşitsiz bir duruma sokan ve tüm bunları gerçekten de horlayıcı biçimde yapan yasalardır. Örneğin, bo­

şanma ve gayri meşru çocuklarla ilgili yasalar ve kadının çocuğu­

n un bakımı için babasına dava açabilme hakkına ilişkin yasalar gibi.

Burjuva yasalarının, açıkça söylemek gerekirse, en ileri ülkeler­

de bile, kadınların göreli zayıf konumundan yararlanarak onları horlaması ve eşitsiz bir kon uma yerleştirmesi özellikle bu alanda gerçekleşmektedir. Yine özellikle bu alandadır ki, Sovyet hükü­

meti, geriye eskiden hiçbir iz bırakmamış, emekçi halk için dayanılmaz nitelikteki adaletsiz yasaları ortadan kaldırmıştır.

Şimdi, hiçbir abartma yapmaksızın ve göğsümüzü gere gere dün­

yada Sovyet Rusya dışında kadınların tam bir eşitlikten yararla­

nabildiği, özellikle günlük aile yaşamında kendini hissettiren hor­

layıcı bir konum dan kurtarıldığı başka hi çbir ülke yoktur. Bu, bi­

zim ilk ve en önemli görevlerimizden biriydi.

Eğer Bolşeviklere düşmanlık besleyen partilerle temas olanağı bulduysanız, eğer Rusya'nın Kolçak ve Denikin'in1 elinde bulunan

' 1 9 1 9 sonbaharında Sovyet Rusya'nın bir b ö l ü m ü Sibirya ve Güney Rusya'da etkili olan Kolçak ve Denikin'in karşı devrimci güçlerince ele geçirilmişt i . Sovyet topraklarına silahlı müdahaleyi düzenleyen Fransa, ingiltere, AB D ve i apon h ü k ü m etleri karşı devr i m c i l ere askeri yardımda b u l u n d u la r . Karşı devrimci orduların generalleri ve dış m üdahaleci güçleı

1 68

Halkın DevletYönetimine Katılımı Üzerine

bölgelerinde yayınlanan gazeteler elinize geçtiyse ya da bu gazete­

lerde ileri sürülen görüşleri paylaşan insanlarla konuştuysanız , sık sık karşılaşacağınız suçlama, Sovyet iktidarının demokrasiyi ihlal ettiği yol un daki suçlama olacaktır.

Sovyet iktidarının temsilcileri olan bizler, Bolşevik komünistler ve Sovyet iktidarını destekleyenler, sık sık demokrasiyi ihlal suç­

laması ile karşılaşıyoruz ve bu n un kanıtı olarak ileriye sürülen de Sovyet iktidarının Kurucu Meclis'i dağıtması oluyor. Genel olarak bu tür suçlamaları şöyle yanıtlıyoruz: Özel mülkiyetin yeryüzün­

de varlığını sürdürdüğü , insanlar arasında eşitliğin bulunmadığı , elinde sermayesi bulunanın patran olup çıktığı ve başkalarının da onun he sabına çalışıp ücretli köleler haline geldiği bir dönemde ortaya çıkan bu Kurucu Meclis'e ve bu demokrasiye, biz hiçbir değer vermiyoruz . Böyle bir demokrasi, en ileri ülkelerde bile kö­

leliği gizlerneye yaramaktadır. Biz sosyalistler, ancak ve ancak emekçi ve sömürülen halkın kon um u açısından yarar sağladığı sürece demokrasiden yanayız. S osyalizm kendini , dünya ölçü­

sünde , insanın insan tarafından sömürülmesinin her biçimi ile mücadeleye adamıştır. Ancak sömürülenlere, ayrıcalık sahibi ol­

mayanlara hizmet e den demokrasinin bizim için bir değeri vardır.

Eğer çalışmayanların ayrıcalıkları ellerinden alınırsa, insanlar a­

rasındaki gerçek eşitlik sağlanacaktır. Çalışmayan, yemeyecektir.

