• Sonuç bulunamadı

Gültekin Akduman ve Türkoğlu (2013), okul öncesi dönem çocuğu olan babaların babalık rollerini algılamaları ile çocuklarının problem davranışlarının babanın yaşı, öğrenim durumu, mesleği, ilk baba olma yaşı ve aile tipi değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığını ve babaların babalık rolü algısı ile çocuklarının problem davranışları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucunda babaların babalık rolü algısının babanın yaşı, öğrenim durumu, ilk baba olma yaşına göre, çocukların problem davranışlarının ise, babanın öğrenim durumu ve aile tipi değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır. Babaların babalık rolü algısı ile çocuklarının

problem davranışları arasında ise negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Can Yaşar, Kızıltepe ve Uyanık (2013), farklı sosyo-ekonomik düzeydeki annelerin çocuklarının problem davranışlarıyla başa çıkma yollarını araştırmışlardır. Araştırmanın örneklemine, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ilköğretim okulları arasından tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen alt sosyoekonomik düzeydeki on okuldan çocukları anasınıfına devam eden 156 anne ve üst sosyoekonomik düzeydeki beş okuldan çocukları anasınıfına devam eden 144 anne olmak üzere toplam 300 anne dâhil edilmiştir. Araştırma sonucunda, annelerin sosyo- ekonomik düzeylerinin Problem Davranış Ölçeği’ne göre farklılık gösterip göstermediği incelendiğinde, alt ve üst sosyoekonomik düzeydeki annelerin Problem Davranış Ölçeği’nin Etkili Başa Çıkma ve Önleyici Başa Çıkma alt test puanları arasında anlamlı bir farkın olmadığı; ancak Olumsuz Başa Çıkma alt test puanları arasında anlamlı bir farkın olduğu belirlenmiştir.

Pedro ve Ribeiro (2012), ebeveynlik alışkanlıkları ile evlilik doyumu arasındaki ilişkiyi incelemek amacı ile 9-13 yaşlarında çocukları olan 519 çift ile çalışmışlardır. Çalışmanın sonucunda; babanın ebeveynlik alışkanlıkları ile annenin evlilik doyumu arasında pozitif ve güçlü bir ilişki olduğu saptanmıştır.

Sarıca ve Yazıcı (2013), ebeveynlerin sosyal sorun çözme becerileri ile çocukların benlik algısı arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarında, Sosyal Sorun Çözme Envanteri ve Demoulin Çocuklar İçin Benlik Algısı Ölçeği (6 yaş) kullanmışlardır. Araştırmanın sonucunda, annelerin sosyal sorun çözme düzeyi arttıkça, çocukların öz yeterlilik ve benlik algısı düzeyi puanlarının düştüğü, babaların sorun çözme düzeylerinin çocukların benlik algısı puanları arasında bir farklılık yaratmadığı tespit edilmiştir.

Güven (2013), anne-baba çatışması ve annelerin duygu sosyalleştirme tepkileri bağlamında ele alınan anne-baba-çocuk etkileşimlerinin 9-13 yaş çocuklarının davranış sorunları ile ilişkisi ve bu sorunlara katkısını ve çocuğun davranış sorunları ile anne baba çatışması algısı arasındaki ilişkide annelerin duygu sosyalleştirme tepkilerinin aracı rolünün olup olmadığını araştırmıştır. Araştırma sonuçları özellikle anne baba

çatışması ve anne baba çatışmalarında kendini suçlama arttıkça çocukta gelişen davranış sorunlarının da arttığına işaret etmektedir. Ayrıca annelerin cezalandırıcı ve sıkıntılı duygu sosyalleştirme tepkilerinin de çocukta gelişen davranış sorunları ile ilişkisine dikkat çekmektedir. Öte yandan; annelerin bildirdiği davranış sorunları ile çocuğun algıladığı anne baba çatışmasında kendini suçlama arasındaki ilişkilerde annelerin cezalandırıcı ve/veya sıkıntılı duygu sosyalleştirme tepkilerinin aracılık ettiği görülmektedir.

