• Sonuç bulunamadı

Sonuç ve Tartışma

Millî Eğitim Bakanlığı 2018 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda ifade edilen okuma kazanımlarının bilişsel stratejiler açısından incelendiği bu çalışmada, ilgili kazanımlar Bloom Taksonomisi ve bu taksonominin Anderson ve Krathwol’un güncellediği şekli dikkate alınarak incelenmiştir. Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda taksonominin üst basamaklarını işaret eden kazanımlar bulunması öğrencilerin eleştirel düşünme, özgün ve yaratıcı fikirler geliştirme, çözüm üretme becerilerinin gelişimine katkıda bulunacaktır.

Çalışmadan elde edilen veriler değerlendirildiğinde yenilenmiş taksonominin üst basamakları olan “çözümleme”, “değerlendirme” ve “yaratma” becerilerinin programda yer bulduğu ancak bilhassa “değerlendirme” ve “yaratma” düzeyini sağlayacak kazanımların oldukça yetersiz olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Tüm sınıf düzeyleri dikkate alındığında kazanımların daha çok “anlama” basamağı üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Öğrencilere okutulacak ders kitaplarının mevcut program dikkate alınarak hazırlanacağı düşünüldüğünde, ilgili kitapların öğrencilerin okuma becerilerinin gelişiminde bilhassa üst düzey bilişsel beceriler göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalacağı düşünülmektedir. Konuyla ilgili yaptığı çalışmada Durukan (2009), Türkçe Dersi 2005 Öğretim Programı’na göre hazırlanmış 7. sınıf ders kitaplarındaki okuma- anlama sorularını incelemiş ve bu kitaplardaki metni anlama sorularının Bloom Taksonomisi’nin “bilgi” ve “kavrama” basamaklarında yoğunlaştığı sonucuna ulaşmıştır. Mevcut programa göre hazırlanacak kitapların benzer özellik taşıyacağı düşünüldüğünde, Türkçe Dersi 2005 Öğretim Programı ile 2018 Öğretim Programı arasında üst düzey bilişsel becerilerin kullanılması bakımından önemli bir fark olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Buna ek olarak, Türkçe ders kitaplarında karşılaşılan durumun Ortaöğretim Dil ve Anlatım ders kitaplarında benzerlik gösterdiği dikkat çekmektedir. Bahar (2015), yaptığı çalışmada 2011-2012 eğitim öğretim yılında lise 11. sınıflarda okutulan, iki farklı yayınevince basılmış Dil ve Anlatım ders kitaplarındaki dil bilgisi etkinliklerini incelemiştir. Araştırmacı, yaptığı tarama sonucunda ders kitaplarındaki etkinliklerde çoğunlukla “olgusal bilgi” boyutunu içeren konuların ele alındığını, bilişsel süreçlerden en çok “çözümleme” basamağına yönelik uygulamaların yapıldığını, her iki kitapta da “yeniden üretme” bilişsel sürecinde ve “üstbilişsel bilgi” boyutunda hiçbir etkinlik tasarlanmadığını tespit etmiştir.

Konuyla ilgili yaptıkları bir başka çalışmada Durukan ve Demir (2017), 6-8. sınıf Türkçe dersi öğrenci çalışma kitaplarındaki etkinlikleri, Bloom’un yenilenmiş taksonomisine göre sınıflandırmışlardır. 2005 Öğretim Programı’na uygun olarak yazılan Türkçe dersi öğrenci çalışma kitaplarındaki etkinlikler incelendiğinde bunların Anderson ve Krathwol tarafından ifade edilen “hatırlama” ve “anlama” basamaklarında yoğunlaştığı, eleştirel düşünme becerisi ile eşleştirilebilecek değerlendirme, analiz etme ve yaratma basamaklarına denk gelen etkinlik sayısının yetersiz olduğu görülmüştür. Bu sonuç da yine çalışmamızın sonuçlarıyla benzerlik göstermekte ve onu desteklemektedir.

