• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.1.3. Sosyal Bilgilerin Türkiye’deki Gelişimi

Sosyal Bilgilerin yapısının daha iyi anlaşılabilmesi, bu dersin ülkemizdeki geçmişinin bilinmesini de gerekli kılmaktadır. Türkiye’de Sosyal Bilgiler dersi, bu adla veya başka adlar altında aşamalı olarak değişik şekillerde ilköğretim programlarında yer almıştır. Ülkemizde Sosyal Bilgilerin gelişimi inişli çıkışlı bir yapı göstermiştir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, 1926 programından 1938 programına kadar ilköğretimde 4. ve 5., ortaokulda ise 1. ve 2. sınıflarda Tarih, Coğrafya, Yurt Bilgisi adındaki dersler haftada ikişer ders saati, ortaokul 3. sınıfta haftada 3’er saat şeklinde verilmekteydi. 1948’den itibaren Coğrafya ve Yurttaşlık derslerinin ders saatleri değişime uğramış ve programdaki yerinin 1 ders saatine indirildiği dönemler olmuştur (Altunya, 2006: 386).

1930’lu yıllarda Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığındaki uzman eğitim bilimcilerin tutumu bu dersin okullarda ayrı ayrı kalması, bir öğretmenin, bu üç derse ayrı ayrı girerek, derslerin arasında bağlantılar kurabilmesi ve öğrenci karnelerinde de tarih, coğrafya ve yurt bilgisi notlarının ortalamasının gösterilmesi şeklinde ifade edilmiştir (Altunya, 2006: 387).

23-31 Ağustos 1949 tarihinde toplanan IV. Millî Eğitim Şûrası’nda ise; programlardan ziyade Sosyal Bilgiler’in içeriğine yönelik olarak yapılması planlanan değişiklikler yer almıştır. Bu değişikliklerden biri de; “Ortaokullarda ayrı ayrı okutulan Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi derslerinin bir ders hâlinde ve çocuk psikolojisine göre düzenlenmesi” yönünde alınan karardır. IV. Millî Eğitim Şûrası’nda alınan bu karara dikkat edilirse gerek içerik ve öğretim kademesi açısından gerekse hitabettiği kesimin gelişim psikolojisinin vurgulanması açısından doğrudan Sosyal Bilgiler dersini işaret ettiği görülmektedir. Bu da Sosyal Bilgiler dersinin resmen okullara bir ders olarak girmeden önce, Sosyal Bilgiler dersi ile ilgili kararın bu şûrada alındığını göstermektedir (www.ttkb.meb.gov.tr/suralar).

1950’li yıllara gelindiğinde, Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri programlarında bu dersler ortak bir çatı altında birleştirilmiştir ve tek başlık altındaki derslerin yanına, parantez içinde ilgili dersler de açık bir şekilde yazılmıştır (Altunya, 2006: 389).

Türkiye’de Sosyal Bilgiler kavramı ilk kez 1960’lı yıllarda eğitim literatürümüze girmiştir. Dünyadaki Sosyal Bilgiler eğitiminde yaşanan değişimlerden, ülkemizdeki askeri darbeden ve yapılan anayasa değişikliğinden etkilenerek 1960’lı yılların başlarında gerçekleşen akımla ilköğretim programında daha önceki yıllarda yer alan Tarih, Coğrafya ve Yurt Bilgisi dersleri 1962 yılında disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirilerek “Toplum ve Ülke İncelemeleri” adı altında okutulmaya başlamıştır. 1968’de bu dersin adı Sosyal Bilgilere dönüştürülmüş ve tarih, coğrafya, vatandaşlık bilgisi üniteleri arka arkaya yerleştirilerek dersin içeriği oluşturulmuştur. Bu dersin ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda ve ortaokul 1. ve 2. sınıflarda 5’er ders saati, ortaokul 3. sınıfta ise 4’er ders saati olarak okutulmasına karar verilmiştir. (Erden, 1996; Sönmez, 1999; Öztürk ve Dilek, 2004).

