• Sonuç bulunamadı

Medreselerde Dönüşüm: ‘Toplum İçin Medrese’den ‘Medrese için

1. BÖLÜM

2.4. Dini Hayat

3.1.2. Medreselerde Dönüşüm: ‘Toplum İçin Medrese’den ‘Medrese için

Medreselerin, şeyhlik kurumunun toplumu etkilemesinde birer ideolojik aygıt olduğunu daha önce ifade etmiştik. Dolayısıyla medreselerin yaşamış olduğu dönüşümün yönü ve boyutunun şeyhlik kurumunun toplumsal alandaki etkileri konusunda belirleyici olacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle burada bu konuya yer vermek istedik.

Medreselerin Osmanlı imparatorluğunun sonlarında bozulmaya başladığı bilinen bir durumdur. 20. Yüzyılın başına gelindiğinde bu bozulma ileri bir aşamaya gelmişti. Beşik uleması gibi bir uygulamanın ortaya çıkması, askerlik görevinden kaçmak isteyenlerin eğitim bahanesiyle bu kuruma kaydolması vb. uygulamalar, söz konusu bozulmayı daha da belirgin hale getirmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat kanunu ile yasaklı pozisyona düşmeleri bu kurumun daha da işlevsizleşmesine neden oldu. Çıkarılan kanuna rağmen gizli bir şekilde varlıklarını sürdürmeye çalışan medreseler olmuş ama buralarda da eğitim kalitesi düşmüştü. Sadece alet ilimleri öğretmekle yetinmeye başlayan medreseler, bir süre sonra eğitimi sadece bu alet ilimleri ile sınırlamak zorunda kaldılar. Fenni ilimlerin son yıllarda müfredattan çıkarıldığı medreselerde dini ilimlerin de zayıflaması ve sadece alet ilimlere yönelik eğitim yapılması medreselerin etkinliğinin sınırlanmasına neden oldu.

Medreselerin işlevsizleşmesinde etkili olan hususlardan birisi de, şeyhlerin ilim sahibi olmadan şeyhlik iddiasında bulunmaları olmuştur. İlmi açıdan yeterli olmayan bu kişilerin şeylik makamına geçmesi ve geleneğin devamını sağlamak adına kendi medresesini kurması, medreselerin kalitesini düşürmüştür. Medreselerde

93

yaşanan bu kalite düşüklüğü doğal olarak medresenin de toplumsal alandaki etkisini olumsuz yönde etkilemektedir. Görüşmecilerden biri bu hususu şöyle dile getirmiştir: Son yıllardaki şeyhlere baktığımızda birçoğu medrese eğitimi almamıştır. Yani Melâ değildir. Hal böyle olunca meselelere yeterince vakıf olamıyorlar. Şeyhler Melâ olmayınca eğitim konusundaki etkileri de azaldı. Medresenin sistemini bilmedikleri için etkili bir eğitim de veremiyorlar (K19).

Burada medreselerin bu konuda yetkin olmayan kişilerin denetimine geçtiği dolayısıyla etkilerini yitirdikleri sonucuna ulaşabiliriz. Medreselerin kurulması ve devam etmesinde şeyhlerin etkileri dikkate alındığında, her ne kadar şeyhler doğrudan ders vermeseler de medreseler onların anlayışları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Şeyhin medrese sistemi hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması, talebe ve sofi arasındaki farkın kavranamamasına neden olabilmektedir. Bu durum talebelik ve sofiliğin birbirine karışması anlamına gelebilmektedir. Tekke ve medrese birlikteliği olmakla birlikte bu iki kurumun kısmi özerkliği söz konusu idi. Ancak son yıllarda şeyhin tekkesinin onun medresesi olması, bu iki kurumu birbiri ile iç içe olan bir yapı haline getirmiştir. Tekkeye gelen kişi aynı zamanda medreseye de gelmiş oluyor. Böyle bir durumda eğitimin aksaması söz konusu olabilmektedir.