Bir OECD ülkesi olarak Türkiye’nin 2000 yılından bu yana uygulanan PISA projesine katıldığı bilinmektedir. PISA projesi kapsamında 15 yaş grubu öğrenciler, her üç yılda bir okuma becerileri, matematik okuryazarlığı ve fen bilimleri okuryazarlığı alanlarında bilgi ve beceri testinden geçirilmekte ve elde edilen verilerden hareketle birtakım sonuçlara ulaşılmaktadır. Uygulanmaya başladığı yıldan bu zamana, Türkiye’nin PISA testlerinden elde ettiği sonuçların hiç de iç açıcı olmadığı bilinmektedir. PISA projesinde değerlendirilen her üç alanda olduğu gibi okuma becerisinde de Türk öğrenciler oldukça düşük puanlar alarak, projeye katılan ülkeler arasında ancak son sıralarda yer bulabilmektedir. Batur ve Ulutaş (2013), bu sonucun Türkçe Dersi Öğretim Programı’ndan kaynaklı bir durum olup olmadığını araştırmak amacıyla yaptıkları çalışmada, PISA okuma testi ile Türkçe Dersi 2005 Öğretim Programı’nın okuma kazanımlarının (6-8. sınıflar) örtüşme düzeylerini incelemişlerdir. PISA okuma becerileri testinde öğrencilerin sergilemesi beklenen beceriler, bilişsel düzeylere göre sınıflandırılmakta ve bilhassa 4, 5 ve 6. basamaklarda üst düzey bilişsel becerilerin sergileneceği öngörülmektedir. Yapılan çalışmadan elde edilen veriler araştırmacıları, 2005 Öğretim Programı 6-8. sınıf okuma kazanımlarının bu üst düzey bilişsel becerilerin gelişiminde yetersiz olduğu sonucuna ulaştırmıştır. İlgili programdaki kazanımların okuduğunu anlama becerileri açısından PISA’da ifade edilen ilk 3 basamakta yoğunlaştığı görülmüştür. Bu durum, Türk öğrencilerin PISA okuma becerilerinden aldığı düşük puanların önemli nedenlerinden biri olabileceği düşündürmektedir. İlgili çalışmadan elde edilen sonuçlar, çalışmamızla paralellik göstermektedir. Türkçe Dersi 2018 Öğretim Programı okuma kazanımlarının yoğunlaştığı bilişsel beceri basamakları göz önüne alındığında, 2005 Öğretim Programı’nın uygulandığı günden bu zamana program kazanımlarının belirlenmesinde önemli birtakım parametrelerin dikkate alınmadığı düşünülmektedir.

Kaynakça

Açıkgöz, K. Ün. (2000). Etkili öğrenme ve öğretme (3. baskı). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi. Akyol, H. (2008). Türkçe ilkokuma yazma öğretimi(7. baskı). Ankara: Pegem Akademi.

Anderson, L. W. &Krathwol, D. R. (Ed.). (2010). Öğrenme öğretim ve değerlendirme ile ilgili bir sınıflama. Durmuş Ali Özçelik (çev.). Durmuş Ali Özçelik). Ankara: Pegem Akademi.

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

44

Bahar, M. A. (2015). 11. sınıf dil ve anlatım ders kitaplarının dil bilgisi öğretimi açısından incelenmesi. Okuma Yazma Eğitimi

Araştırmaları, 3(1), 9-26.

Batur, Z. ve Ulutaş, M. (2013). PISA ile Türkçe öğretim programındaki okuduğunu anlama kazanımlarının örtüşme düzeylerinin incelenmesi. The Journal of Academic Social Science Studies, 6(2), 1549-1563.

Bloom, S. B., Engelhart, M. D., Furst, E. J., Hill, W. H. & Krathwohl, D. L. (1956). Taxonomy of educational objectives. Canada: Longmans, Green and Co Ltd.

Büyüköztürk, Ş., Kılıç-Çakmak, Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2009). Bilimsel araştırma yöntemleri(4. baskı). Ankara: Pegem Akademi.

Çifci, M. (2006). Türkçe öğretiminin sorunları. Gürer Gülsevin ve Erdoğan Boz (ed.),Türkçenin çağdaş sorunları(ss. 71-117) içinde. İstanbul: Divan.

Demirel, Ö. (2000). Türkçe öğretimi (2. baskı). Ankara: Pegem.

Durukan, E. (2009). 7. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki metinleri anlamaya yönelik sorular üzerine taksonomik bir inceleme.

Millî Eğitim, 2009(181), 84-93.

Durukan, E. ve Demir, E. (2017). 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe dersi öğrenci çalışma kitaplarındaki etkinliklerin bloom’un yenilenmiş taksonomisine göre sınıflandırılması. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(3), 1619-1629.