Demircioğlu (2012), altı yaşında çocuğu olan annelere yönelik uygulanan eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve haber mektupları yoluyla eğitim yaklaşımlarının, annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumları ile çocukların gelişimleri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Annelerin aile işlevleri ile çocuk yetiştirme tutumlarını geliştirmek amacıyla 16 hafta boyunca aile eğitimi programı uygulanan çalışmada, deney grubunda yer alan annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumlarının olumlu yönde değiştiği saptanmıştır. Deney ve kontrol gruplarında yer alan annelerin çocuklarının sosyal beceri-öz bakım gelişim alanlarında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Gruplar arası karşılaştırmalarda eğitici anne eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Haber mektupları yoluyla eğitim alan grup ile karşılaştırıldığında ise anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir

farklılığın olduğu görülmüştür.

Pekşan Akça (2012) çalışmasında, çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte ana- babaların çocuk yetiştirmede aşırı koruyucu tutum sergileme ve fedakâr olma durumlarını incelemiştir. Çalışmada, Lecomple ve arkadaşları (1978) tarafından uyarlanan “Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumları” adlı anket kullanılmıştır. Ankara ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeylerde ilköğretim okulunda çocuğu olan ve araştırmaya katılmak isteyen toplam 133ana-babaya anket uygulanmıştır. Sonuç olarak, üst sosyo-ekonomik düzeyin % 57,5’nin, orta sosyo-ekonomik düzeyin % 51.5’inin ve alt sosyo-ekonomik düzeyin % 46.6’sının çocukların zor işlerden korunması gerektiğini, bir ana-babanın çocuğu için kendisini feda edebileceğini savundukları belirlenmiştir.

Özbey ve Alisinanoğlu (2009), okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 60– 72 aylık çocukların problem davranışlarını çocukların cinsiyeti, kardeş sayısı, doğum sırası, okul öncesi eğitime devam etme süresi, çocuğun tam aileye sahip olup olmama

durumu, anne babanın öğrenim düzeyi, anne babanın mesleği gibi değişkenlere göre incelemişlerdir. Araştırma sonucunda çocukların problem davranışlarının; çocukların cinsiyeti, doğum sırası, okul öncesi eğitime devam süresi, baba öğrenim durumu ve baba mesleğine göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Çocukların problem davranışlarının tam aileye sahip olma durumu, anne mesleği ve anne öğrenim durumuna göre farklılık göstermediği saptanmıştır.

Günindi (2008), okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırmanın örneklemini 2006-2007 eğitim yılında Ankara il merkezi Yenimahalle ilçesinde bulunan anasınıflarına devam eden 180 çocuk ve bu çocukların anne ve babaları oluşturmuştur. Araştırma sonucunda, anne-babalarının empatik beceri puanları yükseldikçe, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal uyum beceri puanlarının da yükseldiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca anne babaların öğrenim düzeylerinin yüksek olması ve çocukların okul öncesi eğitime devam etme süresi gibi değişkenlerin, çocukların sosyal uyum becerilerini olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir.

Seven (2008b), sosyal becerilerle yedi-sekiz yaş ilköğretim çocuklarının ailesel faktörleri arasında anlamlı farklılıklar olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak Muş Merkez İlçedeki ilköğretim okullarında yaptığı çalışmada, bilgi toplama aracı olarak Sosyal Beceri Değerlendirme Sistemi Temel Eğitim Bölümü Öğretmen Formu (SBDS/TE-ÖF) kullanmıştır. Araştırmanın bulgularına göre sosyal beceriler, cinsiyet, kardeş sayısı, annenin öğrenim durumu ve ailenin sosyo-ekonomik durumu faktörlerine göre anlamlı farklılıklar göstermiştir. Alt faktörler incelendiğinde ise atılganlık becerisi ile doğum sırası dışındaki bütün faktörler; işbirliği becerisi ile cinsiyet ve kardeş sayısı; öz-kontrol ile de kardeş sayısı ve anne öğrenimi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.