Medreselerin tarihsel süreçte, geçirmiş olduğu evreler, onların toplumdaki işlevlerini de etkilemiştir. Medreselerde hem içsel hem de dışsal etkenlerden kaynaklı yaşanan sorunlar nedeniyle toplumdaki etkileri de azalmıştır. Bu etki yitimine paralel olarak bazı dönüşümlerin yaşandığını söyleyebiliriz. Geçmiş ile kıyaslandığında medreselerde artık kendi varlıklarını sürdürme çabasının birincil amaç haline geldiğini söyleyebiliriz. Medreselerde eğitimin sadece gramer ile sınırlı bir şekilde programlanması ve buradan yetişen talebelerin kendilerini geliştirecek alanlarda yeterli ilgiyi göstermemesi medreselerin toplumdaki etkisinin zayıflamasına neden olmuştur. Bu durum bir süre sonra kısır bir döngünün oluşmasına neden olmaktadır. Yaptığımız mülakatlarda medresesi olan bir şeyh, medreselerin bu dönüşümü konusunda şu ifadeleri kullanmıştı:

94

Medreseden yetişen birisi eğer kendisini geliştirmezse bir süre sonra bir yerde bir medrese açıyor orada da kendisinin yetiştiği sistemin aynısını uygulamaya başlıyor. Orada da sarf, nahiv vs. dersleri veriyor. Diğer alanlarla pek ilgilenmiyor. Sadece medreselerinde sarf, nahiv gibi alet ilimlerini öğretmekle meşgul oluyorlar. Böyle olunca topluma dokunabilecek bir alanları olmuyor. Belli bir süre sonra toplum için medrese değil medrese için medrese haline geliyor bu sistem. Kısır bir döngünün içine girilmiş oluyor. Eğer toplum için medrese olursa toplumun sorunlarını çözebilecek, onları fikri olarak etkileyebilecek şekilde kendilerini geliştirirler (K19).

Medreselerde eğitimin sadece belli alanlarda yoğunlaşması, toplumun eğitim ihtiyacını yıllarca karşılamış olan bir kurumun etkilerini sınırlamıştır. Medreseler kısır bir döngü içerisine girerek sadece medrese sisteminin devamını sağlayacak bir pozisyona evrilmişlerdir. Medreselerin “kapalı devre” sisteme dönüştüğünü, toplumdan haberdar olmadıkları için onun ihtiyaçlarına çözüm üretebilecek güçlerini de kaybettiklerin söyleyebiliriz.

Medreselerin toplum için var olma gayesinden medrese için var olma evresine geçmeleri, onların kendi asli fonksiyonlarını icra edememeleri, dolayısıyla kendi kimliklerinden uzaklaşmaları anlamına gelmektedir. Gelinen süreçte medreselerdeki eğitimin “toplum için eğitimden” “medrese için eğitime” dönüşerek eski kimliğinden uzaklaştığını görmekteyiz. Bu kurumların işlevselliğini önemli ölçüde yitirdiğini, dolayısıyla şeyhlik kurumunun medreseler üzerinden topluma etki etme düzeylerinin de azaldığını söyleyebiliriz.

Özetleyecek olursak, şeyhlik kurumunun, “tekke-medrese birlikteliği” düşüncesi çerçevesinde, tekkelerin yanı başında kurdukları medreseler aracılığıyla eğitim alanında etkili olduklarını görmekteyiz. Bölgede, özellikle kırsal alanda, birçok medresenin kurulmasında şeyhlerin öncülük etmesi, oralarda ders verecek kalifiye elemanların yetişmelerini sağlamaları eğitim faaliyetleri üzerinde etkili olmalarını sağlamıştır. Günümüze doğru gelindiğinde medreselerin toplumdaki etkilerinin azalmasına paralel olarak şeyhlerin de etkilerinin azaldığı söylenebilir. Medreselerin türlü nedenlerden dolayı işlevselliğini kaybetmeye başlamış ve belli bir

95

süre sonra kendi varlıklarını koruma ve sistemlerinin devam etmesini sağlamaya yönelik bir çaba içerisine girdiği söylenebilir. “Toplum için medreseden medrese için medreseye” doğru evrilen bir süreçte medreselerin topluma hizmet götürme noktasında eski işlevini kaybettiği görülmektedir. Dolayısıyla şeyhlik kurumunun da eğitim alanındaki etkileri bu işlevsizleşmeye paralel olarak azaldığı görülebilir.

3.1.3. Şeyhlik Kurumunun Devlet Okullarına Karşı Tutumları ve Bu