Güneş, F. (1997). Okuma-Yazma Öğretimi ve Beyin Teknolojisi. Ankara: Ocak.

Lyke , J. A. &Young, A. J. K. (2006). Cognition in context: Students’ perceptions of classroom goal structures and reported cognitive strategy use in the college classroom. Research in Higher Education, 47(4), 477-490.

Millî Eğitim Bakanlığı. (2006). Türkçe dersi öğretim programı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı. Millî Eğitim Bakanlığı. (2015). Türkçe dersi öğretim programı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı. Millî Eğitim Bakanlığı. (2018). Türkçe dersi öğretim programı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı. Öz, M. F. (2003). Uygulamalı Türkçe öğretimi (2. baskı). Ankara: Anı.

Pintrich, P. R. &De Groot, E. V. (1990). Motivational and self-regulated learning components of classroom academic performance. Journal of Educational Psychology, 82 (1),33-40.

Şen, Ş. H.(2011). Öğrenme ve öğretme stratejileri. Sevil Büyükalan Filiz (ed.), Öğrenme öğretme kuram ve yaklaşımları (ss. 98-114) içinde. Ankara: Pegem Akademi.

Temizkan, M. (2009). Metin türlerine göre okuma eğitimi. Ankara: Nobel.

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

45

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi

Dr. Öğr Üyesi Hale YETİM

AmasyaÜniversitesi hale.yetim@amasya.edu.tr Yusuf ÇELİK Amasya Üniversitesi yusuf.celik050@hotmail.com Özet

Araştırmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını cinsiyet, yaş, öğrenim gördükleri sınıf düzeyi, mezun olunan okul türü, gelinilen bölge, aile gelir düzeyi, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, anne mesleği, baba mesleği ve okunulan bölümün isteyerek seçilip seçilmeme durumu gibi değişkenlere göre incelemektir. Araştırmanın evrenini Amasya Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde öğrenim görmekte olan 417 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Örneklemini ise 327 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını belirlemeye yönelik Üstüner (2006) tarafından geliştirilen “Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen veriler, betimsel istatistik yöntemleri, t testi, One Way ANOVA yapılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında, sınıf öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğin yönelik tutumları cinsiyet, yaş, öğrenim gördükleri sınıf düzeyi, gelinilen bölge, aile gelir düzeyi, anne eğitimi, baba eğitimi, baba mesleği ve anne mesleği değişkenleri açısından herhangi bir anlamlı farklılaşmaya rastlanmamıştır. Mezun olunan lise türü değişkeni açısından incelendiğinde Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi ve Diğer Lise türlerinin her biri ile ayrı ayrı Düz Lise türü arasında Düz Lise türü lehine anlamlı farklılaşma söz konusudur. Okunulan bölümün isteyerek seçip seçmeme değişkeni açısından ise isteyerek seçen öğretmen adayları lehine anlamlı farklılaşma elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler:Sınıf Öğretmeni, Mesleki tutum

An Investigation of Elementary Teacher Candidates’ Attitudes towards Teaching Profession with Respect to Various Variabilities

Dr. Öğr Üyesi Hale YETİM

AmasyaÜniversitesi hale.yetim@amasya.edu.tr Yusuf ÇELİK Amasya Üniversitesi yusuf.celik050@hotmail.com Abstract

The purpose of the research is to determine the attitudes of the prospective elementary teachers towards the teaching profession regarding the variables of gender, age, grade level, graduated school type, graduated region, family income level, mother education status, father education status, mother profession, father profession and whether they have chosen the department they are studying at willingly or not. The universe of the study constitutes of 417 teacher candidates who are studying at the Department of methods of t-test and one way ANOVA. There were no significant differences in the findings of the obtained data from the study in terms of the attitudes of the prospective teachers to the teaching profession in terms of Elementary Education at Amasya University. The sample is composed of 327 teacher candidates. The "Attitude Scale toward Teaching Profession" developed by Üstüner (2006) was used to determine the attitudes of the prospective teachers towards the teaching profession as a means of collecting data. The obtained data were analyzed by descriptive statistical gender, age, class level, level of education, family income, mother education, father education, father profession and mother profession. When examined from the point of graduated high school type variable, there are meaningful differentiations in favor of each Anatolian High School, Anatolian Teacher High School and other High School types and between High School types individually. From the point of the variable exploring whether they have selected the department voluntarily or not, a significant differentiation was obtained in favor of willingly selected teacher candidates.

