• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II.ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.1. Sosyal Beceriler ile Ġlgili AraĢtırmalar

Buhrmester (1990) „„Ergenlik dönemi ve öncesinde samimi dostluklar, kiĢilerarası yetkinlik ve uyum‟‟ konulu çalıĢmasında yaĢın kiĢilerarası iliĢkiler ve samimi dostluklar kurmaya etkisini incelemeyi amaçlamıĢtır. Bu nedenle ergenlik öncesi dönemde olan 10-13 yaĢındaki 102 kiĢi ve ergenlik döneminde olan 13-16 yaĢındaki 70 kiĢi ile çalıĢmıĢtır. Ergenlikte KiĢilerarası Yetkinlik Anketi ölçme aracı olarak kullanılmıĢtır. Elde edilen sonuçlar genel olarak, samimi dostluklar kurmak için gerekli olan becerilerin erken ergenlik döneminde giderek daha önemli hale geldiği görüĢünü desteklemektedir. Yetersiz sosyal becerilerin zararlı etkileri yaĢ ilerledikçe daha belirgin hale gelmektedir.

Atılgan (2001) yaptığı araĢtırmada, okul öncesi eğitim alan ve almayan öğrencilerin sosyal beceri özelliklerini farklı değiĢkenler açısından karĢılaĢtırmayı amaçlamıĢtır. Konya ili sınırları içersindeki özel ve resmi ilköğretim okullarında öğrenimine devam eden 251 öğrenci araĢtırmanın çalıĢma grubunu oluĢturmaktadır. Öğrencilerin sosyal beceri özelliklerini belirlemede Sosyal Beceri Özellikleri listesinden yararlanılmıĢtır.AraĢtırmada elde edilen bulgulara göre; okul öncesi eğitim alan çocukların hem kiĢisel hem de sosyal beceri özelliklerinin daha üst düzeyde olduğu görülmektedir. Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha yüksek sosyal beceri özelliklerine sahip olduğu araĢtırma bulgularına dayalı olarak ortaya konmuĢtur. Anne öğrenimi, ilköğretim, ortaöğretim veya üniversite düzeyinde olan öğrenciler, annesi herhangi bir eğitim almamıĢ öğrencilere göre daha olumlu sosyal beceri özellikleri sergilemiĢlerdir. Anneleri üniversite mezunu olan öğrenciler, ilköğretim ve ortaöğretim mezunu olanlara göre daha olumlu sosyal beceri

özellikleri sergilemiĢlerdir. Baba öğrenim durumu üniversite düzeyinde olan öğrencilerin gruplar arasında en yüksek sosyal beceri puanlarına sahip oldukları görülmüĢtür.

Bacanlı ve Erdoğan (2003) yapmıĢ oldukları çalıĢmalarının ilk bölümünde Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeğinin Türkçe‟ye uyarlanmasını gerçekleĢtirip daha sonra 12-14 yaĢ grubundaki çocuklarda sosyal beceri düzeyi ile sosyo-ekonomik düzey, cinsiyet ve yaĢ arasındaki iliĢkiyi incelemeyi amaçlamıĢlardır. MESSY‟nin Türkçe‟ye uyarlama çalıĢmaları için 12-14 yaĢları arasında, 89‟u erkek, 91‟i kız; toplam 180 öğrenci örneklem grubunda yer almıĢtır. Ġkinci araĢtırma için ise, yine 12-14 yaĢları arasında, 244‟ü erkek, 282‟si kız; toplam 526 öğrenci örneklem grubunda yer almıĢtır. Elde edilen sonuçlar MESSY‟nin 12-14 yaĢ çocuklarının sosyal becerilerini değerlendirmede yeterli düzeyde geçerli ve güvenilir olduğunu göstermiĢtir. Çocukların MESSY‟ den aldıkları toplam puanlar ile yaĢları arasında anlamlı düzeyde bir iliĢki olmadığı; çocukların genel sosyal beceri düzeylerinin cinsiyete göre farklılaĢtığı saptanmıĢtır. Kızların kendi sosyal beceri düzeylerini erkeklere oranla daha yüksek buldukları görülmüĢtür.

Sucuoğlu ve Özokçu (2005) yapmıĢ oldukları araĢtırmalarında ilkokul sınıflarına devam eden kaynaĢtırma öğrencilerinin sosyal becerilerini, akranlarıyla karĢılaĢtırarak incelemeyi amaçlamıĢlardır. ÇalıĢma grubu, ilköğretim birinci kademe, birinci, ikinci ve üçüncü sınıfa devam eden 613 öğrenciden oluĢmuĢtur. Veri toplama aracı olarak Sosyal Beceri Dereceleme Ölçeği (SBDS), Problem DavranıĢ Alt Ölçeği (PDÖ/Problem Behaviors) ve Akademik Yeterlilik Ölçeği (AYÖ/Academic Competence) kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın sonuçlarına göre kız öğrencilerin daha yüksek sosyal beceri puanı aldıkları yani kızların sosyal becerilerinin tutarlı olarak erkeklerden fazla olduğu; öğrencilerinsınıf düzeyi arttıkça tüm grubun sosyal beceri toplam puanlarının arttığı bulunmuĢtur.

