• Sonuç bulunamadı

Sosyal Değişme; Sosyal Değişmeyi Hazırlayan Şartlar ve Faktörler

ideolojik, psikolojik faktörler gibi sosyal hayatın gerçeklerini çarpıtan faktörler neticesi

16

oluşur. Karl Marx sosyal değişimde merkezi dinamik rolde teknolojiyi işaret ederken Max Weber dine ve değerler sistemine öncelik vermiştir. Bu faktörlerin yanı sıra kentleşme bürokratikleşme, nüfus artışı rasyonelleşme de toplumsal değişme sürecini bütün olarak tanımlar.

Değişmenin kaynakları toplumun dışındaki güçlerden ya da içten olabilir. Bu durum; direkt ve şiddet içeren savaş şeklinde olabildiği gibi, indirekt olarak fikirlerin, geleneklerin değişmesini de içerebilir. Diğer taraftan toplumda bazı yenilikler yaptırımla karşılaşırken, bazıları cesaretlendirilir (Bilim ve teknoloji).

Hiçbir toplum tamamen statik değildir. Her toplumda potansiyel değişim teşkil eden gerilimler mevcuttur. Bu gerilimler rol uyuşmazlıkları, değer sapmaları, menfaat çatışmaları şeklinde oluşabilir. Bunlar kültürel ve sosyal yapıda yer alırlar. Sosyal yapıda gerilimlerden meydana gelen baskı çeşitli şekillerde (politik baskılar, dini yaptırımlar gibi) drene edilir. Fakat bu baskılar telafi edilemediğinde gelenekler yerlerini yeni değerlere ve kurumlara bırakır17. Şimdi “sosyal değişme”yi daha ayrıntılı olarak incelemeye başlayabiliriz.

Bir sosyal olay olan “sosyal değişme”ye tesir eden faktörleri şöylece sıralayabiliriz: i) Fiziksel çevre, ii) faydacı ve teknolojik yapı, iii) kültür yapısı.

i. Fiziksel Çevre: Fiziksel çevre kapsamına insan faaliyetinin veya sosyal faaliyetin dışındaki bütün değişme faktörleri girer. Bu faktörleri doğal ortam ve “biyolojik koşullar” olarak iki başlık altında inceleyebiliriz.

a) Doğal Ortam

Toprakların çoraklaşması, ormanların tahribi, madenlerin tükenmesi, ticaret yollarının değişmesi; kültür tarzlarını ve bütün sosyal kurumlar sistemini değiştirir. Bugün bazı ülkelerde topraklar modern usullerle işlenmekte ve onlar üzerinde kontrol kurulmakta, böylece fiziki çevrenin sosyal değişmeye tesir edici gücü azalmaktadır. Fakat aynı şey, yeraltı servetleri için söylenemez. Demir, bakır, kömür, petrol gibi değerli ihtiyaç maddeleri dünya üzerinde gittikçe azalmaktadır. Bu cevherlerin azalması ve tükenmesi büyük sosyal değişmelere yol açacaktır.

17

Đklim, fiziki çevre bilhassa yeraltı servetlerinin tesiri bilinmekle beraber, insanlar bilgi ve teknoloji sayesinde bu tabiiyeti kısmen azaltmışlardır18.

b) Biyolojik Şartlar

Nüfus hacmi, nüfusun sağlık durumu ve nitelikleri, sosyal değişmeler üzerinde büyük rol oynar. Tarihte nüfus değişiklikleri, sosyal değişmeleri hazırlamıştır. Nüfus hacmindeki bir düşüşün, ileri sanayi ülkelerini ekonomik ve siyasi bakımdan gerileteceğini belirtenler vardır. Ancak, ondokuzuncu asır ortasındaki “kara ölüm” sırasında Avrupa’da görüldüğü gibi, bulaşıcı hastalıklar yüzünden nüfustaki ani azalmalar, hayatta kalan insanlara daha geniş bir yaşama sahası ve imkanları vermek suretiyle bir gelişme hareketine yol açıyor.

Bilimin gelişmesi sosyal yapı ve kurumların kuvvetlenmesi; bulaşıcı hastalıkların önünün alınmasına, çocuk ölümlerinin oldukça önlenmesine imkan sağlamıştır. Doğum kontrolüne ait sınırlamalar nüfus hacmına ve nüfusun niteliklerine etki eder. Böylece biyolojik şartlar sosyal değişmelere tesir ederken, sosyal yapı ve kültürlerde meydana gelen değişmeler de nüfus hacmini ayarlayıcı onun biyolojik niteliklerini tayin edici olur.

ii) Faydacı ve Teknolojik Yapı: Mekanikleşme çağında hayat tarzı değişmiş, düşünce tarzı dünya görüşü değişmiştir. Kadınlar evden fabrikaya geçmiş iş hayatına atılmıştır. Kendilerine yeni bir sosyal ortam doğmuş, sosyal statüleri değişmiştir. Bu hal, aile kurumunda, ailenin yapısında büyük dönüşümler yaratmıştır. Eski meslek ve zenaatlar tedricen silinmiş ve daha yüksek bir uzmanlaşma meydana gelmiş; sınıf yapı ve ölçüleri değişmiş, şehir hayatının köy hayatı üzerindeki tesiri artmıştır. Makinalaşmanın tarım ekonomisi üzerindeki tesiri, emek tasarrufu sağlamak ve verimi arttırmak olmuştur. Bunun sosyal sonuçları, köyde işsiz kalan nüfusun şehirlere göçmesi, orada iş araması olmuştur. Ülkelerin dört bir yanını saran yollar, sosyal ve kültürel farkları azaltmıştır. Modern sanayin hayati ihtiyaçlarının (petrol, kömür, madenler) karşılanması meselesi devletler arası ihtilaf ve savaşlara yol açmıştır.

