• Sonuç bulunamadı

1.3. Bağlanma

1.3.4. Ġçsel ÇalıĢan Modeller ve Etkileri

Akıllı sibernetik sistemlerin oluĢturulması üzerine çalıĢmalar yapan Psikolog Craik çalıĢan modeller ile ilgili bir hipotez öne sürmüĢ ve Ģöyle demiĢtir „„Benim hipotezim düĢünsel modeller ya da paraleller üzerinedir. Eğer organizma, dıĢ gerçekliğin küçük ölçekli bir modelini taĢıyor ve kafasının içinde kendi olası eylemleri mevcutsa, karĢılaĢacağı herhangi bir acil durum karĢısında uygulanması mümkün olan çeĢitli olası çözümleri gelecekte varacağı en verimli sonuca geçmiĢte edindiği tecrübeler ıĢığında ulaĢmayı deneyip bunlardan en güvenli ve daha yetkin olanını seçecektir.‟‟ Craik‟in (l943) hipotezinden etkilenen Bowlby bu hipotezi daha da derinleĢtirerek içsel çalıĢan modelleri öne sürer. Bowlby içsel çalıĢma modeli içerisinde temel bakım veren figürlerin özel önem taĢıdığına değinir. KiĢiye partnerinin davranıĢlarını yorumlamayı, öngörmeyi ve Ģimdi ya da gelecek zamanda cevaplar vermeyi bu modeller sağlar. Çünkü bağımlı iliĢkilerde içsel çalıĢma modellerinin kökeni gerçek kiĢiler arası iliĢkilere dayanır (Bretherton, Ridgeway ve Cassidy, 1990, s.274).

Bowlby‟nin bağlanma kuramının temel ilkelerinden biri, bireyin kendisi, kendisi için değerli olan baĢkaları ve onlarla olan kiĢiler arası iliĢkileri ile ilgili beklentilerinden

meydana gelen zihinsel Ģemaları ya da içsel çalıĢma modellerinin geliĢtirilmesidir (Pietromonaco ve Barrett, 2000). Bağlanma kuramına göre bireyler yaĢamları boyunca diğerleriyle olan iliĢkileri ile ilgili birtakım zihinsel temsiller (modeller) oluĢtururlar.Bebeğin kendisi ve baĢkalarına dair zihninde oluĢan içsel çalıĢan modeller, bağlanma figürü ile arasındaki iliĢki, etkileĢim ve deneyimlere bağlı olarak oluĢur. Bağlanma kuramına göre, çocuk ile bağlanma figürü arasındaki iliĢki, merak duygusunu doyurmaya ve dünyayı keĢfetmeye çalıĢırken etrafında güvenli üs olarak görebileceği birilerinin olduğu algısını çocuğa kazandırır. Böylece baĢkalarına güvenmeyi öğrenen çocuk, bu duyguyu içselleĢtirir ve bu yapı baĢkaları ile ilgili beklenti, algı, duygu, davranıĢ ve sosyal etkileĢimlerini etkiler (Cassidy &Berlin, 1994).

Ġçsel çalıĢan modeller çocukların çevresindeki bireylerle olan iliĢki ve etkileĢimlerine dair dinamikleri anlamayı sağlar (Bayraktar, 2007). Ġçsel çalıĢan modellerden yola çıkarak çeĢitli araĢtırmacılar bağlanma figürünün tepkiselliği ile üç temel bebek-bağlanma figürü arasındaki bağlanma örüntüsünü iliĢkilendirirler. (Hazan ve Shaver, 1994). Kolay ulaĢılabilir, duyarlı ve güvenilir bağlanma figürü olan çocuklar kendilerini kabul edilebilir ve değerli görürken, tutarsız veya tepkisiz bağlanma figürü olan çocuklar ise kendilerini kabul edilemez ve değersiz görürler (Cassidy, 2000). Bağlanma kuramına göre bağlanma figürünün olumlu tepkiselliği, duyarlılığına bağlı olarak güvenli bağlanan çocuk kendisi ve diğerleri ile ilgili olumlu calıĢan modelleri içselleĢtirecektir. Kaygılı-kararsız olarak bağlanmıĢ çocukların kendileriyle ilgili algılamaları olumsuz ve baĢkalarıyla ilgili algılamaları olumludur. Kaçıngan olarak bağlanmıĢ olan çocukların ise kendileriyle ilgili algılamaları olumlu, baĢkalarıyla ilgili algılamaları olumsuzdur (Griffin ve Bartholomew, 1994).