Bu tür suçlamalara karşı, sorunun şu şekilde ele alınması gerek­

tiğini söylüyoruz: Demokrasi, çeşitli ülkelerde nasıl uygulanmak­

tadır? Tüm demokratik cumhuriyetlerde , eşitliğin kağıt üzerinde ilan edildiğini görüyoruz. Ancak medeni kanunda ve kadınların haklarına ilişkin yasalarda (kadınların aile içindeki konumlarını ve b oşanma durumundaki haklarını düzenleyen yasalar) adım ba­

şı eşitsizlikle ve kadınların horlanması ile karşılaşıyoruz. Ve diyoruz ki, bu, özellikle ezilenler açısından, demokrasinin ihlali­

dir. Sovyet iktidarı, demokrasiyi, en ileri durumdaki öteki ülke­

lerden de daha geniş bir ölçüde uygulamaktadır çünkü, yasalarda, kadınların eşitsiz konumuna ilişkin en küçük bir kalıntı bile bı­

rakmamıştır. Yineliyorum : Varlığının ilk aylarında Sovyet iktida­

rının yaptıklarının yarısı kadarını bile, kadınlar söz konusu oldu­

ğunda, başka hiçbir devlet, başka hiçbir demokratik yasa yapa­

mamıştır.

Hiç kuşkusuz tek başına yasalar yeterli değildir. Bizler de tek

1 920'de Kızıl O rd u tarafından yenilerek Sovyet Rusya topraklarından çıkarıldı - d e r .

Emekçi Kadın Hareketinin Görevleri

başına bunlarla yetinecek değiliz. Buna karşılık, yasalar söz konu­

su olduğu sürece, kadınları eşit bir konuma yerleştirmek için üze­

rimize düşen tüm görevleri yaptık ve bununla gurur duyuyoruz.

Bugün, en ileri ülkelerdeki kadınların konumları ile karşılaştırıl­

dığında, Sovyet Rusya'da kadınların konumu ideal niteliktedir.

Buna karşılık, bunun hiç kuşkusuz bir başlangıç olduğunu da kendi kendimize hatırlatıyoruz.

Evde yapması gereken işler açısından kadın, hala güç bir ko­

numdadır. Kadının tam kurtuluşunu gerçekleştirebilmek, onu er­

keklerle eşit hale getirebilmek için, ulusal ekonominin toplumsal­

laştırılması ve kadının da ortak üretken emeğe katılımının sağ­

lanması gerekmektedir. Kadın ancak bundan soma erkekle aynı konuma sahip olabilecektir.

Burada elbette kadının, emek üretkenliği, sarf edilen emek mik­

tarı, işgününün uzunluğu, çalışma koşulları vb. açısından erkekle aynı konuma gelmesinden söz etmiyoruz. Söylediğimiz, kadının, erkeklerden farklı olarak, sırf aile içindeki durumu nedeniyle e­

zilmemesidir. Hepiniz biliyorsunuz ki, kadınlar tam haklara sahip olsalar bile, tüm ev işlerinin onlara yıkılınası sonucunda, fiilen daha geri bir planda kalacaklardır. Çoğu durumda, ev işleri, bir kadının yapabileceği en verimsiz, en barbarca ve en güç iştir. Bu iş, son derece "küçük" nitelikte olup, kadının şu ya da bu şekilde gelişmesini hızlandıracak en küçük bir öğe bile içermemektedir.

Sosyalist ülkümüzün peşinden giderken, sosyalizmin tam an­

lamıyla uygulanması için mücadele vermeyi istiyoruz ve burada da kadınların önüne çok geniş bir iş alanı açılmaktadır. Şimdi, sosyalizmi inşa etmek üzere zemini temizleme açısından ciddi hazırlıklar içindeyiz. Ama sosyalizmin inşası, ancak kadının tam eşitliğine ulaştıktan sonra, yeni görevleri o küçük, sersemleştirici ve verimsiz işlerden kurtarılan kadınlarla birlikte omuzlayabildi­

ğimiz zaman başlayabilecektir. Bu, başarılması yıllar sürecek olan bir iştir.