Buhar makinasını icat edenler ve kullananlar bu icadın; adetleri, inanışları, kurumları, siyasi sistemleri sarsarak büyük sosyal değişmeleri hazırlayacağını düşünmemişlerdir. W. F. Ogburn, radyonun, sabah jimnastiğinden, milletlerarası kültür

18

yayıncılığına kadar 150’ye yakın etkiye sahip olduğundan bahseder. Televizyonun yaygınlaşması, geniş kitlelerin duyuş, düşünüş, davranış biçimlerini çok büyük ölçüde etkilemiştir. Bugün Anadolu’nun en kenar köylerindeki çocuklar, büyük kentlerdeki yaşıtları ile aynı programları seyretmekte, aynı malları tüketmek istemektedirler19. Görülüyor ki, teknik buluş ve ilerlemelerin sosyal alandaki yankıları büyüktür20.

iii) Kültür Yapısı: Bir “duyuş, düşünüş, davranış biçimi” olan kültür, insanın aynı zamanda kendi çevresini nasıl düzenlemesi gerektiğine dair değerlere sahiptir. Đnsanlar nasıl düşünüyorlarsa genelde öyle davranırlar21. Kültür sosyal değişmeye etki eden diğer bir faktördür. Kültüre teknolojiden daha az kıymet atfetmek, sosyal değişmenin analizinde bizi hatalı sonuçlara götürebilir. Đnsan aklı hem etki altında kalır, hem etki eder. Ortamla hayat, insanla sosyal mirası arasında son derece güç karmaşık bir ilişki vardır. Đnsanın iç yapısı, sanatı ve tekniği kadar, inançları, arzuları, korkuları ve emelleri tarafından kurulur.

Kültürün sosyal değişme ile olan ilişkisini, W. F. Ogburn’ün kültür açığı kavramı ile izaha çalışanlar vardır. Bu teoriye göre “maddi” kültürdeki değişimler, “intibak edici (adaptive) adı verilen maddi olmayan kültürde de değişmeleri tahrik eder. Fakat maddi olmayan kültürde gecikme olabilir.

Fabrika sistemi iyice ilerledikten sonradır ki işçileri iş kazalarından, sanayi hastalıklarından koruma tedbirleri alınmış ve diğer sosyal güvenlik mevzuatı çıkarılmıştır.

Eski teknoloji, cari kültür içinde kaynaşmış halde bulunabilir. Örneğin ilkel cemiyetlerde, kültürle medeniyet birbirine bağlıdır; ayrılmalarına imkan yoktur. Bu ahenk, yabancı bir teknolojinin ithali ile tamamen yıkılır. Buna kültür etkisi, kültürün sosyal yapı üzerindeki etkisi denir.

Đnançlarımız, kurumlarımız, değerlerimiz, sosyal ilişkilerimiz arasında sıkı bir bağ vardır. Onun için sosyal ile kültürel iç içe geçmiştir ve kültür değişmeleri, bu nedenle sosyal değişmeyi gerektirir. Kültür faktörü, sadece teknolojik değişmeye adım uydurmakla kalmaz, fakat ona etki de eder. Sınai etkiler; ihtiyaç maddeleri, lüks mallar, konfor sağlayan eşya veya savaş malzemesi üretir. Bu durum kültürünün aynı zamanda tayin edici 19 Bozkurt, s.336. 20 Eröz, s.302-303. 21 Bozkurt, s.335.

bir faktör olduğunu gösterir. Yeni bir inanç, yeni bir makine eski düzeni karıştırır. Sanayi devrimi, maden köyleri, sanayi kasabaları yarattı. Đnsanlar üzerindeki etkisi, hastalık, yorgunluk ve ümitsizlikten başka bir şey değildi. Bu durum, merhametsiz, zalim, kâr gayesinden başka ideali olmayan “ekonomik adam” tipinin, bütün icat ve keşifleri elinde tutması, sınai yatırımlar yapmış olmasından ötürü idi. Sonradan insani değerler kendisini kabul ettirdi; sosyal mevzuat gelişti, refah devleti doğdu. Görülüyor ki sosyal değişmenin doğrudan doğruya bir kaynağı olan kültür, faydacılık nizamı (teknoloji) üzerinde de dolaylı bir etkiye sahiptir.

Dinin de sosyal değişimdeki tesiri bilinen bir gerçektir. Hindu toplumunda din, sosyal sistemi, sosyal tabakalaşmayı tayin eden, kuvvetli bir değişkendir. Protestanlığın, ekonomik faaliyetler üzerindeki tesiri Max Weber’e göre çok olumludur. Đslamiyet ve Museviliğin de toplumun gelişmesi konusunda teşvik edici prensipleri vardır22.