Erbay (2008), okul öncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf çocuklarının sosyal beceri düzeylerini, anne-baba tutumları ve bazı değişkenler açısından incelemiş, okul öncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf çocuklarının sosyal beceri düzeyleri arasında fark olup olmadığına bakmıştır. Çalışma sonucunda, okul öncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf çocuklarının sosyal beceri düzeyleri arasında anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. Okul öncesi

eğitim alan ilköğretim birinci sınıf çocuklarının sosyal beceri düzeylerinin okul öncesi eğitim kurumunun türü, cinsiyet, kardeş sahibi olma, babanın eğitim durumu ve annenin çalışma değişkenlerine göre farklılaşmadığı, sosyal beceri düzeylerinin, okul öncesi eğitime başlama yaşı, anne eğitim durumu değişkenlerine göre farklılaştığı, ailenin çocuk yetiştirme tutumu değişkeni ile ilişkisi olduğu bulunmuştur. Okul öncesi eğitim almayan ilköğretim birinci sınıf çocuklarının sosyal beceri düzeylerinin cinsiyet, kardeş sahibi olma, anne–baba eğitim durumu, annenin çalışma değişkenlerine göre farklılaşmadığı ve ailenin çocuk yetiştirme tutumu ile ilişkisi olmadığı bulunmuştur.

Öztürk (2008) yaptığı çalışmada, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı bünyesinde anasınıfı bulunan ilköğretim okullarında 1. sınıf öğrencilerine ve 3. sınıf öğrencilerine “Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği (SBDÖ)” Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri ve “Kişisel Bilgi Formu” uygulamıştır. Toplanan 550 anketin tamamı değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma sonucunda, okul öncesi eğitim alan ilköğretim 1. ve 3. sınıf çocuklarının Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçek puan ortalamaları anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. 1 ve 3. sınıf öğrencilerinde cinsiyetin Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri puan ortalamalarında farklılaşmaya yol açmadığı bulunmuştur. 1. sınıf çocukların Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçeklerinde kardeşi olmayanların puanı anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. 3. sınıf çocuklarının ise Temel Sosyal ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri puan ortalamalarında kardeşe sahip olup olmamanın anlamlı düzeyde farklılaşmaya yol açan önemli bir unsur olmadığı saptanmıştır. Temel Sosyal ve Bilişsel Beceriler alt ölçeklerinde okul öncesi eğitime 2 yıl devam edenlerin puanı hiç devam etmeyen ve daha az süre devam edenlerin puanına göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.

Uyanık Balat (2007) çalışmasında, ilköğretime başlayan çocukların anne- babalarının çocuk yetiştirme tutumlarının okul öncesi eğitimden yararlanma düzeylerine göre incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın örneklemini ilköğretime başlayan 183 çocuk ve ailesi oluşturmuştur. Örneklemi oluşturan çocukların anne-baba tutumlarını ölçmek için Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) ve ayrıca demografik bilgiler elde etmek için bilgi formu uygulanmıştır. Araştırma sonucunda; okul öncesi eğitimden yararlanmayan çocukların ailelerinin çok daha fazla düzeyde aşırı koruyucu ve sıkı disiplin tutumunu benimsedikleri ve okul öncesi eğitimden yararlanma

süreleri ile bu tutumlar arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Çocukların okul öncesi eğitimden yararlanma düzeyleri ile anne-babaların demokratik tutumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Okul öncesi eğitimden yararlanma süresi arttıkça, ailelerin demokratik tutum puanlarında da artış olmuştur. Cinsiyete göre anne-baba tutumları arasında fark bulunmamıştır.

Hamarta (2007), 8. sınıf çocuklarının sosyal problem çözme becerilerini algılanan anne baba tutumları açısından incelemiştir. Çalışmanın sonucunda; algılanan anne baba tutumlarının sosyal problem çözme puanlarını anlamlı düzeyde açıkladığı saptanmıştır. Ayrıca, demokratik tutumun probleme olumlu yönelim, akılcı problem çözme ve toplam sosyal problem çözme ile pozitif; iç tepkisel dikkatsiz davranım ve kaçıngan yaklaşım puanları ile negatif yönlü ilişkisinin olduğu bulunmuştur. Aşırı koruyucu anne baba tutumu ile kaçıngan yaklaşım arasında pozitif bir ilişkinin olduğu, aşırı otoriter anne baba tutumu ile de kaçıngan yaklaşım ve probleme olumsuz yaklaşım ile pozitif bir ilişkisinin olduğu belirtilmiştir.

