• Sonuç bulunamadı

Sosyal becerilerin kazanılması, bireyin geçmiş deneyimlerine, çevreden aldıkları geribildirimlere, içinde bulunduğu sosyal ortamlara, çevredeki kişilere bağlı olarak gerçekleşmektedir (Dinçer, 2011). Çocukların sosyal beceri gelişimini olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen bazı faktörler olabilmektedir. Bunlar; yaş, cinsiyet, sosyo- ekonomik düzey, engelli olma v.b. faktörlerdir (Elibol Gültekin, 2008; Avcıoğlu, 2009).

Çocukların yaşları arttıkça bilişsel, dil ve ahlaki gelişimleri ile birlikte sosyal davranışları da gelişmektedir (Avcıoğlu, 2009; Elibol Gültekin, 2008; Gülay ve Akman, 2009: 80). Yurt içinde ve yurt dışında yapılan araştırmalarda, çocukların yaşlarının artmasıyla sosyal etkileşimlerinin, sosyal bağımsızlıklarının ve sosyal işbirliklerinin arttığı, problem davranışların da azaldığı bulunmuştur (Dinçer, 2011).

Poyraz Tüy (1999) yaptığı araştırmada, 3-4 yaş çocuklarının sosyal bağımsızlık, sosyal etkileşim ve sosyal işbirliği puanlarının 5-6 yaş çocuklarının puanlarına göre daha düşük olduğunu bulmuştur. Bu bulgu, yaş ile sosyal beceri gelişimi arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir.

Çocukların sosyal becerilerini etkileyen bir diğer faktör de cinsiyettir. Son yıllarda sosyal ve davranışsal gelişim üzerindeki cinsiyet farklılıklarının hem çevresel hem de biyolojik etkenlerden kaynaklandığı vurgulanmaktadır (Avcıoğlu, 2009; Elibol Gültekin, 2008).

Etaugh (1983), çeşitli çevresel faktörlerin cinsiyet üzerinde etkili olduğunu vurgulamaktadır. Bu faktörler, kız ve erkek çocuklara yetişkin tarafından gösterilen farklı davranışlar, çocuğun cinsiyetine göre seçilen oyuncaklar, toplum tarafından cinsiyetine yüklenen rolleri yerine getirdiğinde ailesi, öğretmeni ve arkadaşları tarafından pekiştirilmesi, buna karşın cinsiyetine uygun olmayan rolleri oynadığında cezalandırılmasıdır (Akt. Poyraz Tüy, 1999).

Baran (1989) farklı sosyo-ekonomik düzeydeki farklı cinsiyetlerdeki on yaş çocukları üzerinde yürüttüğü çalışmasında, davranış bozuklukları ile benlik kavramı arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenlere göre incelemiştir. Araştırma sonuçlarına göre sosyo-ekonomik düzey düştükçe, erkek çocukların kızlara göre daha fazla davranış problemi gösterdikleri, annenin öğrenim düzeyi düştükçe davranış problemlerinin arttığı ve ilk ya da son çocuk olmanın davranış problemlerinin ortaya çıkısında önemli olduğu görülmüştür (Akt. Kanlıkılıçer, 2005).

Erkek çocukların, kız çocuklarıyla karşılaştırıldıklarında fiziksel etkinlik düzeylerinin daha yüksek, sözel etkinlik düzeylerinin daha düşük olduğu söylenebilir.

Bununla birlikte erkek çocukların saldırgan davranışları daha fazla sergiledikleri bulunmuştur. Kızların, kişiler arası ve kendini kontrol etme becerileri erkeklere göre daha yüksek iken, saldırganlık ve rahatsız edici davranışlarının daha az olduğu vurgulanmaktadır (Poyraz Tüy, 1999).

Kapıkıran ve diğerlerine (2006) göre, cinsiyet değişkeni açısından sosyal beceriler incelendiğinde, kızlar daha çok olumlu sosyal davranışlara sahipken, erkekler daha saldırgan davranışlara sahiptir. Merrell (1994), çalışmasında, kızların sosyal beceri puanlarının erkeklerden daha yüksek, problem davranışlarının ise erkeklerden daha düşük olduğunu bulmuştur (Akt. Elibol Gültekin, 2008). Özbey ve Alisinanoğlu’nun (2009) çalışmasında, kız çocuklarının erkek çocuklara oranla, daha az problem davranışa sahip oldukları görülmüştür. Özbey (2009) okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 60-72 aylık çocuklarla yaptığı çalışmada sosyal becerilerin çocukların cinsiyetine göre farklılık gösterdiğini tespit etmiştir. Kız çocuklarının sosyal işbirliği ve sosyal etkileşim puanlarının erkek çocuklarına göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

Her iki cinse ait davranış kalıplarının birçok toplumda ortak olduğu söylenebilir. Bu davranış kalıplarının oluşmasında kültürel yapının, anne-baba tutumlarının, kitle iletişim araçlarının etkisi oldukça büyüktür (Gülay ve Akman, 2009: 80).

Sosyo-ekonomik düzeyin sosyal beceriler üzerindeki etkilerine bakıldığında, öncelikle sosyo-ekonomik düzeyin, eğitim, ekonomik kaynaklar, sağlık ve meslek gibi birçok durumu içinde barındıran geniş bir kavram olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle de çocukların gelişimsel süreçlerini etkileyen en önemli değişkenlerden biridir (Koçak ve Tepeli, 2004; akt. Bülbül, 2008). Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, düşük sosyoekonomik düzeydeki ailelerin çocukları duygusal ve davranışsal risklerle çok daha fazla karşı karşıya kalmakta ve okul başarıları daha düşük olmaktadır (Kanlıkılıçer, 2005; Dinçer, 2011; Elibol Gültekin, 2008).

Baran’ın (1989) farklı sosyo-ekonomik düzeydeki on yaş çocukları üzerinde yürüttüğü çalışmanın sonuçlarına göre, sosyo-ekonomik düzey düştükçe, davranış bozuklukları artmıştır (Akt. Kanlıkılıçer, 2005). Seven’in (2006) yaptığı çalışma sonuçlarına göre, 6 yaş çocuklarının sosyal beceri düzeyleri sosyo-ekonomik düzeylere göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Buna göre, alt ve orta sosyo-ekonomik

düzeydeki aile çocuklarının üst sosyo-ekonomik düzey aile çocuklarına göre daha az sosyal becerilere sahip oldukları görülmüştür.

Çocuğun engelli olup olmaması da sosyal beceriyi etkileyen faktörlerden biridir. Araştırmalar, engelli çocukların normal gelişim gösteren çocuklara göre daha az sosyal ilişki kurduklarını göstermektedir. Engelli çocuklar sosyal becerileri öğrenirken çok zorluk çekmektedir. Ayrıca, sosyal beceri ve akademik yeterlilikleri akranlarına göre daha az, problem davranışları daha fazladır (Dinçer, 2011; Gülay ve Akman, 2009: 80).

Çeşitli araştırmalara bakıldığında, engelli çocukların normal gelişim gösteren çocuklara göre çevrelerini yorumlamada ve diğer çocukların kendilerini nasıl algıladıklarını değerlendirmede sorunlar yaşadıkları görülmektedir (Gülay ve Akman, 2009: 80). Engelli birey eğitim, çevre, iş ve meslek yaşamlarında sosyal beceri yetersizliklerinden dolayı yetersiz sosyal etkileşim, kabul edilmeme, bağımsız davranamama gibi çeşitli güçlükler yaşayabilmektedir (Akfırat, 2004).

Benzer Belgeler