Özabacı (2006) yapmıĢ olduğu araĢtırmasında ebeveynlerin sahip olduğu değiĢik demografik özellikleri ve sosyal beceri düzeyleri ile çocukların sosyal beceri düzeyleri arasındaki iliĢkiyi belirlemeyi amaçlamıĢtır. Veriler 4 ilköğretim okulunda okuyan farklı sosyo ekonomik düzeylerdeki 2. ve 5.sınıf öğrencilerinden toplanmıĢtır. Veri toplama aracı olarak Sosyal Beceri Envanteri ile Sosyal Beceri Ölçeği kullanılmıĢtır. Sonuçlara göre, ebeveynlerin sosyal beceri düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır. Ebeveynlerin sosyal beceri düzeyleri ile çocuklarının sosyal becerileri arasındaki iliĢkiye eğitim durumu değiĢkeni açısından bakıldığında ilköğretim okulu mezunu ebeveynlerin sosyal beceri düzeyleri ile çocukların sosyal beceri düzeyleri

arasındaki iliĢkinin düĢük olduğu; çocukların sosyal beceri düzeyi ile lise mezunu ebeveynlerin sosyal beceri alt boyutlarından aldıkları puanları ile olan iliĢkisinin duyuĢsal anlatımcılık, duyuĢsal duyarlık ve duyuĢsal kontrol alt boyutlarında yüksek olduğu; çocukların sosyal beceri düzeyi ile üniversite mezunu ebeveynlerin sosyal beceri alt boyutlarından aldıkları puanları ile olan iliĢkisinin duyuĢsal kontrol, sosyal anlatımcılık, sosyal duyarlık alt boyutlarında yüksek olduğu bulunmuĢtur.

AvĢar ve Kuter (2007) yapmıĢ oldukları çalıĢmalarında beden eğitimi ve spor bölümü öğrencilerinin sosyal beceri düzeylerinin belirlenmesini amaçlamıĢlardır. AraĢtırma grubunu Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü‟nde öğrenim gören 208 öğrenci oluĢturmuĢtur. AraĢtırmada ölçme aracı olarak Sosyal Beceri Envanteri (SBE) kullanılmıĢtır. Sonuçlara göre, öğrencilerin kardeĢ sayıları ile duyuĢsal anlatımcılık alt ölçeğinden aldıkları puanlar arasında anlamlı fark bulunmuĢtur. 2-3 kardeĢi olan öğrencilerin kardeĢi olmayanve 4 ve daha fazla kardeĢ sayısına sahip olan öğrencilere göre duyuĢsal anlatımcılık alt ölçeğinden daha yüksek puan aldıkları saptanmıĢtır. Öğrencilerin sınıf düzeyleri ile duyuĢsal kontrol alt ölçeğinden aldıkları puanlar arasında 0.5 düzeyinde anlamlı bir fark bulunmuĢtur. Ortalamalar incelendiğinde ise 1. sınıf öğrencilerinin 2. sınıf öğrencilerine oranla çok daha yüksek duyuĢsal kontrol seviyesine sahip oldukları görülmüĢtür. 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin yakın puanlara sahip oldukları ve bu puanların 2. sınıf puanlarından yüksek olduğu bulunmuĢtur.

Seven (2008) araĢtırmasını sosyal becerilerle yedi ve sekiz yaĢ ilköğretim öğrencilerinin ailesel faktörleri arasında anlamlı farklılıklar olup olmadığını belirlenmek amacıyla yapmıĢtır. AraĢtırmanın örneklem grubunda yedi ve sekiz yaĢındaki 252 öğrenci yer almaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak Sosyal Beceri Değerlendirme Sistemi Temel Eğitim Bölümü Öğretmen Formu (SBDS/TE-ÖF) kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre kızların erkeklere göre daha fazla sosyal beceri gösterdikleri bulgusuna ulaĢılmıĢtır. Sosyal beceri puanları aile geniĢliğine göre anlamlı bir Ģekilde değiĢmemektedir. Aile geniĢliğiyle yalnızca atılganlık arasında anlamlı farklılık bulunmuĢtur yani çekirdek ailede yetiĢen çocukların, geniĢ ailede yetiĢen çocuklara göre daha fazla atılganlık becerisi gösterdikleri saptanmıĢtır. Doğum sırasıyla sosyal beceri puanları arasında anlamlı bir farkın olmadığı; tek çocukların 2-4 kardeĢe ve 5 ve üstü kardeĢe sahip olan çocuklara göre daha az sosyal beceri gösterdikleri; annenin öğrenim düzeyi yükseldikçe çocukların sosyal becerilerinin arttığı; sosyal beceri düzeylerinin annenin çalıĢıp çalıĢmamasına göre anlamlı bir Ģekilde değiĢmediği bulunmuĢtur. Sonuç

olarak, sosyal beceriler ile cinsiyet, kardeĢ sayısı, annenin öğrenim durumu ve ailenin sosyo-ekonomik durumu faktörleri arasında anlamlı farklılıklar görülmüĢtür. Buna karĢılık sosyal becerilerle aile geniĢliği, doğum sırası, annenin çalıĢma durumu arasında farkın ise anlamlı olmadığı saptanmıĢtır.

