• Sonuç bulunamadı

Sosyal Kimlik-Siyasal Kimlik

4.ÇAĞDAŞ SANAT-GÜNCEL SANAT-KAVRAMSAL SANAT

5.1. GÜLSÜN KARAMUSTAFA

5.2.2 Sosyal Kimlik-Siyasal Kimlik

Örnek Çalışma 2; Peruk Takan Kadınlar

Peruk Takan Kadınlar’da aynı odada tutamayacağın dört kadın var. Hem kendileriyle, hem birbirleriyle çelişiyorlar, toplumsal, sınıfsal anlamda; inanç, ideoloji, kavga anlamındadır. Ancak, bir taraftan hepsi birden bir Türkiye imgesi teşkil ediyorlar, toplumdaki katmanlara dair izler teşkil ediyorlar.”1

Bu çalışmada, kimliğin görsel düzgüler üzerindeki etkisi; dış görünüş olarak simgeselleştirilmesi, kişilerin ait oldukları toplumsal sınıf ya da siyasi görüşün temsilleri ele alınmaktadır. Karakterlerden ilki, 1970’lerde siyasal olayların içinde olduğu için kimliğini saklamak amacıyla peruk takarak “Hostes Leyla” kimliğine bürünmüş ancak bir sarışın olarak muhafazakar toplum içinde daha çok dikkat çekmiştir. Kutluğ Ataman’ın kimlik kavramını sorgulayışı noktasında, Hostes Leyla örneğinde olduğu gibi öz kimliğini saklama durumu; belki de Türkiye’de genç bir eşcinsel olarak kimliğini gizlemiş oluşuyla özdeşleşiyor olabilir. Ya da sanatçı siyasal olaylara karışmış biri olarak, bu karakterle özdeşleşim kurmuş olabilir. Ancak Kutluğ Ataman, kendini Hostes Leyla’nın tersine, kendi kimliğini saklamayan tam tersi mücadele veren ve kimliğini dışa vuran biri olarak tanımlamaktadır. Bununla birlikte, kimliğin saklanması ya da değiştirilmesi konularını irdeleyişi onu kendi kimliğiyle ilgili keşifler yapmasını sağlamaktadır: “Kimliğin saklanması ya da değiştirilmesi, başka bir kimliğin ortaya çıkarılması durumunun bana nasıl yansıdığını gördükten sonra, benim için diğer kapılar açıldı.”2

1Kutluğ Ataman , Peruk Takan Kadınlar (İstanbul :Metis,2001) 111 2Kutluğ Ataman , Peruk Takan Kadınlar (İstanbul :Metis, 2001) 110

Sanatçı kimlik konusunu inceleme amaçlı yola çıkmadığını, ancak sanatın oluşum sürecinde kavramların su yüzüne çıktığını söylüyor ki, genellikle Gülsün Karamustafa örneğinde olduğu gibi, sanatçının belirli kavramlar üzerine düşünüşü sonucu “kurguladığı” sanat yapıtının tersine, Ataman’ın çalışmalarında çekim “kurgu”landıktan sonra kavramlar ortaya çıkıyor. Sanatçı:“Gerçek hayattaki hikayelerden, basit şeylerden, basit yöntemlerle yola çıkıyorum. Tabii daha sonra düşünmeye başlayınca ve işi soğuttuktan sonra peruk, kimlik gibi kavramlar üzerine zaman içinde daha entellektüel bir bakış geliştiriyorsun”.1

Kutluğ Ataman’ın çalışmalarını değerlendiren sanat eleştirmeni Irıt Rogoff’un yorumu da bu düşünceyi desteklemektedir. Bu kültürel ya da toplumsal bir tarih değil, bir karşılık (tepki) talep ediyor.2 Belgesel-röportaj kurgusuna yakın olan bu çalışmada, toplumsal kimliklerin farklılıkları içinde Ataman’ın başka çalışmalarında da olduğu gibi “ötekileştirilen” kimliklere odaklanılmıştır.