Keywords: Elementary Teacher, Professional attitude 1.Giriş

Yaşadığımız ülkenin amaçladığı gelişmişlik düzeyini yakalayabilmesi için iyi yetiştirilmiş ve nitelik bakımından zenginleştirilmiş bireylerin önemi oldukça büyüktür. Bireylerin nitelik bakımından zenginleştirilmesi, ülkemizdeki eğitim sistemi ile yakından alakalıdır. Eğitim sistemindeki hedeflenen başarı ise sistemin temel taşlarından biri olan öğretmenlerin niteliklerine bağlıdır. Öğretmenlik bir meslek olarak, eğitim ile alakalı olan sosyo-kültürel, mali, bilimsel ve çağın gerektirdiği teknolojik donanıma sahip, alanına özel temel bilgiler ve becerilerle birlikte meslekleri gereği bilgileri gerektiren bir alan olarak tanımlanabilir (Erden, 1998).

Tutum, bireylerin bir olay ya da olgu veya bir nesneye karşı duygu, düşünce ve davranışlarının pozitif yönde veya negatif yönde tavrını ortaya koyması olarak tanımlanmaktadır (Semerci ve Semerci, 2004). Öğretmenlik statüsünde bulunan bireylerin mesleki performanslarını ortaya koyarken sergiledikleri tutumun pozitif yönde olması öğrenciler açısından algılanan eğitimi ve eğitimdeki verimliliği artıracaktır. Çünkü öğretmenlik mesleğini icra eden bireylerin sergileyeceği tavırlar, öğrenim görmekte olan öğrencilerin gördükleri derse ve fiziki ortam olan okula ilişkin oluşturacakları tutumu etkilemektedir (Akbulut, 2006). Birey kendisinde var olan bir bilgiyi veya inancı ortaya koymak istediğinde bunu davranışlarıyla belli eder (Eren, 2000). Bireylerin inandıkları bir konuda çelişkiye düşmeden eyleme geçmesi, bir başka deyişle kişinin tutumunu oluşturmaktadır (Deryakulu, 2004).

Çapa ve Çil (2000), öğretmen adaylarının kendi mesleklerine yönelik tutumlarını cinsiyet, devam ettikleri sınıf düzeyleri ve programı ÖSYS’deki bölümü tercih sırası gibi değişkenler açısından incelediği çalışmalarında araştırmanın örneklemini 340 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Cinsiyet ve ÖSYS tercih sırası değişkenleri açısından herhangi bir anlamlı farklılaşma

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

46

bulunmazken devam ettikleri sınıf düzeyleri açısından 2. sınıf düzeyinde öğrenim görenler ile 3. sınıf düzeyinde öğrenim görenler arasında 3. sınıfta öğrenim görenler lehine anlamlı farklılaşma elde edilmiştir.

Akpınar, Yıldız ve Ergin (2006) tarafından Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünde öğrenim görmekte olan 300 aday ile ileride yapacakları öğretmenliğe yönelik tutumlarının öğrenim gördükleri sınıf düzeyleri, cinsiyetleri, öğretmenlik mesleğini üniversite tercih sıralarına ve ailelerinde öğretmenlik mesleğini yapan bireylerin olup olmamaları gibi değişkenlere göre incelemesi amaçlanan çalışma yapılmıştır. Öğretmen adaylarının sınıf düzeyleri değişkenine göre incelenmesinde 1. sınıf düzeyinde ve 3. sınıf düzeyinde öğrenim gören fen bilgisi öğretmen adayları arasında 3. sınıf düzeyinde öğrenim gören fen bilgisi öğretmen adayları lehine anlamlı farklılığa ulaşılmıştır. Öğretmenlik mesleğini üniversite tercih sıraları değişkenine göre incelendiğinde 1-3. sırada tercih edenler ile 7-10 ve 11 ve üstü sırada tercih edenler arasında 1-3. sırada tercih eden öğretmen adaylarının lehine anlamlı sonuç elde edilmiştir. Cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde kız fen bilgisi öğretmen adayları ile erkek fen bilgisi öğretmen adayları arasında kız fen bilgisi öğretmen adaylarının lehine anlamlı farklılığa ulaşılmıştır. Araştırmanın son değişkeni olan ailelerinde öğretmen olup olmama değişkenine göre incelendiğinde ailesinde öğretmen olan öğretmen adaylarını lehine anlamlı farklılık elde edilmiştir.