Eminoğlu (2007), dört-beş yaş çocuklarının sosyal davranışları ile ebeveyn davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlamıştır. Araştırmanın örneklemini 101 çocuğun ebeveyni ve 20 öğretmen oluşturmuştur. Çalışma sonucunda, çocukların Davranış Derecelendirme Ölçeğinin sosyal ilişkiler boyutunda elde ettikleri ortalama puanlarında, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresine göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Ebeveynlerin kendi davranışlarını değerlendirdikleri ölçeğin boyutlarından elde ettikleri ortalama puanlarında yaşa göre amaçlara ulaşmada yardımcı olma, tutarlı disiplin ve başarı için baskı boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. Babaların kendilerini değerlendirdikleri ölçeğe ait standartların belirginliği boyutu ile çocukların Davranış Derecelendirme Ölçeğine ait sosyal ilişkiler boyutu puanları arasında aynı yönlü doğrusal bir ilişki bulunmuştur.

Poyraz (2007), babaların babalık rolünü algılamaları ve babalık rolünü algılayışlarında kendi ebeveynlerinin tutumları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Babaların babalık rolü algısında; öğrenim durumları, çalışma durumları, gelirleri, ilk baba olma yaşları, sahip olduğu çocuk sayıları, çocukların cinsiyetleri ve aile yapılarına göre anlamlı farkların olduğu; mesleklerine göre ise anlamlı bir farkın olmadığı

saptanmıştır. Babanın ebeveyninin ekonomik düzeyi ile demokratik aile yapısı ve koruyucu–istekçi aile yapısı arasında; ebeveyninin gelir durumu ile ilişkili otoriter aile yapısı, demokratik aile yapısı ve koruyucu–istekçi aile yapısı arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Babanın babasının gelir durumuna göre ise otoriter aile yapısı, demokratik aile yapısı ve koruyucu–istekçi aile yapısı arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu çalışmada babalık rolü algısı arttıkça; otoriter ve koruyucu-istekçi anne–baba tutumlarının artığı saptanmıştır.

Şanlı (2007), okul öncesi dönemde çocuğu olan annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını ve bunları etkileyen etmenleri incelemiştir. Karşılaştırmalı tanımlayıcı olan bu çalışmanın sonucunda, annelerin, yaşı, eğitim ve çalışma durumu, mesleği, eşin eğitim durumu, aylık gelir durumu, aile tipi ve kendi annesinin tutumu değişkenlerine göre tutumlarında anlamlı fark olduğu bulunmuştur. Yaşı küçük, ev hanımı ve eğitim düzeyi düşük olan annelerin aşırı koruyucu ve sıkı disiplin tutumlarının arttığı bulunmuştur. Eşin eğitim düzeyi yüksek olduğunda annenin olumsuz tutumlardan uzaklaştığı ve demokratik tutumu benimsediği saptanmıştır. Annenin çocuk yetiştirme konusunda bilgi alması durumunda; demokratik tutumun arttığı, diğer tutumların azaldığı belirlenmiştir. Çocuğun cinsiyetine göre anne tutumlarında fark olmadığı bulunmuştur.

Vapur (2006), 4-6 yaş grubu çocukların anne-babaları ile büyük anne- büyükbabalarının çocuk yetiştirme tutumlarını sosyo-ekonomik düzeylere göre incelemiştir. Alt ve üst sosyo-ekonomik düzeyi temsil eden aileler araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmada ailelere ilişkin bilgi edinmek için Aile Bilgi Formu ve anne- babalar ile büyükanne-büyükbabalar arasındaki çocuk yetiştirme farklarını tespit etmek amacı ile Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) kullanılmıştır. Alt ve üst sosyo-ekonomik düzeyde anne babalar ile büyükanne-büyükbabalar arasında çocuk yetiştirme tutumları arasında boyutlar açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anne- baba ile büyükanne-büyükbabanın çocuk yetiştirme tutumlarında, cinsiyete göre sıkı disiplin boyutunda, büyükanne-büyükbaba yakınlık derecesine göre demokratik tutum ve eşitlik boyutunda fark olduğu belirlenmiştir.

