• Sonuç bulunamadı

Sorumluluğun Dayandığı İlke Hakkında Doktrindeki Tartışmalar

Belgede Yapi malikinin sorumlulugu (sayfa 53-56)

Bilindiği üzere yapı malikinin sorumluluğu, 6098 sayılı TBK’da özen sorumluluğu başlığı

altında düzenlenmiştir. Ancak özen sorumluluğu başlığı altında düzenlenen diğer olağan sebep sorumluluklarından farklı olarak yapı malikinin sorumluluğunda kurtuluş kanıtının getirilemiyor oluşu, söz konusu sorumluluğun, hukuki esası üzerine doktrinde tartışmalara neden olmuştur211.        206 Kılıçoğlu, s. 373; Baş, s. 60; Antalya, s. 308; Eren, Mülkiyet, s. 486.  207 Remzi/ Aydın, s. 455; Kılıçoğlu, s. 373; Hatemi/ Gökyayla, s. 156; Nart, s. 70; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 419;  Badur, E. (2001). Gayrimenkul Malikinin Sorumluluğu. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 3, 835‐876, s. 874.  208 Baş, s. 61‐62; Akıncı, s. 163; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 419; Badur, s. 876.  209 Hatemi/ Gökyayla, s. 156; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 419; Baş, s. 62; Erdoğan, s. 95; Akipek, Jale G.: Gayrimenkul  Malikinin Mesuliyetinin Hukukî Neticleri, İstanbul 1995, s. 11‐12; Eren, Mülkiyet, s. 487.  210 Buradaki komşu kelimesi doktrinde geniş yorumlanarak sadece söz konusu taşınmaza bitişik olan taşınmazlar  değil, söz konusu taşınmazın etki alanında bulunan uzaktaki taşınmazlar da komşu olarak kabul edilmiştir. Yani  söz  konusu  taşınmazın  taşkın  kullanılmasından  etkilenecek  bir  konumda  olan  tüm  taşınmazlar  mesafelerine  bakılmaksızın komşu kabul edilirler. Bkz. Baş, s. 63.  

Bir görüşe göre yapı malikinin sorumluluğunun özen sorumluluğu başlığı altında düzenlenmesi isabetli olmamıştır. Bu görüş, yapı malikinin sorumluluğunu tehlike ilkesine tabi tutarak söz konusu ilkeye aykırılık halinde tehlike sorumluluğunun meydana geleceğini savunmaktadır. Çünkü özen sorumluluğu en hafif kusursuz sorumluluk halidir. Bu haliyle kusur sorumluluğuyla tehlike sorumluluğu arasında yer alır. Özen sorumluluğunun tehlike sorumluluğundan daha hafif kabul edilmesinin sebebi kişinin, zararın doğmaması için gerekli olan dikkat ve özeni gösterdiğini ispat ederek sorumluluktan kurtulma imkanına sahip olmasıdır. Yapı malikinin sorumluluğunda ise gerekli özenin gösterildiği ispat edilse dahi sorumluluktan kurtulma imkanı bulunmadığından dolayı söz konusu sorumluluğun aslında ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu olduğu, dolayısıyla tehlike sorumluluğuna dahil edilmesi gerektiği düşünülmektedir212. Tehlike ilkesini daha farklı açıklayan yazarlara göre, binada kat sayıların fazla olmasıyla birlikte kullanılan asansör, fabrikadaki makineler, binanın dışına takılan klimalar vs. tehlikeli bir hal almıştır213.

Yapı maliki sorumluluğunun tehlike ilkesine dayandığını söyleyen yazarlardan bir kısmı, aynı zamanda menfaat (hakkaniyet) ilkesinin de yer aldığını yani tehlike esasıyla birlikte menfaat esasının da yer aldığını düşünmektedir. Menfaat esasına göre yapı eserinden faydalanan malik olduğu için ve dolayısıyla ekonomik olarak daha güçlü olduğu için yapıdan kaynaklı zararı da karşılaması gereken kişi malik olacaktır214.

Tarafların ekonomik durumları karşılaştırıldıktan sonra yapı malikinin, zarar görenden ekonomik olarak daha güçlü olduğunun tespit edilmesi halinde, yapının meydana getirdiği zararın tamamını ya da bir kısmını malikin karşılaması gerektiği düşünülerek yapı maliki sorumluluğunu sadece hakkaniyet ilkesine dayandıran diğer bir görüş de doktrinde yer almaktadır215.

      

212 Gökcan, Hasan Tahsin: Haksız Fiil Sorumluluğu ve Tazminat Hukuku, Ankara 2010, s. 292; Nomer, s. 177‐178; 

Naimi, s. 18; Reisoğlu, s. 192; Antalya, s. 309; Kılıçoğlu, s. 359; Aybay, s. 95; Kayıhan, s. 250. 

213 Bilmen, s. 23; Baş, s. 49. 

214  Koç,  Nevzat:  Bina  ve  Yapı  Eseri  Maliklerinin  Sorumluluğu,  Ankara  1990,  s.  32‐33;  TEKİNAY/  AKMAN/ 

BURCUOĞLU/ ALTOP: Tekinay Borçlar Hukuku, 7. Bası, İstanbul 1993, s. 517. 

