• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2. Sosyo-Kültürel Yapı ve Nüfus

Kentlerdeki sosyal yapı ve kimliğin değişmesinde, sosyal alan ve mekanda meydana gelen gelişmelerin etkisi yadsınamaz. Kırdan kente göç, şehirleşme, küreselleşme vb süreçler, sosyo-kültürel yapının değişmesinde etkili olabilmektedir.

Çok dilli ve çok kültürlü olan bir kent olan Siirt, 1900’lü yılların başında aynı zamanda çok dinli bir yapıya da sahipti. Doğu ve Güneydoğu’nun birçok yerinde olduğu gibi Siirt’te de Ermeni, Süryani ve Yezidiler gibi gayr-i Müslimlerin yaşadığı bilinmektedir. 20. Yüzyılın başında başlayan ve yüzyılın ortalarına doğru yoğunlaşan göçlerle birlikte bölgedeki gayr-i Müslim sayısı azalmıştır. Bu yüzyılın ortalarından itibaren Siirt sadece Müslümanların yaşadığı bir şehir haline gelmiştir (Özgen & Karadoğan, 2009, s. 67). Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kentteki çok dinli yapı ortadan kalkmasına rağmen çok dilli yapının hala devam ettiği görülmektedir. Kentte hep Arap hem de Kürt nüfus bulunmaktadır. 1990’lı yılların başına kadar kent

66

merkezinde Arap nüfus çoğunluğu oluştururken; Kürtler daha çok kırsaldaydı. Farklı gerekçelerle yaşanan göçlerle birlikte kentteki Kürt nüfus oranı artmaya başlamıştır. Bu duruma Arapların başka şehirlere göç etmesi de eklenince, kentteki Arap nüfusunun toplan nüfusa oranı azaldı. Doğal olarak bu durum, beraberinde şehirdeki Arap kültürünün de değişmesini getirmiştir.

Farklı din ve etnisiteye mekân olan Siirt, bu özelliğini dinsel anlamda yitirip homojen bir yapıya doğru evrilmiş olsa da etnik anlamda heterojendir. Etnik anlamda ildeki iki hâkim unsur Araplar ve Kürtlerdir. Kırsaldan kent merkezine doğru yaşanan göçler neticesinde değişen demografik yapı, kendi içersinde de birtakım farklılıklar doğurmuştur. Göçebe yaşam tarzına sahip olup şehre yerleşenler “Koçer” olarak tanımlanırken, köyden kente göç edenler “Dêmâni” olarak tanımlanmaktadırlar (Tan M. , 2013, s. 42). Bu durum aynı etnik kökene sahip olmalarına rağmen yaşam tarzlarındaki farklılıklardan dolayı bir gruplaşmaya neden olmuştur.

1948 yılında, Marshall Planı çerçevesinde Türkiye’ye 248 bin traktör verilmiştir. Bu durum, özellikle temel geçim kaynağı tarım işçiliği olan kesimleri işsiz bırakmıştır. Köylerde yaşanan bu durum, insanların kent merkezlerine doğru göç etmesinde önemli rol oynamıştır. Zira artık beden gücü yerine makine gücüne geçilmiştir. Yüzlerce işçinin bir günde yaptığını makineler çok daha kısa sürede yapabilmekteydi (Türkdoğan, 2007, s. 9). Marshall planının harekete geçirdiği bu göç furyasına, güvenlik gerekçeleriyle boşaltılan köyler de eklenince kırdan kente göç ciddi boyutlara ulaşmıştır. Tüm bölgede olduğu gibi, 1990’lı yıllarda güvenlik gerekçesiyle artan göç, şehrin sosyal yapısında önemli değişikliklere neden olmuştur. Kentteki Arap nüfusunun oransal anlamda hızlı düşüşü bu döneme denk gelmektedir. Siirt Arap şehri olarak bilinirken, artık bu vasfını kaybetmeye başlamıştır. Sayısal anlamda Araplar azınlık konumunda olmalarına rağmen kentteki sosyal ve ekonomik alanlarda söz sahibidirler.

67

Tablo 2: Yıllara göre il Nüfusu

Yıl Siirt Nüfusu Erkek Nüfusu Kadın Nüfusu 2019 330.280 169.211 161.069 2018 331.670 171.189 160.481 2017 324.394 166.402 157.992 2016 322.664 166.463 156.201 2015 320.351 165.034 155.317 2014 318.366 164.098 154.268 2013 314.153 161.802 152.351 2012 310.879 160.813 150.066 2011 310.468 161.252 149.216 2010 300.695 153.028 147.667 2009 303.622 157.578 146.044

Siirt ilinin yıllara göre nüfusu incelendiğinde, 2010 ve 2019 yılları hariç, genelde artan bir nüfus grafiği görülmektedir.