Meral (2006), anne babaların, zihin engelli çocukların yetiştirilmesindeki etkinliklere baba katılımına yönelik değerlendirmelerini incelemiştir. Anne-baba

değerlendirmelerine göre babaların zihin engelli çocuklarının yetiştirilmesine yönelik etkinliklere genel katılım durumlarının ortalamanın üzerinde olduğu belirlenmiştir. Babaların ve annelerin, baba katılımına ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde, babaların sadece “Çocuk Bakımı” alt alanında düşük bir katılım sergiledikleri, diğer katılım alt alanlarında ise zihin engelli çocuklarıyla ilgili etkinliklere daha yoğun katıldıkları belirlenmiştir. Çocuğun öncelikli bakım sağlama sorumluluğunun ise ağırlıklı olarak anneye ait olduğu bulunmuştur. Ailenin ekonomik düzeyi; babanın haftalık çalışma saatleri toplamı; zihin engelli çocuğun cinsiyeti ile babaların zihin engelli çocuklarının yetiştirilmesine yönelik etkinliklere katılım durumları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Winsler, Madigan ve Aquilino (2005), okul öncesi dönemde çocuğu olan 56 anne ve babanın çocuk yetiştirme tutumları arasındaki benzerlikleri araştırmışlardır. İzin verici ebeveyn tutumları arasında pozitif yönde ilişki bulunmuştur. Babaların, anneleri daha fazla demokratik ve izin verici ancak daha az otoriter olarak gördükleri saptanmıştır. Annelerin ise kendilerini babalardan daha demokratik olarak algıladıkları belirlenmiştir. Çalışmada anne babanın tutumu benzer olduğunda eşin tutumunun daha doğru algılandığı saptanmıştır.

Stauffacher ve DeHart (2005), erken çocukluk dönemindeki çocukların arkadaşlık ve kardeş ilişkilerini araştırmışlardır. Çalışma ev-tabanlı yarı yapılandırılmış gözlem yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, erken çocukluk döneminde çocuğun kardeşlerine, arkadaşlarına olduğundan daha çok ilişkisel saldırgan davranışları yönelttiği bulunmuştur.

Efe (2005), okul öncesi eğitim çağında çocuğu olan ailelerin denetim odağı türü ve çocuklarının sosyal davranışlarını denetlemeleri arasındaki ilişkiye bakmıştır. Çalışma İstanbul ilinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların aileleri ile sınırlandırılmıştır. Araştırma bulgularına bakıldığında 925 kişiden oluşan örneklemin çoğunluğunun annelerden oluştuğu, orta-üst düzeyde ve genellikle tek çocuklu ailelerden olduğu görülmüştür. Uygulanan Aile Sosyal Davranış Denetim (ASDD) ölçeğinin yaş değişkenine göre anlamlı farklılık gösteren alt boyutlarının Ev Dışı Davranış Denetimi, Ev İçi Davranış Denetimi, Olgunlaşma ve Olumsuz Davranış Denetimi olduğu belirtilmiştir.

Baran (2005), dört-beş yaş çocuklarının sosyal davranışları ile aile ortamı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Çalışmada bağımsız anaokullarında öğrenim gören 300 çocuk örnekleme alınmıştır. Çalışma sonucunda çocuğun yaşının, anaokuluna devam süresinin, anne çalışma durumunun aile ortamının birlik-beraberlik boyutuna ait puanlarda, anaokuluna devam edenler lehine anlamlı bir farklılık yarattığı saptanmıştır. Aile ortamının birlik-beraberlik boyutu ile sosyal davranışların işbirliği ve sosyal ilişkiler boyutlan arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.

Laible ve Thompson (2002), çocuğun yürümeye başladığı yıllarda anne – çocuk zıtlaşması üzerine yaptıkları çalışmada, çekişmelerin meydana gelmesindeki sıklık ile çocuğun sosyal - duygusal gelişimi arasında nasıl bir ilişkili olduğunu 6 ay süren bir çalışma ile incelemeyi amaçlamışlardır. Çalışmanın sonucunda; anne ile çocuk arasındaki çekişmeler ve çocuğun sosyal-duygusal gelişiminin bir biri ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur.

Perry, Jensen ve Adams (1985), ailelerin çocuk yetiştirme tutumları ile okul öncesi dönemdeki çocukların sosyometrik statüsü arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Çalışmanın sonucunda; anne-babanın ebeveynlik tutumları ile çocuğun akran ilişkileri arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ebeveynlerin olumsuz bir tutum içinde olmasının çocuğun akranları tarafından dışlanmasına yol açtığı saptanmıştır.

Benzer Belgeler