Tanel, Kaya Şengören ve Tanel (2007), Fizik öğretmenliğinde öğrenim görenöğrencilerin öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını cinsiyet, üniversiteye giriş tercih sırası,öğrenim gördükleri sınıf düzeyi, mezun oldukları lise türü, ailelerinde öğretmenlik mesleğini yapan bireylerin bulunup bulunmaması, ebeveynlerin öğrenim durumları gibi değişkenlere göre incelediği çalışmalarının örneklemini 160 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Cinsiyet, mezun oldukları lise türü,üniversiteye giriş tercih sırası, ailelerinde öğretmenlik mesleğini yapan bireylerin bulunup bulunmaması, ebeveynlerin öğrenim durumları değişkenlerinde istatistiki olarak anlamlı farklılaşmaya rastlanmamışken öğrenim gördükleri sınıf düzeyi değişkeni açısından 4. sınıf ile 5. sınıf arasında 5. sınıf lehine istatistiki olarak anlamlı farklılaşma elde edilmiştir.

Baykara Pehlivan (2008), 592 sınıf öğretmeni adayı ile yaptığı çalışmada sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarını ve sosyo kültürel özelliklerini incelemiştir. Ayrıca söz konusu öğretmen adaylarının tutumlarını cinsiyet, bölüm tercih sırası, annenin eğitim durumu, babanın eğitim durumu, annenin mesleği, babanın mesleği, aile gelir düzeyleri ve sınıf düzeyi gibi değişkenler açısından da ele almıştır. Cinsiyet değişkeni açısından bakıldığında kız sınıf öğretmeni adayları ile erkek sınıf öğretmeni adayları arasında kız sınıf öğretmeni adaylar lehine anlamlı farklılık sonucuna ulaşılmıştır. Bölümü tercih sırası, anne eğitimi, anne mesleği, baba mesleği, aile gelir düzeyi ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından incelendiğinde gruplar arasında herhangi bir anlamlı farklılığa ulaşılamamıştır. Baba eğitimi değişkeni açısından okuması-yazması olmayanlar ve okuması-yazması olan gruplar arasında okuması-yazması olmayan grubunun lehine; okuması-yazması olanlar ve ilkokul düzeyinde eğitim alanlar arasında ilkokul düzeyinde eğitim alanlar lehine; okuması-yazması olanlar ve ortaokul düzeyinde eğitim alanlar arasında ortaokul düzeyinde eğitim alanlar lehine; okuması-yazması olanlar ve lise düzeyinde eğitim alanlar arasında lise düzeyinde eğitimi olanlarlehine; okuması-yazması olanlar ve üniversite düzeyinde eğitim alanlar arasında üniversite düzeyinde eğitim alanlar lehine anlamlı farklılık sonucuna ulaşılmıştır.

Çapri ve Çelikkaleli (2008), “Öğretmen Adaylarının Öğretmenliğe İlişkin Tutum ve Mesleki Yeterlilik İnançlarının Cinsiyet, Program ve Fakültelerine Göre İncelenmesi” başlıklı çalışmalarının örneklemini 158 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Cinsiyet değişkeni açısından kız öğretmen adayları lehine anlamlı farklılık bulunurken program ve fakülte değişkenleri açısından herhangi bir anlamlı farklılaşmaya rastlanamamıştır.

Bulut (2009), “Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumlarının Değerlendirilmesi (Dicle ve Fırat Üniversitesi Örneği)” başlıklı çalışmasında 411 öğretmen adayı örneklemi oluşturmaktadır. Ayrıca öğretmenlik mesleğine yönelik tutum, üniversite, anabilim dalı ve cinsiyet değişkenine göre de incelenmiştir. Öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlar üniversite ve cinsiyet değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermemişken anabilim dalı değişkenine göre incelendiğinde sosyal bilgiler öğretmen adayları ile fen bilgisi öğretmen adayları arasında sosyal bilgiler öğretmen adayları lehine anlamlı farklılık elde edilmiştir.