Bu doğrultudaki çalışma, kısa sürede çabuk ve göz kamaştırıcı sonuçlar verecek bir çalışma değildir.

Kadınları ev işlerinden kurtaracak örnek kuruluşlar, yemekha­

neler ve bakımevleri ortaya çıkarıyoruz. Tüm bu kurumları örgüt­

leme işi de daha çok kadınların üzerine düşecektir. Kabul etmek gerekir ki, bugün Rusya'da, kadını ev bakımı köleliğinden kurta­

racak çok az sayıda kuruluş vardır. Bunların sayısı gerçekten

ö-Halkın DevletYönetimine Katılımı Üzerine

nemsizdir ve bugün Sovyet Cumhuriyeti'nde gelişen koşullar (yoldaşlarımın daha önce sizlere ayrıntılarını anlattığı savaş ve beslenme sorunu) bu doğrultudaki çalışmalarımızda bizleri engel­

lemektedir. Yine de, kadınları ev içi köleleri konumundan kurta­

racak olan bu kurumların, her olanakta, her yerde ortaya çıktığını belirtmemiz gerekmektedir.

İşçilerin kurtuluşunun işçilerin kendilerince gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyoruz; aynı şekilde, emekçi kadınların kurtuluşu da emekçi kadınların kendilerinin sorunudur. Emekçi kadınlar, sözünü ettiğimiz tür kurumların geliştifilmesini bizzat kendileri gözetmelidirler. Bu faaliyet, eski, kapitalist toplumdaki konumları ile kıyaslandığında, durumlarında tam anlamıyla bir değişikliğe yol açacaktır.

Eski, kapitalist düzende, politikada aktif olabilmek için özel bir eğitimden geçmiş olma koşulu aranırdı. Bu yüzden de kadınlar, en ileri ve özgür kapitalist ülkelerde bile politikada önemsiz bir rol oynarlardı. Görevimiz, politikayı her emekçi kadın için etkin­

lik gösterilebilen bir alan haline getirmektir. Toprak ve fabrikalar üzerindeki özel mülkiyetİn kaldırılmasından, toprak sahipleri ve kapitalistlerin iktidarının yıkılmasından bu yana, politikanın gö­

revleri, bir bütün olarak emekçi halk için, kadınlar da dahil, basit, açık ve anlaşılabilir bir niteliğe kavuşmuştur. Kapitalist toplumda kadının konumu öyle bir eşitsizlikle damgalanmıştır ki, kadınla­

rın politikaya katılımı, erkeklerin katılımının önemsiz bir yüzde­

sini oluşturur. Bu durumda bir değişiklik yaratabilmek için, e­

mekçi halkın iktidarı gereklidir. Çünkü bundan sonra, politikanın başlıca görevleri, emekçi halkın kendisinin geleceği ile doğrudan ilgili meselelerden ibaret olacaktır.

Burada da emekçi kadınların katılımı vazgeçilmez bir nitelik ta­

şımaktadır. Tabii yalnızca parti üyesi ya da politik bilince sahip kadınlar değil, parti dışı kadınlar ve en az politik bilince sahip o­

lanlar da dahil. Bu noktada Sovyet iktidarı emekçi kadınlar için geniş bir faaliyet alanı açmaktadır.

Sovyet Rusya'ya saldıran düşman güçlere karşı verdiğimiz mü­

cadelede güç günler yaşadık. Savaş alanında emekçi halkın ikti­

darına karşı savaş açan güçlere, besin ikmali alanında da kar avcı­

larına karşı verdiğimiz mücadelede güçlüklerle karşılaştık. Çün­

kü, kendi emeklerini seferber ederek yürekten yardımımıza koşan insanların, emekçilerin sayısı azdı. İşte burada, Sovyet iktidarı,