Dört kadında da toplum dışına itilmiş, ötekileştirilmiş bir taraf bulunmaktadır. Kutluğ Ataman’ın video sanatında seçtiği bireylerde, hep bir ötekilik sözkonusudur. Toplumun, kültürel kimliğin de bir parçası oldukları halde “meşrulaştırılmayan”, dışlanan, ötekileştirilen hatta yok sayılan bireyler Ataman’ın çalışmalarında dünyaya seslerini duyurmaktadır. Bu çalışmalarda, özellikle siyasal ve cinsel kimliklerinden dolayı sistemle başı derde giren, baskı ve yaptırıma uğrayan bireyler yer almaktadır.

Ataman bu noktada; “Her dört örnek de, kimlik üretiminin genelleştirilmiş ve tarihsel anlamda sabitlenmiş biçimlerinin ötesine taşıyor; izleyiciyi toplumsal cinsiyet ve devletin uyguladığı acımasız baskı üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor.”3diyor.

İkinci karakter başörtüsüyle üniversiteye giremediği için peruk takan bir üniversite öğrencisidir. 3. karakter ise bir travesti olarak, seks işçiliği yapılmasının önlenmesi için polis tarafından saçı kazıtılan ve bu yüzden peruk takan Mehtap ve 4.karakter de kanserle savaşım halinde olan, kemoterapiden saçları döküldüğü için peruk takan antropolog-gazeteci Nevval Sevindi’dir. Sanatçı, dört kadının ortak

1Kutluğ Ataman , Peruk Takan Kadınlar (İstanbul :Metis, 2001) 110

2Irit Rogoff, “Experience” Kutlug Ataman PARADISE (Orange County Museum of Art, 2007) 3Kutluğ Ataman , Peruk Takan Kadınlar (İstanbul :Metis, 2001) 123

lxxx

özelliği olan peruğu bir araç olarak kullanarak, Türkiye’nin yaklaşık son yirmi yıllık döneminin toplumsal ve siyasi kimliğinin bir portresini çizdiğini söylüyor.1

Üniversite öğrencisi olan ikinci karakter, saçını ve bedenini nesne olarak gördüğü için peruk takmakta(başörtü yerine), 3.karakter olan travesti Mehtap ise peruğu cinsiyet dönüşümü yaşadıktan sonra görsel cinsiyet temsil düzgülerine uyarak, bedenini nesneleştirmek için takmaktadır. Kanser tedavisi gören Nevval Sevindi ise “kadın uzun saçlı olmalı ya da az saçlı olmamalı” önyargılarını içeren cinsel kimlik görsel düzgülerine uymak, “hasta “ ve “öteki” olarak görülmemek için takmaktadır.

Resim 26 Kutluğ Ataman Peruk Takan Kadınlar

Ataman’la ilgili etnograf sanatçı kuramından sonra, bu noktada da belgesel kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ataman’ın sanatı belgesel olarak nitelendirilebilir mi? Bu çalışmaların röportaja daha uzak oluşu, sanatçının kamera karşısında hiç görünmeyişi ve sorduğu sorular varsa bile daha “edilgen” ve görünmez konumda kalışı, sahneyi “konuşturduğu” kişiye bırakışı sözkonusudur.

Konuşturma aşamasına nasıl gelindiği, bu durumun doğal olarak mı oluştuğu ya da sanatçının kurgusu doğrultusunda, kişileri söylemelerini istediği şeylere yönlendirip yönlendirmediği sorgulanmalıdır. Sanatçı, öncelikle bu insanları

konuşturabilmek için onlarla olan ilişkisi üzerinde bayağı emek sarf etmesi gerektiğini belirtmekte ve eklemektedir: “Onları ikna edebilmem gerekli. Bir üçüncü kişi önünde bu kadar mahrem konularda konuşmayı kabul etmeyebiliyorlar ya da bunları konuşacak ruh hali içinde hissedemeyebiliyorlar.”1 Konuşturmaya ikna etme konusunda zorlanmış olduğu ancak alnının akıyla çıktığı “Küba” adlı çalışması var sırada…

5.2.3 Yerel Kültürden Evrensel Kültüre