Camadan ve Duysak (2010), “Farklı Programlardaki Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından Karşılaştırılması: Rize Üniversitesi Örneği” çalışmalarında araştırmanın örneklemini 386 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlar ayrıca öğrenim gördükleri alan, sınavla veya sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumundan mezun olma durumları, cinsiyet ve öğrenim gördükleri programı tercih etme sırası değişkenleri açısından da incelenmiştir. Öğretmen adaylarının öğrenim gördükleri alan değişkeni açısından Sosyal Bilimler alanında öğrenim görenler ile Fen Bilimler alanında öğrenim gören öğretmen adayları arasında Sosyal Bilimler alanında öğrenim gören öğretmen adayları lehine; sınavla veya sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumundan mezun olma durumları değişkeni açısından sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumundan mezun olan öğretmen adaylarının lehine; cinsiyet değişkeni açısından kız öğretmen adaylarının lehine anlamlı farklılaşma bulunmuştur. Öğrenim gördükleri programı tercih etme sırası değişkeni açısından herhangi bir anlamlı farklılaşmaya rastlanmamıştır.

Demirtaş, Cömert ve Özer (2011), öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumları ve öz yeterlilik inançlarının incelendiği çalışmalarında örneklem 380 öğretmen adayından oluşmaktadır. Öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlar cinsiyet, bölüm/program ve öğrenim türü gibi değişkenler açısından incelenmektedir. Araştırmada belirlenen üç değişkene göre de gruplar arasında herhangi bir anlamlı farklılaşmaya rastlanmamıştır.

İpek, Kahveci ve Camadan (2012), “Sınıf Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine ve Okul Yöneticiliğine Yönelik Tutumları” başlıklı çalışmalarının örneklemini 211 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Öğretmenlik mesleği ve okul yöneticiliğine yönelik tutumlar cinsiyet, öğrenim gördükleri sınıf düzeyi ve öğrenim gördükleri öğrenim türü gibi değişkenler açısından incelenmiştir. Cinsiyet değişkeni açısından kadın öğretmen adayları lehine anlamlı farklılaşma olduğu görülmektedir. Öğrenim gördükleri sınıf düzeyleri değişkeni açısından incelendiğinde 2. sınıf düzeyinde öğrenim gören öğretmen adayları ile

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

47

4. sınıf düzeyinde öğrenim gören öğretmen adayları arasında 2. sınıf düzeyindekiler lehine anlamlı farklılaşma elde edilmiştir. Öğrenim gördükleri öğrenim türü değişkeni açısından ise herhangi bir anlamlı farklılaşma bulunmamıştır.

Araştırmanın Amacı

Öğretmenlerin, mesleklerine yönelik tutumları onların kişisel olarak performansını etkilemekle birlikte öğrenciler açısından işlenilen derslere yönelik bir tavır geliştirmeleri açısından oldukça önemlidir. Mesleklerine yönelik olumlu tutum içerisinde bulunan öğretmenler yaptıkları işten daha çok haz duygusunu alacağı gibi öğrencilerinde kendilerine rol model olarak belirlediği öğretmenlerinin izinden gitme ve olumlu tutumun getirisi olan ders başarısı duygusunu yaşamasına olanak tanımaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmada sınıf öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır.

Bu temel amacın yanında sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının; cinsiyet, yaş, öğrenim gördükleri sınıf düzeyi, mezun olunan lise türü, geldikleri bölgeler, aile gelir düzeyleri, anne-baba eğitimleri, anne-baba meslekleri ve okunulan bölümü kendi isteği ile seçip seçmeme değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşma olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Araştırmanın Önemi

Bireyler, yaşadıkları çağa ayak uydurabilmeleri için kendilerine olan inançlarının yüksek, kişisel fikirlerini ifade edebilen, karşılaştıkları olay ve olgular karşısında pozitif yönde tutum sergileyebilen ve üretken yapıya sahip olabilen kişiler yetiştirilmesi amaçlanmalıdır. Bu amaçların gerçek hayatta öğrencilere iletilmesinde okul hayatındaki ilk basamak olan ilkokul düzeyinde görev yapan sınıf öğretmenlerine oldukça önemli görevler düşmektedir. Öğretmenin kendi mesleğine yönelik sergilediği tutumu kendisini rol model olarak belirleyen ilkokul öğrencileri açısından oldukça önemlidir. Konuyla ilgili yapılan çeşitli araştırmalara rastlanılsa da değişkenlerin çokluğu ve örneklemin değiştirilerek incelenmesi hususları göz önünde bulundurularak literatüre sağlayacağı katkı yadsınamaz.

Sınırlılıklar