Kanun koyucunun yapı malikinin sorumluluğunu özen sorumluluğu başlığı altında inceleyerek isabetli davrandığı noktasında fikir birliği oluşturan yazarlarımız da mevcuttur216. Bu görüşe göre yapı eseri, genel ve soyut olarak ne birinci tür ne de ikinci tür tipik bir tehlike taşımaktadır. Başka bir deyişle yapı malikinin sorumluluğunda, zararın meydana gelme ihtimali tehlike sorumluluğunda olduğu gibi fazla değildir. Bununla birlikte meydana gelen zararın da yine tehlike sorumluluğundaki gibi ağır, büyük ve şiddetli olmayacağı düşünülmektedir217. Bunun yanında günümüzde yapıların sayısı muazzam bir şekilde arttığı için yasa koyucu tedbir olarak yapı maliklerine özen sorumluluğu yüklemişlerdir. Böylece yapı maliki, yapılarında meydana gelen yapım bozukluğunu ya da bakım eksikliğini giderme yükümlülüğü altına sokularak söz konusu yapıların zarar doğurma tehlikesi önlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca yapı maliklerinin sorumluluğunda kurtuluş kanıtının getirilememesi, bu sorumluluğun tehlike ilkesine dayandırılması gerektiği anlamına gelmez. Yasa koyucunun diğer özen sorumluluğu hallerinden farklı olarak yapı malikinin sorumluluğunu ağırlaştırmasının sebebi, hakkaniyet ilkesine dayandırmalarındandır. Yani yukarıda bahsettiğimiz gibi burada yapı maliki ekonomik yönden zarar görene oranla genellikle daha güçlü olacağı için tarafların menfaatlerinin dengelenmesi amacıyla yapı malikinin kusurunun bulunmaması halinde de sorumlu tutulması gerektiği kabul edilmiştir218 219. Bununla birlikte yapımdaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten dolayı herhangi bir zararın meydana gelmesi halinde, yapı malikinin uyması gereken özen yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde çürütülemez bir karine ortaya çıkar. Yani malike kurtuluş kanıtı imkanı verilse bile malikin, özen yükümlülüğünü ihlal etmediğini ispatlamasının mümkün olmadığı düşünülmektedir220.

      

216  Eren,  s.  643;  Tiftik,  Mustafa:  Tehlike  Sorumluluğunun  Ayırıcı  Özellikleri  ve  Türk  Hukukunda  Tehlike 

Sorumluluklarının Genel Kural İle Düzenlenmesi Sorunu, Erzurum 1997, s. 38. 

217 Tiftik, s. 38; Tandoğan, s. 24; Bilmen, s. 11; Baş, s. 51. 

218 Tıpkı ayırt etme gücünü kaybedenlerin sorumluluğunda olduğu gibi. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere haksız fiil 

sorumluluğunun  şartlarına  baktığımızda  kişinin  bir  zarardan  sorumlu  tutulabilmesi  için  zarara  kusurlu  davranışlarıyla  sebebiyet  vermesi  gerekir.  Oysaki  akıl  hastaları  tam  ehliyetsiz  oldukları  için  haksız  fiillerinden  dolayı sorumlulukları kabul edilmemiştir. Ancak bunun da bir istisnası vardır. Yine hakkaniyet esasına göre eğer  akıl hastaları ekonomik olarak zarar görenden güçlü ise akıl hastalarının, somut olayın özelliklerine göre zararın  bir kısmını ya da tamamını karşılaması gerekir. Bkz. Yavuz, s. 38; Özbek, s. 23; Tandoğan, s. 5; Aydın/ Remzi, s.  443; Kayıhan, s. 246; Kılıçoğlu, s. 145.  219 Deschenaux, Henri/ Tercier, Pierre: Sorumluluk Hukuku, Ankara 1983, s. 92.  220 Tandoğan, s. 24; Tiftik, s. 38; Koç, s. 37; Öztaş, İ. (200). Bina veya Diğer Yapıların Yapılışlarındaki Bozukluklardan  veya Bakımındaki Eksikliklerden Dolayı Paydaşların Sorumluluğu. EÜHFD, 11, 1‐2, 351‐365, s. 352‐353; Bilmen, s.  25. 

Son olarak yapı maliki sorumluluğunun sadece özen ilkesine ya da sadece tehlike ilkesine dayandırılmasının yanlış olduğunu düşünen karma bir görüş de vardır. Bu görüşe göre her yapının tehlike yarattığı söylenemez. Ancak barajlar, nükleer santraller, elektrik trafo merkezi, benzin depoları gibi yapılar tehlikelilik unsuru barındırdığı için bunların ayrıca özel bir kanunla düzenlenmesi gerekmektedir221. Ancak her yapı için tehlike sorumluluğunu kabul etmek yanlış olacaktır. Eğer her yapı için tehlike sorumluluğu kabul edilseydi, sadece varlığı ile tehlike yarattığı varsayılacak binalarda hiçbir yapım bozukluğu ya da bakım eksikliği bulunmasa dahi malikin sorumluluğuna gidilecekti222. Kısacası karma görüşe göre yapı malikinin sorumluluğunu tek bir ilkeye dayandırmak isabetli değildir. Somut olayın özelliklerine göre yapı malikinin sorumluluğunu birkaç esasa birlikte dayandırmak daha sağlıklı olacaktır223. Yargıtay’ın, yapı malikinin sorumluluğunu tehlike ilkesine dayandırdığı eski tarihli kararları mevcuttur224. Ancak güncel kararlara baktığımız zaman, yapı malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk türleri arasında olağan sebep sorumluluğu içerisinde yer aldığını ve aynı zamanda kurtuluş kanıtı getirilmediği için özen sorumluluğunun ağırlaştırılmış hali olduğunu kabul etmiştir225. Dolayısıyla güncel tarihli Yargıtay kararlarını ve TBK’yı baz alarak yapı malikinin sorumluluğunun özen ilkesine dayandığını söylememiz mümkündür.

Belgede Yapi malikinin sorumlulugu (sayfa 53-56)