Çetin ve Kuru (2009) yapmıĢ oldukları çalıĢmalarında Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin sahip oldukları sosyal beceri düzeylerini belirlemeyi, öğrencilerin kiĢisel özelliklerine göre sosyal beceri düzeylerinin farklılaĢıp farklılaĢmadığı ortaya koymayı amaçlamıĢlardır. AraĢtırmanın çalıĢma grubunu üniversitede öğrenim görmekte olan 497 birinci sınıf ve 483 dördüncü sınıf olmak üzere toplam 980 öğrenci oluĢturmaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak Sosyal Beceri Envanteri kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre kız öğrencilerinsosyal beceri düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu; I. sınıf öğrencilerinin IV. sınıf öğrencilerine göre duyuĢsal ve sözel olmayan tepkilerini düzenleme ve kontrol etme, bununla beraber bazı duyguları yetenekleriyle birleĢtirme ve bu duyguları gizleme becerilerini daha iyi kullandıkları saptanırken öğrencilerin yapmıĢ oldukları spor türü ile sosyal beceri düzeyleri arasında anlamlı bir farklılaĢma olmadığı belirlenmiĢtir.

Karaca ve arkadaĢları (2011) yapmıĢ oldukları çalıĢmalarında okul öncesi dönem çocuklarının sosyal davranıĢlarını incelemeyi, sosyal davranıĢlarda cinsiyet, anne- baba öğrenim düzeyi ve anne-baba yaĢları değiĢkenlerinin etkili olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıĢlardır. AraĢtırmanın örneklem grubunu, Afyonkarahisar il merkezindeki anaokulları ve anasınıflarına devam eden, 60-72 ay arasında olan 299 çocuk oluĢturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Sosyal DavranıĢ Ölçeği Öğretmen Formu (Preschool Social Behavior Scale Teacher Form- PSBS-T) kullanılmıĢtır. Öğretmen görüĢlerine göre erkeklerin Okul Öncesi Sosyal DavranıĢ Ölçeği alt boyutlarından (fiziksel saldırganlık, iliĢkisel saldırganlık ve depresif duygular) aldıkları puan ortalamalarının kızların puan ortalamalarından daha yüksek olduğu saptanmıĢtır. Çocukların anne ve babalarınıniliĢkisel saldırganlık boyutuna iliĢkin davranıĢlarında öğrenim durumu değiĢkeni istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yaratmıĢtır. Baba yaĢının sosyal davranıĢ alt boyutu puanlarında istatistiksel olarak bir farklılaĢma yaratmadığı görülürken annenin yaĢı değiĢkeninin iliĢkisel saldırganlık ve olumlu sosyal davranıĢ boyutuna iliĢkin davranıĢları göstermede istatistiksel olarak anlamlı bir fark yarattığı bulunmuĢtur. 31-35 yaĢ grubundaki annelerin çocuklarının “iliĢkisel saldırganlık” davranıĢını 30 yaĢ altındaki

annelerin çocuklarına göre daha fazla sergiledikleri ve bunun yanı sıra “olumlu sosyal davranıĢı” daha az sergiledikleri saptanmıĢtır.

Dereli-Ġman (2014) „„Değerler Eğitimi Programının 5-6 YaĢ Çocukların Sosyal GeliĢimine Etkisi: Sosyal Beceri, Psiko-Sosyal GeliĢim ve Sosyal Problem Çözme Becerisi‟‟ konulu araĢtırmasında okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5,5- 6 yaĢ arasında 66 (33 deney grubu, 33 kontrol grubu) çocuk ile çalıĢmıĢtır. AraĢtırmada, Aile Katılım Formu, Değerler Eğitimi Programını Değerlendirme GörüĢme Formu, Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği, Okul Öncesi Çocuklar Ġçin Psiko-Sosyal DavranıĢlar Ölçeği ve Wally Çocuk Sosyal Problem Çözme Dedektif Oyun Ölçeği veri toplama aracı olarak kullanılmıĢtır. Sonuç olarak aileler değerler eğitimi programından sonra çocuklarında istendik davranıĢların arttığını, istenmedik davranıĢların azaldığını belirtmiĢlerdir.