Emekçi Kadın Hareketinin Görevleri

partisiz emekçi kadınların bize yaptığı yardımları paha biçilmez bir değerde görmektedir. Bunlar biliyorlar ki, eski, buıjuva top­

lumda politik yaşama katılabilmek için geniş kapsamlı bir eğitim gerekiyordu ve kadınlar bu eğitim olanaklarının dışında tutulu­

yorlardı. Sovyet Cumhuriyeti'nin politik faaliyeti ise, temel olarak, toprak sahipleri ve kapitalistlere karşı, sömürünün ortadan kaldı­

rılması doğrultusundaki mücadeledir. Bu yüzden Sovyet Cumhu­

riyeti'nde politik faaliyet emekçi kadınlara da açık hale getirilmiş­

tir ve bu katılım, emekçi kadınların örgütsel yeteneklerini emekçi erkeklere yardım için seferber etmeleriyle gerçekleşecektir.

Bizim gereksinim duyduğumuz, yalnızca milyonları içeren bir ölçek üzerindeki örgütsel çalışmalar değildir; örgütsel çalışmaya en küçük ölçek üzerinde dahi gereksinim duyuyoruz ve bu gerek­

sinim, kadınların da katılımını olanak dahiline sokmaktadır. Eğer sorun orduya yardımcı olma ya da ordu içinde ajitasyonu yürüt­

me sorunu ise kadınlar savaş koşullarında da çalışabilirler. Kadın­

lar, tüm bunlarda aktif bir görev almalıdırlar ki Kızıl Ordu göze­

tildiğini görebilsin, kendisi ile dayanışma içerisinde olunduğunu anlayabilsin. Kadınlar, gıda maddeleri dağıtımı, toplu aşevlerinin ıslahı, Petrograd'da sayıları hayli artan salonların her yerde açıl­

ması gibi alanlara da çalışabilirler.

Emekçi kadınların faaliyetlerinin en büyük örgütsel önemi ka­

zandığı alanlar, bunlardır. Emekçi kadınların katılımı, büyük de­

neme çiftliklerinin örgütlenmesi ve yönetiminde de önem kazan­

maktadır ve bu katılım bir iki münferit örnekle sınırlı kalmamalı­

dır. Sözünü ettiğimiz, çok sayıda emekçi kadının katılımı olmak­

sızın yürütülemeyecek olan bir iştir. Emekçi kadınlar, bu alanda, gıda maddelerinin dağıtımını denetleyerek ve bu malların daha kolay bir şekilde edinilmelerini sağlayarak çok yararlı olabilirler.

Bu çalışmalar, parti dışı emekçi kadınlar tarafından da pekala gerçekleştirilebilir. Bunların gerçekleştirilmesi, sosyalist toplu­

mun güçlendirilmesi açısından her şeyden daha çok yararlı ola­

caktır.

Toprak üzerindeki özel mülkiyeti kaldırdık; fabrikaların özel mülkiyetine ise hemen hemen bütünü ile son verdik. Şimdi Sov­

yet iktidarı, parti üyelerinin yanı sıra partisiz insanların da, erkek­

ler gibi kadınların da, kısacası tüm emekçilerin bu ekonomik geli­

şirnde görev almalarını sağlamaya çalışmaktadır. Sovyet iktidarı­

nın kollarını sıvadığı iş, ancak, birkaç yüz değil, tüm Rusya'da

172

Halkın DevletYönetimine Katılımı Üzerine

milyonlarca ve milyonlarca kadının katılımı ile ilerleme sağlaya­

bilir. Sosyalist gelişim davasının, bundan sonra sağlam temellere oturacağına eminiz. Bu andan itibaren, emekçi halk, toprak sahip­

lerinin ve kapitalistlerin yardımları olmaksızın yaşayabileceğini ve ülkeyi yönetebileceğini gösterecektir. İşte bundan sonra sosya­

list kuruluş Rusya'da öylesine sağlam temellere oturacaktır ki, ne başka ülkelerdeki dış düşmanlar ne de içeridekiler Sovyet Cum­

huriyeti için herhangi bir tehlike oluşturabileceklerdir.

Toplu Eser/er, c. 30, s. 40-46