• Sonuç bulunamadı

Sosyal Yardımlar ve İkramiyelerde Eşit Davranma Borcu

II. İş İlişkisinin Devamı Süresince Eşit Davranma Borcu

4. Sosyal Yardımlar ve İkramiyelerde Eşit Davranma Borcu

İşverenin, toplu iş sözleşmesi ya da iş sözleşmesi ile kararlaştırılmamış, tek taraflı iradesi ile işçilere sağladığı sosyal yardımlarda da eşit davranma borcuna uygun davranması gerekmektedir. Bu nitelikteki ödemeler bir kez yapılsa dahi işveren aynı durumda bulunan işçilere aynı sosyal yardımı yapmakla yükümlüdür. Bu yardımların, belirli koşulların gerçekleşmesi ile işyeri uygulamasına dönüştüğü

durumlarda da işveren yine eşit davranma borcu altındadır142.

Öğretide işverenin tamamen sosyal ve insani düşünceler doğrultusunda “yardım” amacıyla bir veya birkaç işçine zam yapmasının, aynı koşullara sahip bir

141 SÜZEK, s. 235, YILDIZ, s. 232.

başka işçiye bu zam oranının kendisine de uygulanmasını isteme hakkı vermediği ifade edilmiştir. Aynı görüş uyarınca işveren tarafından yardım amacıyla yapılan bir zam, zammın yapılmasına neden olan durumun aynı zamanda zammın (yardımın) koşulu olması halinde, diğer işçiler tarafından bu koşulun kendi şahıslarında da gerçekleşmesi halinde talep edilebilecektir. Anılan görüş bu konuyu şu örnekte açıklamaya çalışmıştır. İşyerinde eşleri doğum yapan üç işçiye içinde bulundukları maddi zorluk nedeniyle yardım amacıyla zam yapmışsa bu işverenin yardım etme amacıyla yaptığı bir uygulamadır. Aynın koşulları taşıyan bir diğer işçisi eşi doğum yaptığında kendisine de söz konusu zammın (yardımın) yapılmasını talep edemez. Ancak işveren işçilerinin çocuklarının doğumunu anılan zam oranı için bir koşul olarak belirlemişse ancak bu takdirde diğer işçiler çocuklarının doğumu halinde bu zammın kendilerine de uygulanmasını talep edebilirler. Bu iki durum arasındaki fark ise ilkinde işverenin tamamen bireysel nitelikli ve kişisel duygulara dayanan bir uygulama yapmasına rağmen diğerinde kolektif nitelikte ve objektif ölçülere dayalı bir uygulama yapması olarak belirtilmiştir.

İşveren, bu yardımların belli koşulları taşıyan işçilere yapılacağını belirleme hakkına sahiptir. Ancak bunu, anılan yardımı yapmadan önce veya en geç bu yardımı yaptığı anda işçilere bildirmeli ve anılan koşulları sağlamayan işçilerde geleceğe yönelik olarak, hukuken MK 2 kapsamında korunması mümkün olan bir beklenti yaratmaması gerekmektedir. İşverenin tek taraflı olarak belirlediği kurallara bağlı olarak bu sosyal ödemeleri yapması kendisini bağlar. Bu kurallara uymak zorunda olduğundan, bunlar işçi bakımından talep hakkı yaratırlar. Yeter ki işverenin önceden belirlediği kurallar çerçevesinde sosyal yardımların yapılması kolektif nitelik taşısın143.

Öğretideki bir görüşe göre işçilere verilen sosyal yardımlar toplu iş sözleşmesi ya da iş sözleşmesine dayanıyorsa burada işverenin eşit işlem yapma borcu değil söz konusu iş hukuku kaynaklarının uygulanması vardır. Sosyal yardımların verilmesinde eşit davranma borcu ancak işverence tek taraflı olarak yapılan ikramiye, prim, çocuk

zammı gibi sosyal yardımlarda ortaya çıkmaktadır. İşveren, bu yardımları yaparken işçiler arasında yapacağı gruplandırmalarda objektif esaslara göre hareket etmeli, işçiler arasında keyfi ayrım yapmamalıdır144.