Siirt ili merkez itibariyle Arap şehri olarak kabul edilirdi. Ancak son yıllarda bu tanımlamanın değiştiği görülmektedir. Arap nüfusu son yıllarda hissedilir derecede azalmıştır. Arap nüfusunun azalmasında yukarıda da değinildiği gibi, bir taraftan kırdan kente göç edenlerin büyük bir kısmının Kürt olması, diğer taraftan da Arap nüfusun başka illere göç etmesi etkili olmuştur. Siirt’e ait göç verileri incelendiğinde eksi yönlü bir eğilimin olduğu görülecektir.2

2

68

Tablo 3: Siirt’te Nüfus Hareketliliği Tablosu3

Yıllar Aldığı Göç Verdiği Göç Göç Farkı

2017-2018 15.017 15.726 -709 2016-2017 12.163 15.406 -3243 2015-2016 10.775 15.068 -4293 2014-2015 10.505 16.166 -5661 2013-2014 10.551 14.366 -3.815 2012-2013 10.866 13.339 -2.473 2011-2012 8.823 14.628 -5.805 2011 10.274 14.228 -3.954 2010 8.911 13.973 -5.062 2009 8.475 11.797 -3.322

Kentteki şehirli kültürüne sahip kesimin başka şehirlere göç etmesi kenti birçok alanda etkilemiştir. Bunların başında, kültürel ortamın zayıflaması ve ekonomik gelişmenin yavaşlaması gibi sorunlar gelmektedir. Köyden gelen kitle ile birlikte şehir kültürü sekteye uğramış; köy ve kent arasında yeni bir form ortaya çıkmıştır. Örneğin hayvancılık ile uğraşan köylü şehre geldiğinde de aynı işi sürdürmeye çalışmış böylece kenar mahallelerde hayvancılıkla uğraşan bölgeler oluşmuştur.

Küreselleşmenin kültürler üzerindeki etkilerinden birisi de dünyanın farklı coğrafyalarında aynı kültürün yaygınlık kazanmasıdır. Bu süreçte yerel kültürlerin yerine tek tip bir kültür ortaya çıkmaktadır. Yaşanan bu gelişmeler, birbirinden farklı kültürel geçmişe sahip toplumların gittikçe birbirine benzemesine neden olmaktadır. Tüketim alışkanlıklarından giyim-kuşama, yemek kültüründen sosyal ilişkilere kadar

3

Veriler TÜİK’ten alınmıştır. http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist (Erişim: 05.05.2019)

69

geleneksel olanın terk edilip yerine modern çağa ait değer ve alışkanlıkların ikame edildiği bir süreç yaşanmaktadır. Söz konusu bu değişimin araştırma sahamız olan Siirt için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.

Hızlı bir değişimin yaşandığı dönemlerde, kültürel öğelerin değişim hızı diğer alanlardaki değişimin hızına yetişemeyebilir. Wiliam F. Ogburn, bu durumu “kültürel gecikme” olarak tanımlamaktadır (Bilgin, 2010, s. 143). Köyden şehre göç eden ailelerin, ekonomik anlamda gelişmelerine, şehir kültürünü kazanma sürecinin eşlik etmediği söylenebilir. Şehrin kenar mahallelerinde köylü kültürünün hâkim olduğu, ekonomik anlamda daha zengin semtlerde de kültürel gecikmenin yaşandığı söylenebilir. Köyden şehre gelen insanlarda köylülük ve şehirlilik arasında bir çatışmanın yaşandığı görülmektedir. Kırsaldaki değerleri şehre taşıyan göçmenler, şehirde karşılaştıkları yeni kültürel kodlarla kimi zaman çatışmalar yaşamaktadır. Bu durum kırsaldan şehre göç edenlerin belirli mahallelerde yoğunlaşmasına neden olmuştur (Özgen & Karadoğan, 2009, s. 70). Kırsaldan gelen göçler neticesinde kentin kültüründe önemli değişimler meydana gelmiştir.

Kentin sosyal kimliği ile ilgili genel bir değerlendirme yapılacak olursa; aşırı göç, modernleşme, küreselleşme ve yürütülen politikalarla Siirt’in sosyal yapısında son 30 yılda çok büyük kırılmaların yaşandığı ifade edilebilir.