Bowlby ve Ainsworth, bağlanma figürü (özellikle ebeveynler ), yaĢanan bağlanma deneyimleri ve bu deneyimlere bağlı olarak geliĢen ve sürekli olarak zihinde varlığını sürdüren içsel çalıĢan modellerin sadece çocukluk dönemiyle sınırlı olmadığını, hem ergenlikte hem de yetiĢkinlikte bireyi ve kurduğukiĢiler arası iliĢkileri yönlendiren, duygu, düĢünce ve davranıĢlara yol gösteren bir süreç olarak vurgularlar (Savi, 2011). Ġçsel çalıĢan modeller 12 aylıktan daha erken dönemde ebeveyn ile çocuğun gerçek deneyimlerinden oluĢur. Bowlby, okul öncesi yıllarda bakım veren kiĢinin amaçlarıyla çocuğun kendi bağlanma ihtiyaçlarını dengeleyebilmesi yani doğru hedefleri belirlemesi ile bağlanmanın olumlu yönde geliĢtiğini öne sürer. Böyle olduğunda çocuk-ebeveyn iliĢkisi daha aktif bir güç haline gelir ve daha uyumlu olabilmek için ortak nokta bulup çocuk ve ebeveyn

uzlaĢmaya çalıĢır (George, 1996). Aynı zamanda çocuk artık bağlanma figürünün gerçek varlığından ziyade onun biliĢsel temsillerine daha çok güvenmeye baĢlar. Sonuç olarak, ebeveyn çocuk arasında amaçları düzeltilmiĢ ortaklık okulöncesi yıllarda ortaya çıkar ve yaĢam boyunca bireyi bağlanma basamaklarına hazırlar (George, 1996).

Collins ve Read (1994), içsel çalıĢma modellerinin iĢlevini nasıl yerine getirdiğine dair genel bir çerçeve öne sürdüler. Bu çerçeveye göre, bağlanmadaki çalıĢan modeller, bağlanma iliĢkileri ile ilgili hafızada otomatik olarak aktive olan biliĢsel yapılardan yüksek düzeyde etkilenirler. Hafızada aktive olan bu yapıların sosyal bilgiyi iĢleme ve duygusal yanıt türleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğu tahmin edilir. BiliĢsel ve duygusal tepkilerin faaliyetlerinden ziyade bireylerin birbirleri üzerinde karĢılıklı etkilerinin olduğu düĢünülür. Bu süreçlerin sonucunda bireyler davranıĢsal stratejiler ile ilgili seçimlerini belirlemelidirler. Ġnsanların bilinçli olarak bu süreçleri yönlendirdiklerini veya bu süreçlerin farkında olduklarını düĢünmek doğru değildir. Bu model daha spesifik biliĢsel-duygusal-davranıĢ bağlarını keĢfetmek için genel bir çerçeve olarak planlanmıĢtır (Collins, 1996).

Pek çok bağlanma kuramcısı içsel çalıĢma modellerinin yapısını daha net tanımlamak için çalıĢmıĢtır. YaklaĢımlar arasında farklılıklar bulunmasına rağmen bu modellerin temel özellikleri konusunda genel bir ortak görüĢ söz konusudur. Bunlar ;

 Ġçsel çalıĢan modeller bağlanma figürü ile deneyimlerden elde edilir.  Ġçsel çalıĢan modeller biliĢsel yapılar ve kurallardan oluĢur.

 Ġçsel çalıĢan modeller, deneyimlerin hatırlanması ve bireysel algıları etkileyen koruyucu süreçleri gerektirir.

 Ġçsel çalıĢan modeller giderek dengeli bir hal almasına rağmen yeni deneyimlere uyum sağlamak için değiĢebilir (George, 1996)

Ġçsel çalıĢan modeller ergenlik döneminde geliĢim sürecini tamamlar ve kiĢilerarası iliĢkileri etkileyen yol gösterici konumuna gelir. Armsden ve Greenberg ergenlik döneminde farklılaĢan bağlanma davranıĢlarını anlayabilmek için biliĢsel ve duygusal deneyimlerin değerlendirilmesi gerektiğini öne sürerler. Bu nedenle içsel çalıĢan modellere dair iki önemli noktayı dile getirirler. 1) Bağlanma figürünün tutarlı olarak ulaĢılabilir olması ve olumlu tepkilerine dayalı olarak yaĢanan güven duygusu, 2) Bağlanma figürünün tutarlı olarak duyarsızlığı ya da tutarsızlığı sonucunda ortaya çıkan öfke ve umutsuzluk (Günaydın, Selçuk, Sümer, Uysal, 2005).