Sosyal yardımların sağlanmasında işverenin yapacağı gruplandırmalarda da “ayrımcı” nitelik yaratan ölçütler esas alınmamalıdır. Örneğin sadece erkek işçilere çocuklarının doğumuna bağlı olarak bir aylık ücretleri tutarında yardım yapılacağı ya da sendika üyesi olmayanlara bu yardımın yapılacağı yönündeki bir bildirim ayrım yasaklarına aykırı olduğu için hukuken geçersizdir.

Böyle bir durumda, işveren tarafından ayrım yaratıcı nitelikte bir ölçü esas alındığından bu uygulama sonucunda ayrımcılığa maruz kalan ve gerekli koşulları sağlayan işçiler, hem bu yardımın kendilerine de yapılmasını hem de ayrımcılık tazminatının talep edebileceklerdir. Ayrımın sendikal nedenle yapılması durumunda SK 31. maddedeki tazminatın ödenmesi gerekecektir.

İşveren tarafından kişisel iradesine dayalı olarak ikramiye ödenmesi durumunda, bu ödemenin aynı grup içinde yer alan bütün işçilere ödenmesi eşit davranma borcunun bir gereğidir. Burada da grupların oluşturulmasında esas alınan

ölçütlerin ayrımcılık yaratmaması gerekmektedir145.

İşçilere ödenen ikramiyelerde eşit davranma borcuna uygun davranılması ile ilgili olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin feshin geçersizliğinin talep edildiği bir davada verdiği karar şu şekildedir: “…gerçekten, işçinin üzerine düşen borçları ifa etmesinin ve dağıtıldığı ana kadar yerini korumasının karşılığı bir ödül olan ikramiye çoğunlukla bir ödül düşüncesi dışında belirli vesilelerle verilmektedir. Örneğin, dini ve milli bayram, yılbaşı gibi özel günler sebebiyle ödenebilmektedir. Öte yandan, belli bir sürenin geçmesi sonucu da ödeme yapılmaktadır. Örneğin işçiyi işyerine bağlılığa özendirmek için yılın ikinci yarısında veya Nisan, Ağustos ve Aralık aylarında bölümler halinde ikramiye ödemesi toplu iş sözleşmeleri veya hizmet

144 ÇELİK, s. 179-180; TUNÇOMAĞ/CENTEL, s. 135; TUNCAY, Sempozyum, s. 31.

145 TUNCAY, s. 203, YÜKSEL, s. 203-204; TAŞKENT, s. 83-84, yazar ikramiyelerin ödenmesinde

sözleşmelerinde öngörülmektedir. İkramiye hakkının doğum şartları, sözleşmeye göre belirlenir. İkramiye, işçinin ücretinin eki olarak geniş anlamdaki ücretine dahil olduğu için, işverenin atıfetine bırakılmış bir bağışlama kabul edilemez. Bu nedenle işverenin objektif iyi niyet kurallarına ve hakkaniyete uygun hareket etmesi zorunludur. İşçinin ikramiye alması için gerekli süre çalışmasına ve ödeme için belirlenen tarihte ikramiyesinin ödenmesi İş Kanununun 32/V. maddesi hükmü gereğidir. İşveren, tüm işlemlerinde olduğu gibi ikramiye dağıtımında da, aynı durumdaki işçileri arasında farklı işlem yapamaz. Bu husus işverenin işçilere yardım ve gözetme borcuna, eşit işlem yapma ilkesine aykırı düşer. Ödenmesi gereken tarihten üç ay geçmesine rağmen ödenmeyen genel anlamda ücret olarak kabul edilen ikramiye için işçilerin bireysel kararlarına dayalı iş görme ediminden kaçınma eylemi yasadışı grev sayılamaz”146.

İşverenin grev hakkının kullanılmasını engelleyecek nitelikte ikramiye ödemesi, örneğin greve katılan sendikasız işçilere ödemede bulunurken sendikalı işçilere ödemede bulunmaması da eşit davranma borcuna aykırılık oluşturmaktadır.

Tıpkı sosyal yardımlar gibi, işveren tarafından tek taraflı olarak ve işçilerden herhangi bir katkı alınmaksızın uygulanan iştiraksiz emeklilik sisteminde de

işverenin eşit davranma yükümlülüğü bulunmaktadır147.