1968 yılında uygulamaya konan Sosyal Bilgiler programı Türkiye’de daha önceki Cumhuriyet dönemi programları gibi John Dewey’in ilerlemeci anlayışından etkilenmiştir. O dönemde ülkemizde de daha çok vurgulanan demokratik bir anlayışa göre şekillendirilen programın, demokratik bir yaşam için bilgi, beceri ve tutum geliştirmesine odaklanmıştır (Sönmez, 1999; Öztürk ve Dilek, 2004).

Erden (1996: 12)’e göre, İlkokul Programları incelendiğinde, ülkemizde 1968 yılından bu yana Amerikan ekolünün etkileri görülmektedir. Bu durum ilerlemecilik akımının liderlerinden John Dewey’in 1924 yılında ülkemize gelerek eğitim sistemimiz

üzerinde çalışmasından ve eğitim programını geliştiren bir kısım uzmanların Amerika’da eğitim görmelerinden kaynaklanmış olabilir.

Okullarımız için Sosyal Bilgiler pek eski olmayan bir derstir. Sosyal Bilgiler dersi 1968-1969 öğretim yılında bütün ilkokullara, 1970-1971 öğretim yılında da deneme niteliğinde ortaokullara resmen girmiştir (Günden, 1995: 22).

1975-1976 öğretim yılında da tüm ortaokullarda okutulmaya başlanmıştır. 1985- 1986 öğretim yılında ise ortaokullardan kaldırılan bu dersin yerine 1998’e kadar Millî Tarih ve Millî Coğrafya dersleri okutulmuştur (Safran ve Ata, 2003: 340). Ancak, 1994- 1997 yılları arasında YÖK-Dünya Bankası ortaklığıyla Millî Eğitimi Geliştirme Projesi gerçekleştirilmiştir. Bu proje çerçevesinde yürütülen çalışmalardan sonra zorunlu eğitimin ülkemizde 5 yıldan 8 yıla çıkarılmasıyla birlikte tüm ortaokullar ilköğretim okulu adıyla bir çatı altında toplanmış ve Sosyal Bilgiler dersi Nisan 1998 tarih ve 2487 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayınlanan program çerçevesinde ilköğretim okullarında yeniden okutulmaya başlamıştır.

Bu döneme kadar Sosyal Bilgiler dersi tarih, coğrafya ve yurttaşlık konularındaki bilgilerin ezberlenmesi olarak görülmüştür. Eski Sosyal Bilgiler programlarına yöneltebilecek diğer bir eleştiri de bireyin karakterini oluşturan yaratıcılık, iletişim v.b. becerilerini geliştirmede yetersiz kalmasıdır. Özdemir (1995: 75), Sosyal Bilgiler programı ve ders kitaplarını ağırlıklı olarak tarih konularına yer verdiği gerekçesiyle, bireyleri sadece geçmişte yaşamaya teşvik edebileceği açısından eleştirmektedir. Bu konuda bireyin, hem geçmişi hem de bugünü senkronik olarak birbirine bağlamayı öğrenmesi gerektiği üzerinde durulmalıdır.

Sosyal Bilgiler programı, gelecek göz önüne getirilerek, içinde yaşanılan zaman ve mekân için etkin vatandaşlar yetiştirmek amacıyla tasarlanmalıdır. Tarih konularının miktarı, hem çocuk psikolojisine uygun şekilde, hem de içinde yaşanılan zamanın ve mekânın gerektirdiği ölçüde olmalıdır. Yaşayan toplumu merkeze alan Sosyal Bilgilerin asıl konusunu sosyal problemler oluşturur.

Türkiyedeki ilköğretim programları dünyadaki gelişmeler doğrultusunda 2004 yılında tekrar yenilenmiştir. Bu yenileme kapsamında köklü değişikliklerle oluşturulan yeni Sosyal Bilgiler Programı 2004 yılında 9 ilde pilot uygulama ile başlamış ve 2005 yılında tüm ülkeye yaygınlaştırılmıştır. Hazırlanmış olan bu program, tüm dünyada

yaşanan değişimler ve gelişmelerle birlikte, Avrupa Birliği normlarını ve eğitim anlayışını, mevcut programların değerlendirmelerine ilişkin sonuçları ve ihtiyaç analizlerini de dikkate almaktadır (www.ttkb.meb.gov.tr/ogretmen).